• Sonuç bulunamadı

D. Parlamentoların Denetim Fonksiyonları

4. Parlamenter Denetimin Sınırı (Yasama Kısıtı)

Parlamentonun görev ve yetki alanında hukuk düzenince öngörülmüş bulunan özel sınırlamalar “yasama kısıtı” olarak tanımlanmaktadır. Meclisin yapamayacağı işler hem yasama hem de denetim fonksiyonları alanında olabilir84. Bu çalışmada konu denetim işlevi yönünden ve TBMM ile Türk Hukuku açısından incelenecektir. Çünkü çalışmanın ağırlık noktası TBMM’ deki yasama denetimidir.

TBMM’nin görev ve yetkilerini düzenleyen 87. maddesinde yasama yetkisi kapsamında sayılan konular sayılmıştır. Ancak burada yasama organının görevleri tüketici bir biçimde sayılmamıştır. Yasama organının anayasanın başka maddelerinden kaynaklanan görev ve yetkileri de bulunmaktadır85. Ancak Anayasanın, TBMM’ne doktrinde kabul edilenin tersine sınırsız bir görev ve yetki alanı bırakmayı amaçlamadığı anlaşılmaktadır. Zira anayasa koyucu tüm Devlet organları için öngördüğü “kaynağını anayasadan almayan yetki kullanma” kısıtlamasından yasama organını ayrı tutmamıştır86.

Anayasadan kaynaklanan temel yasama kısıtlarından biri yasama organının bir uyuşmazlıkta yargı yetkisinin kullanılmasına karışamamasıdır. Anayasanın 138.

82 Leon Duguit, a.g.e., s. 102.

83 İsmet Giritli, Amme İdaresi ve Teşkilatı Personeli, İstanbul, 1963, s. 4.

84 Şeref İba, Parlamento Hukuku, 4.bs. Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, İstanbul, 2009, s. 11. ; Habip Kocaman, “Yargıya İntikal Eden Olaylarda Yasama Kısıtı”, Yasama Dergisi, S. 1, Nisan- Mayıs Haziran, 2006, s. 7.

85 Şeref İba, a.g.e., s. 12.

86 Şeref İba, a.g.e., s. 13.

maddesinin üçüncü fıkrasıyla yasama organına yargı yetkisinin kullanılması konusunda getirilen sınırlama, yargıdaki her iş ve tüm davalara ilişkin olmayıp yalnızca “görülmekte olan davaya” yöneliktir. Henüz kesinleşmemiş, yargılama süreci devam eden bir davada

“yargı yetkisinin kullanımı” yasamanın giremeyeceği alan olarak belirlenmiştir. Dava kesinleşince kısıtlamada ortadan kalkacaktır87.

Kısıtlamaya konu yargılama yetkileri; duruşmaların açıklığı, delillerin değerlendirilmesi, tanık dinlenmesi, bilirkişi tespiti gibi örnekleyici olarak sayılabilir.

Yasama Meclisine görülmekte olan bir davada yargı yetkisinin kullanılması konusunda getirilen kısıtlamalar; soru sorulamaması, görüşme yapılamaması ve herhangi bir beyanda bulunamamasıdır. Soru önergesi veya diğer denetim yollarının işletilmesini amaçlayan bir önerge ile kısıtlanan alanda bilgi edinilmesi veya Parlamento denetimi gerçekleştirilmek istenmesi mümkün değildir88.

Anayasanın 138/3. fıkrasıyla getirilen yasama kısıtı düzenlemesinin tarihi gelişimine baktığımızda konunun ilk defa 1961 Anayasası’nın 132/3. fıkrasıyla düzenlediği görülmektedir. Düzenleme açısından aradaki tek fark çift meclisli bir yasama organı söz konusu olduğundan “yasama meclisleri” şeklinde çoğul ifade kullanılmış olmasıdır.

Maddenin Anayasa Komisyonunca kabul edilen ve Temsilciler Meclisi’nde görüşülen ilk halinde “yargı yetkisinin kullanılması ile ilgili” ibaresi bulunmamaktaydı. Temsilciler Meclisi’nde iki kez görüşüldükten sonra Milli Birlik Komitesi önüne gelen Anayasa metninin buradaki görüşmesinde etki edilecek hususun yargı yetkisinin kullanılması olduğu belirtilerek bu ibarenin eklenmesi önerilir. Önerilen değişiklik kabul edilir. Bu değişiklikle yasağın kapsamı daraltılarak genel olarak dava konusunda değil “yargı yetkisinin kullanılmasına ilişkin soru, görüşme ve açıklamada bulunma yasaklanmış olur.

87 Şeref İba, a.g.e., s. 12-13. ; Habip Kocaman, a.g.m., s. 8-9.

88 Habip Kocaman, a.g.m., s. 9.

Maddenin gerekçesinde “…yargı bağımsızlığı prensibinin neticelerinden olduğu ve ölçüsünün “yargı yetkisinin kullanılması” ile sınırlı olduğu…” belirtilmiştir89.

Anayasa Mahkemesi 1970 yılında 1970/25 Esas numaralı iptal kararında bu kuralı açıklayan çarpıcı değerlendirmelerde bulunmuştur90.

Doktrinde, Anayasa Mahkemesinin yargıya müdahale yollarını kapatmayı ve yargı bağımsızlığını sağlamayı amaçlayan bir hükmün yine Anayasada düzenlenmiş bir parlamento denetim yolunun işletilmesini önleyecek şekilde uygulanamayacağına karar verdiğini, aynı konunun hem Meclisin hem de yargının önünde olabileceğini işaret ettiğini kabul eden91, görüşler olduğu gibi tam tersi yönde görüşler92 de mevcuttur.

Yüksek Mahkeme’nin yıllar önce verdiği bu aydınlatıcı karara rağmen, yargıya intikal eden bir konuda Meclis’in Anayasal denetim yetkilerini kullanıp kullanamayacağı bugün hala tartışma konusudur93.

Yasama kısıtıyla ilgili bir başka düzenlemede TBMM İçtüzüğü’nün 105. maddesindeki

“Devlet sırları ile ticari sırlar, Meclis araştırması kapsamının dışında kalır” biçimindeki 5.

fıkra hükmüdür. TBMM’nin kendisinden kaynaklanan bu kısıtlamanın, Devlet sırrı ve ticari sır kavramlarının hukuk düzerimizde net biçimde tanımlanmamış olmasına bağlı

89 Habip Kocaman, a.g.m., s. 10-11.

90 Anayasa Mahkemesi Kararlar Dergisi; Anayasa Mahkemesi’nin 18-6-1970 Tarih, 1970/25 E., 1970/32 K. Sayılı Kararı, s. 360-361, Yüksek Mahkeme sözü edilen kararın gerekçesinde şunları belirtmiştir. “..3. fıkra hükmü, yalnızca görülmekte olan bir dava hakkında yargı yetkisinin kullanılmasıyla ilgili soru sorulmasını, görüşme yapılmasını ve beyanda bulunulmasını yasaklamaktadır.

Bir başka deyimle, yasama meclisindeki görüşmelere 3. fıkra ile konulan kısıtlama, sadece belirli bir davada kullanılan yargı yetkisi ile sınırlıdır…Anayasa uyumlu bir bütündür. Bir bölümün hükümlerinin öteki hükümleri işlemez duruma getirmesi veya işlemlerini aksatması düşünülemez. Mahkemelerin bağımsızlığını korumak üzere konulmuş bir hükmün Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin bir anayasal denetim yetkisini ve adli görevini engelleyebileceği hukukça savunulabilir bir görüş değildir...” ; Şeref İba, a.g.e., s. 14. ; Habip Kocaman, a.g.m., s. 15-16.

91 Habip Kocaman, a.g.m., s. 16. ; Şeref İba, a.g.e., s. 14.

92 Ozan Ergül, “Aynı Olaya İlişkin Meclis Araştırması İle Adli Soruşturmanın Bağdaşmazlığı Üzerine”

TBBD, S. 69, 2007, s. 125-150.

93 Örnekler için bkz. Habip Kocaman, a.g.m. s. 16-23.

geniş yorumlamalara sebebiyet veren bir yönü bulunmaktadır. Bu nedenle içtüzükte bu şekilde soyut ifadelere yer verilerek denetim yetkisinin sınırlandırılması ve üstelik bunun içtüzükle yapılması eleştiri konusu yapılmaktadır94. Bu konuda getirilen yasama kısıtıyla ilgili ayrıntılı açıklamalara çalışmanın dördüncü bölümünde yer verilecektir.

E. Parlamenter Denetim Yollarındaki Güçlükler ve Etkinliğini Sınırlayan