• Sonuç bulunamadı

C. Türk Kültüründe Toplumsal Cinsiyet ve Cinsiyet Rollerinin AlgılanıĢı

1.4. DüĢman Tipi Olarak Kadın

DüĢman olan toplumlar birbirlerinden intikam almak, zarar vermek, aĢağılamak amacıyla kadınları vasıta olarak kullandıkları görülmektedir. Destan, masal, halk hikâyesi gibi türlerde birbirlerine düĢman olan kiĢi veya toplumlar karĢı tarafın kadını, kızı veya gelinine zarar verme, Ģiddete baĢvurma veya köle yapma gibi maksatlar taĢıdıkları görülmektedir. ĠncelenmiĢ olan Kırgız Türk destanların bazılarında bu Ģekilde örnek teĢkil edecek kadınların olduğu görülmektedir. Fakat bununla birlikte incelenen destanlarda kadının birebir düĢman tipini temsil ettiği ve sorun çıkardığı bir duruma rastlanmaz. DüĢman kadınlarına karĢı Kırgızların yaptığı küçümseyici muameleler göze çarpmaktadır.

Manas Destanı‘nın Radloff varyantında kâfir olan kadına karĢı küçümseyici ibarelere rastlamaktayız. Orungu adında kâfir bir kadın deve çözme yarıĢına katılır. Fakat kadın çıplak olarak katılır. Bu yüzden küçümseyici ve hakaret nitelikli sözlerle aĢağılanır.

Kapırdan çıkkan Oroñgu Töö çeçmek boldu deyt, Kötü baĢın çapkılap

Oroñgu basıp keldi deyt.

Töö çeçep atkanda, …

Eñkeyyip atkan Oroñgu

Köt cağınan keldi deyt,

Tay bukaday kakıt ele,

AltımıĢ cambı çaçıldı!

Eköö bölüp algan soñ, Asıl Manas munı aytat, Asıl caydan çakırat,

Almambetti çakırat

Oroñgu urğaçı da bolso, kan ele

Oroñgunun bir köönünö cetpesin'- Törölük kılıp salayn!

At alıp barıp mingisçi! Ton alıp barıp kiygisçi!

Kâfirden çıkan Orongu Bunu çözmeyi düĢündü, Kalçalarını sallayarak

Orongu yürüdü geldi,

Deveyi çözmek istedi. …

Yere eğilen Orongu'nun

Arka tarafına gitti,

Boğa tayı gibi kalktı,

AltmıĢ cambı saçıldı!

Ġkiye bölüp alınca Asil Manas Ģöyle dedi, Asil yerinden haykırdı: Almambet'i çağırdı:

―Orongu bir kadın ise de o bir han,

Orongu'nun gücüne gitmesin! Ben efendilik edeyim! Binsin diye at verelim! Giyinsin diye elbise verelim!

75

Abiyrin caap kelseñçi!' Namus yerini kapasın!"

(Radloff, 1995: 136-137).

Bunun üzerine Almambet Orongu‘ya karĢı müstehcen sözler söyleyerek aĢağılamıĢ ve hakaret etmiĢtir: ―…Puu! Orongu, betiñ -ey!/ Aç-buudandı cetelep,/ Coloy kirsin kötünö!/ Kötüñdün içi cılgaday…‖, (…Tüü senin yüzüne Orongu!/ Aç-buudan'ı

götürürken/ Coloy girsin götüne/ Götünün içi dere gibi…) (Radloff, 1995: 136-137).

Kırgız Türk destanlarında genellikle düĢman tarafın kızlarını savaĢların kazanılması neticesinde kendilerine eĢ olarak aldıkları görülmektedir. SavaĢta mağlubiyet sonucu, güçlü bir düĢmanın varlığından çekinen bir baba, aradaki husumeti gidermek adına kızını armağan olarak verir. Seyitbek Destanı‘nda bu durumla karĢılaĢılmaktadır. Seyitbek Kalmuklarla yaptığı savaĢı kazanır. Bunun neticesinde Ģunlar söylenir: Zeeri tartuu Seyitbek.

Suraym deseñ kalmaktın, ġaarı tartuu Seyitbek. Kara kalmak, kalıñ curt, Eli tartuu Seyitbek. Baarısınan sonun da, lntımakka keliĢsek. Beren baatır özüñdü CakĢı belek kamdadık, Boy eken dep özüñdü Suluudan suluu tandadık. Uluu kızı Torkonun, Sancırgal attuu bir kızın Seyitbek saga arnadık.

Kuyumlar hediye Seyitbek. Sorarım dersen Kalmuk'un, ġehri senin Seyitbek.

Kara Kalmuk, kalabalık yurt, Halkı senin, Seyitbek.

Hepsinden en iyisi, BarıĢ yapmaya anlaĢsak. Eren bahadır kendine Ġyi hediye hazırladık, Bekâr diye kendine Güzelden güzel seçtik. Büyük kızı Torko'nun, Sancırgal adlı kızını

Seyitbek sana armağan ettik. (Mukasov, 2013: 104).

SavaĢ, yarıĢ gibi durumlarda beyin, hanın kızı erkek kahramana verdiği, bununla birlikte kız savaĢ neticesinde zorla ganimet olarak alındığı görülmektedir.

Manas Destanı‘nda Radloff varyantının ―Manas ile Kökçö‘nün SavaĢı, Kanıkey‘i alıĢı, Manas‘ın Öldükten Sonra DiriliĢi‖ bölümünde Manas Ģunları söyler: ―TaĢtan sokkon korgonun/Takır kılıp algamın./Kumdan kılgan korgonun/Çun çunkurçak kılamın./Çun çunkurçak kılamın./Karkaraluu bu kısın/ Karmap olyo kılamın‖ (TaĢtan

76

yapılmıĢ yığılını/Çıplak kılıp alırım/ Kumdan yapılmıĢ ağılını/Temelinden yıkarım./

BaĢı sorguçlu kızını/Tutup ganimet kılarım) (Yıldız, 1995: 597).

SavaĢı yenmenin karĢılığı olarak düĢman tarafının kızlarını kendi tarafından birileriyle evlendirildiği görülmektedir. ―Coloy'un halkını kıralım biz!/ Coloy'un halkını yenince biz,/büyük kızı Uluu-bike'yi/ silah ustamıza alıverelim!/ Sözümüz yalan çıkmasın!/ Sözümüzde yalancı çıkmayalım!/ Küçük kızı KiĢmiĢ'i de/ ustanın oğluna alalım!‖ sonunda Coloy‘un halkını yener, kızlarını ustayla oğluna alır (Radloff, 1995: 151-152).

EĢimkul Memen Zuura Hikâyesi‘nde ise, Temirkan‘ın Kan Ġçme Karaç adlı pehlivan bir oğlu vardır. Kan Ġçme Karaç adlı bu pehlivan insan kanı içmeden duramayan biridir ve halk onu nasıl yeneceğini bilemez. Temirkan bu pehlivan balasını kim yenerse kızı Aruuke‘yi ona vereceğini söyler. Er Kökül, Temirkan‘ın Ģehrine gelir ve oğlu Kan Ġçme Karaç‘ı mağlup edip, Karaç canına karĢılık bedel olarak kız kardeĢi Aruuke‘yi verir: ―Kıymasana canıma, gözümün nuru!/Kız kardeĢim Aruuke'yi/ (Kendi) Elimle vereyim./ Temirkan'a güvey ol./ Eğlenceyi sür, dedi./ Ġstediğini vereyim./ Kurban olayım genç bala,/ Aruuke'yi sen al./ Söz vereyim.‖ (Çelebi, 2007: 209). SavaĢtaki mağlubiyet sonucu kızını ya da kız kardeĢini vermesi dostluk ve barıĢ sağlama amacı gütmektedir.

Askazan Baatır Destanı‘nda, KızılbaĢlarla Türkmenler arasında aylar süren bir savaĢ yaĢanır. Bu savaĢın sonunda Canedil yenildiğini anlar ve kızını, bağıĢlanması amacıyla Türkmenlerin baĢ yiğidi Kasım‘a bir bedel olarak verir:

77 Öltürbö hanım özümdü Oybo menin közümdü, TıñĢagın menin sözümdü. Kasımkanday uuluña Kızımdı calgız bereyin, Kerek bolso kul kılıp Özümdü koĢo bereyin, Degeniñe könöyün. …

Canedil mınday degen soñ Cenilgenin körgön soñ, Tilegin munun beriptir,

Han'ım, öldürme beni, Oyma benim gözümü, Dinle benim sözümü. Kasım Han gibi oğluna Biricik kızımı vereyim, Gerekirse köle olarak Kendimi de vereyim, Dediğini yapayım. …

Canedil böyle deyince, Yenildiğini anlayınca, Ġstediğini vermiĢ.

(Egimbayeva, 2012: 86).

KocacaĢ Destanı‘nda da bir bedel aracı olarak Kutsal Kayberen Sur Eçki canını kurtarmak için MoldocaĢ‘a kızı AĢayran‘ı vermektedir. Fakat kız insan değildir. Bu evlilik soncunda, MoldocaĢ‘ın soyu geyiğin kızı olan AĢayran‘dan doğmuĢtur (Akmataliyev; KırbaĢev, 2007: 287).

Kırgız Türk destanlarında kendi yurtları düĢman istilasına uğrayıp kızları, kadınları köle, cariye olarak alındığı gibi bazı durumlarda da baĢkahraman saldırdığı düĢman tarafın kızlarını gelinlerini köle, cariye olarak aldırtır. Manas Destanı‘nın Radloff varyantında, Manas, ―Karkaraluu kıstarın/ aç bilekten alanım/ olco alıp kelemin!‖

(Başı sorguçlu kızlarını, ince bileklerinden tutarım, yurda esir götürürüm.) (Radloff,

1995: 61). Destanın ilerleyen kısımlarında destanın baĢkahramanı Manas, ―Kayıp‘ın

kızı Kara-börüt‘ü/ Yakaladım ovadan,/ ġooruk‘un kızı Nakılay‘ı/ Ganimet aldım bir kaleden‖ (Radloff, 1995: 69) Ģeklinde esir yani köle aldığı kızları belirtmiĢtir. Bu

kızları kendine almıĢtır, fakat geleneklere göre bir evlilik yapmamıĢtır. Destanda da esir aldığını belirtilmiĢ, ―Fakat o hiç evlenmedi,/ hiç kız koynunda yatmadı!‖(Radloff, 1995: 70).

Kerem ile Aslı, Yaralı Mahmut gibi Türk halk hikâyelerinde görülen cadı kadın düĢman tipi genellikle iki âĢığı sihirsel bazı unsurları kullanarak ayırmaya çalıĢmaktadır (Özdemir, 2013: 124). Fakat Kırgız sahasında görülen cadı kadın düĢman tipi genellikle kahramana zarar verme, öldürme, ihanet etme gibi kötü

78

davranıĢlar sergilemektedir. Bu tip ayrıca ―Cadı Tipi Olarak Kadın‖ baĢlığı altında değerlendirildiği için bu kısımda kısaca Ģu Ģekilde bahsedilebilir:

Munduk ve Zarlık Hikâyesi‘nde olağanüstü özellikler gösteren cadı kadın tipi ecinniler soyundan gelen bir varlıktır (Akmataliyev vd., 2007: 203). Bu kadın, üvey annelerle iĢ birliğine girip altın, mal-mülk uğruna Çarçarkan‘a ihanet ederek yeni aldığı eĢi Kançayım‘dan doğan çocuklarını öldürmak maksadıyla göle atar. Kançayım‘ın ise iki köpek yavrusu doğurduğu Ģeklinde yalan söyler. Böylece Mastan Kempir, Kançayım‘ı ve doğan çocuklarını Çançarkan‘dan ayırmıĢtır. Ayrıca burada Kançayım‘ı kıskanan Çarçarkan‘ın diğer eĢleri de düĢman kadın tipine girmektedir. Boston Destanı‘nda ise, Boston‘un kardeĢi Kançayım‘ı iyileĢtirecek olan ab-ı hayat suyuna ulaĢmada bir engel olarak yedi baĢlı Celmoguz kocakarı düĢman tipini temsil etmektedir. Boston karĢısına çıkan kocakarıyı nasıl yeneceği konusunda kendi atı Karabos öğütler vermiĢtir (Akmataliyev; Kadırmambetova; 2009: 249).

Kırgızların ―Altın Yüzük‖ (Altın ġakek) masalında çocuğun eline altın yüzük geçer. Bu yüzük olağanüstü özelliklere sahiptir. Çocuk bu yüzük sayesinde padiĢahın kıyla evlenir. Cadı kadın ise hileli yollarla o yüzüğü ele geçirmesi üzerine bu yüzük sayesinde padiĢahın kızını kendi oğlu ile evlendirmek için oğlu Keybat‘ın yanına götürür (Karadavut, 2006: 231-233). Akçükö ile Kuuçükö masalında da Cadı kadın Kuuçükö‘yü hileli yollarla eĢinden ayırarak kendi oğluyla evlendirmiĢtir (Doğan, 2009: 154-155). Bazı masallarda da kahramanı öldürmeye veya yemeye çalıĢmaktadır (Cez Kempir, Sakurbay, Madılgen Suluu). DüĢman tipi olarak değerlendirilecek olan bu cadın kadın tipi bazen ciğer donuna girerek insanlara zarar vermektedir (Er TöĢtük Destanı, Alnazar Bakı Masalı).