• Sonuç bulunamadı

C. Türk Kültüründe Toplumsal Cinsiyet ve Cinsiyet Rollerinin AlgılanıĢı

1.9. Anne Tipi Olarak Kadın

1.9.4. Çocuk Terbiyesi ve Anne

Türk kültüründe anne çocuğun terbiyesinden, eğitiminden ve yetiĢme tarzından sorumludur. Çünkü yurdunu, vatanı ve namusu koruyacak olan kahramanın yetiĢmesini sağlayacak olan annedir. Çocukların eğitiminde, ebeveynleri örnek olmalı, onlara küçük yaĢlarda öğüt vererek neyin doğru, neyin yanlıĢ olduğunu ayırt etmelerini sağlanmalıdır. Çünkü çocuklar bir yetiĢkin gibi düĢünemezler ve hareket edemezler. Onlara birilerinin rehberlik etmesi gerekmektedir. Rehberlik edecek en

152 önemli kiĢi ise, babadan önce annedir. Çünkü çocuk gerek eski dönemlerde olsun gerek günümüzde olsun anneleriyle daha çok vakit geçirdiklerinden dolayı anneler çocukların eğitim seviyesini yükseltmektedir. Eski Türklerde anne, çocuğunu ileride kahraman olarak yetiĢmesinde önemli roller üstlenen kiĢidir.

Kız Darıyka Destanı‘nda, Darıyka annelik vazifesini en iyi Ģekilde yapmaya çalıĢmıĢtır. Darıyka çocuğun bakımı için özel eğitmen kadınlar tutmuĢtur. ―Tabiplere çocuğun sağlık durumunu kontrol ettiririr. Ġyi Ģartlar altında çocuğuna baktırır. Bunların yanında sık sık gidip çocuğun eğitimini gözden geçirir. Annelik vazifesinin asıl unsuru ise, çocuğa anne sütü içirir‖ (Türker, 2005: 258-260).

Anneler, çocukları yanlıĢ bir davranıĢ gösterdiklerinde onları uyarır, yol gösterir ve akıl verirler. Neleri yapması gerektiği, neleri yapmaması gerektiğine dair çocuklarını terbiye ederler. Kız Darıyka Destanı‘nda ġaysılda kendinden güçsüz çocukları dövdüğünden dolayı bütün çocuklar ondan korkmaktadır. Darıyka bu durum karĢısında çocuğuna akıl verir:

Adamdın birdey bolboyt oylon barı, Baldardın içindegi sen sırttañı. Özünön kubatı kem torgoylorgo, Kol salbayt barcın Ģumkar kuĢtar dagı. Oylogun saga berdi kubat kayrat, Baktagı baldar çımçık turgan sayrap. Çımçıktay çırıldatıp baĢın üzsöñ, Alardın ata-enesi kalar zarlap. Küçüñ bar balam bilseñ cumĢar ceri, Ar kimdin ılayıktuu bolot teñi. Kaytalap mınday iĢti kılbay cürgün, Apam dep sıylar bolsoñ uulum meni.

DüĢün, insanların hepsi aynı olmaz, Sen çocukların cesurusun.

Kendinden güçlü olmayan tarla kuĢlarına, Barçın, sungur kuĢları bile saldırmaz. DüĢün sana verildi kuvvet, gayret, Çocuklar ise ağaçta öten kuĢ gibi. KuĢ gibi çığırtarak baĢını koparırsan, Onların ana babası acıya boğulur.

Gücün de kullanılacağı yerler var, yavrum, Herkesin lâyığı olur dengi.

Tekrar öyle iĢler yapma, yavrum, Ananım diye bana saygı duyarsan. (Türker, 2005: 261).

Kırgız destanlarının bazılarında çocuğun babası uzaklara gider ve annesi çocuk büyüyene kadar babasının nerede olduğunu dair bilgileri gizler. Çocuk biraz büyüdüğünde bir Ģekilde babasının varlığını, kim olduğunu ve nerede yaĢadığını öğrenir. Bu durum karĢısında çocuk annesinin yanına gelir ve babasını bulmak istediğini söyler. Anneler, çocuğun babasını bulması için yola çıktıklarında karĢılaĢacağı tehlikelere karĢı kendilerini korumada güçlerinin yetersiz olduğu

153 düĢünür ve henüz mücadele edecek yaĢa gelmediğinden dolayı anneleri tarafından uyarılır ve öğüt verilir. Bu durum Kız Darıyka Destanı‘nda da görülmektedir. ġaysılda yaĢlı bir kadından babasının kim olduğunu ve nerede olduğunu öğrenir. Annesine gelerek bu konuda bilgi alıp babasını bulmak istediğini söyler. Bunun üzerine Darıyka çocuğuna yaĢının daha küçük olduğunu söyler ve uyarır:

TüĢö elek uya cünüñ balapansıñ, Uçuuga cetile elek koĢ kanatıñ. Er cetseñ cönötmökmün seni balam, TapĢırıp saga atañdın amanatın. …

Sen caĢsın küç tolo elek balam oylo, Cönötöm kantip anan alıs colgo. Altı aylık eki arası Arabiya, Kançanlık korkunuç bar ara coldo. …

Men saga ıraazımın keçtim süttü, Akırı aytaturgan sözüm büttü. Boy ösüp et çıñalıp küçüñ tolsun, Toktolup bir azırak uulum kütçü.

Ġlk tüyleri, henüz dökülmeyen bir yavru kuĢsun,

Uçmaya hazır değil kanatların.

Büyüyünce gönderecektim seni yavrum, Teslim edip emanetini babanın.

Daha gençsin, güç toplayamadın oğlum, Nasıl seni uzak yola gönderirim.

Arabistan‘a kadar altı aylık yol var, O yolda bir o kadar da tehlike var. …

Ben sana sütümü helal ettim, Sana diyeceğim baĢka sözüm yok. Büyüyüp güç kazanıncaya kadar, Oğlum, biraz daha bekle.

(Türker, 2005: 269).

KocacaĢ Destanı‘nda da MoldocaĢ ölen babasının kemiklerini bulup getirmek için annesinden izin almak ister. Zulayka daha delikanlılık çağında bile olmayan çocuğu MoldocaĢ‘a öğütler vererek bu durumdan caydırmaya çalıĢır:

Karıbı sensiñ bul curttun. Catpaçı, turçu, calgızım, Cardamçı saga aga cok, Camandık kelse baĢıña, CaĢınarga paana cok. Kayrılçu saga tuugan cok, Kagılayın, kulunum, Kak cürökkö salba çok. Köñülüñö kaygı alıp,

Garibi sensin bu yurdun. Yatma, kalksana bir tanem, Sana yardımcı ağabey yok, Bir kötülük gelse baĢına, Saklanmaya sığınak yok. Seni kayıracak akraba yok, Kurban olduğum yavrum, Yüreğimin içini dağlama. Gönlünü tasalandırıp,

154 Öksütpö ömür caĢıñdı.

Çırpıktan caa caragıñ, Çırımtalsıñ, karagım, Emiten mıltıkka asılba, Bolo elek senin bararıñ. Cetile elek, cetimim, Tola elek caĢtık ketigiñ.

Ömrünü kısaltma.

Çalı çırpıdan yayın silahın, Tüyü bitmemiĢ gözümün nuru, ġimdiden tüfeğe sarılma, Daha gidecek zamanın değil. Henüz büyümedin, yetimim, Daha delikanlı bile olmadın.

(Akmataliyev; KırbaĢev, 2007: 245).

Boston Destanı‘nda da Cezbilek‘in oğlu babası Boston‘u bulmak için yola çıkmak ister. Annesi Cezbilek oğluna bir takım öğütler vererek terbiye ettiği görülmektedir: ―Babanı arayıp gitmeye balam/ Daha üç yıl bekleyiver balam,/ Silahını tecizatını hazırlayalım balam,/ SavaĢçıya diye tahsis edelim balam,/ Uzak yol için seçelim balam,/ YaĢın ulaĢsın on beĢe balam,/ Belin katılaĢsın tutuĢmaya balam, /YetiĢmiĢ vücuduna ölçelim balam‖ Cezbilek gibi akıllı yavrusuna söyledi (Akmataliyev; Kadırmambetova, 2009: 426).

Anne çocuğun terbiyesinde ve yetiĢtirilmesinde mesuldür. Manas Destanı‘nda bu görevler, Bagdı Dölööt (Çıyırdı), Kanıkey ve Ay Çürök oğullarının yetiĢmesinde büyük katkıları olan kadın tipleridir. Destanda bu anneler oğullarına gerekli talimatlar ve öğütler vererek terbiye etmektedirler. Kanıkey‘in ve Ak Çürök‘ün eĢleri ölmüĢ ve çocuklarının yetiĢtirilmesi bu iki kadına kalmıĢtır. Bunun için baĢkalarından yardım isteyebilmektedirler. Kanıkey nasıl oğlunun, atasının yurduna sahip çıkmasını bekliyorsa, Ay Çürök de oğlundan hem babasının intikamını alıp onun ruhunu rahat ettirmesini, hem de yurduna, tahtına, sahipçıkmasını beklemektedir. Kendisinin bulunduğu konum sebebiyle bunu gerçekleĢtirmesi mümkün değildir; bu sebeple, çocuğuna görevini anlatması için Kül Çora'dan yardım istemektedir (Yıldız, 1995: 496); "Ah sevgili Kül Çoro,/ Atının baĢını çevir,/

durduğun yerde dur!/ Kargıdan kalan bu bayrak,/ Ondan kalan yegâne,/ Altı aydan miras kalan,/ Seytek kulaksızı,/ Hep öç için yaĢayacak,/ AlınmamıĢ intikamı alacak./

Büyüyüp erkek olunca,/ Atı yelesinden çekip büyüyünce,/ Bir bahane bulup gel de gör!" (Radloff, 1995: 255). Ay Çürök ardından, ―Ah benim Seytek kulaksızım,/ kartalımın kanadı,/ beyaz atmacamın gagası,/ Too-toru 'ya bin de/ Dağda duran babanıağlayarak/ Kucakla da boynuna sarıl!/ Too-toru'ya binmezsen,/ Kaybolup giden bir ok olacaksan,/ SıçılmıĢ bir bok isen/ Benim analığım kurusun!‖(Radloff,

155

1995: 257). Ay Çürök burada oğluna verdiği görevleri yerine getirmez ise bu durumdan kendini sorumlu tutarak analığına beddua eder. Böyle bir Ģeyle karĢı karĢı kalırsa analık vazifesini tam olarak yerine getiremediği için üzüntüsünü ―analığım kurusun‖ bedduası ile vurgulamıĢtır.

Sarinci, Bököy Hikâyesi‘nde Sarinci, Bermet‘i eĢ olarak almak için yola çıkacağı zaman annesi Ģöyle öğütte bulunur: ―Canım, biriciğim,/ Kederlendirip çok dolaĢma,/ Gecikmeden gel./ Arını düĢmana aldırma,/ Alın yazısına karĢı çıkmaya,/ Ġnsanların gücü yoktur./ Daha önce hatırı sayılır olsam da,/ PadiĢahım gitti, oldum hor./ Seni tutsak edecek düĢman çok,/ Kendi kendine kuvvetli ol.‖ (Alper, 2004: 299).

Anne çocuğunu bazı durumlara karĢı nasıl davranacağını öğrenmek için onu sınayabilir, cesaretini, korkusunu ölçebilir. Kozuke ve Bayan Hikâyesi‘nde anne çocuğunun cesaretini yoklamak için ona yolun zorluklarından bahseder:

BeleĢten beleĢ cer kelet, balam, BeĢ ılgadan sel kelet, balam. BeĢ börüsü teñ kelet, balam, Mından bir kantip ötösüñ, balam? Kıyası tar cer kelet, balam, Kırkırap agıp sel kelet, balam. Kırk börüsü teñ kelet, balam, Kıynalbay kantip ötösüñ, balam? Oyuma degen cer kelet, balam, Örgüp bir agıp sel kelet, balam, On börüsü teñ kelet, balam, Ondon bir kantip ötösüñ, balam?

Dağlar bittikçe dağlar çıkan bir yer gelir, çocuğum,

BeĢ çay yatağından seller gelir, çocuğum. BeĢ kurdun hepsi gelir, çocuğum,

Oradan nasıl geçersin, çocuğum? Yamacı dar olan bir yer gelir, çocuğum, Gürültüyle akarak sel gelir, çocuğum. Kırk kurt birden gelir, çocuğum,

Zorluk çekmeden nasıl geçersin, çocuğum? Oyuma adlı bir yer gelir, çocuğum,

FıĢkırarak akarak büyük bir sel gelir, çocuğum, On kurt birden gelir, çocuğum,

Oradan nasıl geçersin, çocuğum? (Akmataliyev, v.d., 2007: 159).

Kozuke‘nin annesinin anlattığı zorluklar aslında çocuğunu kötülüklerden, tehlikelerden vazgeçirme düĢüncesi yatmaktadır. Çünkü Türk toplumlarında anne çocuğuna bağımlıdır ve ona zarar gelsin istemez. Bu sebepten dolayı çocuğuna küçük yaĢlarda öğüt vererek eğitmeye ve terbiye etmeye çalıĢır.

156