• Sonuç bulunamadı

5.2 ARAŞTIRMANIN II BOYUTU

5.2.4 Mikro-öğretim yoluyla eğitim alan fen bilgisi üçüncü sınıf

öğretmen adayları ile karşılaştırılması

Bu tezde, eylem araştırması metodolojisine göre mikro-öğretim tekniğinin öğretmen adaylarının ölçme-değerlendirme okuryazarlıklarına ve bu alandaki düşünce ve tutumlarına olan etkisi analiz edilmiştir. Öğretmen adaylarına uygulanan ölçme-değerlendirme okuryazarlığı envanteri sonucunda, mikro-öğretim aracılığı ile ölçme-değerlendirme eğitimi alan üçüncü sınıf fen bilgisi öğretmeni adaylarının (deney grubu) ölçme-değerlendirme okuryazarlık düzeylerinin geleneksel yolla ölçme-değerlendirme dersini almış dördüncü sınıf fen bilgisi öğretmeni adaylarından (kontrol grubu) daha yüksek olduğu bulunmuştur (Mikro- öğretim uygulanan deney grubu: ortalama başarı % 59; Mikro-öğretim uygulanmayan kontrol grubu: ortalama başarı % 51). Bu araştırma sonucuna göre mikro-öğretim tekniğinin, adayların profesyonel anlamda ölçme-değerlendirme okuryazarlığı gelişimine önemli katkıda bulunduğu söylenebilir. Benzer çalışmalarda da mikro-öğretim uygulamalarının, öğretmen adaylarının ölçme-değerlendirme alanındaki bilgi ve becerilerine önemli katkıda bulunduğu görülmektedir (Kavas ve Özdener, 2012; Akkoç, 2012). Eylem araştırması sonucu, mikro- öğretim uygulanan öğretmen adaylarının ölçme-değerlendirme okuryazarlık düzeylerinin uluslararası düzeye ulaştığı görülmektedir. Ancak adayların aldıkları ortalama puanlar, ölçme- değerlendirme okuryazarlık düzeylerinin ortalama seviyede olduğunu ve daha çok geliştirilmesi gerektiğini göstermektedir. Bu nedenle öğretmen yetiştirme programlarında adayların etkili ölçme-değerlendirme eğitimi alarak ölçme-değerlendirme okuryazarlıklarının geliştirilmesi gerekir. DeLuca, Chavez, Bellara ve Cao (2013) yaptıkları çalışmada, öğretmen adaylarının ölçme-değerlendirme okuryazarlıklarının gelişimi için pedagojik yapılar oluşturmuştur. Bunlar: tartışmalar ile ölçme-değerlendirmeye çoklu bakış açısı geliştirmek, kuram ve uygulamayı birleştirecek faydalı etkinliklerde tartışarak öğrenmek, ölçme-

değerlendirme uygulamaları için model oluşturmak, eleştirel yansıtma ve planlama yaparak öğrenmek. Ölçme-değerlendirme okuryazarlığı gelişimi için bu pedagojik yapıların faydalı sonuçlar oluşturduğu fakat bu alanda daha çok araştırma yapılması gerektiğini önermişlerdir. Neticede araştırma sonuçları, ölçme-değerlendirme okuryazarlık gelişiminin karmaşık bir süreç olduğunu göstermektedir.

Ölçme-değerlendirme okuryazarlık envanterindeki herbir yeterlik alanına göre mikro- öğretim yoluyla ölçme-değerlendirme eğitimi alan fen bilgisi üçüncü sınıf öğretmen adayları (deney grubu) ile mikro-öğretim yoluyla ölçme-değerlendirme eğitimi almayan fen bilgisi dördüncü sınıf öğretmen adaylarının (kontrol grubu) aldıkları puanlar istatistiksel olarak karşılaştırılmıştır. Birinci yeterlik alanında (öğretim kararlarına uygun olabilcek ölçme- değerlendirme metotlarını seçme), mikro-öğretim uygulanan grubun kontrol grubuna göre istatistiksel olarak daha yüksek puan aldığı tespit edilmiştir. Diğer istatistiksel olarak anlamlı farklılığın görüldüğü yeterlik alanı ise dördüncü yeterlik alanıdır (öğrenci, öğretimi planlama, program geliştirme ve okul gelişimi ile ilgili alanlarda kararlar verirken ölçme-değerlendirme sonuçlarını kullanma). Bu yeterlik alanında da mikro-öğretim uygulanan grubun kontrol grubuna göre daha yüksek puan aldığı tespit edilmiştir. Bu bulgular, mikro-öğretim uygulanan grubun kontrol grubuna göre ölçme-değerlendirme birinci yeterlik alanında ve ölçme- değerlendirme dördüncü yeterlik alanında anlamlı gelişme gösterdiği söylenebilir (Birinci yeterlik alanı: Mikro-öğretim grubu = 3.91, Kontrol grubu = 3.14; Dördüncü yeterlik alanı: Mikro-öğretim grubu = 2.30, Kontrol grubu = 1.78). Diğer yeterlik alanlarında istatistiksel olarak anlamlı farklılık çıkmasa da mikro-öğretim uygulması yapılan grubun kontrol grubuna göre daha yüksek puan aldığı görülmektedir. Çalışma sonucunda hem kontrol grubunun hem de mikro-öğretim uygulaması yapılan deney grubunun ölçme-değerlendirme envanterindeki yeterlik alanlarında en yüksek performans gösterdiği alanın birinci yeterlik alanı olduğu görülmektedir (Öğretim kararlarına uygun olabilcek ölçme-değerlendirme metotlarını seçme). Bu alanda, mikro-öğretim aracılığı ile ölçme-değerlendirme uygulama fırsatı kazanan öğretmen adaylarının en yüksek puan aldığı görülmüştür ( = 3.91). Buna göre, mikro-öğretim uygulamalarının adayların öğretim kararlarına uygun ölçme-değerlendirme metotlarını seçme konusunda daha yeterli olmalarına yardımcı olduğu söylenebilir. İstatistiksel olarak anlamlı farklılık olmasa da genel olarak adayların en düşük performans gösterdiği beşinci yeterlik alanında (öğrencilerin değerlendirmesini yaparken geçerli not verme işlemleri geliştirme), mikro-öğretim uygulaması yapılan grubun yüksek performans gösterdiği görülmektedir

(Mikro-öğretim grubu = 1.89, Kontrol grubu = 1.69). Ancak istatistiksel olarak mikro- öğretimin, adayların bu alanlardaki gelişiminde etkili olduğunu söylemek doğru değildir.

Araştırmada mikro-öğretimin öğretmen adaylarının ölçme-değerlendirmeye ilişkin düşünceleri üzerine etkisini ölçmek amacıyla, Brown (2002) tarafından geliştirilen “Ölçme- Değerlendirmeye İlişkin Düşünceler Ölçeği” uygulanmıştır. Analiz sonucunda, ölçme değerlendirme dersinde mikro-öğretim uygulanan fen bilgisi öğretmen adaylarının (deney grubu) ölçme-değerlendirmeye ilişkin düşüncelerinin geleneksel yolla ölçme-değerlendirme dersini alan fen bilgisi öğretmen adaylarına (kontrol grubu) göre istatistiksel olarak farklılık gösterdiği ortaya çıkmıştır. Ölçme-değerlendirmeye ilişkin düşünceler ölçeğinin alt boyutları incelendiğinde “gelişim için ölçme-değerlendirme” alt boyutunda mikro-öğretim uygulanan öğretmen adayların kontrol grubuna göre istatistiksel olarak anlamlı farklılık gösterdiği tespit edilmiştir (Mikro-öğretim grubu = 4.50; Kontrol grubu = 4.11). Öğretmen adaylarının gelişim için yapılan ölçme-değerlendirmeye olan inancı, öğretmen adaylarının ölçme- değerlendirmeyi öğrenme ve öğretimin gelişimine katkıda bulunan önemli bir parça olarak gördükleri anlamına gelmektedir. Araştırma sonucuna göre, öğrenme ve öğretim gelişimi için yapılan ölçme-değerlendirmeye karşı fen bilgisi öğretmen adaylarının kontrol grubuna göre daha olumlu bir düşünceye sahip oldukları söylenebilir. Bu bağlamda, mikro-öğretimin öğretmen adaylarının öğrenme-öğretim için yapılan ölçme-değerlendirmeye olan bakış açılarını geliştirdiği sonucuna varılabilir. Benzer yapılan çalışmalarda, öğretmen adayları mikro-öğretim sonrası ölçme-değerlendirmeyi öğrenme ve öğretimin bir parçası olarak görmektedir (Uğurlu ve Akkoç, 2011; Akkoç, 2012). Uğurlu ve Akkoç’un (2011) çalışmalarında, matematik öğretmen adaylarına ölçme-değerlendirme bilgi ve becerilerini geliştirmek amacıyla çalıştay uygulanmıştır. Öğretmen adaylarının bir kısmı, mikro-öğretim uygulamaları yaparak ölçme-değerlendirmede kuramsal olarak öğrendiklerini uygulama fırsatı bulmuşlardır. Çalıştay öncesi öğretmen adayları öğrenme ve ölçme-değerlendirmeyi birbirinden bağımsız parçalar olarak görürken çalıştay sonrası ölçme-değerlendirmeye olan bakışlarında gelişme tespit edilmiştir. Öğretmen adayları, ölçme değerlendirmeyi öğrenmeyi tamamlayan önemli bir bileşen olarak görmektedirler.

Neticede öğremenlerin ölçme-değerlendirmede profesyonel anlamda gelişimlerinin sağlanabilmesi için ölçme-değerlendirmenin amacı hakkındaki inançlarının dikkate alınması gerekir (Hargreaves ve Fullan, 1998). Araştırmalar, öğretmenlerin ölçme-değerlendirme okuryazarlığı geliştikçe ölçme-değerlendirmeye karşı daha olumlu tutum gösterdiklerini ortaya çıkarmıştır (Quilter, 1998; Quilter ve Chester, 1998). Bu araştırmada, mikro-öğretim

aracılığı ile fen bilgisi öğretmen adaylarının ölçme-değerlendirme okuryazarlığı gelişiminin yanında ölçme-değerlendirmeye ilişkin düşüncelerinin de geliştiği tespit edilmiştir. Ölçme- değerlendirme okuryazarlığı gelişimi için verilen eğitimler, bilgi üzerine odaklandığı (declarative knowledge) ancak öğretmenlerin ölçme-değerlendirme hakkındaki inanç sistemleri ya da düşünceleri üzerine yeteri kadar odaklanmadığı için eleştiri konusu olmaktadır (Cizek, 1995; Popham, 2000; Stiggins, 1998). Bu araştırmada, adayların ölçme- değerlendirme dersinde ölçme-değerlendirme okuryazarlığı gelişimi için sadece kuramsal bilgi verilmemiş aynı zamanda mikro-öğretim aracılığı ile ölçme-değerlendirmeye ilişkin düşünceleri daha derin anlaşılmaya çalışılmış ve geliştirilmiştir.

Ayrıca mikro-öğretim uygulaması yapılan fen bilgisi öğretmen adaylarının ölçme- değerlendirmeye karşı tutumlarını kontrol grubu olan fen bilgisi dördüncü sınıf öğretmen adayları (kontrol grubu) ile karşılaştırmak amacıyla Ogan-Bekiroglu (2009) tarafından düzenlenmiş ölçek kullanılmıştır. Analiz sonucunda iki grup arasında anlamlı farklılığın olmadığı tespit edilmiştir. Ancak mikro-öğretim uygulanan adayların ölçme-değerlendirmeye yönelik ortalama tutum değerleri hem genel olarak dördüncü sınıf öğretmen adayları hem de fen bilgisi dördüncü sınıf öğretmen adayları (kontrol grubu) ile karşılaştırılarak incelendiğinde, daha yüksek ortalama değerlere sahip oldukları görülmüştür (Mikro-öğretim grubu = 3.77; Kontrol grubu = 3.61; Dördüncü sınıf grubu: = 3.57).

5.2.5 Mikro-öğretim Öncesi ve Sonrası Alternatif Değerlendirmeye İlişkin Düşünceler