• Sonuç bulunamadı

Oluşumu (Terkip) Bakımından Önermeler

GAZALİ’DE KAVRAM VE TANIM TEORİSİ

B- TANIM TEORİSİ

II- BÖLÜM ÖNERMELER

3. Önerme Çeşitleri

3.1. Oluşumu (Terkip) Bakımından Önermeler

Müellifimize göre oluşumu bakımından önermeleri üç grup altında incelemek mümkündür:

1. Yüklemli önermeler 2. Bitişik şartlı önermeler 3. Ayrık şartlı önermeler500 3.1.1. Yüklemli Önermeler

Gazali, önermelerin taksimine yüklemli önerme ile başlar. Ona göre yüklemli önerme, bir mananın başka bir manaya yüklenmesi veya bir manaya yükleme yapılmadan hükmün kendisinde gerçekleştiği şeydir; “Alem hadistir”, “Alem hadis değildir” önermeleri gibi.501

Yüklemli önerme iki kısımdan meydana gelir; bunlarda biri “konu” olarak isimlendirilir. Konu, kendisinden haber verilen şeydir. “Alem, sonradan olmadır”

önermesindeki “alem” kelimesi konudur. Yüklemli önermeyi meydana getiren ikinci kısım ise, “yüklem (mahmul)” olarak isimlendirilir. Gazali, yüklemi aynı zamanda

“haber” olarak kabul etmektedir. “Alem sonradan olmadır” önermesindeki “sonradan olmadır” ifadesi yüklemdir.502 İbn Tumlus (1160-1223)503 da Gazali gibi yüklemli önermeleri konu ve yüklem şeklinde ayırma tabi tutmakta bu durumu açıklamak için

500 Gazali, Miyaru’l-İlm, s. 110. Aynı bölümleme Ebheri’de de mevcuttur. Bkz. Ebheri, a.g.e., s. 3.

501 Gazali, a.g.e., s. 110.

502 Gazali, Makasıdu’l-Felasife, s. 54; Miyaru’l-İlm, s. 110.

503 İbn Tumlus (1160-1223), İspanya’lı Müslüman bir fizikçidir, Mantığın yanı sıra tıp ve felsefi konularla ilgili eserleri mevcuttur. Bkz. Rescher, N., The Development of Arabic Logic, London, 1964, s. 188.

de “İnsan hayvandır”, “Her insan yürüyendir” önermelerini örnek olarak vermektedir.504

Konu ve yüklemden her biri, bazen tekil, bazen de birleşik terimlerden meydana gelir. Fakat birleşik terimlere, tek bir terimin delalet etmesi de mümkündür;

“Konuşan hayvan, ayaklarının yer değiştirmesiyle (intikal) yer değiştirir”

önermesinde olduğu gibi. Bu önermede “konuşan hayvan” ifadesi konudur ve tekil olan “insan” teriminin yerini tutmaktadır, “ayaklarının intikal etmesiyle intikal edendir” ifadesi de yüklemdir ve “yürüyendir” ifadesinin yerini tutmaktadır.505

3.1.2. Şartlı Önermeler

Klasik mantıkçılarda olduğu gibi Gazali, şartlı önermeleri bitişik ve ayrık şartlı olmak üzere ikiye ayırır:

3.1.2.1. Bitişik Şartlı Önermeler

Eğer şartlı önermede mukaddem ve talinin olumluda birleşmesi ve olumsuzda birleşmemeleri ile hükmolunursa bunlara bitişik şartlı önermeler denir.506 Gazali’ye göre, “Eğer güneş doğarsa, yıldızlar gizlenir” ve “Eğer alem hadis ise, onun bir yaratıcısı vardır”, “Eğer güneş doğmuşsa, gündüz olmuştur” önermeleri birer bitişik şartlı önermedir. Çünkü mukaddemin varlığı tali için şart koşulmuştur.507 Ona göre, bitişik şartlı önerme de iki parçadan yani mukaddem ve taliden oluşur, fakat parçalardan her biri, ayrı bir önermeyi ifade eder.

1. Mukaddem: “Eğer güneş doğarsa, hemen yıldızlar gizlenir” önermesinde

“eğer güneş doğarsa” ifadesi mukaddem olarak isimlendirilir. Şart edatı olan “eğer”

sözcüğü kaldırılırsa geriye “güneş doğar” ifadesi kalır. Bu cümle tek başına bir önermedir. Ancak şart edatı, bu önermeyi doğrulanabilecek veya yanlışlanabilecek bir önerme olmaktan çıkarmış gibi bir izlenim uyandırır.

2. Tali: “Hemen yıldızlar gizlenir” ifadesi, tali olarak isimlendirilir. Cevap harfi olan “hemen” (fa) kaldırılırsa geriye “yıldızlar gizlenir” ifadesi kalır. Bu da bir

504 Ebi Hacac Yusuf b. Muhammed b. Tumlus, Kitabu’l Madhal li Sanaatil Mantık, Islamic Phylosophy, C. 82, Frankfurt, Almanya, 2000, s. 82. Tumlus’un sözkosu eserini önemli bulduğumuz için zaman zaman atıfta bulunacağız.

505 Gazali, Makasıdu’l-Felasife, s. 54-55.

506 Öner, N., Klasik Mantık, s. 67; A.Cevdet Paşa, a.g.e., s. 49.

507 Gazali, Miyaru’l-İlm, s. 110; Makasıdu’l-Felasife, s. 55.

önermedir.508 Yine “Eğer alem hadis ise, onun bir yaratıcısı vardır” önermesi bitişik şartlı olarak isimlendirilir. Çünkü mukaddemin varlığı talinin varlığı için şart koşulmuştur. “Eğer”, “sa” “dığı zaman” ve bunların yerini tutan kelimeler şart edatıdır. “Eğer alem hadis ise” ifadesi mukaddem “Onun bir yaratıcısı vardır” ifadesi ise tali olarak isimlendirilir. Tali, yüklem gibi hareket eder fakat bir yönden de ondan ayrılır. Şöyle ki, yüklem bazen konunun hakikatine raci olur ve ondan ayrı bir şey olmadığı gibi tabii ve lüzum yoluyla da ona bitişik de olmaz; “İnsan canlıdır”

önermesi gibi. “Onun bir yaratıcısı vardır” önermesi bundan farklıdır. Çünkü bu önermenin gerçekleşebilmesi için bir konuya yani “Eğer alem hadis ise”

mukaddemine ihtiyaç vardır; dolayısıyla tek başına aleme işaret etmez.

Bitişik şartlı önermeden ceza ve şart edatları kaldırıldığı zaman iki ayrı yüklemli önerme meydana gelmiş olur; sonra her yüklemli önerme, tekil yüklem ve tekil konu halini alır.509 Böylece bitişik şartlı önermenin ilk önce mukaddem ve tali şeklinde iki ayrı önermeye, bu önermelerin her birinin de birer konu ve yükleme sahip olması gerekir.

3.1.2.2. Ayrık Şartlı Önermeler

Bitişik şartlı önermelerde iki önermenin birleşmesi gerektiği halde, ayrık şartlı önermelerde önermelerin ayrılmaları gerekir. Bu nedenle böyle önermeler ayrık (munfasıl) olarak isimlendirilir. Mesela, “Alem ya hadistir ya da kadimdir”

önermesinde iki yüklemli önerme bir araya getirilerek ayrık şartlı formuna sokulmuştur. Ancak bu şartlı önermeyi oluşturan önermelerden bir tanesi doğrudur.

Yani biri diğerinden ayrılmak durumundadır. Kelamcılar bunu, “sebr ve taksim”

olarak isimlendirirler.

Ayrık şartlı önermelerin bazen iki, bazen üç veya daha fazla bölümleri olabilir.

Mesela, “Bu sayı, şu sayıya ya eşittir ya ondan küçüktür ya da ondan büyüktür”

önermesi üç bölümle hasredilmiştir. Bazen hasra dahil olmama yönüyle böyle önermelerin bölümleri daha fazla olabilir. Mesela, “Bu ya siyahtır ya beyazdır”,

“Filan ya Mekkededir ya Bağdattadır” önermeleri böyledir.510

508 Gazali, Makasıdu’l-Felasife, s. 55.

509 Gazali, Miyaru’l-İlm, s. 110-111.

510 A.g.e., s. 111; Sebr ve taksim için bkz. Gazali, el-Mustasfa I, s. 295.

Gazali’ye göre ayrık şartlı önermeler üç kısma ayrılır:

1. Hem “maniatü’l-cem hem maniatü’l-hulu” olan şartlı önermeler: “Alem ya hadistir veya kadimdir”, “Sayı ya çifttir veya tektir” gibi. Kadim ve hadisin hem doğruluk hem de yanlışlık bakımından birleşmeleri imkansızdır. Yani mukaddem ve talinin ikisi birden doğru ve ikisi birden yanlış olamaz fakat biri doğru biri yanlış olabilir.511 İbn Sina, ayrık şartlının bu türünü “hakikiye” olarak isimlendirmektedir.512

2. Sadece “maniatü’l-cemi” olan şartlı önermeler: Bir kimsenin “Bu şey ya hayvandır veya ağaçtır” demesi gibi. “Bu şey ya hayvandır ya da ağaçtır” şartlı önermesindeki iki hükmün her ikisi de birden doğru olmaz. Buna göre bu iki hüküm aynı anda bir arada olamaz. Mukaddem ile tali arasında aykırılık bulunduğu için ikisi aynı anda doğru olmaz, fakat aynı anda ikisi birden yanlış veya biri doğru biri yanlış olabilir.

3. Sadece “maniatü’l hulu” olan şartlı önermeler: Eğer önermenin bölümleri arasında doğrulukta değil, sadece yanlışlık bakımından aykırılıkla hükmedilirse, önerme maniatü’l hulu olur. Mesela, “Zeyd ya denizdedir ya da boğulmamıştır”

önermesi maniatü’l hulu’dur. Bu önermenin mukaddeminin karşıt hali ile gerçekleşmesi için mümkün olan bir tali beyan edilmektedir. “Zeyd denizdedir”

önermesinin karşıtı “Zeyd denizde değildir” şeklinde olur. Zeyd’in denizde olmadığı gerçek ise Zeyd’in boğulmadığı ortaya çıkar. Çünkü Zeyd denizde değil ise onun boğulduğu düşünülemez. Bu durumda mukaddem ve tali birlikte yanlış olamaz fakat ikisi birden doğru olabilir. Çünkü Zeyd, denizde olduğu halde boğulmayabilir;

karada ise zaten boğulması söz konusu olmaz.513

Bitişik şartlı önermelerle yüklemli önermeler arasında bir takım farklar vardır.

Gazali, bu farkları iki şık altında incelemektedir:

a. Bitişik şartlı önerme iki parçadan (cüz) yani birer önerme olan mukaddem ve taliden meydana gelir ve yüklemli önermenin aksine bunların her birini, tekil bir terim ile ifade etmek mümkün değildir.

511 Gazali, Miyaru’l-İlm, s. 112

512 Bolay, M. Naci, İbn Sina Mantığında Önermeler, İstanbul, 1994, s. 39.

513 Gazali, Miyaru’l-İlm, s. 112. Ayrıca bkz. Ebheri, a.g.e., s. 4; Öner, N., a.g.e., s. 73; Bingöl, Abülkuddus, a.g.e., s. 76; Bolay, M. N., a.g.e., s. 34,35,36; Kayacık, Ahmet, a.g.e., s. 99.

b. Yüklemli önermede konu hakkında “O yüklem midir?” diye sormak mümkündür. Mesela, “İnsan canlıdır” denildiğinde “İnsan canlı mıdır?” diye sorulabilir. Fakat bitişik şartlı önerme hakkında bu soruyu sormak mümkün değildir.

Ayrıca bitişik şartlı bir önermedeki mukaddem, tali olamaz. Fakat tali, bazen mukaddemden başka bir şey olabilir, ancak bu durumda bile, ona bitişik ve onun var olması için varlığında tali ve lazım (gerekli) olarak bulunur.514

Gazali, bitişik şartlı önermeler ile ayrık şartlı önermeler arasındaki farkı da iki şık altında ele almaktadır:

a. Ayrık şartlı önerme, iki parçadan yani mukaddem ve taliden meydana gelir;

bunların her biri şart edatı kaldırıldığında birer önermedir. Mesela, “Alem ya sonralıdır ya da öncesizdir” denirse, daha sonra da bunlar “Alem ya öncesizdir ya da sonralıdır” şeklinde döndürülürse anlam değişmez. Fakat bitişik şartlı önermede tali, mukaddem kılınırsa anlam değişir ve bunlardan biri onaylanırken diğeri onaylanmayabilir.515 Yani bitişik şartlı önermeyi döndürerek, mukaddemi tali, taliyi mukaddem yaptığımızda iki önerme elde etmiş oluruz:

1. Önermenin döndürülmemiş asıl durumu; “Güneş doğmuş ise, yıldızlar gizlenmiştir.”

2. Önermenin döndürülmüş durumu; “Yıldızlar gizlenmiş ise, güneş doğmuştur” gibi.

Yani ikisinden biri –asıl veya onun döndürülmüş hali- doğrulanırken diğeri yanlışlanmış olur. Yukarıda zikrettiğimiz örnekte bu açıkça görülmektedir. Burada temel önerme doğru, onun döndürülmüş şekli ise yanlıştır.516

b. Bitişik şartlı önermede tali, mukaddeme bitişmesi, bir nitelik olarak bulunması ve ona ters düşmemesi anlamında mukaddeme uyar. Ayrık şartlı önermede ise parçalarından (cüz) her biri diğerine ters ve ayrıktır. Çünkü birinin varlığı diğerinin yokluğuna bağlıdır.517

Aristoteles, şartlı önermeleri ele almamıştır. Ali Sami en-Neşşar, Aristoteles’in şartlı önermeleri tanımadığını ve eserlerinde zikretmediğini ileri sürmektedir. Neşşar,

514 Makasıdu’l-Felasife, s. 55.

515 A.g.e., s. 56.

516 Bkz. A.g.e., s. 56, S. Dünya’nın dip notu.

517 A.g.e., aynı yer.

Menahicu’l Bahs adlı eserinde Ebu’l Berakat el-Bağdadi’den naklen Aristoteles’in şartlı önermeleri ihmal etmesinin nedenlerini de zikreder. Ona göre ilimlerde kullanılmaya fazla elverişli olmaması, faydasının az olması, yüklemli önermelere dayanması, yüklemli önermeleri bilen zihinlerin şartlı önermeleri de bilebilmesinden dolayı, Aristoteles şartlı önermelere yer vermemiştir. Neşşar’a göre, Ebu’l Berakat bununla da yetinmemiş, Aristoteles’in şartlı önermelerle ilgili müstakil bir eserinin olduğunu fakat bize ulaşmadığını söyleyenlerin, batıl bir tahmin yürüttüklerini ifade etmiştir. Çünkü ona göre Aristoteles, bu konuyu ele alsaydı Kitabu’l-İbare (Önermeler) adlı esrinde zikrederdi, müstakil bir eser yazmazdı.518

Farabi, özet halindeki “Kitabu’l-İbare” adlı eserinde şartlı önermelerin sadece tanımıyla yetinirken, İbn Sina ayrıntılı bir şekilde incelediği önermeleri önce bitişik ve ayrık şartlı diye ikiye ayırmakta, ayrık şartlı önermeleri de “hakikiye”, “maniatü’l-cemi” ve “maniatü’l-hulu” olmak üzere üçe ayırmaktadır.519