• Sonuç bulunamadı

D. GÜNAHIN ETKİLERİ

2. Kölelik

Günahın bir diğer sonucu ise, köleliktir. Pavlus, Roma’daki inananlara, Hıristiyan öncesi dönemlerinde “günahın köleleri914” olduklarını hatırlatır. Kendisinin de, “bedensel olarak günaha köle gibi satıldığını”, “akılla Tanrı’nın yasasına, doğal benlikle günah yasasına kulluk/

kölelik ediyorum” der915.

Pavlus’a göre günahkar yaptıklarıyla kendisini Tanrıya yabancılaştırır ve yaratılış maksadının zıddına davranmaya başlar. Tanrı da, bu halleri sebebiyle onları terk eder.

Tanrı’nın onları terk etmesiyle, Tanrı’yla aralarında O’na ulaşmalarını engelleyen bir boşluk ortaya çıkmış olur916. Tanrı’ya ulaşmak zor bir hal alınca, araya Mesih öncesi dönemin güçleri olan “çağın yöneticileri, yönetimler, güçler, şeytan, dünyanın temel ilkeleri, günah ve onun sonucu olan ölüm917” girer ve insanı kendi köleleri haline getirirler.

F. ADEM/HAVVA-GÜNAH İLİŞKİSİ

Pavlus’un günah-ölüm ilişkisini anlatırken gönderme yaptığı Tekvin 2.-3. bölüm, insanın içinde bulunduğu günahkar durumun nasıl başladığını sebep-sonuç ilişkisini ele alan (etiological) bir anlatımıdır. Metindeki sembolizme rağmen, Adem ve Havva’yı dünyaya günahı getirenler olarak tasvir eder. Anlatım, günahın Tanrı’dan kaynaklanmadığı, insanla başladığı ve insan var olduğundan beri onunla günahın da var olduğunu öğretir918. Bu günah sebebiyle insan, Tanrı’yla olan yakın ilişkisini kaybetti ve ölüme ve bütün beşeri acılara maruz kaldı. Günah, kadının doğumu vasıtasıyla nesilden nesile aktarılacak ve insan, Tanrı gibi olmaktan şeytan tarafından her zaman alıkonacaktır919. Yaratılıştaki bu anlatıma rağmen, Eski Ahid’in proto-kanonik kitaplarında bu yaklaşım hemen hemen hiçbir yankı bulmaz. Adem’e yapılan göndermeler, genel olarak olumludur. İbranice Sirak “Adem’in yüceliğinden”

bahsederken920; Adem hakkındaki bu iyimser anlayışının aksine, 25/24’de “günah bir kadınla başladı ve onun yüzünden hepimiz ölüyoruz” diye devam eder. Böylce günahın kaynağı

913 Beker, Paul the Apostle, s. 221-22.

914 Rom. 6/17, 20.

915 Rom.7/14, 23.

916 Rom.1/21-25.

917 Kor. I 2/6-9; Kor. I 15/24; Rom. 8/38; Gal. 4/3.

918 Fitzmyer, Paul and His Theology, s. 72; Fitzmyer, “Pauline Theology”, NJBC, s.1402.

919 Fitzmyer, a.g.e., s. 72.

920 Sirak 44/1.9

Silinmiş: Fitzmyer, “Pauline Theology”

Silinmiş: ,

Havva’ya kadar götürülür ve insanların ölümleriyle günah arasında bir sebep-sonuç ilişkisi kurulur. Ölüm, Havva’nın yaptıklarından dolayı onun bütün soyunu etkiler921.

Daha sonraki Hıristiyanlık öncesi-yahudi literatüründe, Tanrı’nın suretinde yaratılması sebebiyle Adem’i yüceltme eğilimi vardır. Ancak Adem yüceltilirken günah, ölüm ve kötülük Havva’ya bağlanır. “Onun (Adem) için bir eş yarattım ki, onun yüzünden ölüm Adem’e geldi922”. “Adem Havva’ya dedi, ‘bütün ırkımıza hakim olan büyük azabı (ölümü) bize getirecek ne yaptın923”. Bu geç dönem literatüründen yalnızca Adem ve Havva’nın Hayatı (Life of Adam and Eva) 44/2’de “bütün soyumuzun günahı ve emirleri çiğnemesi, Adem ve Havva’ya birlikte atfedilir924.

Adem hakkındaki Hıristiyanlık öncesi bu geç dönem-yahudi geleneğinden ayrılan Pavlus, yalnızca ölümü değil günahı da Adem’e atfeden daha evvelki Tekvin 2-3 geleneğine geri döner. Günahı, ölümü bir kişiye atfeder: “Ölüm bir insan aracılığıyla geldiğine göre (..) Herkes Adem’de nasıl ölüyorsa, herkes Mesih’te yaşama kavuşacak925”. Romalılar’a Mektup’ta 5/12’de daha ileri giderek yalnızca ölümü değil, bizatihi günahın da insan hayatına girmesine yol açan günah-ölüm ilişkisini, Adem’e atfeder: “Günah bir insan yoluyla, ölüm de günah yoluyla dünyaya girdi. Böylece bütün insanlara yayıldı. Çünkü hepsi günah işledi”926. Günahın dünyaya ve insan hayatına girmesinin Adem vasıtasıyla oluşunu kabul etmesine rağmen, bunun nasıllığını açık bir şekilde ortaya koymamıştır. Bunun nasıllığı, kendi ifadelerinden hareketle -yukarıda günahla ilgili konuların ele alındığı farklı yerlerde ifade edildiği için, tekrara düşmemek için onları burada bir kez daha yinelemeye gerek yoktur.

G. GÜNAHTAN KURTULUŞ

Pavlus günahı, hem iradi olarak seçilen bir davranış ve hem de hakimiyetinden kurtulmanın başarılamadığı bir güç olarak, düalist bir tarzda anlar927. Onun günaha dair bu yaklaşımı, çağının en kötümser (pesimist) yaklaşımlarından birini temsil eder. Bu yaklaşıma bir ilave olarak, çağdaşların aksine Pavlus, insanların, günahın bu hakimiyetinden tövbe ve sonucunda af edilmekle kurtulamayacaklarını kabul eder. Oysa, yahudiler, eğer gerçekten istenirse tövbe edip af dilemek ve sonra Tevrat’ın emirlerini yerine getirmekle doğru bir hayata ulaşılabilir928 olduğunu kabul ederler. Yahudilikte temel bir uygulama olan tövbenin Pavlus’da yokluğu ise, onun düşüncesinin zorunlu bir sonucudur. Çünkü, insanlar isteseler de istemeseler de, bir kez günahın gücünün kontrolü altına girmişlerdir ve ondan kurtulmaları mümkün değildir. Tövbe ve bağışlama yeterli değildir. Ahlaki hayat kadar kurtuluşun da olmazsa olmazı (sin qua none) olan Ruh’a sahip olduktan sonra, yerini daha basit ve etkili olan bir çözüm yolunun alması anlamında olan tövbe, günahtan kurtulma yolu olarak kullanılmaz929. Günahtan kurtulmak için, tövbe ve bağışlama yeterli değildir. Pavlus, kötülük eğilimine karşı bir silah olmasına rağmen Yasa’yı da günahtan kurtuluşu gerçekleştireceğini kabul etmez. Zira, kendi tecrübesinden bunun olmayacağını bilir930.

Mesih’in ölümü, günaha, kölelerinin serbest kalmasına razı olması için verilmiş bir karşılık olarak görünür. Günah, köle kıldığı insanlığın kendisine itaat etmesi hususunda resmi bir hakka sahiptir. Bu hak, kendisinin muadili olan bir karşılık ödenmeksizin ortadan kalkmayacaktır. Mesih, hayatını insanlığın hayatının dengi olarak sunma anlamında ölmüştür.

921 Fitzmyer, a.g.e., s. 72; Fitzmyer, a.g.m., NJBC, s. 1402.

922 Enok II 30/17.

923 Apokrif Mos. 14; Ezra 3/7.

924 Fitzmyer, a.g.e., s. 73.

925 Kor. I 15/21-22.

926 Fitzmyer, Paul and His Theology, s. 73.

927 Ziesler, Pauline Religion, s.75.

928 Yahudilikte Yasa, şeytani itki ve güce karşı koruyucu ve kurtarıcı bir kaynaktır. Tanrı’dan ve Tanrı’nın Ruh’unun insana yardımından bahsedilmekle birlikte, Yasa’nnı yolundan daha doğru ve daha mükemmel olan bir yol yoktur. Ridderbos, Paul: An Outline of His Theology, s. 133.

929 Sanders, Paul and Palestinian Judaism, s. 501

930 Filip. 3/6; Gal. 1/13. Powell Davies, The First Christian, s. 142.

Silinmiş: Fitzmyer, “Pauline Theology”

Silinmiş: ,

Silinmiş:

Silinmiş:

Onun başkalarının yerine ölümü ya da onun vasıtasıyla ölmeyle, inananlar aklanır ve günahtan özgür kalırlar. Zira günah artık onların üzerinde hakim olmadığı için onlar da günaha itaat etmek zorunda değildirler. Sonuç, günahın gücünden bir kurtuluş değil, onun hukuki hakkından kurtuluştur931.

Mesih olayı, günahın gücünü sona erdirmiştir. Pavlus’da bu konuda herhangi bir belirsizlik yoktur; aksine bu onun için kesin bir kanıdır: “Eski insan Mesih’le birlikte çarmıha gerildi” ve “günah bedeni ortadan kaldırıldı”; “ölen kimse günahtan özgür kılındı”; “siz Yasa’nın değil de inayetin hakimiyeti altında olduğunuzdan, artık günah sizin üzerinizde hakim olamayacak”932.

IX. VAFTİZ ANLAYIŞI

Türkçe’de vaftiz olarak kullanılan ve Yunanca “batırmak, daldırmak” anlamını ifade eden baptein fiilinden türeyen baptism kelimesi, ne genel batırmak, daldırmak anlamında baptismos, ne de bir dine giriş ritüeli anlamında daha hususi bir anlamda, baptisma olarak Yetmişler tercümesinde (Septuaginte) görünmez. Sözlük anlamı olarak, banyo yapma manasında baptisein iki kez (Kral. II 5/14 ve Yudit 12/7), mecazi anlamda bir kez (İşa. 21/4) ve bir kez de ritüel banyo anlamında (Sir. 31/30) kullanılır. Bu tür banyoları ifade etmek için kullanılan daha erken ve daha kullanışlı bir kelime ise, Yeni Ahid kullanımının ifade ettiği gibi (Elç. İşl. 22/16; Kor. I 6/11), arındırma nesnesine aktif katılma anlamını vurgulayan lanesfay (Lev. 14/8, 15/5) kelimesidir. Yeni Ahid’le birlikte baptiseyn, dînî arınma anlamında kullanılmaya başlanır. Baptismos ve baptismadan birincisi hususi anlamı da içermekle birlikte, daha ziyade genel anlamda (Markos 7/4); ikincisi ise, yeni bir dine girişte arındırıcı giriş ritüeli (Markos 1/4; Luka 7/29; Elç. İşl.1/22, 10/37, 13/24, 18/25, 19/31; Kor. I 1/14, 17) anlamında kullanılır933. Aynı kelime, daha sonra ise bir Hıristiyan sakramentini ifade eden bir alem isim halini almıştır.

Hıristiyanlık öncesi zamanlarda da vaftiz934 bir arındırma ritüeli olarak önemli bir yere sahiptir. İlkel diye kabul edilen dinlerde tabu olarak isimlendirilen ve kendilerine dokunmanın tehlikeli olduğu şeylerden kaynaklanan kirlilikleri temizlediği düşünülürdü. Yahudilikte banyolar, ölü beden, ay başı halindeki kadın, domuzun bedeni gibi kirli olarak kabul edilen şeylere dokunulduğunda meydana gelen kirlenmeden temizlenmede etkin bir fonksiyon icra ederdi. Ancak ne Eski Ahid’te ne de yahudi yazılarında yıkanmanın ahlaki lekeleri uzaklaştıran aklayıcı bir özelliğinin olduğuna dair bir delil yoktur. Ancak, onu bir ritüel olarak kabul etmeyen büyük peygamberlerde vaftiz bir temizleme sembolü olarak görünür (İşa. 1/16; Hezek.

36/25; Zek. 13/1; Mez. 51/7).

Bilinen şekliyle vaftize ahlaki bir önem atfeden ilk kişi Vaftizci Yahya’dır. Onun vaftizi yahudi proselit vaftizinden alınmıştır ve günahlardan tövbeye yönelik olan bir tövbe vaftizidir.

Sakrament olmaktan ziyade bir semboldür935. Hıristiyan vaftizi, Yahya’nın vaftizi modeline uygun olarak yapılmış ve aslen aynı anlamdadır936. Bu vaftiz, tövbenin ve affın bir

931 Rom. 6/1-14; Morgan, The Religion and Theology of Paul, s. 101

932 Beker, Paul the Apostle, s.215.

933 H.G. Wood, “Baptism (New Testament)”, ERE, II, 375; A. Scott, “Baptism”, DAC, I, 82; W. F.

Flemington, “Baptism”, IDB, I, 348; Ali Erbaş, Hıristiyan Ayinleri (Sakramentleri), s. 69-70.

934 Vaftizi andıran ritüeller Yunan dünyasında da oldukça yaygındır. Vaftize benzeyen ritüellerin bulunduğu kültler arasında şunlar sıralanabilir: Eleusis ritüeli, Sabazios misteri, Attis kültü, Isis misteri, Mitra ve Dionysis kültleri vs. S.J. Huga Rahner, Greek Myhts And Chrisian Mystery, London, Burns & Oates, 19633, s. 70; A.A. Nock, “Hellenist Mysteries and Christian Sacraments”, MNEMOSVNE BIBLIOTHEC Series IV, vol. V, 1952, s.178-184; Karl Ludwing Schmidt, “The Eucharist”, I The Eucharist in The New Testament and The Primitive Church, TCTM, I, s. 294; Louis Berkhof, Systematic Theology, Cox & Wyman Ldt, London, 1976, s.622.

935 Angus, The Religious Quests..., s. 149; Madaleine-Miller, “Baptism”, HBD, s. 60.

936 Hıristiyan vaftizinin Yahya’nın vaftiziyle ve özellikle de eskatolojik çağrışımları çok yakın bir benzerliğe sahip olması hususunda bkz. Eduard Schweizer, “Dying and Rising with Christ”, NTS,

Silinmiş: . Silinmiş: .

sembolüdür937. Vaftizci Yahya, proselite uygulanan vaftizi, bütün yahudilere teşmil etmiştir.

Yahya bu yaklaşımında, yahudiler İsrail’in kurtuluşu için fiziksel olarak İsrail’li olmanın yetmeyeceğine inandıklarından, pisliklerin yıkanmayla giderilmesi yoluyla yeniden doğması gerektiğine inanır görünmektedir. Akan suda gerçekleştirilen bu vaftiz eskatolojjk bir ortamda yapılır; ayrıca, onun vaftizi, proselit vaftizi938 gibi, kendi başına yapılmaz939. Yahya’nı vaftizini bu şekilde uygulaması, onu Qumran vaftizinin gerisinde yer alan düşünceyle mukayese etmeye götürmüştür. Her ikisinin vaftizi de, hazırlık niteliği taşır. Büyük temizlik, gelecekte gerçekleşecektir. Her iki vaftizde, gelecekte yerlerinin bir başka şeyin alcağını kabul eder130

Yahya’nın vaftizi, yalnızca geleceğe işaret eder ve yalnızca daha sonra vuku bulacak olan kurtuluş tarihinin gelecek yönüyle ilişkilidir; yani eskatolojik bir özvellik taşır940. Bu yüzden de, onun vaftiz anlışı -Pavlus’un anlayışında olduğu gibi- her hangi bir “şimdiden”i ortaya çıkarmaz941. Günahların affına dair Vaftiz, “şimdiden” haç üzerinde Mesih’in kendisi tarafından tamamlanan hıristiyan vaftizi gibi hususi bir olaya dayanmaz. Keza, hıristiyanların yaşadığı “şimdiden-henüz değil942”den kaynaklanan gerilim benzeri bir olayı yaşamadığı için, gerilim türü bir şey Yahya’da yoktur943.

Vaftiz, Pavlus’a göre onun aslî görevi değildir. Misyonunda ikincil bir yere sahiptir.

Çünkü, Mesih onu vaftiz etmek için değil değil, İncil’i insanlara bildirmek için göndermiştir.

Vaftize ikincil bir yer verme sebeplerinden bir diğeri ise, onda sembolik olarak yeniden yaşanan olayların gerçekliğinin imanla bilinir olmasıdır. Bu yüzden de iman, her şeyden önce gelir. Pavlus için vaftiz seremonisi, inananın imanın sonuçlarını taşımasını mümkün kılan bir mekanizmadir. İman olmaksızın vaftiz kullanışsızdır. Mesih’in kurtarıcı ölümüne iman, vaftizin merkezinde yer alır ve vaftiz bütünüyle bu olaya dayanır944.

Mesih’in kendisini vaftiz için değil, İncil’i insanlara bildirmek için göndermiş olduğunu söylemesine rağmen, mektuplarının hıristiyan okuyucularının hepsinin vaftiz olduklarını varsayması sebebiyle vaftizin onun misyonun bir parçası olduğunu söylemek mümkündür. Zira Pavlus, vaftizi, tekrar tekrar argümanlarını dayandırdığı bir temel yapar ki, bu da vaftizin tebliğine aradığı karşılığın temel bir unsuru olduğunu gösterir945. Pavlus’da vaftiz, tek başına vol. XIV, s. 4. Ayrıca bu konuyla ilgili olarak Albert, Schweitzer, The Mystcism of Paul The Apostle, s. 101-140.

937 Morgan, The Religion and Theology of Paul, s.208-9. Sır dinlerinde de vaftiz günahların cezasının affı ve yeniden doğum anlamını ifade eder. Angus, The Religions Quests..., s. 167.

938 Proselit vaftizi, yeni muhtedilerin Yahudiliğe kabul edildiği bir seremonidir. Eski Ahid’de zikredilmemesine rağmen, Mişna’dan haraketle proselit vaftizinin birinci yüzyılda var olan bir uygulama olduğunu söylemek mümkündür. H.H. Rowley, proselit vaftizinin bir arındırma ritüeli olmayıp, temel sakramental özelliğinin yanısıra, kişinin kendisini Tanrı’yı adadığı bir bir fiildir, der. Flemington, “Baptizm”, IDB, I, 349.Proselit ve Yahudilik’teki anlamı için bkz. Madeliene &

Miller¸ “Proselyte”, HBD, s. 586-87.

939 Proselit ve Yahya’nın tövbe vaftizi ve Hıristiyan vaftiziyle aralarındaki farklar için bkz. Louis Berkhouf, Systematic Theology¸ s. 622-623.

940 Wood, “Baptism (New Testament)”, ERE, II, 375; Green, The Meaning of Salvation, s. 92-93;

Flemington, “Baptism”, IDB, I, 349.

941 Fleminton, “Babtism”, IDP, I, 349.

942 Pavlus’un vaftiz anlayışı hakkında bu cümlede kullanılan ve daha sonra/ları da diğer düşüncelerini ele alırken kullanılacak olan “şimdiden”, “henüz değil” kullanımları, Mesih’in çarmıha gerilmesi, ölümü ve dirilmesi ile başlayan ancak ikinci gelişiyle (parousi) tam kemale erecek olan kurtuluş anlayışını ifade etmek için kullanılmaktadır. İnsanların vaftiz olmalarıyla kurtuluş olayı ‘şimdiden’ başlamış ancak tam olarak kurtuluşun gerçekleşmesi ‘henüz değil’dir.

943 Bu kavramlar, Mesih’in ölmesi ve dirilmesiyle yeni çağın, yeni hayatın, yeni bir var oluş tarzının başladığı ancak, tam kemaline henüz ermediği, sonun henüz gelmediğini ifade ederler. Daha çok Pavlus’un eskatolojik anlayaşından kaynaklanmakla birlikte düşüncesinin diğer yansımalarında da etkin bir rol oynayan bu kullanımlar, zikredilen bağlamda anlaşılmalıdır.

944 Cullmann, Salvation in History, s. 260.

945 Grant, Saint Paul, s. 122. Kor.I 1/14-17.

946 Leander, Paul and His Letters, s. 56; Ridderbos, Paul: An Outline Of His Theology, s. 397.

Silinmiş: m

bir anlam ifade etmez. Bunu, başına bir nitelendirme takısı getirilmeksizin zikretmemesinden çıkartmak mümkündür. Pavlus için anlamlı olan vaftiz, Mesih’e izafeten kullanılan vaftizdir:

Mesih’te vaftiz ya da daha özel olarak da onun ölümüne vaftiz gibi (Gal. 3/27; Rom. 6/3).

Vaftizi ilk hıristiyanlar icat etmedikleri ve İsa’nın kendi misyonundan da kaynaklanmadığı az önce ifade edilmişti. Ancak insanları Mesih’e ve hıristiyan cemaata (kiliseye) katılmasını sağlayan bu giriş ritüeli anlamında, ilk hıristiyanların ihtida edenleri vaftiz ettikleri bilinmektedir. Onikiler, vaftizi, dini arınma olarak gördükleri gibi, şirk diyarındaki kiliselerde onun yerine getirilmesini, Hıristiyanlığın kabulü olarak algılamışlardır.

Pavlus’un vaftizle ilgili olarak kullandığı ifadeler947, muhtemelen ilk vaftizle ilgili inançların bir yansıması olabilir. Ancak “Mesih’te” (Gal. 3/26-27) vaftizden dolayı, hırisiyanların iman vasıtasıyla “Tanrı’nın oğulları oluduklarını öğreten ve bugünkü anlamını ona kazandıran Pavlus’tur948.

İlk hıristiyanlar, Kutsal Ruh’un lütfunun vaftize bağlı olduğunu ve vaftiz olan herkesin Ruh’u alacağına inanırlardı949. Pavlus da vaftizi bu ortak kabule uygun olarak takdim etmiştir.

Ritüel, Yahya’nınkiyle aynı ritüel, ancak yorumu farklıdır. Buradaki vurgu, Yahya’daki gibi, günahlar için tövbe yerine Mesih’in ölümüne katılımaya kayar. Bu yorum Filistin yahudi Hıristiyanlığında gelişmiş olmasına rağmen, Pavlus tebliği ile tanışmayan Roma’daki hıristiyanlara yazarken, “Mesih İsa’ya vaftiz edilenlerimizin hepsinin O’nun ölümüne vaftiz edildiğini bilmez misiniz?” derken, helenistik yahudi ve milletlerden olan Hıristiyanların da

“Mesih’te vaftiz” düşüncesini bildiklerini var sayar950.

Vaftizle hıristiyan, gerçekte ölüm, gömülme ve dirilişinde Mesih’le birleşir, onunla aynileşir951. İlk dönem kilise, İsa’nın kendi ölümüne “vaftiz952” (Mark.10/38; Luka 12/50) olarak gönderme yaptığı bir koleksiyonu muhafaza etmiştir. Ancak Pavlus’un Mesih olayının etkisine dair görüşü, vaftizi hıristiyanları Mesih’in kurtarıcı faaliyetinin temel safhalarıyla özdeşleştirir: “ve hepsi uğruna biri öldü öyleyse, hepsi öldüler (Kor. II 5/14)”. Pavlus’un vaftizi ölüm, gömülme ve Mesih’in dirilişiyle karşılaştırılması, suya daldırma ritüeline ima ettiği şeklinde düşünülür. Ölümde Mesih’le özdeşleştirilen Hıristiyan, Yasa ve günah için ölür (Gal.

2/19; Rom. 6/6,10, 7/4). Vaftizde eski insan, Mesih’in kurtarıcı ölümüyle birleşerek çarmıha gerilir. Bu, günaha köle olmuş olan bedenin yok olması içindir (Rom.6/6). Böylelikle çarmıha gerilen, sakramentel ölümle günahın hakimiyetinden ve insanların suçlu doğasından özgür kalmış olur953.

Morgan’a göre, vaftizdeki sakramentel954 düşünceler, Pavlus’un zamanında yaygın olmakla birlikte, bu yaygın oluştan onun da bu düşünceleri paylaştığı anlamı çıkmaz. Pavlus’da banyo suyunun tabiatüstü bir değerle vasıflandığını göremeyiz. Var olan yalnızca, mühtedinin suya dalması ve yeniden çıkmasıyla ölme ve dirilme arasındaki yüzeysel benzerliktir. Vaftizle

947 “Çünkü biz, gerek yahudi gerek Yunanlı, gerek kul, gerek hür, hepimiz bir beden olmak üzere, bir Ruh’da vaftiz olunduk ve hepimize bir Ruh’tan içirildi (Kor.I 12/3)”,

948 Yıkanan hıristiyanlar, kutsandılar ve aklandılar”. Kor. I 6/11. Fitzmyer, “Pauline Theology”, NJBC, s. 1408; Fitzmyer, Paul and His Theology, s. 87.

949 Peygamberlerde Yahve’nin Ruh’unun vecd halindeki insanlara onları boyun eğdirmek ve onları kendisi için birer vasıta yapmak için indiği inancı vardır. Daha fazlası için bkz. Morgon, The Theology and Religion of Paul, s. 21-22.

950 Morgan, a.g.e., s. 210.;Leander, Paul aul and His Letters, s.57; Ridderbos, Paul: An Outline Of His Theology, s. 397.

951 Hinnels, “Baptism”, DR, s. 62; Wood, “Baptism (New Testament)”, ERE., II, 386-87; Erbaş, Hıristiyan Ayinleri (Sakramentleri), s. 103.

952 “İsa onlara ‘Benim içeceğim kâseden siz de içeceksiniz, benim vaftiz olacağım gIBi siz de vaftiz olacaksınız’ dedi”.

953 Fitzmyer, “Pauline Theology”, NJBC, s.1408; Amiot, The Key Concepts of St.Paul, s. 241;

Ridderbos, Paul: An Outline Of His Theology, s. 397.

954 Sakramentalizm, IBadet ve ayinlerde ya da sır dinlerindeki törenlerde, yapılması gereken davranışların bizatihi bir etkiye sahip olması ve böylece fiilin sembolize ettiği şeyi gerçek kıldığını kabul eden anlayışı tarzını ifade eder. Schweitzer, Paul and His Interpreters, s. 212.

Silinmiş: Fitzmyer, “Pauline Theology”

Silinmiş: , Silinmiş:

Silinmiş: Fitzmyer, “Pauline Theology”

ilgili kesin tanımların olmamasından dolayı vaftiz, ölümünde ve dirilişinde Mesih’le birleşmenin canlı bir sembolünden başka bir şey değildir. Etkili olacak sebeplere değindiği zaman Pavlus, ritüele değil, Tanrı’nın gücüne ya da iman işine veya mistik birleşme işine baş vurur955. Oysa, Morgan’ın Pavlus’daki sakramental düşüncenin yokluğunu ima eden bu yaklaşımlarına karşın, mesela, Galatya.’da Evharistiyaya katılanların uygunsuz katılımları yüzünden hastalık ve ölümlerin olduğunu ifade etmesi, sakramental yaklaşımı çağrıştırır. (Kor.

I 11/27-30). Keza yine Rom. 6/1-11’de vaftizin bu özelliğe sahip olduğunu vurgular: Vaftize katılan kişi, Mesih’in ölümünün bir parçası haline gelir956.

Vaftizin sakramental bir özelliğe sahip olduğunun bir diğer göstergesi de, Pavlus’un bu konuda selefleri olan ilk dönem hıristiyanların bunu sadece sembolik olarak yerine getirmedikleri gibi, onun asıl anlamının sembolize ettiği şeyde saklı olduğunu düşünmeleridir.

Çünkü genelde bütün kadim milletler için ritüller, bir şeyler yapacak fiili bir güce sahiptirler.

Bu yüzden de, ilk hıristiyanların vaftizi, sakramental bir fiil olarak gördükleri kesindir957. Dirilişte Mesih’le özdeşleştirilen kimse, yeni bir hayatı ve dirilen Mesih’in ve onun Ruhu’nun gerçek gücünü paylaşır: “Fakat Rabb’e yapışan onunla bir ruh olur (Kor. I 6/17)”.

Vaftiz yalnızca ferdi bir şey değildir; onunla özel bir hıristiyan birliği oluştuğu için aynı zamanda birleştirici özelliği olan bir şeydir de958. Bu yüzden insanlar, kurtuluşcu bir cemaate (Heilsgemenindi) ve “Mesih’in bedenine” katılmakla kurtuluşa ulaşırlar. Bu aynı zamanda Pavlus’un niçin vaftizi İsrail’in kızıl deniz tecrübesiyle karşılaştırdığını da açıklar (Kor. I 10/-2): Vaftiz sularında Tanrı’nın yeni İsrail’i şekillenir959.

Vaftiz olan hıristiyanlar, “kutsal ruhun mabedi” (Kor. I 6/11) haline gelirler ve Ruh’un

Vaftiz olan hıristiyanlar, “kutsal ruhun mabedi” (Kor. I 6/11) haline gelirler ve Ruh’un