• Sonuç bulunamadı

III. Kaynak Değerlendirmesi

2. ESERLERİ

2.4. Diğer Eserleri

IV- Meâlimu’l-Ulemâ

Bu eser, et-Tusî’nin (ö. 460/1067) Fihristü’ṭ-Ṭûsî adıyla Şiâ âlim ve ricâli hakkında bilgi vermek amacıyla kaleme aldığı el-Fihrist eserine, İbn Şehrâşûb’un tamamlayıcı mahiyette 600 ismi ilave etmesiyle telif ettiği bir çalışmadır.96 Et-Tusî, eseri telif ederken

alfabetik bir sıralamayı esas almış ve aynı şekilde esere 600 kadar ismi ekleyen İbn Şehrâşûb da eserin sistematik yapısına riâyet ederek alfabetik sıralamayı muhafaza etmiştir. Meâlimu’l-Ulema, önce Tahran’da İranlı tarihçi Abbas İkbâl (ö. 1956) tarafından

92 Tahrânî, ez-Zerîa, XVI, s. 243.; el-Fîrûzâbâdî, el-Bulġa, s. 278-279.

93 Nevzat H. Yanık, “Ebü’l-Hüseyn (Ebû Zekeriyyâ) Zeynüddîn Yahyâ b. Abdilmu‘tî” DİA XX, s. 214. 94 Yanık, “Yahyâ b. Abdilmu‘tî” DİA XX, s. 214.

95 Önemli bir husus olarak şunun da yeri gelmişken ifade edilmesi gerekmektedir ki bu kategori altında

verilen eserlerin müfessire aidiyeti konusunda kaynaklarda herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır. Fakat ulaşılan eserler çerçevesinde yapılan araştırmada Ali Rıza Karabulut’un Mu’cemu Tarihi’t-Tûrasi’l-İslamî fi’l-Mektebât adlı eserinde zikredilen ancak başka hiçbir kaynakta rastlanılmayan ve müellifin hicri 570 yılında telif ettiği söylenen ‘Kitab fi İstılâhi’l-Fünûn’ adlı bir eser zikredilmektedir. Söz konusu eserin muhtevası, adından anlaşıldığı üzere İslamî ilimlerin farklı şubelerinden disiplinlerin kavramlarını incelediği ifade edilebilirse de eserin müellife aidiyeti noktasındaki kapalılık kendisini korumaktadır. Bkz. Karabulut, Muʿcemü't-Tarih, IV, s. 2970.

96 Fuat Sezgin, Tarihu't-Türâsi'l-Arabî, (Arapça'ya tercüme eden Mahmut Fehmî Hicâzî), Suudi Arabistan:

29

tahkiki yapılmış, muhakkik tarafından bir ta’lik ve bir mukaddime yazılarak 1934 yılında 141 varak olarak basılmıştır. Ancak tahkike esas olan yazma nüshanın birçok hatayı barındırmasından mütevellid, tahkikte de birçok ilmî problem ortaya çıkmıştır. Zaten yazma halinde bulunan esas kaynaktaki hataların farkında olan Abbas İkbâl de esere yaptığı tahkik çalışmasının girişinde, yazma eserdeki hatalara işaret etmiş ve kendisinin de bunları düzeltmediğini belirtmiştir. Bunun yanı sıra Tahran’da yapılan ilk baskısında 990 tercemenin yer aldığı eserde otuz kadar terceme de bulunmamaktadır.97

Bir anlamda kendisinden önce yazılmış birçok çalışmayı kayıt altına alması yönüyle tarihi bir vesika işlevi gören eser98, Abbas İkbal’in eseri 1934 tarihli yayımı

sonrası Muhammed Sâdık Bahrülulûm tarafından daha önce otuz kadar eksik olan tercemeler de eklenerek 1961 yılında Necef’te el-Mektebetü’l-Hudâyriyye yayınevince basılmıştır.99

Eserle ilgili bir başka önemli husus da İbn Şehrâşûb’un et-Tusî’nin eseri üzerine yaptığı tamamlayıcı nitelikteki çalışmanın bir benzerinin çağdaşı Müntecebüddin el- Kummî (ö. 585/1189) tarafından et-Tusî’nin mezkûr eseri üzerine “Fihristü esâmî ʿulemâʾi’ş-Şîʿa ve muṣannifîhim” adıyla yapılmış olmasıdır. Müntecebüddin el- Kummî’nin, et-Tusî’nin eseri üzerine yaptığı çalışma tarihlendirilecek olursa, müellifin adı geçen eserinde hicri 573 tarihinde vefat etmiş Kutbü’r-Ravendi’nin tercemesine yer vermiş olmasından hareketle Fihristü esâmî’nin hicri 573/1177 yılından sonra yazıldığı savunulabilir. et-Tusî’nin mezkur bibliyografik eserine yapılan bu iki çalışmanın aynı dönemde yazılmış olmasına rağmen her iki müellifin bu konuda yekdiğerinden habersiz oluşlarını ise Muhammed Sâdık Bahrülulûm’a göre şu ihtimaller dahilinde değerlendirmek gerekir; birincisi muhtemelen Müntecebüddin el-Kummî, eserini telif ederken İbn Şehrâşûb’un eserinin telifinden habersizdi; çünkü müellifin Fihristü esâmî’nin mukaddimesinde belirttiği üzere İzze’d-’din Yahya (ö. 585/ 1189 [?]) kendisine et-Tusî’nin, fihristini yazdığı dönemden sonra ortaya çıkan eserlerin müellif

97 İbn Şehrâşûb, Meâlimu'l-Ulema, (Nâşirin girişi), s. 29-30.

98 Mesela Şerîf el-Murtazâ’nın (ö. 486/1044) eserleri hakkında bilgi veren bir vesika işlevi üstlenmesi

bakımından çok önemli bir yer işgal etmektedir. Bazı örnekler için bkz. Alemü’l-hüdâ Ebü’l-Kāsım Alî b. el-Hüseyn Şerîf el-Murtazâ, Emali el-Murtezâ: Gurerü’l-Fevâid ve Dürerü’l-Kalâid, (thk. Muhammed Ebu'l-Fadl İbrahim), y.y.: Dârü’l-ihyâi'l-kütübi'l-ârabî, 1954, Mukaddime, s. 14-17.

30

tercemelerine yer veren bir eserin yazılmadığını bildirmiştir. İkinci ihtimal ise İbn Şehrâşûb’un eserini telifi, Müntecebüddin el-Kummî’nin eserini kaleme almasından sonraki bir tarihte olduğudur. Her hâlükârda Meâlimu’l-Ulema ile Fihristü esâmî ve muṣannifîhim eserleri, telif yönleri açısından birbirine -zamansal ve muhteva bakımdan- yakındır ve her ikisi de Tusî’nin el-Fihristü’ṭ-Ṭûsî adlı eserine zeyl ve eseri tamamlayıcı nitelik taşımaktadır.100

Eserin yazma nüshaları ile ilgili kaydedilen bilgilere göre üç yazma nüshası bulunmaktadır. Bunlardan biri Dımaşk’ta Mektebetü’z-Zâhiriyye kütüphanesine 7749 numara ile kayıtlı bulunmaktadır.101 İkinci bir yazma nüshası ise Medine’de ‘Mektebetû

el-Musğerâti’l-el-Feylemiyyeti bi-Kısmi’l-Mahtutât [bi’l-Camiâti’l-İslamiyye] kütüphanesinde 1473 numarada kayıtlıdır.102 Üçüncü yazma nüshası ise Necef Milli

Kütüphanesinde 8/34 numara kayıtlanmıştır.103

VIII- el-İnsâf

İbn Şehrâşûb bu eserini Melâlimu’l-Ulemâ’da kendi tercemesine yer verdiği bölümde zikretmemekle beraber eser, farklı kaynaklarda müellife nisbet edilmektedir.104 Ancak

mezkûr eserin Meâlimu’l-Ulemâ’nın telif edilmesinden sonra yazılmış olması da ihtimaller arasında değerlendirilebilir. Zira Meâlimu’l-Ulemâ’nın neşrini gerçekleştirenlerden Seyyid Muhammed Bahrülulûm Meâlimu’l-Ulemâ’nın’nın yazıldığı tarihin periyodiğini hicrî 573 ile 581 tarihleri arasında vermektedir105 ki tarihlendirmenin

gerekçesi hakkında mezkûr eserin bibliyografik künyesinin verildiği bölümde bazı bilgilere yer verilmişti.

100 İbn Şehrâşûb Meâlimu'l-Ulema, (Nâşirin girişi), s. 27-30.

101 Merkezû'l-Melik Faysal, Fehresû Mahtûtat, Riyad: y.y., t.s., XXXIV, s. 298. 102 Merkezû'l-Melik Faysal, Fehresû Mahtûtat, XXXIV, s. 298.

103 Merkezû'l-Melik Faysal, Fehresû Mahtûtat, XXXIV, s. 298. 104 Tebrizî, Reyhanetul-Edeb, VIII, s. 59.; Tahrânî, ez-Zerîa, II, s. 295. 105 İbn Şehrâşûb, Meâlimu'l-Ulema, (Nâşirin girişi), s. 8.

31

I- el-Hâvî

Tahranî, günümüze ulaşmayan eserin bazı kaynaklarda el-Hâvi li’l-Fetâva olarak da geçtiğini bildirmektedir.106 Tespit edilebildiği kadarıyla kaynaklarda müellifin bu

eserinin muhtevasına dair bir bilgi bulunmamaktadır.

II- el-Minhâc

Müellifin günümüze ulaşmayan bu eserinin muhtevasına dair kaynaklarda herhangi bir bilgi verilmemiştir.107

III- el-Evsâf

İbn Şehrâşub’un Meâlimu’l-Ulema’da kendisine nispet ettiği ancak günümüze ulaşmayan esere dair kaynaklarda herhangi bir bilgi bulunamamıştır.108

V- el-Misal fi’l-Emsâl

Müellif, Meâlimu’l-Ulema’da bu eseri kaleme aldığı eserler arasında zikretmektedir.109 Müfessirin bu eseri de günümüze ulaşmamıştır.

VI- et-Terâik fi’l-Hudût ve’l-Hakâik

Firuzabadi, eserin künye bilgilerine yer verdiği kısımda Şehrâşûb’un bu çalışmasını,

İ’lamu’t-Terâiki’l-Atıf şeklinde vermektedir.110 Eser birçok kaynakta müellife nisbet

edilmekte olup araştırma sonucunda eserin muhtevasına dair kaynaklarda herhangi bir malumat bulunmamıştır.111 Müfessirin bu eseri de günümüze ulaşmamıştır.

106 Tahrânî, ez-Zerîa, VI, s.236; İsmail Paşa, Hediyetü'l-Ârifîn, II, s. 102.; ayrıca bkz. Tebrizî, Reyhanetul-

Edeb, VIII, s. 59.

107 İsmail Paşa, Hediyetü'l-Ârifîn, II, s. 102.

108 Tahrânî, ez-Zerîa, II, s. 476.; İbn Şehrâşûb, Meâlimu'l-Ulema, s. 119.; İsmail Paşa, Hediyetü'l-Ârifîn, II,

s. 102.; Tebrizî, Reyhanetul-Edeb, VIII, s. 59.

109 İbn Şehrâşûb, Meâlimu'l-Ulema, s. 119.; Tahrânî, ez-Zerîa, XIX, s. 73.; İsmail Paşa, Hediyetü'l-Ârifîn,

II, s. 102.; Tebrizî, Reyhanetul-Edeb, VIII, s. 59.

110 Tahrânî, ez-Zerîa, II, s. 239.; el-Fîrûzâbâdî, el-Bulġâ, s. 279.; İbn Şehrâşûb, Meâlimu'l-Ulema, s. 119. 111 Kehhale, Mu`cemü`l Müellifin, XI, s. 116.; Fîrûzâbâdî, el-Bulġa, s. 278.; İsmail Paşa, Hediyetü'l-Ârifîn,

32

VII- el-Mâidetu’l-Âide veya el-Fâide

Eserle ilgili olarak Tahrani’nin belirttiğine göre Firuzabadi el-Bulġa’da müellifin bu eserini el-Cedide olarak vermiştir.112 Ancak bazı kaynaklarda el-Mâidetu’l-Fâide şeklinde de kaydedilmiştir.113

IX- Kitabu’l-Mevâlid

Kaynaklarda künye bilgileri verilen eserin muhtevasına dair kaynaklarda bilgi bulunmamaktadır. Müfessir Meâlimu’l-Ulemâ eserinde eserle ilgili herhangi bir bilgi vermemekle birlikte ez-Zeriâ’da müfessirin eserleri arasında zikredilmiştir.114

112 Tahrânî, ez-Zerîa, XIX, s. 10-11.; Tahrani’nin Firuzabadi’nin sözü edilen eserinde Şehrâşûb’un mezkûr

eserinin farklı olarak el-Cedide ismiyle geçtiği şeklindeki beyanı, Firuzabadi’nin İbn Şehrâşûb’un tercemesi bağlamında yer verdiği bilgilerle uyuşmamaktadır. Zira Firuzabadi’nin eserinde ilgili eser el- Cedide şeklinde değil el-Deyide olarak verilmiştir. Ancak eserin adındaki ilk harf baskı hatasından dolayı (ج) -kuvvetle muhtemeldir ki- sakıt olduğu için ةديدلا şeklinde kalmıştır. Bkz. el-Fîrûzâbâdî, el-Bulġa, s. 279.

113 İsmail Paşa, Îzâhu’l-Meknûn, IV, s. 421.; Tebrizî, Reyhanetul-Edeb, VIII, s. 59. 114 Tahrânî, ez-Zerîa, XXIII, s. 233.

33