• Sonuç bulunamadı

2. KAVRAMSAL ÇERÇEVE VE İLGİLİ ARAŞTIRMALAR

2.3. Okuma

2.3.7. Okuma-Anlamanın Geliştirilmesinde Ders Materyallerinin Rolü

İnsanların günlük yaşamlarından uzun vadeli yaşamlarına kadar her türlü faaliyetlerini düzenlemede plan ve programların önemi tartışılmazdır. Program kavramı eğitim hayatında da çok önemli bir yere sahiptir. Eğitim her kademesinde ve sürecinde yapılan programlar eğitim ve öğretimin belli bir düzene göre, sistemli bir şekilde yapılmasını ve daha etkili sonuçlar alınmasını sağlar. “Eğitim programı, öğretim- öğrenme süreçlerini kapsayan öğretim programı ve öğretim programı dışındaki faaliyetlerin programlarının tümüdür” (Küçükahmet, 2000: 8). Eğitim programında; konular, ders içerikleri, öğretim materyalleri, konuların sırası, amaçlar, hedef davranışlar, kazanımlar yer alır.

Programlar yapma sürecinde “Öğrenci gereksinimlerinin tespiti, amaçların belirlenmesi, içeriğin seçilmesi, içeriğin düzenlenmesi, öğrenme yaşantılarının seçimi, öğrenme yaşantılarının düzenlenmesi, nelerin nasıl değerlendirileceğinin belirlenmesi” (Öztürk, 2008: 78) stratejilerine dikkat edilesi gerekir. Eğitim ve öğretimin temel hedefi, öğrenci üzerinde istendik, planlı davranış değişikliği sağlamak olduğu için öğrencilerin gereksinimlerinin tespit edilmesi en önemli stratejidir. Tüm derslerde MEB’in, Türk Milli Eğitiminin genel ve özel amaçları doğrultusunda hazırladığı programlar, öğretmenin rehberidir. 2006 yılından itibaren kullanılan Türkçe Öğretim Programı, Türkçe öğretmenlerini okuma, yazma, konuşma, dinleme gibi dil becerileriyle, hedefler ve kazanımlarla ortak amaca yönlendirir.

Türkçe Öğretim Programı, okuma beceri ve alışkanlığını geliştirmeye yönelik önerilen bütün yöntem ve tekniklerin ortak noktası ise öğrencileri okuma sürecinde aktif hale getirmektir. Programda öğrenci merkezli anlayışın benimsendiği aşikârdır, ancak programın Türkiye’nin aileleri ve öğrencileri aynı değerlendirmesi, dezavantajlı bölgeleri ve öğrencileri göz ardı etmesi Türkçe öğretiminin başarısını tartışmaya açmaktadır.

Türkçe öğretiminin titiz bir stratejik plân çerçevesinde planlanması, sabırla uygulanması, yine titizlikle denetlenmesi, ders araç gereçleriyle desteklenmesi, çok iyi yetiştirilmiş öğretmene emanet edilmesi gereğini vurgulayan Yalçın (2002)’a göre “Çocukların ailelerinin sosyal, kültürel ve ekonomik düzeyleri çocuğun dil becerilerini doğrudan etkilemektedir. Yapılan araştırmalara göre her gün evine düzenli olarak bir gazete giren öğrencinin okuma becerisinin gelişimi ile girmeyen çocuğun okuma

becerisinin gelişimi bir olmamaktadır” (Yalçın, 2002: 58) program öğrencinin sosyoekonomik durumunu göz önünde bulundurmalıdır. Programın bölgelere ve öğrencilere göre esnetilmesi, öğretmenin okuma-anlama gelişimini öğrenciye göre değerlendirmesi, öğrencilere göre farklı okuma ve okuduğunu anlama stratejileri, okuma yöntem ve teknikleri geliştirmesi gerekir. Böylece her öğrenciye okuma-anlama becerisi, okuma zevki ve alışkanlığı kazandırılabilir.

Eğitim-öğretim sürecinde, programın yanında derse yardımcı en önemli ana malzeme ders kitaplardır. “Öğretim süreçleri incelendiğinde öğretimin büyük bölümünün ders kitaplarının içeriği ile belirlendiği görülmektedir. Sınıf içi uygulamalarında da benzer şekilde en sık kullanılan materyal ders kitaplarıdır” (Balcı, 2013: 77).

Ders kitapları hazırlanırken kitabın; METK’nin genel ve özel amaçları, dersin genel ve özel amaçları, öğretim programı ile uyumu öncelikli hususlardır. Ders kitaplarının içeriği düzenlenirken öğrencilerle ilgili belirli ilkelere uyulması gerekmektedir: Bu ilkeler:

1. Öğrencinin bilgi ve biliş yapısına uygun olması

2. Muhtevanın örgütlenmesinde bireysel farklılıkların dikkate alınması

3. Muhtevanın örgütlenmesinde süreklilik, ardışıklık ve bütünlüğünün dikkate alınması

4. Öğrencinin hazırbulunuşluk düzeyine uygun olması (zekâ, ilgi, tutum, önkoşul öğrenmeler)

5. Öğrencinin ihtiyaçlarını karşılar nitelikte olması (psikososyal, temel öğrenme ve eğitim ihtiyacı)

6. Öğrencinin gelişim düzeyine uygun olması

7. Sınıf ve dönem seviyelerine göre öğrencinin ihtiyaçlarını karşılayacak ve onlara günlük hayatlarında uygulama imkânları sağlayacak konular ve üniteler olmalı (Tertemiz, Ercan, Kayabaşı, 2003: 45-46)

Yukarıda belirtilen ilkelerle yazılan ders kitaplarının bütün öğrencileri göz önünde bulundurması gerekir. Sosyoekonomik ve sosyokültürel düzeyi düşük ailelerden gelen çocukların birçoğunun ders kitabından başka bir materyalle karşılamadığı düşünüldüğünde ders kitaplarının dezavantajlı çocuklar için önemi bir kez daha artmaktadır. Bu nedenle Türk Milli Eğitim sistemi öğrencilerin tamamını eşit kabul

etmemelidir. Dezavantajlı çocukların da gelişim özelliklerine, ilgi, ihtiyaç ve hazırbulunuşluk seviyelerine hitap eden Türkçe ders kitabı şüphesiz okuma-anlama gelişimine de katkıda bulunacaktır.

Kavcar, Oğuzkan ve Aksoy (1995)’e göre ilk okuma ve yazma döneminin bitiminden üçüncü sınıfın sonuna kadar, Türkçe derslerinde kullanılan araç ve gereçler şunlardır: “Ders kitabı, sözlükler, ansiklopediler, araştırma defteri, kasetler, filmler, dergiler ve kitaplar, antolojiler, okuma parçaları ile ilgili resimler, sanat değeri taşıyan küçük resimler ve duvar resimleridir. İkinci kademede ise bu araç ve gereçlere yazım kılavuzu, başvuru kitapları, klasik çocuk kitaplarını tanıtan eserler, Türk ve dünya edebiyatından seçilmiş çocuk kitapları ve kaynak kitaplar eklenmektedir” (Kavcar ve diğerleri, 1995: 89-90).

Okuma-anlama gelişimine yönelik uygulanan yöntem ve tekniklerin öğrencilerin psikolojik özelliklerine, yetenek ve düzeylerine uygun olmaması halinde; okuma materyalleri çocuğa zor gelmeye başladığında çocuğun, öğrenmeye devam edebilmesi için yeni materyaller bulunmalıdır. Bu materyaller, gazete, dergi, öykü kitabı ve makaleler olabilir (Guthrie, Wigfield, Perencevich, 2004). Öyküler ve hikâyeler bu materyaller arasında önemli bir yere sahiptir.

Çocuklar, erken yaştan beri çeşitli şekillerdeki öykülerle karşılaşır. Bu hikâyeler ister güncel resimli bir kitap olsun, ister sözlü olarak aktarılsın yahut televizyonda gösterilsin, çocuklar kendi dil eğitimleri için büyük bir öneme sahip olan bu hikâyelerle büyürler. Hikâyeleri anlamak çok sayıda okuma becerisi gerektirir. Öykü ya da metni tam olarak anlamak için, çocuklar hikâye ya da metni sadece anlamakla kalmamalı aynı zamanda hikâyenin bölümleri arasında çeşitli bağlar kurmalıdırlar. Bu da diğer becerileri, hikâyelerin yapısına karşı bir duyarlılık, bir sonuç çıkarabilme yeteneği ve çeşitli durum ve gerçekler hakkında geçmiş bilgisini kullanabilme yetisini

gerektirir (Lynch, Broek, Kremer, Kendeou, Whıte, Lorch, 2008: 328).

Öykü ve hikâyeler, öğrencinin kelime hazinesini zenginleştirir. Öğretmenler, öğrencileri, kelimelerin anlamlarını bulmaya yönelik çeşitli etkinliklerde, Türkçe sözlük ile deyimler ve atasözleri sözlüğü kullanmaya yönlendirmelidir. Öğretmenler, okuma- anlama becerisini geliştirmek için; Türk ve dünya edebiyatından seçme kitapların okutmalı, öğrencilere tanıtmak üzere 100 temel eserden bazılarının sınıfa getirmeli, çeşitli kitaplar önererek öğrencilerin bu kitapları okumalarını ve arkadaşlarına tanıtmalarını sağlamalıdır. Böylece ders kitabı dışındaki kitapların da okuma çalışmalarında kullanılması ön plana çıkarılmış olacaktır.

Türkçe derslerinde materyal konusunda sınırlama yapmak gereksizdir. Öğretmenin bilgi ve becerisine göre şekillenen, kullanılan ders materyalleri, Demirel’e (2003: 52) göre, “İlköğretim düzeyinde Türkçe derslerinde kullanılması önerilen araçlar görsel, işitsel ve görsel-işitsel olmak üzere üç grupta toplanmaktadır. Görsel araçlar; kitaplar, yazı tahtaları, resimler, gerçek eşyalar ve modeller, projeksiyon ve grafiklerdir. İşitsel araçlar; radyo, ses bantları ve kasetçalardır. Görsel ve işitsel araçlar ise televizyon, video, VCD, DVD ve filmler”dir. Teknolojik materyallerinin kullanılmasında sınıf ortamının teknolojik alt yapıya sahip olması gerekir. Teknolojik materyallerin kullanılmasını tavsiye eden Türkçe Öğretim Programı, MEB teftiş sistemi, Türkiye’deki sosyoekonomik düzeyi yetersiz bölgeleri göz önünde bulundurmalıdır.