• Sonuç bulunamadı

Anlamları Bakımından Terimler

GAZALİ’DE KAVRAM VE TANIM TEORİSİ

A- KAVRAM TEORİSİ

3. Anlamları Bakımından Terimler

Farklı isimlendirmelere izafetle değişen sözcükler, eşanlamlı (müteradif), ayrık (mütebayin), uyuşumlu (mütevatı’) ve eşsesli (müşterek) sözcükler olmak üzere dört gurup altında toplanır.30 Gazali, Makasıdu’l-Felasife adlı eserinde bunlara müttefik terimleri de ekleyerek sayılarının beş,31 Miyaru’l-İlm adlı eserinde ise müteşabih

25 Gazali, a.g.e., s. 80; Aristoteles, a.g.e., s. 6.

26 Aristoteles, a.g.e., s. 6.

27 Gazali, Miyaru’l-İlm, s. 80; Bkz. İbn Sina, a.g.e., s. 17; Mantıku’l-Maşrikiyyin, Islamic Phylosohy içinde, C. 42, Almanya, 1999, s. 58; Farabi, Mantık Sanatına Başlamak İsteyen Bir Kimsenin Bilgi Edinmek Zorunda Bulunduğu Bütün Hususlara Dair Olan Bölümler, s. 37; Peri Hermeneias, (Kitabu’l-İbare), s. 21; Zimmermann, F. W., a.g.e., s. 220.

28 Gazali, el-Maksadu’l-Esna fi Şerhi’l Esmail-Husna, s. 9.

29 Gazali, el-Mustasfa I, s. 334.

30 Gazali, el-Mustasfa I, s. 31; Mihakku’n-Nazar, s. 74; Miyaru’l-İlm, s. 81.

31 Gazali, Makasıdu’l-Felasife, s. 42.

terimleri de ekleyerek sayılarının altı olduğunu ifade etmektedir.32 Ayrıca Gazali, bu terimler için bazen lafız bazen de isim sözcüğünü kullanırken, Farabi sadece isim sözcüğünü kullanır.33

Gazali, müstear, menkul ve müşterek terimleri ayrı bir başlıkta ele alırken, Aristoteles, bu tür terimleri sadece üçlü bir gruplandırmaya tabi tutarak, eşanlamlı (müteradif) terimlerin karşılığı olarak “sinonim”, eşsesli (müşterek) terimlerin karşılığı olarak da “homonim” sözcüklerini kullanmıştır. Onun üçüncü gruplandırması ise “hal” yönünden bir başkasından farklı olmakla beraber, onun ismine göre adlandırılan “paronim (müştak)”lerdir. Gramerden “gramerci”, cesaretten “cesaretli” isimlerinin türemesi böyledir.34 Farabi ise müstear, menkul ve müşterek terimleri diğer terimlerle (isim) beraber ele almaktadır. Farabi’ye göre isimler müstear, menkul, müşterek, mutevatı’, umumi ve hususi, mubayene, müteradif ve türemiş başlıkları altında toplanabilir.35

3.1. Eşanlamlı (Müteradif) Terimler:

Eşanlamlı terimler, tek bir nesne için konulmuş farklı isimlerdir. Mesela, Arapça’da “hamr” ve “ukar” terimleri “şarap” anlamında, “leys” ve “esed” terimleri

“aslan” anlamında,36 “sehm” ve “nüşşab” terimleri “ok” anlamındadır. Kısaca ifade etmek gerekirse, isimlendirilen bir şeyin iki ismi varsa ve bunlardan her biri arada hiç fark olmaksızın diğerinin ifade ettiği şeyi ifade ediyorsa, bu iki terim birbirinin eşanlamlısı olur.37

Aristoteles, söz konusu terimleri sinonim olarak isimlendirmektedir. Ona göre sinonim hem isim birliği, hem de anlam özdeşliği olan nesneleri ifade eder.38

32 Bkz. Gazali, Miyaru’l-İlm, s. 84.

33 Gazali, a.g.e., s. 84; Makasıdu’l-Felasife, s. 42; Bkz. Farabi, Peri Hermeneias, (Kitabu’l-İbare), s.

34.

34 Aristoteles, Organon, I, Kategoryalar, (çev. H. Ragıp Atademir), İstanbul, 1995. s. 3

35 Farabi, a.g.e., s. 34; Farabi’ye göre bu terimlerin tanımları için bkz. Aynı eser, s. 34-39.

36 Gazali, el-Mustasfa I, s. 31; Mihakku’n-Nazar, s. 75; Makasıdu’l-Felasife, s. 42, Miyaru’l-İlm, s.

81.

37 Gazali, el-Mustasfa I, s. 31; Mihakku’n-Nazar, s. 75. Bkz. el-Maksadu’l-Esna fi Şerhi’l Esmail-Husna, s. 21.

38 Aristoteles, Organon, I, Kategoryalar, s. 3.

Eşanlamlı (sinonim) olarak kullanılan terimlerin tanımları aynıdır.39 Mesela, hem Hamr hem de Ukar’ın tanımı, “üzümden sıkılmış, sarhoş edici bir sıvıdır” şeklinde yapılabilir.40

3.2. Ayrık (Mütebayin) Terimler:

Ayrık terimler, farklı varlıklara verilen farklı isimlerdir. Yani bunların her biri diğerinin delalet ettiği şeyden başka bir şeye delalet eder.41 Mesela siyah, kudret, aslan, anahtar, gök, yer, v.b. isimler böyledir. Sayıca en çok olan terimler bu tür terimlerdir.42 Bu terimlere “mütezayile” terimler de denir. Bunlar, aralarında ortaklık bulunmayan terimler şeklinde de tanımlanabilir. Bu terimler birbirlerinden farklı olduğu gibi, hakikat ve tanım bakımında da farklı anlamlara delalet ederler.43

3.3. Mütevatı’ Terimler:

Gazali’ye göre mütevatı’ terimler, sayıca farklı olmakla beraber, ismin konulduğu anlam bakımından birbirine uygun düşen bir kaç şeyi ifade eden terimlerdir.44 Farabi’ye göre ise mütevatı’, bir çok şey hakkında söylenen ve o şeyden her birinin tanımı neye delalet ediyorsa, o şeyin tanımına aynen delalet eden isimdir.45 Mesela insan terimi, hem Zeyd, hem Amr, hem de Halid için kullanılır.

Cisim terimi de hem gök, hem yer, hem de insan için kullanılır. Çünkü bu şeyler, cisim sözcüğünün karşılığında konulmuş olan “cismiyet” anlamında müşterektir.46 Ayrıca canlı terimi, zayıflık, kuvvetlilik, öncelik ve sonralıkta ayrım olmaksızın at, öküz ve insan için aynı anlama gelir ve canlılık bunların tümü için birdir.47 Mütevatı’

terimler, kendi aralarında ortak bir mana içermekle beraber bir çok şeye delalet eden terimlerdir. Ancak bu terimlerdeki anlam ortaklığı, “ayn” kelimesindeki göz ve su

39 Aristoteles, a.g.e, aynı yer. Gazali, Miyaru’l-İlm, s. 81; Farabi, Peri Hermeneias (Kitabu’l-İbare), s.

38.

40 Gazali, a.g.e., s. 81.

41 Farabi, a.g.e., s. 37.

42 Gazali, el-Mustasfa I, s. 31; Mihakku’n-Nazar, s. 75; Makasıdu’l-Felasife, s. 42.

43 Gazali, Miyaru’l-İlm, s. 81.

44 Gazali, Makasıdu’l-Felasife, s. 42; Miyaru’l -İlm, s. 81; el-Mustasfa I, s. 31; Mihakku’n-Nazar, s.

75.

45 Farabi, Peri Hermeneias (Kitabu’l-İbare), s. 35.

46 Gazali, Makasıdu’l-Felasife, s. 42; Miyaru’l-İlm, s. 81; el-Mustasfa I, s. 31; Mihakku’n-Nazar, s.

75.

47 Gazali, Makasıdu’l-Felasife, s. 42, Miyaru’l-İlm, s. 81.

kaynağı anlamlarından farklıdır. Gazali’ye göre mütevatı’ terimler, her alanda kullanılabileceği gibi özellikle de burhanda kullanılmalıdır.48

3.4. Eşsesli (Müşterek) Terimler:

Tanım ve hakikat bakımından ortaklığı bulunmayan değişik isimlerle ifade edilen terimlerdir. Bu tür terimler farklı varlıklara verilmiş tek bir isim şeklinde de tanımlanabilir. Mesela, “ayn” terimi; terazi, göz, altın ve güneş anlamlarına gelir.49 Yine “müşteri” terimi, hem satım akdini kabul eden hem de bu adla bilinen yıldız (jüpiter) anlamında kullanılır.50 Aristoteles, bu tür terimleri “homonim” olarak isimlendirir. Ona göre homonim, adı bir ama bu adın ifade ettiği anlamı farklı olan nesnelere verilen addır.51

Gazali’ye göre eşsesli (müşterek) terim, iki farklı şeye delalet ettiği gibi, iki zıt şeye de delalet edebilir. Mesela, “celel” terimi hem hakir (adi, aşağı) hem de önemli,

“nahil (suya kanmış)” terimi, hem susuz hem de suya kanmış, “cevn” terimi, hem beyaz hem de siyah anlamına gelmektedir.52 Gazali, bu tür terimlerin tanım ve hakikatlerinin birbirlerinden farklı olmasından dolayı burhanda kullanmaktan sakınmak gerektiğini ifade eder.53

3.5. Müttefik Terimler:

Mutevatı’ terimler ile müşterek terimlerden hangisine girdiği şüpheli olan terimlerdir; cevher ve ilinti (araz) terimleri için “varlık” teriminin kullanılması gibi.

Varlık terimi, “ayn” terimi gibi değildir. Çünkü “ayn” kelimesinin kullanıldığı nesneler arasında bir ortaklık yoktur. Varlık, cevher için olduğu kadar ilinti için de vardır. Müttefik terim, mutevatı’ terim gibi de değildir. Çünkü insan ve at için canlılık farklı yönlerden değil, tek bir yönde söz konusudur.54 Oysa ilk önce cevherin varlığı daha sonra da cevher vasıtasıyla ilintinin varlığı meydana gelir. Dolayısıyla

48 Gazali, Miyaru’l-İlm, s. 81.

49 Gazali, el-Mustasfa I, s. 32; Mihakku’n-Nazar, s. 75; Makasıdu’l-Felasife, s. 42; Miyaru’l-İlm, s.

81; el-Maksadu’l-Esna fi Şerhil Esmail-Husna, s. 24.

50 Gazali, el-Mustasfa I, s. 32; Mihakku’n-Nazar, s. 75.

51 Aristoteles, a.g.e., s. 3.

52 Gazali, el-Mustasfa I, s. 32; Mihakku’n-Nazar, s. 75.

53 Gazali, Miyaru’l-İlm, s. 81.

54 Gazali, Makasıdu’l-Felasife, s. 43.

cevher ve ilinti öncelik ve sonralık bakımında sabittir. Tereddütlü oluşu dolayısıyla böyle terimlere şüpheli (müşekkek) terimler de denilmiştir.55 Gazali’ye göre bu terimler, tek bir mana ile iki şeye delalet eder, fakat bu mana başka açıdan aralarında faklı olur. Mesela, hakikatte “mevcudat” ve “vücud”un anlamlarının aynı olması böyledir. Fakat isimlendirilen şeylere izafetleri bakımından birbirlerinden farklıdırlar.56

Gazali, söz konusu terimlerden bazılarının bir takım yanılgılara sebep olabilecekleri üzerinde durur. Mesela, müşekkek terimin bazen nisbet bakımından tek bir şeyin mebdei olması mümkündür. Arapça’da tıp (tıbbiyün) kelimesi, kitap, bıçak ve ilaç için kullanılabildiği gibi bir tek gayeye yönelik olarak kullanılabilir.

Sağlıklı (sıhhiyün) kelimesinin deva, riyazet ve fast (hastaya hacamat yapıp kan almak) için kullanılması da böyledir. Bazen de eşsesli (müşterek) terim, tek bir gayenin mebdei olur; “bütün eşyanın” ilahî olduğunu söylemek gibi.57 Ayrıca eşsesli terim, bazen mütevatı’ terime yakın benzerliği olan bir durumda olabilir ve son derece açık da olsa ikisini birbirinden ayırt etmek zihne zor gelebilir. Buna da

“müteşabih” denir.58 Aynı manaya gelmeyen fakat aralarında benzerlik olan müteşabih terimlere, insanın, “insan suretiyle çamurdan oluşmuş sureti” ile onun gerçek (hakiki) sureti örnek olarak verilebilir. Birincisi, insanın, “ölümlü, konuşan (düşünen) canlı olmasının suretiyle yapılmış bir şeklini” ifade ederken, ikincisi, onun, “ölümlü, konuşan (düşünen) canlı” olmasını ifade eder. İnsan ve sedir için

“ayak” teriminin kullanılması da böyledir: Birinde; ayak, canlıyı ayakta tutan tabii organdır, canlı onunla yürür. Diğerinde ise ayak, sediri ayakta tutan yapılmış bir cisimdir. Fakat biz bunlar arsında şekil ve hal bakımından bir benzerlik görüyoruz.

Böyle isimler, birinde önce (mutekadim) yer alarak konu (mevzu) olur ve başkasına geçer (menkul). Eğer bir terim ikisine de izafe ediliyorsa, “müteşabih isim”, eğer onlardan ilk önce yer alana izafe ediliyorsa konu; eğer sonrakine izafe ediliyorsa “menkul”, olarak isimlendirilir.59 Böylece Gazali’nin temelde terimleri şu

55 Gazali, a.g.e., aynı yer; Miyaru’l-İlm, s. 82.

56 Gazali, Miyaru’l-İlm, s. 82.

57 A.g.e., s. 83.

58 Gazali, el-Mustasfa I, s. 32; Mihakku’n-Nazar, s. 75.

59 Gazali, Miyaru’l-İlm, s. 83.

altı kısma ayırdığını görmekteyiz: ayrık (mütebayin), eşanlamlı (müteradif), mütevatı’, müttefik, eşsesli (müşterek), şüpheli (müşekkek) ve benzer (müteşabih).60

Gazali’ye göre bir diğer yanılgı, eşanlamlı (müteradif) sözcüklerin, ayrık (mütebayin) terimlerle karıştırılabilmesidir. Şöyle ki; bir şeye, değişik itibarlarla değişik isimler verildiğinde, bunların eşanlamlı olduğu zannedilir. Mesela, Arapça’da kullanılan “seyf”, “mühenned” ve “sarim” terimleri böyledir. Mühenned sözcüğü Hind’e nisbet edilme fazlalığıyla birlikte kılıca delalet eder. Öyleyse mühenned teriminin anlamı, kılıç teriminin anlamına aykırıdır. Sarim terimi de, keskinlik niteliğiyle birlikte kılıca delalet eder.61 O halde seyf, mühenned ve sarim terimleri kılıcı ifade etmekle beraber, her birinin delalet ettiği kılıcın özelikleri diğerinden farklıdır.

Gazali, eşsesli (müşterek) terimler konusundaki yanılgıya şöyle bir örnek vermektedir: Şafii, öldürmeye zorlanan (mükreh) kişi, bu zorlama sonucunda öldürme fiilini işlerse, seçme gücüne sahip olduğu için (muhtar) kendisine kısas gerekeceğini söylemiştir. Buna karşılık Hanefi mezhebine göre bu kişi, seçme gücüne sahip değil mükreh’tir, bu nedenle de kendisine kısas gerekmez. Neredeyse zihin her ikisini de tasdik edebilecek durumdadır ancak iki zıddı doğrulamanın imkansız olduğunu biliyoruz. Fakihler, bu konuda bir çözüme ulaşamamışlardır.

Bunun sebebi “muhtar” sözcüğünün müşterek bir sözcük olmasıdır. Çünkü muhtar terimi bazen, “güç yetiren (kadir)” sözcüğüyle eşanlamlı ve eşit olarak kullanılabilir.

Bazen de onunla, gücünü ve zatının itici sebeplerini, dışarıdan harekete geçiren bir hareket olmaksızın kullanamayan kişi kastedilebilir.62

4. Farklı Şeyleri Ortak Olarak İsimlendirme Bakımından Terimler