• Sonuç bulunamadı

C. Türk Kültüründe Toplumsal Cinsiyet ve Cinsiyet Rollerinin AlgılanıĢı

1.9. Anne Tipi Olarak Kadın

1.9.1. Kadının Hamilelik Süreci

1.9.1.2. Kadının AĢ Ermesi

Türk sözlü anlatılarında çocuğu olmayan kiĢilere dualar edilir, adaklar adanır. Çocuğu olayan kiĢiler, türbeleri, mezarları ziyaret eder ve açları doyurur, çıplakları giydirir, çocuk sahibi olmak için dileklerde bulunur. Çocuk anne karnına düĢtükten sonraki süreçte ise, anne bazı yiyecekler aĢ ermektedir. Eğer doğacak olan çok alp tipli bahadır ise kaplan, aslan, pars, yılan gibi vahĢi ve yırtıcı hayvana aĢ ererler. Gebe kadınların kimi yemeklerden tiksinmesi, kimi yemekleri yemek için aĢırı istek duyması; "Yerikleme", "aĢ yermek-aĢarmak"; ―aĢ arzulamak, yemeği arzulamak‖ anlamlarına gelmektedir. AĢ erme Kırgız dilinde "talgak boluu" kavramıyla ifade edilmektedir. Boratav‘a göre aĢ erme kelimesinin aslı ―aĢ yerme‖dir. Kelime bu haliyle yiyecekten tiksinme anlamına gelirken, zamanla aĢ ermek hamile kadının canını çektiği bir yiyecek anlamına gelmiĢtir. Türk halklarının Ģiirlerinde ise, kahraman insanların annelerinin kurt ve aslan gibi bazı hayvanların yüreğine aĢ ermesi söz konusudur (YeĢil, 2014: 73, 75). Mehmet ÇeribaĢ‘ın Er Soltonoy Destanı ile ilgili çalıĢmasında aĢ erme Ģu Ģekilde anlatılır: ―Türk destanlarında olduğu gibi Er Soltonoy Destanı'nda da kahramanlar dua ve adaklarla olağanüstü Ģekilde dünyaya gelirler. Colobors Han ve eĢi Gülaypa, çocukları olması için mezarlıklarda dua ederler, Ģeyhlere, mollalara, bakĢı-bübülere giderler. Tam ümitleri kesildiği sırada Gülaypa hamile olduğunu anlar ve Colbors Han'a müjde verir, ona ‗zehri güçlü yılana aĢ erdiğini (yerikleme)‘ söyler. Colbors Han eĢinin isteğini yerine getirir ve dokuz ay on gün sonra (Birçok Türk destanında bu süre genellikle dokuz ay on günden fazladır) çocuk dünyaya gelir (ÇeribaĢ, 2011: 116).

Boston Destanı‘nda, duaların kabul olması ile KanıĢay hamile kalır. KanıĢay hamilelik döneminde aĢ erer ve hastalanır. Onun güçsüz düĢmesini istemeyen Buuda Han, eĢi için önce dağdan teke, geyik dağ keçisi vurur etini yedirir. Fakat ne yaptıysa aĢ ermesi geçmez. Bunun üzerine haytalığı artar, baĢı döner, hastalanır. Hanımı için endiĢelenen Buuda Han canının ne çektiğini sorar yanıt alamaz ve akrabalarını devreye sokar ve istediği Ģeyin ne olduğunu öğrenmeye çalıĢır. KanıĢay utanarak da olsa alıĢılmıĢın dıĢında yırtıcı hayvan yüreği (kalbi) yemek istediğini söyler:

9

Hamilelikle ilgili inanıĢlardan biri de aĢ ermedir. Kırgızların inanıĢlarına göre çocuğun sapa sağlam doğması için annesi hangi yemeğe aĢ erme olmuĢsa ona bu yemeğin yedirilmesine bağlıdır. Dolayısıyla bu durumdaki kadının istediği Ģeyler hiçbir zorunluluğa bakılmaksızın bulunur. Çünkü Kırgızlarda inanıĢa göre ―AĢ erme‖ durumunda olan kadının istekleri yerine getirilmezse doğacak bebeğin bir yeri eksik, ayağı kolu sakat vb. olabilir (Jumabaev, 2006: 24-25).

135 Ooozu arañ kıbırap,

Arañ sözü çıkkanı. Maga cürök kerek deyt, OĢonu men cesem deyt, Kayberendin cürögü Küçtüsünön bolso deyt OĢogo oozum tolso deyt KanıĢa öñü buzulat, Esi oop, közü süzülöt.

Ağzını zar zor oynatıp, Güçlükle söz söyledi. Bana yürek gerek, der, Onu ben yesem, der. Kayberenin yüreği Güçlüsünden olsa, der. Onunla ağzım dolsa, der, KanıĢanın yüzü bozulur, Bayılıp gözü süzülür.

(Akmataliyev; Kadırmambetova, 2009: 27).

KanıĢay‘ın bu isteği üzerine Buuba Han vezirini çağırıp avcıları toplatır ve onları dağa yollayarak bir ayı vurmalarını ister. Ayıyı vurup, yüreğini çıkaran avcılar atlarına atlayıp onu Buuba Han‘a getirirler. Ayı yüreğini kavurtup eĢine yediren Han, hastalığın iyileĢmediğini görerek avcılara bir kurt vurmalarını emreder. Aynı Ģekilde kurdun da yüreğini yiyen KanıĢa‘nın aĢ ermesi geçmez ve hastalığı düzelmez. Bunun üzerine en son olarak Buuda Han avcılarına,

"Tokoylorgo bargıla, Colbors izdep tapkıla, Colukkan cerden atkıla, Cürögün alıp ĢaĢkıla. Cüdötböy maga cetkile! Tezireek mından ketkile!"

"Ormanlara gidin, Kaplan arayıp bulun, Rastladığınız yerde vurun, Yüreğini alıp acele edin.

Kuvvetinden düĢürmeden bana ulaĢtırın! Çabuk buradan gidin!"

(Akmataliyev; Kadırmambetova, 2009: 28).

Avcılar giderler, erkek kaplan yüreğini getirirler. Kazana koyup piĢirip, KanıĢay‘a yedirmeleri üzerine aĢ ermesi geçer, ağrısı durur, canı rahatlar (Akmataliyev; Kadırmambetova, 2009: 29). Bu durum Ģunu gösteriyor ki destanda doğacak olan kahramanın geliĢebilmesini sağlayacak besinin kaplan da bulunması ve aynı zaman da cinsiyetinin erkek olması, doğadaki güç unsurun insana geçtiğini ifade eder. Erkek kaplan doğadaki vahĢi gücü temsil eder. Bu güç yürek vasıtası ile aslında kahramana geçer. Doğacak çocuğun anne karnında, kaplan eti yiyerek hayatta kalması, aslında insanın doğada, ancak gücü ile kalabileceğinin, toplumun bilinçaltındaki uzantısı

136 olduğu dile getirilebilir (Çelik, 2012: 75). Bu güç unsurunun erkek kaplanda bulunmasının arka planında toplumsal cinsiyet algısının erkeği daha güçlü, kadını veya diĢiyi daha zayıf karakter olarak görmesidir. Yani ―Neden diĢi kaplan yüreği değil de erkek kaplan yüreği?‖ sorusu bu açıdan önemlidir. Bunun yanı sıra sözü edilen hayvanlar gibi güçlü olması için o hayvanların yüreğini aĢ ermesi benzeme büyüsüyle de iliĢkili olduğu söylenebilir.10

Destanın ilerleyen kısımlarında Cezbilek de hamiledir. Çok kötü hastalanır ve bakĢılar, bübüler çağrılır, hastalığının ne olduğunu bulamazlar. En sonunda falcı çağırıp fal baktırırlar, falcı da Cezbilek‘in hamile olduğunu ve yırtıcı hayvan yüreği aĢerdiğini söyler (Akmataliyev; Kadırmambetova, 2009: 401).

Türk kahramanlık destanlarında kadın, destan kahramanına hamile iken genellikle kaplan veya pars etini, ciğerini veya kalbini aĢ erdikleri görülmektedir. ġırdakbek Destanı‘nda Seyitbek‘in eĢi hamile iken pars kalbini aĢerir. ―Han ġırdak'ın annesi/ ġırdakbek'e hamile kalınca,/ Tam üç ay dolunca,/ Annesi aĢ erer,/ Kaplan ve pars etine./ Can dayanmaz yüzüne./ Yemek yemediği için,/ Pars eti bulunmadığından,/ Azap çekerek çok kötü olur./ Parsın tek etine değil,/ AĢ erer kalbine.‖ (Akmataliyev vd. , 2007: 251).

Manas Destanı‘nda da Manas‘a hamile Çıyırdı kaplan yüreği aĢ erdiği görülür. Ġki destanda da aĢ eren kadının isteğini yerine getirmek için çok çaba sarf ederler ve mücadeleye girerler. Bu mücadeleleri kimi zaman kadının eĢi yapar kimi zaman da kadının kendisi aĢerdiği yiyeceği bulmak için çaba gösterir. Bunun nedenlerinden biri genel olarak Türk toplumlarında aĢerilen yiyecek eğer bulunamaz ise, hamile kadın aĢerdiği yiyeceği yiyemediği için çocuğa zarar geleceği düĢüncesi vardır. Yani çocuğa hastalık geleceği düĢüncesi yatmaktadır. Manas Destanı‘nda Ģu Ģekilde geçmektedir:

Bal, Ģekerge karabayt, BaĢka tamak carabayt,

"Cesem- dep, colbors cürögün!" Mmdan baĢka sanabayt.

Bal, Ģekere bakmaz

Hiçbir yemeği beğenmiyor, Yersem, kaplan yüreği yerim! Ondan baĢkasını düĢünmüyor.

10Sir James George Frazer, büyünün iki temel ilkesinden bahseder: Bunlardan birincisi ―benzer benzeri meydana getirir‖ ilkesi; ikincisiyse, biribirileriyle bağlantılı ve iliĢkili Ģeylerin, fiziksel ―temas‖ ortadan kalktıktan sonra da, uzaktan biribirlerini etkileyecekleri ilkesidir (Örnek, 2014: 136). Yani destanlarda kaplan veya pars yüreği aĢ ermesi çocuğun onun gibi güçlü ve korkusuz olması düĢüncesinin en ilkel inanç sistemi olan totemizm de görülen benzeme büyüsüyle iliĢkili olduğunu göstermektedir.

137 Ce tiybeyt colbors cürögü,

Cindi bolup baybiçe, Ceriginen cüdödü. Cılkıçı kabar bergeni, "Kañgaydın Karamergeni Bir colbors attı- degeni. Colborstu attı saldı- dep, Terisin soyup aldı- dep, Boor, cürök, baĢka eti KoĢ canında kaldı "- dep Aytkanın Çıyır uguptur, Aldınan çurkap çıgıptır. Barıp kaldı Çıyırdı Cılkıçının coluna, Karakulak çoñ canbat Karmay bardı koluna: "Kayıptan düynö tap- dedi, Karap turbay cılkıçım, Kayta ıldamdap çap! dedi. CaĢırıp- caap cürbögün, Carıp colbors cürögün, Alıp kel dedi özümö, Ata enemden sen cakın Körünösüñ közümö! Kaalaganıñ baansın Kança da berem özüñö! "

Bulamayıp kaplan yüreğini, DelirmiĢ büyük hatun AĢ ermekten yoruldu. Çoban haber göndermiĢ, "Kangay'ın Karamergen'i Bir kaplanı vurmuĢ dedi. Kaplanı vurdu diye, Kürkünü soydu diye, Ciğer, yürek, diğer eti Orada kalmıĢ" diye. Bunu duyan Çıyırdı, Önünü kesip koĢmuĢ Çıyırdı vardı.

Çobanın yanına, Karakulak, hızlıca Getirdi elinde:

"Hiç yoktan servet bul-diye, Bakıp durma çobanım, Geri çabuk dön, diye. Sakın gizlen meden, Yarıp kaplan yüreğini, Getir bana diye, Ana babamdan daha Yakın geldin gözüme! Ne istersen hepsini

Sana vereceğim ne kadar olursa olsun!" (Musayev, Akmataliyev, 2007: 85). Ardından çoban kaplan yüreğini bulup getirir. Çıyırdı bu yürekleri piĢirip yediğinde aĢ ermesi geçer. ―Büyük hatunun aĢ ermesi/ Sona erip keyiflendi‖ Ģeklinde destanda yer alır (Musayev, Akmataliyev, 2007: 87).

Türk haklarının folklorunda kahramanın annesinin hamilelik döneminde her hangi bir hayvanın (kaplan, boz kurt v.s.) kalbine aĢ ermesi, motifi gelenekli motiflerdendir. AĢ erme süreci kadın hamile kaldıktan bir kaç haftadan sonra baĢlar.

138 Hamile kadının midesi bulanıp, farklı bir Ģey yemek ister. Ancak, o istediği Ģeyi yiyince içindeki arzusu diner. Hamile kadın deve etini yemez, bunun sebebi, hamilelikdönem on iki aya uzayıp, doğumun ağır olacağına inanılmasından kaynaklanmaktadır. Halk inanıĢlarında, kahramanların doğumunda aĢ ermeyle ilgili çeĢitli rivayet ve efsaneler, olaylar anlatılmaktadır. Balbay ve Taylak doğmadan önce anneleri kurdun kalbini yemiĢlerdir (Akmataliyev, 2001: 123-124).