• Sonuç bulunamadı

4. TELEVİZYONUN İNSAN DAVRANIŞI ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ

4.1. Popüler Kültür

kültürel yabancılaşmaya ve dildeki yozlaşmaya etkisi, kendi kimliklerinin oluşumuna etkisi ve çocukluğun yitirilişine etkisi."139

Medya etki araştırmalarını McQuail dört dönem olarak ele alsa da araştırmaların çoğu genelde üç dönem içerisinde incelemektedir. Birinci dönemde, medyanın sınırsız bir güce sahip olduğu ve kısa zamanda etkilediği, ikinci dönemde, sanıldığı kadar güçlü olmadığı bilakis başka faktörlerin daha etkin olduğu, üçüncü dönemde ise tekrar medyanın güçlü olduğu ve kısa zamanda değil de uzun zamanda etkili olduğu kabul edilmektedir.140 Günümüzde de televizyon programlarının sadece bir kez izlemekle çok etkisi olmasa da devamlı iletişim halinde olan bireylerde hem davranışsal, hem duygusal, hem de zihinsel etkiler bıraktığı gözlemlenmekte ve araştırmalarla ortaya konulmaktadır.

4.1. Popüler Kültür

Popüler kültür; "halk, halkın dışında ya da üstünde yer alanlar tarafından yine halk için üretilen, "halk tarafından çok sevilen" bir kültürdür."141 Toplumun benimsediği ve özümsediği kültür olarak da tanımlanabilecek popüler kültür medya tarafından oluşturulmaya çalışılmaktadır.

4.1.1. Yaşam Tarzı- Eğlence

Televizyon bazen göstere göstere ancak çoğu zaman gizli gizli bizim yaşam tarzımıza müdahale etmektedir. Bu müdahale kimi zaman ne yapmamız gerektiğine örnek olacak davranışlar göstererek, kimi zamanda yaptıklarımızın değersiz olduğunu çağrıştıracak görüntüler sunarak gerçekleştirmektedir. Postman televizyonu "bizi içimizden fetheden, kendimizi gönül rızasıyla ve ağzımızın tadıyla eline bıraktığımız, bunun karşılığında ise beynimizi güle oynaya, eğlendire keyiflendire oyan, yiyip bitiren bir canavar"142 olarak tanımlamaktadır. Yeni kültürel biçimler oluşturmak için toplumu etkisi altına alan medya, halkın hayatını yozlaştırmakta ve homojen bir toplum

139 Güven Büyükbaykal,"Televizyonun Çocuklar Üzerindeki Etkileri", İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Dergisi, S. 28, İstanbul, 2007, s. 35.

140 Akt. Hasan Hüseyin Taylan, Televizyonla Yetişmek, Konya, Çizgi Kitabevi, 2011, s. 20.

141 Alemdar Korkmaz- İrfan Erdoğan, Popüler Kültür ve İletişim, Ankara, Ümit Yayıncılık, 1994. s. 31.

142 Erol Mutlu, Globalleşme, Popüler Kültür ve Medya, Ankara, Ütopya Yayınevi, 2005, s. 77.

35

oluşturmaktadır.143 Günümüz televizyon dizilerinin hepsinde aynı tarz konular işlenmekte ve ahlaki değerleri zedeleyecek bir çok hayat tarzı hiç çekinilmeden verilmektedir.

Bauman’a göre, kitle iletişim araçları “günün hâkim modasını ve en son üslupları muazzam bir hızla bize ve dünyanın en ücra köşelerine ulaştırır. Aynı şekilde, bu medya görsel olarak erişilebilir kıldığı kalıplar üzerinde otoritesini de kurar;

kuşkusuz medyada gösterilmeye değer bulunan ve dünyanın her tarafında milyonlarca insan tarafından seyredilecek olan hayat tarzları, dikkate alınmaya ve eğer mümkünse taklit edilmeye değer tarzlarıdır.”144

Amaçları arasında sayılan eğlenceye hizmet etmek için oluşturulan magazin yarışma gibi programlarla da kitlelere yaşam tarzları sunulmaktadır. Özel hayatın mahremiyeti konusunda gittikçe zede alan değer yargılarımız, bireyde ve toplumda çatışmaya sebep olmaktadır. Mert'in yaptığı "Magazin ve yarışma programlarının gecekondulu kadınların kente uyum sürecindeki etkileri" tezinde magazin türü programların etkisi incelenmiş ve gecekonduda kalan kadınların gelenek- göreneklerine uygun olmayan programlardan rahatsız olduğu ancak buna rağmen hemen hemen hepsinin bu programları izlediği tespit edilmiştir. Ayrıca kadınların büyük bir kısmı da çocuklarının televizyondakilere özendiğini belirtmiştir.145

Kültür ve toplum tarafından temel insan hakkı olarak kabul edilen mahremiyet, reyting uğruna katledilmektedir. Sinema ve televizyonun başını çektiği gösteri çağı, kitle iletişim araçlarıyla mahremiyetin koruyuculuğunu kaldırmıştır.146 Medya bu mahremiyeti tahrif etmekle kalmayıp yerine istediği gibi bir yaşam tarzı dikte etmek için elindeki tüm imkânları kullanır ve toplumun kabul ettiği erdemleri değersiz göstermeye çalışmaktadır. Ayrıca her türlü olumsuzluk herkesin gözü önünde ifşa

143 Ekmel Geçer, Medya ve Popüler Kültür: Diziler, Televizyon ve Toplum, 2. B., İstanbul Metamorfoz Yayıncılık, 2015, s. 68, Şaban Kızıldağ, Medya Çocukları: Pop Müzikten Popüler Kültüre, İstanbul, Şehir Yayınları, 2001, s.110.

144 Akt.. Taylan, a.g.e.,, s. 15.

145 Senem Mert, Magazin ve Yarışma Programlarının Gecekondulu Kadınların Kente Uyum Sürecindeki Etkileri, Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Ankara, 2004, s. 25.

146 Recep Vardi, "Sanal Mahremiyet", Toplum Bilimleri Dergisi, Ocak 9 (17), s. 53.

36

edilmektedir. Bu da insanların olumsuzlukları normal kabul etmelerine sebep olabilmekte ve buna göre bir yaşama yönlendirebilmektedir.

4.1.2. Kültür ve Aile ( Toplumsallaşma)

Sosyal bir kurum olan aile, nüfusu yenileme, çocukları sosyalleştirme işlevlerini yerine getirmektedir. Kültür ise "toplum üyelerinin öğrenerek paylaştığı hayat tarzıdır."147 Çocuğun toplumsallaşma serüvenini başladığı ve birçok davranışın ilk temellerinin atıldığı kurum148 olan aileden sonra bireyin sosyalleşmesine yardımcı olan bir diğer kurum da kültürdür. Kültür bir tek elden olmadığı gibi değişim de bir tek mecradan yapılamamaktadır. Toplumsallaşmanın sağlanması için aile ve kültürden faydalanmaya ihtiyaç vardır ancak modern zamanlarda kitle iletişim araçların yaygınlaşmasıyla aile ve kültür kurumları da medyadan etkilenmeye başlamış, medyanın biçimlendirici özelliği ön plana çıkmıştır.149 Daha ziyade kültüre uyum sağlaması beklenen aletler ona saldırmaya başlamıştır.150

Williams’ın ifadesiyle "televizyon, teknolojik ve kültürel bir araçtır. İletmesi ve ulaştırması bakımından teknolojiktir, ancak ilettiği içeriğin kültürel örüntü taşıması bakımından da kültüreldir."151 Temel özelliği, toplumda ortak bir bilinç yaratmak ve bu bilinci yeni nesillere aktarmak olan kitle iletişim araçları gençlerin toplumsallaşmasında kilit noktalardandır.152 Hatta medya- çocuk ilişkilerinde medyanın diğer faktörlerden daha baskın olduğu savunulmaktadır.153Güney ve arkadaşları ergenler üzerinde yaptıkları bir çalışmada gençlerin izledikleri programlarla arkadaşlık etkileşimleri arasında bir ilişki olduğunu ve bunun ergenin toplumsallaşmasına katkı sağladığını belirtmişlerdir.154

147 Yüksel Kırımlı, "Kitle İletişim Araçları ve Kırsal Nüfus", VI. Milletlerarası Türk Halk Kültürü Kongresi Medya ve Geleneksel Kültür Seksiyon Bildirileri, İçel 18-22 Haziran 2001, Ankara, Kültür Bakanlığı , Kıvanç Ofset Matbaacılık, 2002, s.125.

148 Işık, a.g.e., s. 120.

149 Selda İçin Akçalı, “Tüketim Toplumunda Çocukluğun Yitişi”, Çocuk ve Medya ( ed. Selda İçin Akçalı), Ankara, Ebabil Yayıncılık, 2007, s. 1; bkz. Mahmut T. Öngören, Televizyon Kılavuzu, İstanbul, Milliyet Yayınları, 1972.

150 Neil Postman, Teknopoli, Ankara, Sentez Yayıncılık, 2013, s. 32.

151 Hasan Hüseyin Taylan, a.g.e., s. 28, Ayrıca bkz. Raymond Wıllıams, Televizyon ve Kültürel Biçim, (çev. Ali Ulvi Türkbağ), Ankara, Dost Kitabevi, 2003.

152 Sadi, a.g.tz., s. 14.

153 Akçalı, a.g.e., s. 1.

154 Neslihan Güney ve Arkadaşları, “Ergenlerin Medya Kullanımı”, Popüler Kültür ve Çocuk (ed. Nihal Ahioğlu- Neslihan Güney), Ankara, Mattek Matbaacılık, 2007, s. 75.

37

Bir bakıma toplumsallaşma aracı olarak işlev gören kitle iletişim araçları sundukları örneklerle ve bakış açılarıyla yeni davranışlar, rol modeller oluşturmaktadır ve bundan en çok etkilenenler de çocuklar ve gençlerdir.155 Özellikle televizyon, bir iletişim aracı olarak bireye ve topluma kattığı olumlu ve olumsuz niteliklerle sosyalleştirme aracı olduğunu ortaya koymaktadır.156 Toplumsallaşma sürecine kattığı olumlu etkiler olsa da, Karaboğa, ‘televizyon kültürü’ nün ürettiği ve yaygınlaştırdığı kültürü kanserli bir kültür olarak tanılamaktadır.157 Çünkü medya kazanç kapısı olarak gördüğü toplumun değerlerini çoğu zaman en son aşamada dikkate almakta hatta çok aşırı tepki verilmediğinde hiç dikkate almamaktadır.158

4.1.3. Sağlık- Beslenme Alışkanlıkları

Medya sağlığa hem zararlı ürünlerin tanıtımını yaparak hem de çocukların ve gençlerin uzun süre televizyon veya internet önünde kalmasına sağlayarak obezite, beslenme alışkanlığı bozukluğu gibi rahatsızlıklara sebep olmaktadır. Çocukların televizyonda gördükleri gıda reklamları sağlıksız beslenmeye ve hastalıklara yol açmaktadır.159 Yiyecek reklamlarının sadece % 4'ü gerekli besinlerle ilgili olduğu düşünülünce olayın rehaveti daha iyi anlaşılmaktadır.160

Signorelli ve Staples’in yaptığı bir araştırmada televizyon izleme ile çocukların sağlıksız beslenme eğilimleri arasında bir ilişki bulunduğu ve bu ilişkinin demografik faktörlerden etkilenmediği saptanmıştır.161 Wınn, televizyon izlemenin obeziteye neden sebep olduğunu televizyon izlerken aktif iş yapılmıyor olmasına ve televizyon karşısında iken gereksiz yiyecek yeme ihtimalinin yüksek olmasına bağlamaktadır.162 Tespitler haklı olmakla birlikte eksik kaldığını belirtmek gerekir. Televizyon

155 M. Tan, Toplumbilime Giriş: Temel Kavramlar, Ankara, Ankara Üniversitesi Eğitim Fakültesi Yayını No:97, 1981, s. 23.

156 Veysel Batmaz, Asu Aksoy, Türkiye'de Televizyon ve Aile (Elektronik Hane), Ankara, Panajans İletişim ve Araştırma ltd., 1995, s. 3.

157 Tahir Karaboğa, Medya ve Toplum İlişkileri- Televizyon Haberlerinde Şiddetin İncelenmesine Yönelik Bir Araştırma-, Ankara, Karınca Yayınları, 2010, s. 65.

158 Sedat Cereci, Medya Etiği, İstanbul, Metropol Yayınları, 2003, s. 37.

159 G. Motif Atar, “Gıda Reklamlarında Sağlık İddiası ve Çocuk: Çocuklara Yönelik Gıda Reklamlarının İçerik Analizi”, Sobe –Çocuklara Dair Büyükler İçin Medya Okumaları-(ed. E. Gizem Uğurlu), Konya, Sebat Ofset Matbaacılık, 2014, s. 188-192.

160 Atalay Yörükoğlu, Değişen Toplumda Aile ve Çocuk, 3. B., İstanbul, Özgür Yayın Dağıtım, 1989, s.

161 Akt. Erol Mutlu, Televizyon ve Toplum, TRT Kurumu, Ankara 1999, s. 122. 98.

162 Marie Wınn, Çocuğumu Fişte Unuttum (çev. İbrahim Kapaklıkaya), 3. B., İstanbul, Ufuk Yayınları, 2013, s. 65.

38

programlarında özellikle de reklamlarında izletilen gıda ürünlerine karşı oluşturulan istek ve arzularda sağlıksız beslenmeye yönlendirmektedir. Çünkü gıda reklamına maruz kalan çocuğun, ailesinin satın alma davranışına etkisi daha fazla olmakta163, çocuk gereksiz ve zararlı şeyleri dahi yalvarma ve baskı ile aldırtabilmektedir.164

Ayrıca televizyon programlarında kullanılan alkol ve tütün ürünleri gençleri sağlıklarına zararlı ürünlerle karşı karşıya getirmekte hatta bazen teşvik etmektedir.165 Son yıllarda bununla ilgili RTÜK tarafından birçok düzenleme yapılsa da eksik kalan ve yeterince denetlenmeyen tarafların olduğu aşikârdır. Doğrudan olmasa da dolaylı bir şekilde zararlı ürünlere yönlendirme hala devam etmektedir.

4.1.4 Tüketim

İnsanoğlunun var olduğu andan itibaren ve insanlığın bulunduğu her yerde tüketme ve çevrede var olanları çeşitli şekillerde insanların hizmetine sunma eğilimi hep olmuştur. İlk başlarda hayatı devam ettirebilmek için yapılan tüketim, zamanla aşırılaşmış ve amacından sapmaya başlamıştır. Bu saptırılmış tüketim anlayışı doruklara tırmanmış ve bu durum ortaya moda gibi olguları çıkarmıştır.166 Hiçbir kültürel olgunun boşlukta oluşmadığı gibi tüketim de, üreten- dağıtan- satan ve tüketenin bulunduğu bir zeminde ortaya çıkmaktadır.167 Bu olguyla da yeni dünyalar oluşturularak üretilen mal ve hizmetler ihtiyaçmış gibi hissettirilmeye çalışılmaktadır.168 Tüketim toplumunda tüketim ihtiyaçtan ziyade imaj gibi değerlere ulaşmak için yapılırken169, tüketicileşme süreci ile insan "nesnelere kendi organı gibi bağlı" duruma gelmektedir.170 Bunu, günümüz akıllı telefonları ile gençler arasındaki bağlantıda rahatça görebilmekteyiz.

163 Atar, a.g.e., s. 187.

164 Yörükoğlu, a.g.e., s. 98.

165 Halime Yücel, "Çocuk ve Reklam: Televizyon Reklamlarının Çocuk Üzerine Etkileri", Medya ve Çocuk Rehberi (ed. Yasemin Giritli İnceoğlu, Nurdan Akıner), Konya, Eğitim Kitabevi Yayınları, 2008, s. 218.

166 Nida Kaplan, "Tüketim Toplumunda Toplum, Medya ve Etik Üçgeni", II. Medya Ve Etik Sempozyumu, Elazığ, Karınca Ajans Yayıncılık, 2011, s. 104-105.

167 John B. Thompson, “Kitle İletişimi ve Modern Kültür: Eleştirel Bir İdeoloji Kuramına Katkı”, Medya, Popüler Kültür ve İdeoloji (der. Levent Yaylagül- Nilüfer Korkmaz), Ankara, Dipnot Yayınları, 2008, s. 77.

168 Banjamın Radford, Medya Nasıl Yanıltıyor?, ( genel yayın yönetmeni; Aysel Aktaş) İstanbul, Güncel Yayıncılık, 2004, s. 46.

169 Aytekin, a.g.e., s. 19.

170 Jean Baudrıllard, Nesneler Sistemi,(çev. Oğuz Adanır- Aslı Karamollaoğlu), İstanbul, Boğaziçi Üniversitesi Yayınları, 2010, s. 36-38.

39

Demografik, sosyokültürel, psikolojik ve finansal durum gibi etmenler satın alma sürecini etkilemektedir.171 'Ne kadar tüketirsen ya da ne kadar para harcarsan o kadar değerli ve iyisin' imajı psikolojik alanda etkileyebilmektedir. Ki zaten medya da aldıklarının büyüklüğü, çokluğu ve pahalılığıyla "kendi öz değerini ölçen tüketiciler"

ister172 ve bunun içinde tüm programlarında bunu kullanır.

Tüketim tüketim toplumundaki hiçbir nesne mutlak anlamda tatmini arzulamaz, bilakis bir sonraki arzuya koşarken tüketiciyi ihtiyacını tamamen gidermeden oyalayacak bir hizmet olarak oluşturulmaktadır.173 Bu hizmetlerin medya aracılığıyla yapılan reklamları da buna yardımcı olup zemin hazırlamaktadır.

Medya insanı ve insanın değerlerini bir metaya dönüştürerek tüketim toplumunun nesnesi haline getirir. Tüketime özendirmek ve tüketim sömürüsü yapabilmek için insanı kullanır.

4.2. Ahlâkî Değişim