• Sonuç bulunamadı

C. Türk Kültüründe Toplumsal Cinsiyet ve Cinsiyet Rollerinin AlgılanıĢı

1.2. Bilge Tipi Olarak Kadın

Bilge tipler akıllı, bilgili, yol gösteren, akıl veren ve ön sezgileri kuvvetli yani kötülüğün nerde, ne zaman geleceğini önceden sezebilen özelliklere sahiptir. Bu kiĢiler yaĢlı aksallı kiĢiler olabileceği gibi kadınlar da bilge tipi özellikler gösteren, eĢlerine akıl veren, yol gösteren kiĢiliğe sahiptir.

Sözü edilen bu tipler destanlarda genellikle yaĢlı, aksakallı kimselerdir. Eski Türklerde topluma manevi liderlik yapan, toplumu yönlendiren, çağını aydınlatan, verdiği öğütleri ve öğütlü sözleriyle yaĢamlarından sonra dahi dilden dile dolaĢan kiĢiler vardır (Yardımcı, 2007: 51). Kırgız sözlü anlatılarında bilge tipini temsil eden kadınlar bulunmaktadır. Anlatılarda kadın erkeğinin ortağı gibidir. Erkeğin her zaman akıl danıĢtığı kiĢidir. Kırgız atasözünde de Ģu Ģekilde belirtilir: ―Acarduu ayal

60 adamdın periĢtesi,/ Akılduu ayal erkektin ĢerikteĢi.‖ ("Güzel kadın, insanın meleği, /Akıllı kadın erkeğin ortağı") (ġavk, 2007: 2). Sözlü anlatılara bakacak olursak kadın güzelliğinin yanında, erkeğe akıl veren bir konumda olduğu görülmektedir.

Manas Destanı‘nda Er Kökçe eĢi Ak Erkeç‘e karĢı söylediği sözler onun bilgeliğini vurgulamaktadır: ―Anda ayttıñ Kökçö-kan:/ 'Narktı bilgen Ak Erkeç,/ Narktı bilgen turbaybı?'/ Cndü bilgen Ak Erkeç,/ cöndü bilgen turbaybı?'‖ (Kökçö Han o zaman

dedin ki:/ "Kanun bilen Ak Erkeç,/ En iyiyi bilmez mi?/ Öğütle dolu Ak Erkeç,/ En iyi öğüdü bilmez mi?") (Radloff, 1995: 33).

Erkek kahramanlar ne yapacağını bilemediği durumlarda eĢlerinden akıl aldıkları görülmektedir. Nitekim Cakıp Han Manas‘ın dirilmesinin ardından onu aramaya gider ve hiçbir iz bulamaz. Bunun üzerine eĢine ne yapması gerektiğine dair akıl danıĢır.

―Cakıp Han ağlayarak döndü,/ Bagdı-döölöt baybiçeye geldi./ "Ey baybiçe ne yapayım?/ Kırk yiğidin hepsini yokladım,/ Manas'a aldıran yoktu,/ onu kalpten silmiĢler hep,/ unutup gidivermiĢler!"/ Ġhtiyar kadın dedi ki:/ "Ala-dağ gibi doğan Cakıp Han,/ Serek ile Sırgak'ın/ can dostu Kara-toko ile/ Bakay'a da gittin mi?/ Ona da haber verdin mi?"/ "Hayır onlara gitmedim."/ "Bu üçüne kadar git de,/ onlara da haber ver gel !/ Burunları büyüdü,/ öğütler hep kayboldu./ Serek ile Sırgak'ı da/ üçünü buraya alıp gel,/ Bakay'ı da alıp gel!/ Yalvar, canımızı feda edelim! / Manas'ın mezarına gidelim." (Radloff, 1995: 104).

Destanın bazı yerlerinde kadının zeki olduğunu ifade eden sözler yer aldığı görülmektedir. ―Üydö catkan Kanıkey/ keretinde bildi deyt,/ kereminde tuydu deyt.‖

(Evde oturan Kanıkey,/ keskin zekâsıyla bildi,/ algılarıyla sezdi.) (Radloff, 1995:

157). Kanıkey Manas Destanı‘nda bilge kadın tipini temsil etmektedir. Sürekli eĢine ve diğer kahramanlara yol gösterip akıl vermektedir. ―Kerim olan Kanıkey/ eĢinen atı iĢitince,/ zincirli tulumu koltuğuna alıp/ hepsinden güzel olan,/ kızların en akıllısı olan Kanıkey‖ (Radloff, 1995: 177).

Bütün bunlar dıĢında Coloy‘un karısı Angıçal kızı Ak Saykal (Radloff, 1995: 144- 145), Kanıkey (1995: 156, 201) ve Ak-Çürök (1995: 242), gördükleri rüya ile gelecekten haber verip eĢlerine akıl vermeleri, Cakıp Han‘ın eĢi Bagdı Dölööt (Çıyırçı), Er Kökçe‘nin eĢi Ak Erkeç ise zekâları sayesinde eĢlerine yol göstermeleri ile bu destandaki bilge kadın tiplerini temsil etmektedir.

61 Kırgız destanlarının genelinde kadın aklı küçümsenir. Fakat küçümsenmekle birlikte liderlik ve kutsallık atfettirilen kadının bilgeliğine inanıp sözünün dinlendiği görülmektedir. Destanda ―kadın da olsa‖ ifadesini kullansalar da akıllı oldukları dile getirilir ve fikri önemsenir. KocacaĢ Destanı‘nda KocacaĢ bir rüya görür ve eĢine rüyasını yorumlaması için akıl danıĢır. EĢinin kadın olmasını küçümsese de onun aklına güvendiği görülmektedir:

KocacaĢ:

Ayal da bolso Zulayka, Akılı bar can ele, Ar bir iĢten kaban, Artıkça mında bar ele. Tuuganıña kettiñ- dep, Turbasın maga taarınıp. Zulayga aytıp tüĢümdü, KurdaĢtıktın cönünön, Alayın dep anlıp… Ayal da bolson Zulayka, Akılın bar kemenger.

KocacaĢ:

Kadın da olsa Zulayka. Akıllı bir insan idi, Her bir Ģeyde haberi, Ayrıca bunu da bilirdi. Akrabana gittin deyip, Bana darılıp durmasın. Zulay'a söyleyip rüyamı, Evli olduğumuz için fikrini, Alayım diye niyetlenip… Kadın da olsan Zulayka, Üstün bir aklın var.

(Akmataliyev; KırbaĢev, 2007: 69, 71). Boston Destanı‘nda bilge kadın tipi Cezbilek‘tir. Destanda o, her Ģeyi bilen çok akıllı biri olarak gösterilir. Aslında dünyanın her Ģeyini bilmesi, Cezbilek‘e tanrısallık özelliği katmıĢtır. Çünkü her Ģeyi bilecek olan Tanrı‘dır. Cezbilek, destanda Ģu Ģekilde yer alır:

KadamıĢ kan atagan, KadamıĢ kızı Cezbilek Düynönün baarın al bilet. Bastondu al biliptir… Akkuudan kabar ciberip KadamıĢ kandın Cezbilek Aytıluu kandın kızı eken. Akılı artık uz eken. Oylogonu tüz eken.

KadamıĢ Han diye adlandırılan KadamıĢ'ın kızı Cezbilek Dünyanın herĢeyini o bilir. Boston'u o bilmiĢ…

Ak kuğuyla haber gönderen KadamıĢ Han'ın kızı Cezbilek Namlı Han'ın kızı imiĢ. Aklı fazla, becerikli imiĢ. DüĢüncesi doğru imiĢ.

62 43-44).

Bir diğer bilge tipi kadın ise, Boston‘un kardeĢi Kara Çaç‘tır. Zaten destanda ―akıllı yaratılan ya da akıllı doğan Kara Çaç‖ Ģeklinde yer almaktadır. Her konu da bilgisi vardır. Ağabeyi yola çıkacağı zaman gerekli olan tüm silah ve teçhizatları hazırlamıĢtır. Mızrak, ok, zırh ve savaĢ giysilerini, atını hep Kara Çaç hazırlamıĢtır. Kara Çaç‘ın hazırladığı silah-teçhizat takımına herkes hayran kalmıĢ ve ona Ģunları söylemiĢlerdir:

Casalgandın baarısın TañdanıĢıp körüĢtü. Mınday kural casatkan Kara Çaçtı biliĢti, Akılı candan artıkça,

Adamdan çıkpayt mındayça, Degen sözün aytıĢıp

Kan Buubanın Kara Çaç Aga baĢın iyiĢti.

Techizatın hepsini Görüp hayran oldular. Böyle silah yaptıran Kara Çaç'ı bildiler, Aklı herkesten fazla,

Ġnsanoğlundan çıkmaz böylesi, Diye söz söyleyip

Han Buuba'nın Kara Çaç'ın Üstünlüğünü kabul ettiler.

(Akmataliyev; Kadırmambetova, 2009: 64).

Destanlarda bilmeceleri aklı sayesinde çözebilen bilge kadın tipleri de mevcuttur. Güldana Destanı‘nda bilge tipi özelliği gösteren Orun‘un kızı Güldana‘dır. Han, Orun‘a ―Katı ile çok acı ne?‖ bir bilmece sorar eğer bilemezse darağacına asıp ölüme terk edeceğini söyler. Bu bilmeceyi kimse çözemez, en sonunda kızı Güldana bilmecenin cevabını bulur. Kızın cevabı Ģu Ģekildedir: ―Acı: Gönül kırıp,/ Rezil etmektir insanı./ Katı: Ağır yoksulluk,/ Zorluğu zamanın.‖ ―Bilmeceyi Güldana'nın/ Çözmesine Orun sevindi.‖ (Egimbayeva, 2012: 18-21). Han bilmeceyi nasıl çözüğünü kıza sorar. Bunun üzerine kız bilmeceyi baĢından geçen bir olay sonucu çözdüğünü söyler. Kızın akıllı olduğu, ustaca cevap vermesi destanda Ģöyle vurgulanmıĢtır: ―-Akılduu kız ekensiñ, eptep coop taap, atarıdı ölümdön aman alıp kaldırı. Irak mat, emi üyüryörgö bargıla- dep, alarga uruksat berdi.‖ (Han, kızın

sözüne memnun olup: -Akıllı kızmışsın, ustaca cevap verip babanı ölümden kurtardın. Teşekkür ederim, şimdi evinize gidin, diyerek onlara izin verdi.)

(Egimbayeva, 2012: 24). Ardından ―Kün ötkön sayın handın köñülü buzula baĢtadı. Eptep arga taap Güldananı ayaldıkka aluunu çeçti. "Anı alsam akılıma akıl koĢoor,

63 kıynalsam keñeĢta bar"-dep, oylodu.‖ (Gün geçtikçe Han'ın niyeti bozulmaya

başladı. Çeşitli bahaneler bularak Güldana‟yı Hanım olarak almaya karar verdi. "Onu alırsam aklıma akıl eklenir, zorda kaldığımda akıl danışırım," diye düşündü.)

(Egimbayeva, 2012: 24) Ģeklinde geçen sözlerden de anlaĢılacağı üzere Güldana‘dan Han‘ın bile akıl almayı düĢündüğü ve onun kıvrak bir zekâya sahip olduğu görülmektedir. Zaman zaman Türk destanlarında kadınlar kimi durumlarda erkeklerden daha bilgili olduğu görülmektedir.

Güldana Destanı‘nda görülen Oron‘un kızı Güldana gibi bilgelik gösteren kadın tipi Kırgızların ―Akıllı Kız‖ (Akılduu Kız) masalında da rastlanmaktadır. Hanın evlilik yaĢının geçmeye baĢladığını gören halk, yerini bırakacak bir çocuğunun olması için evlenmesini söylerler. Han bunun üzerine bir bilmece sorar, bu bilmecenin doğru cevabını bilen çıkarsa onunla evlenceğini belirtir. Fakat gelen kızların hiç biri bilmecinin cevabını bilmez. Bunun üzerine ―Bilmecenin cevabını kim buldu?‖ diye sorar. Kızlardan hiç biri ses çıkarmaz. Fakirin kızı yerinden kalkıp:"Hanım, bilmecenizi ben çözdüm," der. Han bilmecesinin cevabını duyduktan sonra:

―ġimdi üç bilmece daha soracağım, o bilmelerin cevabını bulan kızı alacağım.‖ diyerek bilmecelerini sorar. ―Hor görülmek nedir? Dert, keder nedir? ve Kaygı nedir?‖ Yine üç gün mühlet verir. Yine Fakir‘in kızı bilmecenin cevabını bularak Ģunları söyler: ―Horluk denen Ģey hastalıktır. Dert, keder ölümdür. Kaygı ise yokluktur,‖ der. Han, kızın bilmeceyi çözmesine memnun olup onu yanına alır (Karadavut, 2006: 337). Fakirin kızı burada hiçbir kızın bilmediği bilmecenin cevabını bularak bu masalda bilge tipini temsil eder. Daha sonra da han kızın akıllı biri oluğunu Ģu sözleriyle dile getirir: ―Kan kedeydin kızın cakĢı kiyindirip, nike kıydırıp ayaldıkka alıp: "Emi urgaaçı da bolsoñ akulduu ekensiñ baĢka biröögö akıl üyrötpö, akıl üyrötüp koysoñ anda ekööbüz erdi-katın bolboy kalabız"- dedi.‖ (Han,

fakirin kızını güzelce giyindirrniş, nikâh kıyarak hanımlığa alıp: "Kadın da olsan akıllıymışsın. Başka birine akıl öğretme eğer öğretirsen o zaman biz seninle karı koca olmayız," der.) (Karadavut, 2006: 339). ―Akılsız Han Nuskaluu Baybiçe‖

(Akılsız Han Ġle Ferasetli Kadın) masalında erkeğin akılsız olduğunu ve kadının bilgeliğine vurgu yapıldığı görülmektedir. PadiĢah, ―Balam cakınkı ayılda ötö akılduu ayal bar ekenin uktum. OĢonu maga çakırıp kelip bersen, cakĢı keñeĢin ugayın men dagı akılduu körögöç bolgum kelet. Birok bul cönündö eç kimge aytpagın ekööbüz gana bilgendey bololo, deyt.‖(Evladım yakındaki köyde akıllı bir

64

kadının olduğunu duydum. Onu çağırıp gelsen, iyi nasihatlerini dinleyip, ben de akıllı, ferasetli olayım. Fakat bu işi hiç kimseye söylemeyesin, ikimizden başka kimse bilmemeli, der) (Yılmaz, 1994: 62, 155).

―ġimarık Oğlanla Akıllı Gelin‖ (Erke Bala, Akılduu Kelin) masalında akıllı gelin, ―bilge kadın‖ tipini temsil etmektedir. Masalda eĢi Ģımarık oğlan zengin birinin yanına hizmetçi olarak girer. Karısı eĢine kırmızı bir gül verir ve bu gül eğer solarsa kendisinin kaçırıldığı anlamına geldiğini söyler. Bir gün zengin oğlanlardan biri Ģımarık oğlanın eĢinin güzelliğini duyar ve kadını kandırmaya çalıĢır. Fakat kadın zekâsıyla onu bir çukura hapseder. Daha sonra zengin olan iki oğlan daha gider. Onları da aynı Ģekilde çukura hapseder. ġımarık oğlan bir gün evine gider ve karısı çukuru açıp hapsettiği üç zengin oğlanı gösterir. Ardından ―OĢondo üç bir tuuġan baylar: ―Bul kelin suluu bolgonu menen akılı aĢkan Ģum kelin eken. Bizdin tübübüzgö cete elekte kaçıp keteli. Bolboso böödö ölüm bolobuz‖,-dep keñeĢip öz coldoruna tüĢöt. OĢentip erke bala akılduu ayalı menen cırgap caĢap kalgan eken.‖

(O zaman bu üç zengin kardeş: “Bu kadın güzel olduğu kadar akıllıymış. Biz en iyisi kendi yolumuza gidelim, yoksa boşu boşuna ölürüz” diyerek kaçıp gitmişler. Ondan sonra şımarık oğlan akıllı karısı ile mutlu mesut yaşayıp gitmiş.) (Özen, 2008: 268,

370-372).

Bazı durumlarda kadınlar Ģiddet yoluyla değil, akılları sayesinde erkeği yenebilmekte ve erkeğe galip gelmektedir. Güldana Destanı‘nda, Cakıp Han Güldana‘dan öç almak ister. Güldana‘ya yapması için iki görev verir: Birisi, ―Kayın kadar sağlam yapılmıĢ, kapağı sıkıca kapatılmıĢ. Açılmaması için ağzına, özel mühür basılmıĢ. Kutu vereceğim bozmadan, doldur altın gümüĢ ile. Kapıda duran kısrağım. Aygıra binip gideceğim. Ona benzer doğur, dikkat et.‖ (Egimbayeva, 2012: 24). Güldana kıvrak zekâsıyla yiğitleri yanına alır, kendisi de erkek kılığına girer, Cakıp‘ın bulunduğu yere gelirler. Cakıp Han‘la aĢık oynarlar. Cakıp hırsa kapılıp, atını, kaftanını kaptırır ve kutuyu altınla doldurur. Cakıp periĢan olur, merhamet ister, ağlayıp yalvarır. Güldana kıvrak zekâsıyla bu Ģekilde Cakıp‘ı yenmiĢ olur. Devamında Cakıp Ģunları belirtir: ―-Zeki Güldana,/ Ġnandım tamamıyla sözüne./ Sınayacağım, diye iki defa,/ Rezil oldum sana…/ Kaygısız kiĢi bul, diye,/ Biraz eziyet ettiğinde./ Yersiz yurtsuz dıĢarıda gezerken,/ Ġntikam ateĢi düĢtü içime…/ CahilliktenmiĢ, anladım./ Boyun eğdim akıl gücüne./ BağıĢla, halkım duymasın,/ intikam arzusu saklama içinde‖ (Egimbayeva, 2012: 35).

65 Kozuke ve Bayan Hikâyesi‘nde bilge tipi temsil eden tip Kozuke‘nin annesidir. Kırgız Türklerinin destanlarında, halk hikâyelerinde anne akıllı, sabırlı, nasihat verici, bilgili, ön sezgileri kuvvetli, düĢünceli ve yol gösteren bir tip özelliğine sahiptir. Yeri geldiği zamanda çocuğunun baĢına gelebilecek kötü bir durum karĢısında ona nasihat vererek onun bu fikrinden dönmesini ister.

Koluktu Bayan kalam kaĢ, Baralbaysıñ balam caĢ. Alıskı cerden küyöölöp, Alalbaysıñ balam caĢ. UĢul cerden köönüm gaĢ, Karabaydı sıylabay, Kaynatañdın booru taĢ. Cetimdikten sızılıp, Kurgabadı közdön caĢ. Esen cürüp cetilseñ. Bolosuñ balam elge baĢ.

KarakaĢlı Bayan eĢine, Gidemezsin küçük çocuğum. Uzak yerlere damat olup, Alamazsın küçük çocuğum. Bu konuda gönlüm emin. Karabay'a hürmet göstermedi, Kayınbaban taĢ kalpli.

Yetimlikten kurtulup, Gözlerde yaĢ kurumadı. Sağ salim büyürsen,

Olacaksın çocuğum halka reis. (Akmataliyev vd. , 2007: 149).

Kozuke ve Bayan Hikâyesi‘nde yapılan bu alıntıda ―anne oğluna akıl vererek‖ oğlunu Bayan‘a gitmemesi konusunda ikna etmeye çalıĢmaktadır. Kozuke‘nin annesi destanın ilerleyen bölümlerinde oğluna yol göstermekte ve nasihatte bulunmaktadır. Annesi babasından kalma çok muhteĢem bir atının olduğunu o atı arayıp bulmasını istemektedir. Ardından,

Ak köldün bergi boyunda, balam, Kün batıĢ cak colunda, balam, Köp duĢman bolgon kastında, balam,

Köl cakalap sen barsañ, balam, Köldölön taĢtın astında, balam, Atakeñ kömgön kol menen, balam, Er cetkende Kozuke, balam, Tabat bir degen oy menen, balam, Tapsañ bir payda bul cayda, balam, Bolot bir tıktuu sır nayza, balam,

Ak Göl 'ün öteki sahilinde, çocuğum, Batı tarafındaki yolda, çocuğum, Çok düĢman vardı, çocuğum, Göl kenarından gidersen, çocuğum, Göldölöñ taĢının altında, çocuğum, Babanın kendi eliyle gömdüğü, çocuğum, Erkeklik çağına erdiğinde Kozuke, çocuğum, Hemen bulacak, çocuğum,

Bu yerde bir fayda bulursan, çocuğum, Bir tane süslü mızrak olur, çocuğum,

66 Altın bir saptuu ak albars, balam,

Çapkanda erden can kalbas, balam, Celkeden çıkpas ak kette, balam, Kayberen kaçıp ketpeseñ, balam, Atkanda cazbay tüz tiygen, balam,

Bir tane altın saplı çelik kılıç, çocuğum, Vurduğunda yiğitte can kalmaz, çocuğum, Enseden çıkmaz tüfek, çocuğum,

Kayberen gibi kaçmazsan, çocuğum,

AteĢ ettiğinde sapmadan tam isabet eder, çocuğum (Akmataliyev vd. , 2007: 151). Kozuke, ―Kozuke, annesinin sözlerini dinleyip, her Ģeyi anlar. Bindiği karıĢık kır atıyla Ak Göl'e doğru gidip baktığında, annesinin söyledikleri doğru olduğunu öğrenir.‖ (Akmataliyev vd., 2007: 2007:155).

Anne sözü dinlemek her zaman önemlidir. Eğer anne sözü dinlenmez ise kahramanın baĢına türlü felaketler gelmektedir. Bütün Türk destanlarının hemen hemen hepsinde anneye çok önem ve değer verilmektedir. Anne sözü en az baba sözü kadar değer ve öneme sahiptir. Bununla birlikte destanlar erkek kahramanlar ya sevgilisini aramaya ya da bir savaĢa gideceği zaman veya baĢka bir fiili hareketinde annesine, eĢine akıl danıĢmadan yapmadıkları da görülmektedir.