• Sonuç bulunamadı

Parlamenter sistemin mahiyetiyle ilgili çeşitli teorik görüşler20 öne sürülmüş ise de Türk doktrininde hemen hemen oybirliğiyle kabul edilen ikici teori parlamenter sistemi kuvvetler ayrılığı teorisinden hareketle, yasama ve yürütme kuvvetlerinin ılımlı, dengeli ve aralarında işbirliğini mümkün kılacak şekilde ayrılmış olduğu bir hükümet sistemi olarak tarif etmektedir21. Bu sistemde yasama ve yürütme yetkileri kural olarak iki ayrı organa verilmişse de bu organlar birbirinden tam olarak bağımsız değildir. Bu organlar yer yer iç içe geçmiştir. Keza bu organlar karşılıklı olarak birbirinin hukuki varlığına son verme imkanına da sahiptirler. Yumuşak kuvvetler ayrılığı sisteminde, bu organlar arasında karşılıklı işbirliği vardır. Bu nedenle bu sisteme, kuvvetlerin işbirliği sistemi de denmektedir. Ancak yumuşak kuvvetler ayrılığı sistemine genel olarak “parlamenter sistem” denir. Bu sisteme “parlamenter sistem” yerine, “parlamenter rejim”, “parlamenter demokrasi”, “parlamenter hükümet” veya kısaca “parlamentarizm” de denmektedir22.

Parlamenter sistem oldukça yaygın bir sistemdir. Bu sisteme örnek olarak, başta İngiltere olmak üzere, Almanya, İtalya, İspanya, Belçika, Hollanda, Danimarka, Lüksemburg, İsveç, Norveç, Yunanistan gibi ülkeler sayılabilir23.

18 Mustafa Erdoğan, Anayasa Hukuku, 5.bs., Orion Kitabevi, Ankara, 2009, s. 21.

19 Kemal Gözler, a.g.e., s. 242.

20 Teorik görüşler için bkz. Attila Özer, a.g.e., s. 145. ; Ergun Özbudun, Parlamenter Rejimde Parlamentonun Hükümeti Murakebe Vasıtaları, AÜHF Yay., Ankara, 1962, s. 2-12.

21 Ergun Özbudun, a.g.e., s. 2-3. ; Attila Özer, a.g.e, s. 145.

22 Kemal Gözler, a.g.e., s. 242-243. ; M. Sinan Kılıçoğlu, a.g.m., s. 41.

23 Kemal Gözler, a.g.e., s. 243.

b. Parlamenter Hükümet Sisteminin Özellikleri

Parlamenter hükümet sisteminin en kısa ve güzel tanımı Leon D. Epstein tarafından yapılmıştır. Epstein’e göre, parlamenter sistem, “yürütme iktidarının yasama iktidarından kaynaklandığı ve ona karşı sorumlu olduğu anayasal demokrasi tipi”dir24.

(1). İki Başlı Yürütme Organı

Parlamenter hükümet sistemlerinde yürütme organı “iki-başlı”dır. Buna “düalist yürütme”25 de denmektedir. Bir yanda “devlet başkanı”, diğer yanda ise “bakanlar kurulu” vardır. “Devlet başkanı”, monarşik parlamenter sistemlerde “kral”, cumhuriyet tipi parlamenter sistemlerde ise “cumhurbaşkanı”dır. Gerek kral olsun, gerekse cumhurbaşkanı olsun, devlet başkanı yasama organı karşısında sorumsuzdur26. Monarşilerde bu sorumsuzluk tamdır. Kralın cezai, hukuki veya siyasi herhangi bir sorumluluğu yoktur. İngiliz hukukunda bu durum “Kral fenalık yapmaz” formülü ile ifade edilmektedir27. Cumhuriyeti kabul etmiş devletlerde bu sorumsuzluk mutlak değildir.

Devlet başkanı sadece görevine ilişkin konularda sorumlu tutulamaz ancak bunun da sınırı vatana ihanet suçudur. Ancak bu suçla suçlanması ve yargılanması teoride kalmaktadır.

Çünkü uygulanması oldukça güç şartlara bağlanmaktadır28.

Devlet başkanının siyasi sorumsuzluğunun sonucu, alacağı bütün kararlarda başbakan ve ilgili bakanın imzası bulunmak zorundadır. Bu karşı-imza (contreseing-advice) kuralı parlamenter sistemin kilit noktalarından biridir29.

24 Leon D. Epstein, Parliamentary Goverment, International Encyclopedia of the Social Sciences, ed.

David L. Sills, New York, Macmillian and Free Pres, 1968, Cilt 11, s. 419. aktaran Kemal Gözler, Anayasa Hukukunun Genel Esasları, s. 243. ; Ali Akyıldız, a.g.m., s. 94.

25 Kemal Gözler, a.g.e., s. 243. ; Attila Özer, a.g.e., s. 148. ; Ali Akyıldız, a.g.m., s. 94.

26 Kemal Gözler, a.g.e., s. 243. ; İsmet Giritli, Jale Sarmaşık, a.g.e.,s. 97. ; Yavuz Atar, Türk Anayasa Hukuku, 7.bs., Mimoza Yayınları, 2012, s. 144.

27 Turan Güneş, Parlamenter Rejimin Bugünkü Manası ve İşleyişi, İÜHF Yay., İstanbul, 1956, s. 60.

28 Turan Güneş, a.g.e., s. 60.

29 Turan Güneş, a.g.e., s. 60-61.

Yürütme organının diğer kanadında ise “bakanlar kurulu” bulunur. Bakanlar kuruluna

“kabine” veya “hükümet” de denir. İşte yürütme organının bu ikinci kanadı yasama organı karşısında sorumludur. Bakanlar kurulunun başlıca görevi ülkenin genel siyasetini belirlemek ve hükümet etmektir. Bakanlar kurulu da kendi içinde “ikili” yapıdadır. Bir tarafta “başbakan” diğer tarafta “bakanlar” bulunur. Başbakan bakanlar kurulunun yani hükümetin başıdır. Parlamenter sistemlerde bakanlar kuruluna kolektif sorumluluk, kolejyallik, homojenlik, dayanışma ve gizlilik ilkeleri hakimdir30.

(2). Parlamentoya Dayanan ve Ona Karşı Sorumlu Olan Bakanlar Kurulu

Parlamenter hükümet sistemlerinde yürütme organı doğrudan doğruya halk tarafından seçilmez. Yürütme organının birinci kanadı olan “devlet başkanı”, monarşik parlamenter sistemlerde irsi olarak belirlenir. Cumhuri parlamenter sistemlerde ise devlet başkanı, doğrudan doğruya halk tarafından değil, genellikle yasama organı tarafından seçilir.

Parlamenter sistemlerde yürütme organının ikinci kanadı olan kabine de seçim usulüyle değil, yasama organı tarafından belirlenir. Kabine parlamentonun içinden çıkar; ondan kaynaklanır. Almanya, Japonya gibi bazı ülkelerde başbakan doğrudan doğruya yasama organı tarafından seçilir. Diğer bazı ülkelerde ise devlet başkanı parlamentodan güven oyu alabilecek bir kişiyi başbakan olarak atar. Bu kişi bakanları seçer. Başbakan tarafından seçilen kişiler kral veya cumhurbaşkanı tarafından bakan olarak atanır. Bu şekilde kurulmuş olan kabine, yasama organından güven ister. Bu nedenle parlamenter hükümet sisteminde kabinenin yasama organı tarafından belirlendiği söylenmektedir31.

Parlamenter hükümet sisteminde, yürütmenin bir kanadı olan devlet başkanı yasama organı karşısında sorumsuzdur. Ancak yürütmenin ikinci kanadı olan kabine (bakanlar kurulu) yasama organı karşısında sorumludur. Kabine (hükümet, bakanlar kurulu) yasama organının “güven”ine dayanır. Yasama organı güvensizlik oyuyla kabineyi görevden

30 Bu ilkeler hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. Kemal Gözler, a.g.e., s. 244.

31 Kemal Gözler, a.g.e., s. 245.

alabilir32. Kabinenin yasama organı karşısında kolektif ve bireysel olmak üzere iki tür sorumluluğu vardır. Kabinenin bir bütün olarak yasama organı karşısındaki sorumluluğuna “kolektif sorumluluk” denir. Yasama organı kabine hakkında güvensizlik oyu vermişse bütün kabine düşer. Parlamenter hükümet sisteminde ayrıca her bir bakan tek tek yasama organı karşısında sorumludur. Buna “bireysel sorumluluk” denir. Yasama organı kabineyi görevde bırakırken sadece bir bakanı güvensizlik oyu vererek görevden alabilir33.

(3). Yürütme Organının Yasama Organını Fesih Yetkisi

Parlamenter sistemde, fesih yetkisi klasik anlamı ile yasama ve yürütme organı arasındaki dengeyi sağlayan kurumlardan biri olup, tarihi kaynağı İngiliz Anayasa uygulamalarının ürünüdür34.

Fesih, devlet başkanı ya da hükümet başkanı tarafından kullanılan bir yetki olup, belli süre için seçilmiş olan bir parlamentonun, süresi dolmadan varlığına son vererek, yeni seçimlerin yapılmasına yol açar. İki meclisli bir parlamenter sistemde, fesih yetkisi, genellikle ilk meclise karşı kullanılır. Ancak istisna olarak Belçika ve İtalya gibi ülkelerde, her iki meclis de yürütme tarafından feshedilebilmektedir35.

Fesih hakkı, yasama ve yürütme arasındaki dengeyi, yürütme bakımından güvence altına alan ve parlamenter rejimin olmazsa olmaz bir unsuru olarak kabul edilmektedir. Fesih hakkı ile parlamenter sistem arasında tarihi ve mantıki bir bağlantı vardır. Güvensizlik oyu ile hükümetin görevinden uzaklaşmasına yol açan parlamentoya karşı, hükümetin de meclisin varlığına son verebilecek tek etkili aracı fesihtir. Kısaca parlamenter sistemde,

32 Kemal Gözler, a.g.e., s. 245.

33 Kemal Gözler, a.g.e., s. 245. ; Şükrü Karatepe, Anayasa Hukuku, Ankara, 2013, s. 145-147. ; Turan Güneş, a.g.e., s. 62-65. ; Mustafa Erdoğan, a.g.e., s. 15. ; Yavuz Atar, a.g.e., s. 144. ; İsmet Giritli, Jale Sarmaşık, a.g.e., s. 98. ; Zafer Gören, a.g.e., s. 146-147. ; Server Tanilli, a.g.e., s. 362-363.

34 Erdoğan Teziç, Anayasa Hukuku (Genel Esaslar), 7. bs., Beta Yayınevi, İstanbul, 2001, s. 414.

35 Erdoğan Teziç, a.g.e., s.414.

siyasi sorumluluğun karşı önlemini fesih hakkı oluşturmaktadır. Kuşkusuz fesih hakkının, başlı başına siyasi sorumluluğa bir karşı ağırlık olması, aslında bunun varlığından çok, kullanılması tehdididir. Yürütmenin elinde fesih hakkının varlığı, hükümeti güvensizlik oyu ile düşürmek isteyecek bir parlamentoyu ister istemez ihtiyatlı hareket etmeye zorlayacaktır. Yasama ve yürütme arasında ortaya çıkan uyuşmazlığın çözümünde fesih, en etkili yollardan biridir. Zira fesih sonrası yapılacak genel seçimler, yasama ve yürütme arasındaki uyuşmazlığın halkın hakemliği ile çözülmesini sağlar. Bu bakımdan parlamentonun feshi bir tür halk oylaması sayılabilecek olan genel seçimlere yol açar36.

(4). Aynı Kişinin Hem Yürütmede Hem Yasamada Görev Alabilmesi

Parlamenter hükümet sisteminde aynı kişi, aynı anda hem yasama hem de yürütme organında görev alabilir. Yani bir kişi hem parlamento üyesi hem de başbakan veya bakan olabilir. Keza birçok parlamenter sistemde başbakanın parlamento üyesi olması zorunludur. Bakanların parlamento üyesi olma zorunluluğu yoktur. Bakanlar parlamento içinden veya dışından atanabilir. Ancak parlamenter sistemde bakanlar da çoğunlukla parlamento üyesidirler37.

(5). Bakanlar Kurulunun Yasama Organının Çalışmalarına Katılabilmesi

Bakanların meclis çalışmalarına katılabilmesi parlamenter sistemin ayırıcı özelliklerinden biri olarak sayılmaktadır. Bakanların meclis çalışmalarına katılabilmesinin temeli parlamenter sistemde kabine üyelerinin prensip olarak meclis içinden alınmasıdır. Bu kural İngiltere’de mutlaktır. Bakanlığa getirilen milletvekili parlamento üyesi olmak sıfatını muhafaza ettiğine göre, meclis çalışmalarına katılması da doğaldır38.

36 Erdoğan Teziç, a.g.e., s. 415.

37 Kemal Gözler, a.g.e., s. 246-247.

38 Turan Güneş, a.g.e., s. 80.

C. Osmanlı İmparatorluğu Döneminden Günümüz Türkiye’sine Kadar Uygulanan Hükümet Sistemleri

1. Birinci Meşrutiyet Dönemi Hükümet Sistemi

1830 Belçika Anayasası örneğine göre hazırlanmış olan 23 Aralık 1876 da ilan edilen Kanun-i Esasi ilk Osmanlı Anayasası’dır. Görünüşte anayasal bir monarşi kuruyordu. Zira Kanun-i Esasiye göre padişahın yetkileri kurulması öngörülen seçilmiş parlamento ile kayıtlanacaktı. Kanun-i Esasi’nin getirdiği sistem başbakanı ve bakanlar kurulu ile ilk bakışta parlamenter sisteme benziyordu.39. Ancak anayasaya yakından bakıldığında gerçek durumun öyle olmadığı kolaylıkla anlaşılmaktadır40.

Anayasa Padişaha Meclis-i Mebusan’ı fesih (m. 73) ve tatil (m. 7) yetkileri de tanımıştı ki bunlar onun parlamentoyu kendi denetimi altında tutmasını kolaylaştırıyordu. Bu hükümlerden de anlaşılacağı üzere asıl egemen halk veya parlamento değil padişahtı.

Bundan dolayı Kanun-i Esasi’nin kurduğu sistemin tam bir anayasal monarşi olduğunu söylemek zordur41.

2. İkinci Meşrutiyet Dönemi Hükümet Sistemi

Osmanlı Devletinde, 1876 Kanun-i Esasi’de 08.08.1909 tarihinde esaslı değişiklikler yapılmıştır. Bu değişiklikler ile her ne kadar padişahın yetkileri artmış ise de parlamenter sistemin mantığına uygun olarak, padişah bu yetkileri, yasama kuvvetinin güvenini haiz

39 Mustafa Erdoğan, a.g.e., s. 130. ; Yavuz Atar, Türk Anayasa Hukuku, 7. bs., Mimoza Yayınları, Konya, 2012, s. 20-21. ; Kemal Gözler, Türk Anayasa Hukuku Dersleri,13. bs., Ekin Basın Yayın Dağıtım, Bursa, 2012, s. 16-19.

40 Anayasa’ya göre “Devlet-i Osmaniye” monarşik bir devletti (m. 3 ve 59) padişah hala sadece yürütme yetkisini değil yasama yetkisini de elinde bulunduruyordu. Bakanlar padişah tarafından tayin ve azledilecek (m. 7), bakan olmak için padişahın güvenine sahip olunacak (m. 27) ve bakanların icraatı padişahın onayına bağlı olacaktı (m. 29). Yasama yetkisi bakımından Meclis-i Umumi’nin seçimle gelen kanadı olan Heyet-i Mebusan’ın payına düşen yetki çok azdı. Kanun teklifi için milletvekillerinin padişahtan ön izin alması gerekiyordu (m. 53). Padişahın kanunları mutlak veto etme yetkisi de mevcuttu (m. 54). Bu durumda yasama yetkisi anayasaya göre meclise ait bir yetki değildir.”

41 Mustafa Erdoğan, a.g.e., s. 131-132.

sadrazam ve ilgili bakanların girişim ve imzası ile kullanabilecektir. Bakanlar Kurulunun, Kanun-i Esasi’nin ilk metninin aksine Padişaha karşı değil, parlamenter sistemle uyumlu olarak halkın seçtiği kişilerden teşekkül eden Heyet-i Mebusan’a karşı siyaseten sorumlu olması esası benimsenmiş, bu kapsamda Bakanlar Kurulunu denetleme ve düşürme yetkisi, Heyet-i Mebusan’a tanınmıştır. Padişahın Heyet-i Mebusan’ı fesih yetkisi korunmuş olmakla birlikte, bu yetkinin kullanılması oldukça güçleştirilmiş, yapılan değişikliklerle yürütme yetkisi padişahtan alınarak, demokratik yapılı Bakanlar Kuruluna kaydırılmış, Bakanlar Kurulunun bir konuyu görüşmek için padişahtan ön izin alması şartı kaldırılmış, siyasi ve fikri birliği, bireysel ve kolektif sorumluluğu olan bu kurul, yürütme yetkisinin gerçek sahibi haline getirilmiştir. Bu şekilde “kabine” sistemi Osmanlı kamu hukukuna girmiş olmaktadır. Bu değişikliklerle Padişahın sahip olduğu yetkiler yasama organı lehine sınırlandırılmış ve Meclis-i Umumi gerçek bir yasama organı haline getirilmiştir42.

1909 Anayasa değişikliği kapsamında, metin üzerinde de olsa 1876 Anayasası’nın yetersiz olan sistem ve müesseseleri değiştirilmiş, yasama ve yürütme kuvvetleri demokratikleştirilmiş, kuvvetler arası ilişkiler parlamenter sistemle uyumlu olarak yumuşak, işbirliğine dayalı ama yasamayı daha fazla kollayan bir şekilde düzenlenerek, teorik olarak parlamenter ya da meşruti monarşi için uygun bir anayasal çerçeve sağlanmıştır43.

3. Birinci Büyük Millet Meclisi Döneminde Hükümet Sistemi

23.04.1920’de Büyük Millet Meclisinin (BMM) toplanmasıyla yeni Türkiye Devleti kuruldu. O zamana kadar, fiili bir iktidar olan Heyet-i Temsiliye idaresi yerini hukuki bir idare olan BMM idaresine bırakmıştır. Mustafa Kemal’in, 24.04.1920 günü yapmış olduğu konuşmayı takiben Meclise sunduğu hükümet sisteminin esaslarını tayin eden

42 Adnan Küçük, “Türkiye’de Günümüze Kadar Tatbik Edilen Hükümet Sistemleri” , Demokrasi Platformu Dergisi, Orion Kitabevi, Y. 9, S. 33, Ankara, 2013, s. 47-48.

43 Adnan Küçük, a.g.m., s. 47-48. ; Mustafa Erdoğan, a.g.e., s. 133-134. ; Kemal Gözler, a.g.e., s. 19-21. ; Yavuz Atar, a.g.e., s. 21-22.

önerge kabul olunarak Meclis kararına dönüşmüştür. Yeni kurulan BMM’nin dayandığı temel ilkeleri ortaya koyan bu karar, aslında 1921 Teşkilat-ı Esasiye Kanunu’na kadar ki dönemde bir tür “geçici anayasa” niteliğinde idi. Bu kararla bir yandan bir hükümet sistemi oluşturulması ile 1921 Teşkilat-ı Esasiye Kanunu’nun hükümet sistemine ilişkin düzenlemelerinin esası oluşturulmakta diğer yandan da yeni bir devletin kurulması amaçlanmaktadır. Bu sistemde kuvvetler ayrılığı sistemi benimsenmediği için, BMM yasama ve yürütme erklerini kendinde toplayan tek organdı. BMM’nin hukuki olarak yürütme işlerini kendi “memur”ları ve “vekil”leri olan kişiler eliyle gördürmesi gerekmektedir44.

20.01.1921 günü Teşkilat-ı Esasiye Kanunu kabul edildi. Bu metinde, hükümet sistemi ile alakalı hükümler de yer almıştır. Teşkilat-ı Esasiye Kanunu’nda “Vekiller Heyeti”nden söz edilerek yürütme yetkisini kullanacak bir ortak kurulun varlığı öngörülmüş gibi görünse de “icra kudreti”nin BMM’ye ait olduğunu belirten 2. madde hükmü ile Türkiye Devleti’nin Meclis tarafından idare edileceğini belirten 3. madde hükmü karşısında söz konusu heyetin bağımsız ve anayasal yetkili bir yürütme organı değil, Meclis adına ve onun emir ve talimatları doğrultusunda hareket etmekle görevli bir memurlar topluluğu olduğu sonucu çıkmaktadır45. Birinci BMM ve 1921 Anayasası dönemlerinde geçerli olan hükümet sistemi konusunda “meclis hükümeti sistemi” olduğu kabul edilmiştir46.

29.10.1923 Tarih ve 364 Sayılı Anayasa değişikliği ile anayasal sistem hükümet sistemini de içerecek şekilde önemli değişikliğe uğramıştır. 1921 Anayasası’nın ilk metninin öngördüğü meclis hükümeti sistemine bazı parlamenter unsurlar katılmıştır. Cumhuriyeti ilan ederek Cumhurbaşkanlığı makamı getiren, “Başvekil” kelimesini açıkça kullanan ve onu Cumhurbaşkanına seçtiren, Başvekil ve bakanlardan oluşan hükümeti Cumhurbaşkanı eliyle Meclis’in onayına sunma usulünü getiren bu sistem “saf meclis

44 Adnan Küçük, a.g.m., s. 51-52. ; Mustafa Erdoğan, a.g.e., s. 135-137. ; Kemal Gözler, a.g.e., s. 23-27.

45 Adnan Küçük, a.g.m., s. 53-54.

46 Ergun Özbudun, “Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti’nin Hukuki Niteliği”, Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, S. 102, http://atam.gov.tr/turkiye-buyuk-millet-meclisi-hukumetinin-hukuki niteliği/, erişim tarihi: 25-2-2014. ; Adnan Küçük, a.g.m., s. 54.

hükümeti sisteminden parlamenter sisteme geçiş” sürecinin başlangıcı niteliğindedir. Bu nedenle Anayasa Hukuku doktrininde 1921 Teşkilat-ı Esasiye Kanunu sisteminin meclis hükümeti modelini esas almakla birlikte uygulamada parlamenter sistem gibi işlediği, iki modelin bazı unsurlarını bünyesinde birlikte barındıran karma bir sistem oluşturduğu kabul edilmektedir47.

4. 1924 Anayasası Döneminde Hükümet Sistemi

Bu anayasa tarafından benimsenen hükümet sistemine ilişkin özellikler şu şekilde sıralanabilir:

Egemenlik hakkını millet namına kullanma yetkisinin, yasama ve yürütme kuvvetinin TBMM’ de toplanmış olması, TBMM’nin yasama yetkisini bizzat, yürütme yetkisini ise kendi namına kendisinin seçtiği Cumhurbaşkanı ve onun tayin ettiği İcra Vekilleri Heyeti (Bakanlar Kurulu) eliyle kullanacağının belirtilmiş olması, TBMM’nin hükümeti her zaman denetleyip düşürebilmesine karşılık yürütmenin TBMM’ni fesih yetkisinin düzenlenmemiş olması, 1924 Anayasası’nda benimsenen “meclis hükümeti” sistemine ilişkin özellikleridir48.

TBMM’nin yasama yetkisini kendisi kullandığı halde yürütme yetkisinin kullanımının Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kuruluna verilmiş olması, cumhurbaşkanlığı makamının kabul edilmiş olması, hükümetin kurulması konusunda parlamenter hükümet sistemi ile uyumlu bir modelin benimsenmiş olması, cumhurbaşkanının siyasi olarak sorumsuzluğu, bakanlar Kurulu’nun hükümetin genel siyasetinden dolayı TBMM’ne karşı siyaseten kolektif sorumluluğunun kabul edilmesi, TBMM’nin senede altı ayı geçmeyecek şekilde

47 Adnan Küçük, a.g.m., s. 54-55. ; A. Selçuk Özçelik, “Yeni Anayasamız Muvacehesinde Yasama ve Yürütme Organlarının Münasebetleri Hakkında Bazı Düşünceler”, İÜHFD, C. XXVII, S. 1-4, 1961, s.

34-36.

48 Ergun Özbudun, Türk Anayasa Hukuku, Yetkin Yayıevi, Ankara, 2009, s. 31. ; Adnan Küçük, a.g.m., s.

60-61.

tatil yapabilmesi 1924 Anayasası’nda benimsenen hükümet sisteminin “parlamenter”

özellikleridir49.

Bunlar dikkate alındığında 1924 Anayasası’nda bazı yönleriyle meclis hükümeti bazı yönleriyle de parlamenter hükümet sistemine ilişkin özelliklerin bir arada bulunduğu görülmektedir. Bu sebeple 1924 Anayasası’nda “karma hükümet sistemi” nin kabul edilmiş olduğu söylenebilir. Bu sistem “kuvvetler birliği ve görevler ayrılığı sistemi”

şeklinde ifade olunmaktadır50.

5. 1961 Anayasası’nda Benimsenen Hükümet Sistemi

1961 Anayasası’nın öngördüğü hükümet sistemi parlamenter hükümet sistemidir.

Anayasaya göre yürütme parlamenter hükümet sistemine uygun olarak Bakanlar Kurulu ve Cumhurbaşkanından oluşarak ikili bir yapı sergilemektedir. Esasen hükümet etme yetkisi TBMM’nin güvenine sahip olan Bakanlar Kurulu’na verilmiştir. Cumhurbaşkanı yürütmenin daha az etkili ve sembolik yetkilere sahip kanadını oluşturmaktadır.

Cumhurbaşkanı, geleneksel parlamenter anlayışa uygun olarak görevi ile alakalı işlemlerinden dolayı sorumlu değildir (m. 98, 99, 147). Cumhurbaşkanı sahip olduğu yetkileri, sorumsuzluğunun bir neticesi olarak başbakan ve ilgili bakanların imzaları ile birlikte kullanacaktır. Bu tür işlemlerden başbakan ve ilgili bakanların sorumluluğu esası benimsenmiştir51(m. 98).

Cumhurbaşkanı yasama organı tarafından kendi üyeleri arasından seçilir. Bakanlar Kurulu ise Başbakan ve diğer bakanlardan oluşur. Başbakan Cumhurbaşkanı tarafından TBMM üyeleri arasından seçilir. Bakanlar Başbakan tarafından TBMM üyeleri veya milletvekili olabilme yeterliliğine sahip olanlar arasından seçilir ve Cumhurbaşkanı tarafından ataması

49 Ergun Özbudun, a.g.e., s. 31. ; Adnan Küçük, a.g.m., s. 61-62.

50 Ergun Özbudun, a.g.e., s. 31. ; Adnan Küçük, a.g.m., s. 60-62. ; Mustafa Erdoğan, a.g.e., s. 139-143. ; Kemal Gözler, a.g.e., s. 27-34.

51 Orhan Aldıkaçtı, Anayasa Hukukumuzun Gelişmesi ve 1961 Anayasası, 4. bs., İÜHF Yay. İstanbul, 1958, s. 316. ; Adnan Küçük, a.g.m., s. 68.

yapılır (m. 102). Bu şekilde teşekkül eden Bakanlar Kurulu’nun Millet Meclisinden güvenoyu olması gerekir. Anayasa’da, yasama ile yürütmeye ilişkin iktidar alanının belirlenmesinde, yasamadan “yetki” yürütmeden “görev” olarak bahsedilmesi, ağırlığın parlamento lehine olduğunu göstermektedir52.

Parlamenter sistemin bir gereği olarak, TBMM’nin yürütmenin bir kanadı olan Bakanlar Kurulunu denetleme yetkisi de mevcuttur. Bakanlar Kurulu yasama organı içinde Millet Meclisine karşı sorumludur. Güven oylaması sadece Millet Meclisinde gerçekleştirilir (m.

103). Bu denetim kapsamında Bakanlar Kurulu gerektiğinde yasama organı tarafından düşürülebilmektedir. Parlamentonun yürütmeye ilişkin bu yetkisine karşılık Cumhurbaşkanının yasama organını fesih yetkisi çok ağır şartlara bağlanmıştır53.

6. 1982 Anayasası’nda Benimsenen Hükümet Sistemi

1982 Anayasası Türkiye Cumhuriyeti’nin parlamenter hükümet sistemi yönündeki geleneksel tercihini korumuştur. Ancak Anayasa, devlet sistemi içinde yürütmenin ve yürütme içinde özel olarak Cumhurbaşkanının konumunu büyük ölçüde güçlendirmiştir.

Anayasal düzenlemeye göre yürütme Bakanlar Kurulu ve Cumhurbaşkanı şeklinde olan ikili yapısını korumuştur (m. 8). Bu yapı içinde Bakanlar Kurulu yürütmenin ana kanadını oluşturur ve yürütme işlevinin yerine getirilmesinde girişim ve karar yetkisi esas olarak ona aittir. Bakanlar Kurulu, yapısı, işleyişi ve sorumluluğu bakımından kolektif bir organdır. Bakanlar Kurulu parlamentodan çıkar onun desteğiyle faaliyetine devam eder.

Uyguladığı politikadan dolayı da yine parlamentoya karşı sorumludur. Bu bakımdan yasama organı bakanlar kurulunun denetlenmesinde gensoru, meclis soruşturması gibi bir takım araçlara sahiptir ve bakanlar kurulunun uyguladığı genel siyasetten dolayı

52 Bülent Tanör, Necmi Yüzbaşıoğlu, 1982 Anayasasına Göre Türk Anayasa Hukuku, 7. Bs., Cem Yay., Ekim, 2005, s. 302.

53 Adnan Küçük, a.g.m., s. 68-69. ; Yavuz Atar, a.g.e., s. 26-29. ; Kemal Gözler, a.g.e., s. 35-42. ; Mustafa Erdoğan, a.g.e., s. 150-153. ; A. Selçuk Özçelik, “Yeni Anayasamız Muvacehesinde Yasama ve Yürütme Organlarının Münasebetleri Hakkında Bazı Düşünceler”, İÜHFD, C. XXVII, S. 1-4, 1961, s. 36-44.

parlamento gerek gördüğünde bu araçlara başvurabilir54. Bakanlar Kurulu’nun Cumhurbaşkanı’na karşı siyasi sorumluluğu yoktur, Cumhurbaşkanı Meclis’in güvenine sahip bir Başbakan’ı azledemez. Anayasa, bakanların TBMM’nin yanı sıra başbakana karşı da sorumlu olduklarını öngörmüştür. Başbakan’a bakanların azlini Cumhurbaşkanı’ndan isteme yetkisi tanınmıştır. “Rasyonelleştirilmiş parlamentarizm”

şeklinde bir gelişme olarak da kabul edilen buna benzer düzenlemeler ile başbakanın Bakanlar Kurulu içindeki gücünü arttırarak, onu klasik parlamenter sistemde olduğu

şeklinde bir gelişme olarak da kabul edilen buna benzer düzenlemeler ile başbakanın Bakanlar Kurulu içindeki gücünü arttırarak, onu klasik parlamenter sistemde olduğu