III. Kaynak Değerlendirmesi
3. MUHKEM VE MÜTEŞÂBİHE YAKLAŞIMI
1.3. NÜBÜVVET
1.3.1. Peygamberlerin Meleklere Üstünlüğü
Her şeyden önce İbn Şehrâşûb, İmâmiyye Şiâsının, peygamberlerin meleklerden üstün oluşu noktasında tam bir ittifak içerisinde olduğunu ifade ettikten sonra yine İmâmiyyenin sadece peygamberlerin değil aynı zamanda imamların da meleklerden üstün olduğunu kabul ettiklerini kaydeder.628 İbn Şehrâşûb daha sonra İmâmiyye âlimlerinin
nübüvvet ile imâmet arasında kurumsal bir ilişkiyi kurmaktan kendisini alamamıştır. Bkz. Arslan, İslam Düşünce Geleneğinde Şiâ-Mu'tezile Etkileşimi, s. 187.
627 Gölcük ve Toprak, Kelâm; Tarih-Ekoller-Problemler, s. 310.
628 İbn Şehrâşûb, Müteşâbihü’l-Ḳurʾân, II, s. 311.; Kummî İsrâ 17/70. âyetin tefsiri bağlamında,
Peygamberlerin meleklerin üstünlüğünü tartışmakta ancak bu pasak altında herhangi bir tafdil anlayışına girmemektedir. Buna karşın İbn Şehrâşûb, ilgili âyeti delil olarak görmektedir. Bkz. Kummî, Tefsiru'l- Kummî, VI, s. 308-309.
130
söz konusu icmâlarının hüccet mesabesinde olduğunu, zira masum imamların da bu noktada peygamberlerle aynı kategoride olduğunu eklemektedir.629
Müfessirin tafdil bağlamında yer verdiği Kur’ân’i beyanlardan biri şöyledir; “ ْذ اَو َني ۪ر فاَكْلا َن م َناَك َو َرَبْكَتْسا َو كٰبَا ََۜسي ۪لْب ا ََّٓ ا اوَُٓدَجَسَف َمَمٰ اوُدُجْسا ةَك ئَٰٓلَمْل ل اَنْلُق, Meleklere, ‘Adem'e secde edin’ demiştik, İblis müstesna hepsi secde ettiler, o ise kaçındı, büyüklük tasladı ve inkâr
edenlerden oldu.”630 İbn Şehrâşûb’a göre âyet çerçevesinde düşünüldüğünde, üstün
kılınanın (mefdul) üstün olanı (fâdıl) ta’zim etmesinin caiz olmayışı ve fadıl’ın öncelenmemesi, Hz. Adem’in meleklerden üstün olduğunu göstermektedir. Bunun da yanında meleklerin Hz. Adem’e secde edişleri, meleklerce bir ta’zimin ifadesidir.631
Diğer taraftan İbn Şehrâşûb’a göre “ ْنَم َو ََۜنوُب َّرَقُمْلا ُةَك ئَٰٓلَمْلا َ َو ٰ لِلّ اادْبَع َنوُكَي ْنَا ُحي ۪سَمْلا َف كْنَتْسَي ْنَل ااعي ۪مَج هْيَل ا ْمُه ُرُشْحَيَسَف ْر بْكَتْسَي َو ۪ه تَماَب ع ْنَع ْف كْنَتْسَي, Mesih de Allah’a yakın melekler de Allah’a kul olmaktan asla çekinmezler. Kim Allah’a kulluk etmekten çekinir ve büyüklük taslarsa,
bilsin ki, O, onların hepsini huzuruna toplayacaktır”632 gibi bazı âyetlerden hareketle
meleklerin peygamberlerden üstün olduğunu savunanlar açısından mezkûr âyet, bir delil olarak görülemez. Âyette Mesih’in ismine müteakip olarak meleklerin zikredilmesi ise İbn Şehrâşûb’a göre melek grubunun bütünü itibariyle tek olan Mesih’e bir üstünlüğü söz konusudur, yoksa meleklerin münferid olarak, Mesih’e bir üstünlüğü olamaz.633
Bu âyetin yanı sıra müşriklerle arasında geçen bir diyalogta Hz. Nuh’un “ ُلوُقَا ََٓ َو ََٓ َو ٰاللّ ُن ئا ََٓزَخ ي ۪دْن ع ْمُكَل
ٌكَلَم يّ۪ن ا ُلوُقَا ََٓ َو َبْيَغْلا ُمَلْعَا , ben size Allah’ın hazineleri yanımdadır”,
demiyorum, gaybı da bilmem. ‘Ben bir meleğim’ de demiyorum (…)”634şeklindeki
ifadeleri ile ilgili olarak da müfessir, söz konusu âyetin, meleklerin, Hz. Nûh’tan üstün olduğuna dair bir bildirimde bulunmadığına dikkat çekmektedir. Ona göre esasen Hz. Nuh’un kendisinden nefyettiği ‘Allah’ın hazineleri, gayb bilgisi, melek olma’ bazı hususlar sadece kendisinde olmayan şeyleri ifade etme babında söylediği şeylerdir.635
629 İbn Şehrâşûb, Müteşâbihü’l-Ḳurʾân, II, s. 311. 630 Bakara 2/34.
631 İbn Şehrâşûb, Müteşâbihü’l-Ḳurʾân, II, s. 312. 632 Nisâ 4/172.
633 İbn Şehrâşûb, Müteşâbihü’l-Ḳurʾân, II, s. 313. 634 Hûd 11/31.
635 İbn Şehrâşûb, Müteşâbihü’l-Ḳurʾân, II, s. 313.; Bazı müfessirlere göre de esasen Hz. Nûh’un
kendisinden bu şeyleri olumsuzlamasının temel arka planında, Peygamberin beşer olamayacağı şeklindeki bir kabulü olan muhataplarını ikna etme bâbında serdettiği ifadelerdir. Bu aşamada âyetten, meleklerin Hz.
131
Müfessir, Ali el-Cübbâi’nin “ َل ٌك َم َّ ا آََذ ٰه ْن ا َۜا ارَشَب اَذ ٰه اَم ٰ لِلّ َشاَح َنْلُق َو َّنُهَي دْيَا َنْعَّطَق َو ُهَن ْرَبْكَا َُٓهَنْيَا َر اَّمَلَف ٌمي ۪رَك, kadınlar Yûsuf’u görünce, onu pek büyüttüler ve şaşkınlıkla ellerini kestiler. ‘Hâşâ!
Allah için, bu bir insan değil, ancak şerefli bir melektir’ dediler”636 âyetinden hareketle
meleklerin insanlardan üstün olduğunu savunduğunu aktardıktan sonra Cübbâi’nin bu istidlâlinin arka planında ‘kadınların Hz. Yusuf hakkındaki bu nitelendirmelerinin,’ Allah tarafından reddedilmemesi olarak ifade etmiştir.637
Tabressî de söz konusu âyetin tefsiri altında Cübbaî’ye bu görüşü nisbet etmektedir. Tabressî’nin verdiği bilgilere göre, Cübbâi’nin bu görüşe meyletmesinin temel sebebi, Hz. Yusuf’un kadınlar tarafından vasıflanabilecek en üst mertebe olan melekler kategorisinden aşkın bir biçimde görülmesi ve bunun da Allah tarafından reddedilmeyişidir. Tabressî’ye göre Cübbâi’nin söz konusu görüşünün vardığı nihai nokta meleklerin Hz. Adem’den üstün oluşudur. Ancak Cübbâ’nin mezkûr görüşünün izaha muhtaç olduğu konusunda Tabressî, İbn Şehrâşûb ile aynı noktada durmaktadır.638 Bu bağlamda ifade edilecek olursa onlara göre, âyette esasen herhangi bir tafdil tartışması bulunmamaktadır, bununla birlikte Tabressî’ye göre ilgili ibareler kadınların Hz. Yusuf’a bakışlarından öte bir şeyi ifade etmiş değildir. Yine Tabressî’ye göre, Alllah’ın Hz. Yusuf hakkında yapılan nitelendirmelere tabir caizse ses çıkarmayışının sebebi, Allah’ın, kadınların ilgili sözlerinin Cübbâi’nin kastettiği ve tafdil anlayışında öne sürülebilecek bir anlamda kullanmadıklarını bilmesidir.639
Tafdil anlayışında öne sürülen âyetlerden biri de yaratılan varlıklar arasında hiyerarşik bir tafdil anlayışını salık veren şu Kur’ân’î beyandır, “ ْمُهاَنْل َمَح َو َمَمٰا يَ۪ٓنَب اَنْم َّرَك ْدَقَل َو
ْقَلَخ ْنَّم م ري۪ثَك كٰلَع ْمُهاَنْلَّضَف َو تاَب ّيَّطلا َن م ْمُهاَنْق َز َر َو رْحَبْلا َو ّرَبْلا ي ف
الًي ۪ضْفَت اَن , Andolsun, biz insanoğlunu
şerefli kıldık. Onları karada ve denizde taşıdık. Kendilerini en güzel ve temiz şeylerden
rızıklandırdık ve onları yarattıklarımızın birçoğundan üstün kıldık.”640 İbn Şehrâşûb’a
Nûh’tan daha üstün olduğu gibi bir anlam çıkmaz. Bkz. el-Hâzin, Lübâbü’t-Teʾvîl fî Meʿâni’t-Tenzîl, II, s. 482.; Abdullah b. Muhammed Tîbî, Fütûhu’l-Gayb fi (ve)’l-Keşf ʿan Kınâʿi’r-Reyb, Dubai: Nşr. Câizetü Dubai ed-Devlîyye, 2013, VI, s. 93.
636 Yûsuf 12/31.
637 İbn Şehrâşûb, Müteşâbihü’l-Ḳurʾân, II, s. 314-315.
638 İbn Şehrâşûb, Müteşâbihü’l-Ḳurʾân, II, s. 314-315.; et-Tabressî, Mecmaʿu’l-Beyân, V, s. 307-308. 639 et-Tabressî, Mecmaʿu’l-Beyân fî Tefsîri’l-Ḳurʾân, V, s. 307-308.
132
göre âyet, cins olarak meleklerin bütün insanlardan daha faziletli oluşuna delâlet edebilir, ancak ona göre bu durumda insanlardan olan peygamberlerin her birisinin yine meleklerden her birisine daha üstün olması imkân dahilindedir. Yani cinsler arasında genel itibariyle bir üstünlüğün varsayımı olsa da bunun cinsin fertleri/tikeller bazında olması zorunlu değildir.641 İbn Şehrâşûb, Tûsî’nin, yaratılanlar arasındaki bir üstünlükte,
bu üstünlüğün dünyevî bazı nimetlere has olduğunu binaenaleyh bu üstünlüğün dini anlamda bir konjonktürde geçerli olmadığını savunduğunu da bu meyanda kaydeder.642
İbn Şehrâşûb’un imâmet anlayışı özel olarak imâmet bahsi altında ele alınacağından dolayı burada müfessirin imamların tafdili meselesine dair görüşlerinin etraflıca incelenmesi uygun görünmemektedir. Ancak o bazı gulat grupların savunduğu bir husus olarak imamların peygamberlerden üstün olduğu konusunda, tespit edilebildiği kadarıyla genel ortodoksi Şiâ geleneğini devam ettirmektedir.643