• Sonuç bulunamadı

I. 359 SAYILI TRT YASASI

3. Trt’nin Radyoları

3.1. Oluşum

1 Mayıs 1964’ de, TRT’nin kuruluşuyla birlikte, 1927’den bu yana sürdürülmekte olan radyo yayıncılığına kurumsal ve kamusal bir kimlik kazandırılır. Kurum, başlangıçta yalnızca radyolardan oluşur. Televizyon yayınları için, henüz çalışmalar sürmekte, denemeler yapılmaktadır.

130 ÖZAKMAN: a.g.e., s.22

1 Mayıs 1966’da radyoda yayınlanan Yorum’da, “ 1964 Mayıs’ının 1. günü, gürültüden ve gösterişten uzak olarak gerçekleştirilen bu başlangıç, siyasal olayların gelişimini çok yakından izlemeyen vatandaşın dikkatinden, o gün Türk radyolarından çıkan sesin, eskisinden çok farklı olduğu gerçeğini kaçırtmış olabilirdi. Fakat bu fark, 1Mayıs 1964’ü takip eden günler, aylar, yıllar içinde, kendini bütün millete hissettirecek ve TRT’nin yönetiminde, Hukuk Devleti’nin varlığından alınan kuvvetle gösterilen titizlik, geçmiş devrin radyosunu çok kısa bir zaman içinde, vatandaş için inanılmaz bir masaldan ibaret kılacaktı. ” denilmektedir. TRT, YORUM: 1966, C.2, s.239

TRT’nin, yasanın 4. maddesine göre seçilen ilk Yönetim Kurulu, Sedat Tolga, Behçet Kemal Çağlar, Bedri Karafakioğlu, İsmet Giritli, Halil Dikmen, Seniha Eke ve Ulvi Çulpan’dan oluşur. İlk toplantısını 28 Nisan’da yapan Kurul, başkanlığa Sedat Tolga’yı seçer. Yönetim Kurulu’nun 29 Nisan’da yaptığı seçimde de, Adnan Öztrak, oy birliği ile TRT’nin ilk Genel Müdürü olur. 359 sayılı yasanın 9. maddesi gereğince, Turizm ve Tanıtma Bakanlığının teklifi üzerine 4 Mayıs tarihli ve 7/ 3018 sayılı kararname ile atanan Adnan Öztrak, bu görevi süresiz olarak yürütecektir.

Ancak görevini kötüye kullanması durumunda, Yönetim Kurulu’nun görüşü alınarak, Bakanlar Kurulu kararnamesi ile görevden alınabilecektir.131 TRT Kurumunun ilk Genel Müdürü Adnan Öztrak, 11.5.1964 tarihinde göreve başlar. Yayınladığı 1 sayılı genelgede, TRT’nin bundan sonra izleyeceği yolu açıklar:

Kurumumuz, asrımız medeniyetinin insanlık alemine kazandırdığı en mükemmel ve en tesirli araçları, 359 sayılı kanunun 5. maddesinde aynen belirtildiği üzere Anayasanın dayandığı temel görüş, ilke ve niteliklere uygun düşünce ve davranış tarzını geliştirici bir zihniyetle ve Türk toplumunun çağdaş uygarlık seviyesine erişmesi amacı güden Atatürk devrimlerini ve bu devrimlerin getirdiği dünya görüşü ve yaşama tarzını yerleştirici ve geliştirici bir tutumla, deruhte ettiğini hizmetlerde kullanmakla yükümlüdür…132

Turgut Özakman’ın anlatımına göre, radyonun özerk bir kurum olarak örgütlenmesiyle, radyo çalışanlarını olarak çok umutlanmışlar, ancak, Öztrak’ın atanması, onlarda, tarafsızlık konusunda kuşkular uyandırmıştır.

Ben 1962 yılında radyoya girdim. 359 sayılı yasanın hazırlanması ve TRT’nin kurulması 1964 yılını buldu. Bizim tek isteğimiz, tarafsız bir yayın kurumunun oluşmasıydı. Tarafsızlık çok önemliydi, çünkü 27 Mayıs öncesinde yaşananlar acı bir tecrübe olmuştu. Yasanın tarafsız bir kurum öngörmesi bizim için çok önemliydi. Ancak, ilk Yönetim Kurulu’nun, Genel Müdür olarak Adnan Öztrak’ı seçtiğini öğrenince biraz hayal kırıklığına uğradık. Çünkü Öztrak’ın ağabeyi, CHP Hükümetinde bakandı. Nasıl tarafsız olunacak, endişesine kapıldık. Ancak Öztrak, bizi kısa sürede yanılttı. Örneğin, görev dağılımı yaparken, Merkez Program dairesi’nin başına kimin geleceği tartışılıyordu. Adnan Bey, beni seçti. Ben henüz 1,5 yıldır radyodaydım, benden kıdemlileri vardı. Gerekçesini sorunca, bana masasında duran, politikacılardan gelmiş kartvizitleri gösterdi ve “senin için

131 Dünden Bugüne Radyo Televizyon 1927–1990, Ankara, 1990, s. 23

132 Dünden Bugüne Radyo Televizyon, s.23

herhangi bir kart gelmemiş” dedi. Görevde olduğu süre boyunca da, siyasi kadrolardan ya da bürokrasiden gelen baskılara da direndi.133

Haziran 1964’de TRT, Avrupa Yayın Birliği EBU’nun Viyana’da yapılan genel kurul toplantısına çağrılır. Ekim 1964’te de, Asya Yayın Birliği ABU’ ya aktif üye olarak katılacaktır.134

TRT’nin kurumlaşma sürecinin bir parçası olan ve kuruluşunu, organlarını, Kurum ünitelerinin görevlerini düzenleyen Kuruluş ve Görev Yönetmeliği de aynı yılın yaz ayları içinde hazırlanır ve yönetim kademeleri belirlenir. Kuruluştan birkaç ay sonra, Kurumun kendi kadrolu yayıncılarını yetiştirme çabası içine girdiği görülür:

Biz bir grup çağrıldık. Bir akşam saat onsekizde Turgut Beyin, Söz Temsil Şefi olduğu odada Nuran Devres, Ali Püsküllüoğlu, Özdemir İnce, Yavuz Bülent Bakiler, Ayhan Hanım, soyadını hatırlayamıyorum, tiyatro müdürlüğü yaptı uzun süre, Kerim Aydın ve ben. Turgut bey dedi ki, “61 yasası ile özerk bir kurum kuruluyor. Eli kalem tutan aydınlara ihtiyacımız var. O zamanlar özerkliğin ne olduğunu, ne demek olduğunu ilk defa Turgut Bey’den duyduk tabi.135

Prodüktör, Radyo müdürü ve denetçi olarak TRT’de uzun yıllar görev yapan Ergun Evren, Radyo Çocuk Saatinden yetişmiş ve kurulmakta olan TRT’nin, yayın profesyoneli yetiştirme amacıyla aldığı ilk yayıncılardandır. Prodüktörlük, müdürlük ve Daire Başkanlığı görevlerinde bulunan ve Çocuk Saatinden yetişen Bengi Baytur da, nitelikli eleman ihtiyacı içinde bulunan TRT’nin ilk yayıncılarından biri olur.136 Kurum, yayınlarını profesyonel yayıncılarla gerçekleştirecektir.∗∗ Bu amaçla, 1964

133 TURGUT ÖZAKMAN ile görüşme.

134 www. trt. net. tr/wwwtrt/tarihce. aspx

TRT’nin ilk yöneticileri: Genel Müdür Haber ve Program Müdür Yardımcısı Cevat Memduh Atlar, Teknik Yardımcı Doğan Erden, Merkez Program Dairesi Başkanı Turgut Özakman, Haber ve Yorum Dairesi Başkanı Dr. Cemal Aygen, İç Haberler Dairesi Müdürü Doğan Kasaroğlu, Ankara Radyosu Müdürü Oğuz Yılmaz Hiçyılmaz, İstanbul Radyosu Müdürü Salih Akgöl, İzmir Radyosu Müdürü Nihat Uytun.

135 Ergun EVREN ile görüşme.

136 Bengi BAYTUR ile görüşme.

∗∗ Raymond Aron, toplumların tarihine dayanarak, yazıcı (scribes), okumuş (lettres) ya da sanatçı ve uzmanların ayırımına varılmasını önerir. Bu kategorilerin her birinin önemi genel toplumsal değişimi yansıtan değişikliklere göre ayrım gösterir. Sanayi toplumlarında el’e değgin olmayan bu üç tür, yazıcı, uzman ve okumuş, uyumlu olmasa da aynı zamanda gelişme gösterirler.

Bürokrasiler, yeterli nitelikte olmayan yazıcılara çıkarlar sağlar. Emekçi çevresi, sanayi örgütü, uzmana ve gelişmiş uzmanlığa gereksinim duyar. Okullar, üniversiteler, eğlence ve iletişim(sinema, radyo) araçları, halkın anlayabileceği düzeyde beceri gösteren aydınlara,

Ekim ayında, yayın elemanı ihtiyacını karşılamak üzere sınav açılır. Sınavla, Türkiye Radyoları için prodüktör, spiker, araştırmacı ve röportajcı alınır. Ankara, İstanbul ve İzmir’de yapılan ve çok sayıda adayın katıldığı sınav, genel kültür, kompozisyon ve mülâkat olarak üç aşamalıdır. Bu aşamaları geçen 300 kişi, yine bu üç kentte düzenlenen üç aylık kurslara katılırlar.137 Kurs bitiminde yapılan sınavla sayıları 100’e indirilen prodüktör, spiker, araştırmacı ve röportajcılar, TRT’nin de ilk profesyonel yayıncı kuşağını oluşturacaklardır. Sınavlar ve kurslarla hedeflenen, yayının değişik aşamalarında çalışacak elemanları evrensel ölçülerde yetiştirmektir.

64 den önce çok da fazla program yok ama programcı yok. Birer ikişer program yapıyorduk. Mesela benim o arada yaptığım, Baki Suha (Ediboğlu) yapıyordu o programı daha önce, Yedi Tepeden Yankılar diye bir program. Bir hafta içerisinde İstanbul’da olan toplumsal olaylar, yani bir diploma töreni de olabilir, bir sergi açılışı olabilir, bir konser olabilir… Bir kısmını haber olarak, bir kısmını röportajlarıyla veriyorduk, yaklaşık 20 dakikalık bir programdı. Birer ikişer bu tür program yapıyorduk ama onun dışında bugünkü anlamda program yoktu.

Zaten İstanbul radyosunda o dönem, bir sabah 7.30 da postayı açıp, 9’ da kapatıyorduk. 12’den 15’ e kadar sonra da 17’den 24’e kadar… Daha sonra sabah programı uzatıldı bir saat, sonra tam güne uzatıldı. 1964’de TRT’nin kuruluşundan hemen sonra da Turgut Özakman, Merkez Program Dairesi Başkanı olmuştu, bir hayli büyük ölçüde programcı alındı. Hatta üçe ayırmışlardı, araştırmacı, metin yazarı ve prodüktör gibi meslekler olacaktı. Fakat sonra olmadı, araştırmayı yapan metni de yazdı, metni yazan prodüksiyonu da yaptı ve ondan sonra sanıyorum, hepsi prodüktör kadrosu olarak devam etti.138

Cankaya’ya göre, bu dönemin radyo programcıları, topluma karşı sorumluluk üstlendiklerinin bilincinde olan kişilerdir. Ülke insanına, radyo programlarıyla yardımcı olmayı amaçlarlar.139 Kayador da, radyoya giren ilk kadrolu prodüktörlerin yayıncı kimliğinin, kendi başına değerlendirilmesi gereken bir durum olduğunu yazar.

Coşkulu ve misyon sahibi bu kadroların programcılık anlayışı, 1965’ten sonra tek

sanatçılara ya da söz ve yazı teknisyenlerine iş verirler. BODIN, Louis: Aydınlar, Çev. Mehmet Dündar, AYKO Yayınları, Ankara, 1984, s.14-15

137 Dünden Bugüne Radyo Televizyon, s.23

(TRT, kuruluşundan bu yana yayında görev alacak prodüktör kadrolarını aynı yöntemle seçer.

Yaklaşık 20 yıldır ÖSYM’nin yaptığı ilk sınavlarda başarılı olan adaylar, 2,5- 3 ay gibi bir süreyle verilen kursta, Türkçe, Edebiyat, Hukuk, Toplumbilim, Siyaset Bilimi, Kamu Yönetimi, Ekonomi, Sanat Tarihi gibi dallarda temel bilgiler öğrenecek biçimde eğitilirler. Bunların yanında, mesleğe yönelik uygulamalı bir eğitimden geçerler. Kurs içinde ve sonunda yapılan yazılı ve sözlü sınavlar sonucunda başarılı olan adaylar, yardımcı prodüktör olarak atanırlar. )

138 Filiz ERCAN ile görüşme.

139 CANKAYA: A.g.e, s. 69

başına iktidara gelen liberal/ gelenekçi Adalet Partisi iktidarlarıyla ciddî çatışmalar yaratmış, TRT özerkliği, siyasal ve toplumsal gündemin öncelikli maddelerinden biri olmuştur.140

Bir buçuk yıl yoğunlaştırılmış bir eğitim, cumartesi pazar tatbiki çalışma stüdyolarda, bir buçuk yıl sonra tekrar bir sınav, o sınavdan sonra kalan 22 kişi, prodüktör ve prodüktör spiker olarak 512 lira maaşla göreve başlayanlar bizleriz. Bizi eğitenler, Türkiye’nin ileri düzeyde üstatlarıydı. Türkiye’nin en büyük kültür adamlarından eğitim aldık. Güzel Türkçe konuşma konusunda bizi eğittiler. Nüzhet

Şenbay, Turgut Özakman, Mahmut Tali Öngören, Baki Suha Ediboğlu gibi. Oğuz Yılmaz Hiçyılmaz, Doğan Soylu, Rıdvan Çongur gibi hocalarımız da radyo eğitimi verdiler. Bize ilk öğrettikleri, özerklikti. Yani, “Siz şimdi buradasınız ama siz dümbelekçi veya klarnetçi değilsiniz. Sizin işiniz, halkı belli bir düzeye getirmek için yapacağınız programlarla eğitmek. Onun için önce kendinizin çok eğitimli olması lazım. Niye? Çünkü kararı siz vereceksiniz.” O zamanlarda denetim diye bir mekanizma yoktu. Otokontrolü siz kendiniz yapacaksınız. Neyi verirseniz bu halk nereye doğru gider, siz bileceksiniz. Tabi TRT’nin kuruluşuyla beraber yayın planlama dediğimiz yer de kuruldu. Bu yayın planlama her yıl yıllık yayın planı çıkarırdı. Bu planlamaya göre, mesela % 18,2 diyelim, mutlaka eğitim programı yayınlayacaksınız. % 8.6 oranında klasik müzik yayınlayacaksınız. Evrensel müzik yayınlayacaksınız. % 12 oranında bizim kendi öz müziğimizi yayınlayacaksınız. Artı, yaygın eğitim yapacaksınız, örgün eğitim yapacaksınız. Okul çağındaki çocuklara yayın yapacaksınız, yetişkin halkın seviyesini yükseltici programlar yapacaksınız..141