• Sonuç bulunamadı

C. Türk Kültüründe Toplumsal Cinsiyet ve Cinsiyet Rollerinin AlgılanıĢı

1.8. EĢ Olarak Kadın

1.8.2. Erkeğin EĢine Olan Sevgisi

Türk destanlarında eĢler birbirine karĢı sevgi ve saygı ile hayatlarını devam ettirirler. Türk destanlarında çoğunlukla eĢler arasında çatıĢma yaĢanmazken, bazı destanların kurgusu itibariyle erkek kahramanlar eĢlerini dinlemedikleri görülmektedir. Dede Korkut Kitabı‘nda Dirse Han‘ın çocuğu yoktur, Bayındır Han bir ziyafet verir. Ziyafette oğlu olanı ak otağa, kızı olanı kızıl otağa, oğlu-kızı olmayanı kara otağa oturtur. Oğlu olmayan Dirse Han‘da kara otağa oturturlar.

109 Dirse Han bu duruma sinirlenir ve evine gelip karısı ile çatıĢma yaĢar.4

Erkek eĢinin sağlığı için her Ģeyi yapabilir, eĢinin sağlığı her Ģeyden önemlidir. ġıdakbek Destanı‘nda da, eĢiĢin sağlığından dolayı Seyitbek çok üzülmekte ve onun için her Ģeyi seferber etmektedir.

Boyuna ġırdak bolgondo, Üç ay bütün tolgondo, Talgak boldu enesi. Kabılan colbors etine, Can çıdabay betine. Tamak içpey talıgıp, Colborstun eti tabılbay, Caman boldu zangıp… Katını çatıp kalgan son, Kapa bolgon talıgıp. Karap turup Seyitbek, Kapa bolup cüdödü. Aytıp sözün Ģar kıldı, Kalkın cayıp car kıldı. Erteñ uuga baram dep, Colbors atıp beriñer, Burulbastan kalıñcurt Buyruguma könünör. Erteñden kalbay uu kılıp, Colbors atıp keliñer

ġırdakbek'e hamile kalınca, Tam üç ay dolunca,

Annesi aĢ erer, Kaplan ve pars etine. Can dayanmaz yüzüne. Yemek yemediği için, Pars eti bulunmadığından, Azap çekerek çok kötü olur… Karısı döĢeğe düĢtükten sonra, Bitkin düĢüp çok üzülür. Bakarken Seyitbek, Çok üzülüp yıpranır. Açıkça konuĢur,

Halkını toplayıp duyurur. Yarın ava gideceğim deyip, Parsı vurup getirin,

Kalabalık halk itaatla, Emrimi kabul edin. Yarın mutlaka avlanıp, Parsı vurup getirin...

4

Ben varıçak gelü beni karĢuladılar kara otağa kondurdılar, kara kiçe altuma döĢediler, kara koyun yahnısından önüme getürdiler, oğlı kızı olmayanı Tañrı Ta'âla kargayupdur biz dalhı kargaruz bellü bilgildi diler. Senden-midür benden-midür, Tañrı Ta'âla bize bir batman oğul virmez nedendür didi, soyladı, aydur :

Han kızı yirümden turayım-mı Yakañ-ile boğazuñdan tutayın-mı Kaba ökçem altına Ģalayın-mı

Kara polat öz kılıcum elüme alayın-mı Öz gevdenden baĢuñı keseyin-mi Can tatlusın saña bildüreyin-mi Alça kanuñ yiryüzine dökeyin-mi Han kızı sebebi nedür digil maña Katı kaza biderem Ģimdi saña didi (Ergin, 2004: 80).

110 Ukkan körgön bar beken,

Mınday Kızık ülgünü Baybiçem talgak bolgonu, Kabılandın cürögü, Sargarıp çatıp algan son Canıma battı dübögü.

Duyan gören var mıdır, Böyle ilginç bir örneği Baybiçem aĢ eriyor, Parsın kalbine,

Sararıp yatağa düĢtükten sonra, Canımı yaktı acıları.

(Akmataliyev vd., 2007: 251-253).

Hamile eĢinin bulunamayacak bir Ģeyi aĢ ermesi üzerine eĢine olan sevgisi Seyitbek‘i vazgeçirmemiĢ, karısının acı çekmesine dayanamayıp, aĢ erdiği yiyeceği bulamaları için halkını seferber etmiĢtir. Ayrıca eĢinin acı çekmesi erkeğin de canını yakmıĢtır. Bu da eĢine olan bağlılığını ve sevgisini göstermektedir. Kırgız destanlarında eĢlerini severken, sevgi sözcüğü olarak ―Baybiçem‖ kullanılması kadını sahiplenici bir özellik katmaktadır. Kırgızlar ―Baybiçe‖ kelimesini, evin gerçek sahibesi baĢ kadın anlamında kullanmaktadırlar. Aslında burada önemli olan ve kadını da önemli kılan çocuktur. Çocuk, soyun devam ettirici unsuru olması bakımından toplumlarda önem verilen bir husustur.

Erkeğin eĢine olan sevgisi destanın ilerleyen kısımlarında daha belirgin Ģekilde ifade edilmiĢtir. Han ġırdak eĢine değer vermekte ve onu çok iyi bir Ģekilde yaĢatmaktadır. Destanda Ģu Ģekilde anlatılmaktadır:

Attanarda katını, Arıp menen kep aytat Sagınıp ketem bayım dep, Dañkıñ curtka dayın dep. Bügün kelgin- depaytat. Katınının corugun, Han ġırdak da caktırgan. Alkıldatıp katındı, Azemin artık baktırgan. Terdirip kebes çigitin, Kırk kızdı salıp kızmatka, Ak pahtaga catkırgan. Ayım gasuuk balat dep, Kırk kara koy soydurup,

Ata binerken karısı, Kaygıyla konuĢur Özlerim beyimi der,

ġöhretin bütün yurda malumdur der. Bugün gel, diye söyler.

Karısının bu davranıĢını, Han ġırdak da beğenir. Gayretle karısını,

Zarafetini artırıp daha iyi baktırır. Toplatıp pamuk çekirdeğini, Kırk kızı hizmet ettirip,

Beyaz pamuğun üzerine yatırır. Hanımı üĢür diye,

111 ġıybılçagın çaktırgan.

ġıyraktın çuçuk mayına, Keltirip kürüç bastırgan. Catkanı kebez ak pahta, Cegeni kürüç ceñildep, Ġçkeni beenin kımızı Oñolbogon katındın, UĢunday söölöt turuĢu.

ġıybılçağını ikiye böler. Baldır kemiğinin ilik yağına, Güzel bir pilav yaptırır. Yattığı ak pamuk, Yediği hafif pirinç, Ġçtiği kısrağın kımızı. Kurnaz karısının, Böyle bir saltanatı var.

(Akmataliyev vd. , 2007: 293).

Kırgız destanlarında erkek eĢine sevgisini göstereceği zaman ona iltifatlarda bulunur. EĢini aya, ıĢığa benzettiği görülür. Aynı zamanda erkek eĢinin halini, hatırını sormayı da ihmal etmez. Boston Destanı‘nda Kara Çaç‘ın derdinin olduğunu eĢi AyĢakan anlar ve bu durumun nedeni öğrenmek ister. Bunun yanında Kara Çaç‘a güzel sözler söyleyerek iltifatta bulunur:

Tura kalıp AyĢakan Asmandagı ayımsıñ, Tiyip turgan carıksıñ, Küyüp turgan Ģamımsıñ. Emne bilip kamıktıñ, Uktap catıp çoçuduñ, Mañdayıñdan karasam, Öñüñ turat buzulup, Közüñ turat süzülüp. Cürögüñ katuu bolkuldayt, Bütken boyuñ solkuldayt. …

Aytalbaysın oyun köp. Kayrattanıp karaçı, CakĢılap oygo carap! AyĢakan mintip suradı, Kara Çaçtın astında, Bılk etpey karap turganı.

Kalkıp AyĢakan "Gökyüzündeki ayımsın, Yere deyen ıĢıksın, Yanan mumumsun. Ne sezip de sıkıldın, Uyurken sıçradın, Yüzüne baksam, Benzin atmıĢ, Gözün süzülmüĢ.

Yüreğin Ģiddetle çarpıyor, Bütün vücudun titriyor. …

Söyleyemiyorsun, düĢüncen çok. Gayretlenip baksana,

ĠĢe yarar Ģeyler yapsana! " AyĢakan böyle sordu, Kara Çaç' ın önünde,

Ses çıkarmadan bakıp durdu.

112 232).

Bütün eski Türk toplumlarında kadına değer verilmiĢ, kadın hiçbir zaman ikinci plana atılmamıĢ, kadına büyük bir saygı ve nezaket gösterilmiĢtir. Kadın gerektiğinde eĢine akıl vererek bilge tipine dönüĢmüĢtür.

KocacaĢ Destanı‘nda, KocacaĢ eĢi ile vedalaĢırken, ona karĢı güzel iltifatlarda bulunmuĢtur. EĢine ―sevgilim, helalim‖ diye hitap etmiĢtir.

Kadırkeç, Zulay, ne deysin? KarmaĢıp kaygan Ģertim bar, Kalbaymın koĢa ketemin… Kep aytkım cok tuuganga, Köñüldö sözüm men ayttım, Kaalap algan kurdaĢım, Kadırım bilgen kurbuma… Katarım eleñ, Zulayka, Kaltarday basıp güldögön… Kayır koĢ, Zulayka, koĢ emi, Kaalagan kurdaĢ alalım.

Sevgilim Zulay ne dersin? El sıkıĢıp ettiğim yeminim var, Durmam birlikte giderim…

Akrabalarıma söylemeye niyetim yok, Ben içimden geçenleri söyledim, Ġsteyip de aldığım dengime, Kıymetimi bilen eĢime… Bir parçamsın Zulayka,

Tilki gibi geliĢip güzelleĢmiĢsin… HoĢça kal Ģimdi Zulayka,

Sevgili eĢim, helalim.

(Akmataliyev; KırbaĢev, 2007: 125, 129).