• Sonuç bulunamadı

2.4. ALTERNATİF BİR HABER KAYNAĞI OLARAK SOSYAL MEDYA

2.4.5. Yeni Toplumsal Hareketler ve Sosyal Medya

2.4.5.1. Sosyal Medya Ekseninde Oluşturulan Alternatif Hareketler

2.4.5.1.2. Gezi Parkı Olayları

Taksim Gezi Parkı Protestoları, İstanbul Taksim’de bulunan Gezi Parkı’nın yerine İstanbul Büyük Şehir Belediyesi tarafından alışveriş merkezi yapılmak istenmesi üzerine başlamıştır. Başlangıçta insanların kentlerine sahip çıkmak amacıyla yaptığı, barışçıl bir şekilde başlayan bu eylem, sonrasında tüm ülkeye yayılarak dünyada ses getirmiştir. Gezi Parkı eylemlerinin bu kadar kısa sürede tüm ülkeye yayılmasında sosyal medya oldukça etkili olmuştur. Eylemde sosyal medyanın gücüne vurgu yapan ABD’nin en çok

takip edilen internet haber sitelerinden Huffington Post, Türkiye’de yaşanan olayları “9 Saniyede Devrim” başlığıyla vermiştir.26

İçişleri Bakanlığı’nın 23 Haziran’da yapmış olduğu açıklamaya göre Bayburt ve Bingöl hariç 79 ilde düzenlenen eylemlere toplam 2,5 milyon kişi katılmış, bundan daha fazla kişi de sosyal ağlar aracılığıyla görüşlerini aktarmışlardır. Eylemde 4 bin protestocu ve 600 polis yaralanmıştır. 4 bin 900 protestocu ise gözaltına alınmıştır.27

Gezi Park Eylemleri’nde sosyal medyanın büyük rolü olmuştur. 31 Mayıs 2013 tarihinde saat 16.00’dan itibaren 12 saat içinde #direngezipark (950 bin tweets), #occuppygezi (170 bin tweets), #geziparki (50 bin tweets) gibi 3 ana hashtag grubundan oluşan az 2 milyon tweet atılmıştır. Geleneksel medyada olayların tam anlamıyla verilmemesi gibi nedenlerle protestocular canlı olarak çektikleri video görüntülerini Facebook ve Twitter aracılığıyla paylaşıp yaşananlardan herkesi haberdar etmiş, bu anlamda her protestocu canlı-tweet atarak bir nevi habercilik yapmıştır. Protestocular geleneksel medyaya olan tepkilerini #BugünTelevizyonlarıKapathashtag’ı ile göstererek bu başlık altından 50 binden fazla tweet atılmıştır. 28

CNN Türk haber kanalının gösterilerin yoğun olduğu anda penguenlerle ilgili belgesel yayınlaması karikatürler ve çeşitli şekillerde tepkilere neden olmuştur ve penguen de gösterilerde kullanılan sembollerden biri haline gelmiştir.

Gezi Parkı eylemlerinde sosyal medya kullanımı Türkiye’de yükselişe geçmiş, bir haber ve yorum mecrası olarak, geleneksel medyanın kendi kendine uyguladığı sansürün karşısına çıkmıştır. Gezi Parkı hareketi olarak adlandırılan eylemler boyunca tüm Türkiye’de farklı kentlerdeki protestocular ve göstericiler için internet ve özellikle sosyal medya ortamları oldukça önemli iletişim ve etkileşim ortamı olarak varlığını göstermiştir. Kısa sürede, çok sayıda insan, herhangi bir zaman ve mekan sınırı olmaksızın birbirleri ile iletişim haline geçerek, çevrelerinde olup biten olaylardan sosyal ağlarda paylaşılan görüntü ve video kayıtları vasıtasıyla haberdar olmuştur.

26 Hürriyet 05.06.2013 (22.05.2015) 27 http://www.milliyet.com.tr/2-5-milyon-insan-79-ilde-sokaga/gundem/detay/1726600/default.htm (22.05.2015) 28 http://web.archive.org/web/20140427132128/http://www.aljazeera.com/indepth/opinion/2013/06/20136 1212350593971.html (22.05.2015)

Tablo 4. Türkiye 29 Mayıs- 10 Haziran 2013 Aktif Twitter Kullanıcı Sayısı ve

Gönderilen Tweet Adedi

Sosyal medya analiz aracı, Somemto’ya göre (somemto.com) 29 Mayıs 2013 tarihinde 1 milyon 800 binlerde olan Twitter kullanıcısı sayısı, 10 Haziran tarihinde 9 milyon 500 binlere ulaşmıştır. Artan kullanıcı sayısına bakıldığında ise gelişmeler hakkında bilgi sahibi olmak isteyen bireylerin, geleneksel medya yerine sosyal ağları haber mecrası olarak tercih ettiği görülmektedir. Konda Araştırma ve Danışmanlık şirketinin yapmış olduğu araştırmaya göre de Gezi Parkı eylemlerine katılanların %69’u olayları sosyal medyadan duyduğunu söylemiştir.29

Nitekim Gezi Park eylemleri sırasında geleneksel medya araçları; yandaş medya, taraflı medya gibi söylemler ile taraflı yayın yapıyor oldukları yönünde eleştirilere maruz kalmıştır. Hatta geleneksel medyaya karşı büyüyen tepkiler sonucunda Gezi Park bölgesinde duran çeşitli ulusal kanalların canlı yayın araçları eylemciler tarafından taşlanıp, bölgeye alınmak istenmemiştir. Bu bağlamda sosyal medya, gezi park protestoları sırasında şekillenen toplumsal hareketleri tüm ulusa hatta dünyaya duyurmada en büyük araç olarak kullanılmıştır. Bu yönüyle Gezi Parkı Protestoları; sosyal ağların eğlence, chat, v.b. içeriklere izin vermesinin dışında, büyük çapta bir toplumsal hareketi yönlendirmesi bakımından Türkiye için oldukça önemli bir olay

olmuştur. Günlerce gündemi meşgul eden Gezi Parkı eylemleri süresince medya ağır bir sınavdan geçmiştir. Özellikle Twitter üzerinden koordineli bir şekilde sürdürülen protestolarda geleneksel medya, gerçeği yansıtmayarak suni bir gündem yaratmakla suçlanmıştır. Bu tepkiler, protestoların yapıldığı bölgelere gelen canlı yayın araçları alana alınmayarak ve dahası araçlara sprey boyalarla “satılık medya”, “yandaş medya” gibi sözler yazılarak gösterilmiştir.

Öte yandan Twitter’da üretilen söylem, süreç içinde önemli rol oynayan Başbakan, polis ve eylemcilerden oluşan üç temel aktör arasındaki gelişmelerden şekillenmiştir. Bu söylemler ise olaylar sürecinde oldukça etkili olmuş ve geleneksel medyanın da gündemini belirlemiştir. Böylelikle, Gezi Parkı eylemleri Sosyal Medya eylemleri olarak nitelendirilmiş ve tüm gözler bu yeni haber mecrasına yüklenmiştir. Gezi Parkı eylemlerinin şeklini değiştiren ve söylemlerini oluşturan temel olaylar ise özellikle 28 Mayıs 2013 tarihinde şekillenmeye başlamıştır. Bu tarihte ilk biber gazlı müdahale yapılmasının yanı sıra “Kırmızılı Kadın” olarak dünyada tanınan ve olayların sembolü haline gelen Ceyda Sungur’un ünlü fotoğrafı Reuters muhabiri Osman Orsal’ın objektifine yine bu tarihte takılmıştır.

Yine Başbakan Erdoğan’ın olayların tetiklenmesini sağlayan “Ne yaparsanız

yapın, Topçu Kışlası’nı yapacağız” şeklindeki sözlerini ise 29 Mayıs 2013 tarihinde

söylemiştir. 31 Mayıs gecesi yapılan polis müdahalesinin şiddeti eylemin, tüm yurda yapılmasına neden olmuştur. Bu tarihten sonra ünlü isimler de Gezi Parkı’na gelerek eylemcilere destek vermeye başlamıştır. 1 Haziran’da ise Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın, mahkemenin Topçu Kışlası projesini iptal etmesini “isabetli bir karar” olarak yaptığı yorum da gündemde yer etmiştir. 2 Haziran tarihinde ise dönemin Başbakan’ı Erdoğan’ın eylemcilere yönelik sarf ettiği “çapulcu” kelimesi, eyleme yönelik üretilen söylemleri yeni bir boyuta taşımıştır. Olay çevrecilikten uzaklaşarak, AK Parti ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a karşı bir eyleme dönüşmeye başlamıştır. 3 Haziran tarihinde ise Başbakan Erdoğan’ın Reuters muhabiri Birsen Altaylı ile yaşadığı diyalogda kullandığı “Şu anda evlerinde bizim zorla tuttuğumuz bu ülkenin en az yüzde

50’si var.” sözleri Başbakan’ı tam anlamıyla eleştiri oklarının hedefi haline getirmiştir.

Başbakan’ın eylemcileri “çapulcu” olarak nitelendirmesini takip eden süreçte eylemin bir numaralı sloganı haline gelen “çapulcu” bir üst seviyeye taşınarak 6 Haziran

2013 tarihinde, eylemciler tarafından kurulan bir televizyon kanalına isim olmuştur. 9 Haziran’da ise polis müdahalesinden yaralanan eylemcilerin sığındıkları Dolmabahçe Bezm-i Alem Valide Sultan Camisi’ne bira şişeleriyle ve ayakkabılarıyla girdiklerini söylemiştir. Camii müezzini Fuat Yıldırım’ın gazetelerde yaptığı “burada içki içilmedi” sözleri üzerine Başbakan Erdoğan’ın bu şekilde bir açıklama yaparak “Benim başörtülü

kızlarıma, bacılarıma saldırdılar.” demesi, ortamın daha çok gerilmesine neden

olmuştur. Bu süreçte Gezi Parkı eylemlerini destekleyenler ve desteklemeyenler; AK Parti’yi destekleyenler ve desteklemeyenler tartışmasına dönüşerek ülke büyük bir kaos yaşamıştır. Böyle bir tartışma ortamında ise medya ağır bir sınavdan geçmiştir. Eylem yanlıları ana akım medyaya yönelik tepkilerini, sosyal ağlarda paylaştıkları iletilerine taşımış ve sosyal medyayı ise “özgürlüklerin ortamı” olarak benimsemiştir (Kongar ve Küçükkaya, 2013: 99-147).

Bu çalışmanın uygulama kısmında Gezi Parkı olaylarının geleneksel medyada ve Twitter’da hangi oranda paylaşıldığı ve ne tür söylemlerden oluşturulduğu incelenecektir.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

GEZİ PARKI OLAYLARI BAĞLAMINDA GAZETE, TELEVİZYON

VE SOSYAL MEDYA ANALİZİ VE BULGULARI