• Sonuç bulunamadı

2.3.3. KiĢisel Faktörler

2.3.3.2. Meslek

KiĢinin mesleği herĢeyden önce onun gelir miktarını etkilemekte ve öğrenim düzeyine göre biçimlenmektedir. Bazı istisnalar haricinde kiĢi mesleğinin getirdiği özelliklere göre gelir sahibi olmaktadır. Diğer bir değiĢle, alınan eğitimin niteliği ve eğitim alınan konunun özelliği arttıkça o meslek için ödenen ücretler de artmaktadır. Turistik faaliyetlere katılma açısından değiĢik meslekler, değiĢik turistik davranıĢları ortaya çıkarmaktadır. Her değiĢik meslek, kendi özellikleri itibariyle turizm isteğini etkilemekte; ancak bu isteği ortadan kaldırmamaktadır (Rızaoğlu, 2007: 142).

Meslek, kiĢi ya da ailelerin satın alma davranıĢlarını Ģekillendiren faktörlerden biri olmakla birlikte, kiĢilerin meslekleri satın alacakları mal ve hizmetleri büyük ölçüde etkilemektedir. Serbest meslek sahipleri daha fazla seyahat eğilimindedir; çünkü bu grubun tatilleri sınırlı dönemlerde değildir. Oysaki iĢçi ve memurlar ancak izin dönemlerinde seyahat etmektedir. Örneğin, Ģirket temsilcileri ve bilim insanları iĢ seyahatinde önemli bir grubu oluĢturmaktadır (Ġçöz, 1996: 48; Cemalcılar, 1998: 55).

Ülkemizde kıyı turizminde çalıĢan ve iĢ yoğunluğu yazın olan turizmciler genelde yaz aylarında tatil yapamamaktadırlar. Mesleki statü gereği, yılda iki ay veya daha uzun süre izinli olan kiĢiler (radyoaktif alanlarda çalıĢan vs.) tatillerini yılın belli aylarında ayarlayabilmekte ve yılda birkaç kez tatile çıkabilmektedir. Mesleği gereği üst düzeyde olan kiĢiler gerekli olduğu zaman yurtiçi veya yurtdıĢına iĢ amaçlı seyahat etmektedirler. KiĢilerin mesleki statülerine ve gelir düzeylerine göre pazar bölümlendirmesine gidilmelidir (Karaman, 1999: 32). Böyle bir bölümlendirme kiĢi ya da ailelerin alternatif turizm türlerini tercihlerini de etkileyebilecektir.

2.3.3.3. Ekonomik özellikler

Tüketici davranıĢını etkileyen en temel faktörlerden biri de Ģüphesiz gelirdir. Zira bir kimsenin geliri, diğer bir deyiĢle satın alma gücü varsa, ancak o zaman mal ve hizmetlerin alıcısı olabilir (Mucuk, 2010: 73).

Gelir, birçok insan için maaĢ, ücret, faiz ve benzerinden oluĢmakla birlikte, aile ve birey açısından gelir, üretime yapılan katkı karĢılığında belirli bir sürede elde edilen değerlerin toplamıdır. Ailenin geliri, emek karĢılığında (ücret veya maaĢ) kira (rant), sermaye geliri (faiz) veya teĢebbüs geliri (kira) Ģeklinde veya bunların her birinden bir miktar olmasıdır. Ayrıca gelir, kiĢi ya da ailenin belirli bir dönem baĢı ya da sonunda aynı zenginlikte kalmak Ģartıyla dönem içinde tüketebileceği mal ve hizmetlerin toplamıdır (Nazik ve Ersoy, 2006: 55).

Gerçek gelir, kiĢi ya da aile gelirinin önemli bir bölümünü kapsar. Tüm aile bireylerinin gereksinim ve isteklerini karĢılamak üzere belli bir süre içinde sahip olunan mal, servis ve hizmet akımına gerçek gelir denir.

Ailede gerçek gelir direkt (dolaysız) gelir ve endirekt (dolaylı) gelir olmak üzere ikiye ayrılır. Bunların dıĢında psikolojik gelir de aile yaĢamında önemlidir. Nazik ve Ersoy (2006: 56) gelir türlerini Ģöyle açıklamaktadır:

Direkt Gelir: KiĢinin ya da aile üyelerinin kendi istekleri için ürettikleri mal ve

hizmetlerle toplum tarafından insanların hizmetine sunulan parasız mal ve hizmetlerdir. KiĢiler tarafından hazırlanan yiyecekler, çamaĢır yıkama, ütü, dikiĢ gibi etkinlikler aile bireylerine direkt gelir sağlar. Eğer bu etkinlikler bireyler tarafından baĢka birilerine yaptırılacak ya da hazır alınacak olursa kiĢinin parası bu iĢler için kullanılacaktır. KiĢinin ya da aile bireylerinin direkt gelir sağlayan bu iĢlerin evde yapması kiĢi ya da ailenin yaĢama düzeyini yükseltir; paranın diğer ihtiyaçlar için kullanılmasına olanak sağlar.

Endirekt Gelir: Servis ve hizmetlerin para ile değiĢimi sonucunda elde edilen gelire

endirekt gelir denir. MaaĢ, ücret, kira geliri ile hisse senedi, tahvil, hazine bonosu ve banka mevduatlarından elde edilen faiz geliri endirekt gelirlerdir. Endirekt gelir, ailenin değiĢik tüketim alanlarına yapacağı harcamayı belirleyen ve sınırlarını oluĢturan en önemli kaynaktır. Ailenin sahip olduğu parasal gelirinin yeterli olup olmadığı ailenin büyüklüğü, yaĢama standardı, yaĢam dönemi ve yaĢadığı çevre ile yakından ilgilidir.

Psikolojik Gelir: Bireyin gerçek gelirinden elde ettiği doyuma psikolojik gelir denir.

Diğer bir değiĢle psikolojik gelir, bireyin sahip olduğu direkt ve endirekt gelirden elde ettiği doyumdur. Gerçek gelir ve para gelirinden çok daha önemlidir ve ailenin tatmin düzeyi ile ilgilidir. Psikolojik gelir tamamen subjektiftir; kiĢiden kiĢiye değiĢir. Değerlendirmek için herhangi bir ölçek yoktur. Birey yaĢamak için benimsediği ilkelere ulaĢırsa psikolojik gelir daha yüksek düzeyde olur. Bu da bireyin gerçek gelirini çok daha iyi değerlendirmesini etkiler. Psikolojik ve gerçek gelirin ölçülmesi zor olduğundan insanlar refah ölçüsü olarak para gelirini almaktadır.

Turizmin bir tüketim davranıĢı olması nedeniyle gelir düzeyi yükseldikçe, tatil eğilimi de artmaktadır. Temel gereksinimlerini karĢılayan insanlar, artan gelirlerin sonucu çeĢitli iĢ dıĢı etkinliklere ve turistik faaliyetlere harcama yapabilme eğilimdedirler. GeliĢmiĢ ülkelerde kiĢi baĢına harcanabilir gelirdeki artıĢlar eğlence ve dolayısıyla dinlenme etkinliklerinde büyük boyutlara varan canlılıklar yaratmaktadır (Rızaoğlu, 2007: 180).

2.3.3.4. YaĢam tarzı

Aynı toplumdan, aynı sosyal sınıftan, aynı mesleklerden gelen kiĢilerin yaĢam tarzı farklı olabilmektedir. YaĢam tarzı; “kiĢinin faaliyetleri, düĢünceleri ve ifadeleri ile açıklanan yaĢam ölçüsü” olarak tanımlanmaktadır. Diğer bir ifade ile yaĢam tarzı, “kiĢinin bir bütün olarak çevresi ile etkileĢimini göstermektedir” (Kotler, Bowen ve Makens, 2003: 208).

YaĢam tarzları insanların neleri neden yaptıklarını ve bunu yapmanın kendileri ve baĢkaları için ne anlama geldiğini anlatmaya yardımcı olur. Kısaca, “YaĢam tarzı kiĢi nasıl yaĢar?” olarak tanımlanabilir ve insanın nasıl yaĢadığını, parasını nasıl harcadığını ve zamanını nasıl değerlendirdiğini bilmeye yardımcı olmaktadır (Can, 2006: 26).

YaĢam tarzı, kiĢinin benliğinin dıĢa yansımasıdır. Benlik, kiĢinin yaĢam biçiminin temelini oluĢturmaktadır. YaĢam tarzı, kiĢinin nasıl yaĢadığını yani tüketicinin satın alma davranıĢını etkileyen ve açıklamaya yardımcı olan bir kavramdır. YaĢam tarzı, tüketici davranıĢları açısından iki önemli özelliğe sahiptir (OdabaĢı, 1996; 96):

KiĢi belirli mal ve hizmetler için satın alma ve kullanma faaliyetlerini gerçekleĢtirirken onu harekete geçiren temel güdü yaĢam tarzıdır.

KiĢilerin yaĢam tarzı sabit değildir. DeğiĢen çevre ve ürünler hakkında tüketicilerin kararlarının bir sonucu olarak, yaĢam tarzı değiĢmekte ya da pekiĢtirilmektedir. Zaman içerisinde ve öğrenme sonucunda yaĢam tarzı değiĢebilmektedir.

YaĢam tarzı, kiĢinin sosyal sınıfı ve kiĢiliğinden daha fazlasını içerebilmektedir. Bir kiĢinin sosyal sınıfı bilinirse, onun olası davranıĢları hakkında bazı çıkarımlarda bulunulabilir; ama bu durum o kiĢiyi tam olarak tanıma olanağı vermeyebilir. Çünkü kiĢinin davranıĢ nedenleri arasında kiĢinin sosyal sınıfının etkileri de bulunmaktadır. Ancak yaĢam tarzı, kiĢinin çevresiyle etkileĢimde bir bütün olarak ele alınmaktadır ve kiĢinin kendine has özelliklerini yansıtmaktadır (Tek, 1999: 204) .

Konu turizm davranıĢı açısından ele alındığında, insanları yaĢam tarzları itibariyle beĢ kümede toplamak mümkündür (Rızaoğlu, 2007: 135):

Sakin ve sessiz seyahatçiler: Bu tip insanlar kamping, avcılık, balık tutma, temiz hava

alma ve diğer bir dizi açık hava etkinliklerine katılmaktadırlar. Kendilerini temizliğe adarlar ve sağlıklarına çok önem vermektedirler. Risk almaktan kaçınmaktadırlar. Ayrıca eğitsel amaçlı seyahatlere de çıkmaktadırlar.

DenizaĢırı seyahatçiler: Etkin ve giriĢken olan bu turistler riskleri yüklenmektedir ve

seyahatlerinde yeni kültürel deneyimler aramaktadırlar. Giyimlerine düĢkün, kendilerine çok güvenen bu turist tipleri uzak yerlere seyahat etmekte, sanat galerilerini ve müzeleri gezmektedirler. Uçakla seyahat etmeyi severler.

Tarihsel öğeleri arayan seyahatçiler: Bu tip insanlar tarihsel kalıntılara, yerlere ve

olaylara önem vermektedir. GeçmiĢi anlamak ve yeniden yaĢamak istemektedirler. Tatiller onlar için öğrenmenin önemli bir yoludur ve aileleriyle birlikte tatile çıkmak istemektedirler.

Eğlendirici bir seyahat aracı ile seyahat edenler: Bu tip insanlar seyahatlerini

karavanlar, motor evler gibi araçlarla yapmak istemektedirler. Zaman ve paralarını dıĢarıda yemek yeme, konser ve tiyatro oyunlarına katılma bir arkadaĢ kümesiyle eğlenme ve partilere gitme gibi Ģirin yaĢama olarak adlandırılan etkinliklere harcamaktadırlar. Tatil zamanlarını büyük kentlerde kullanmaktadırlar ve tatilleri rahatlamanın, dinlenmenin ve eğlenmenin bir aracı olarak görmektedirler.

ġimdi seyahat et-sonra öde seyahatçiler: Günümüzde riskli olması nedeniyle insanlar

ceplerinde para taĢımaktan çekinmektedirler. Ġnsanlar seyahatlerini gerçekleĢtirmek için o an paraya sahip olmayabilirler. Krediyi daha çok büyük kentlere ve yabancı ülke çekim yerlerine gitmek isteyenler kullanmaktadır. ġimdi seyahat et-sonra öde seyahatçileri genellikle daha çok etkindirler, kendilerinden emindirler, seyahate meraklıdırlar ve yeni deneyimlere açıktırlar. Gelecek için parasal korkuları yoktur ve nispeten genç insanlardan oluĢmaktadır. YaĢam tarzlarını etkileyen faktörler, demografik faktörler, sosyal sınıf, gelir, kiĢilik, değerler ve güdüler, aile yaĢam eğrisi, kültür ve geçmiĢ deneyimlerden oluĢmaktadır. YaĢam tarzı ise, kiĢinin katıldığı faaliyetler, ilgi alanları, beğenileri, tutumları, tüketim ve beklentilerinden oluĢmaktadır.

2.3.3.5. KiĢilik

“KiĢilik, kiĢiyi diğerlerinden ayırmaya yarayan, onun iç ve dıĢ bütün özelliklerini bünyesinde barındıran kendisine özgü bir sistemdir. Ġç özellikler kiĢinin psikolojik yapısını, dıĢ özellikler ise çevresel faktörleri ifade etmektedir” (Karabulut, 1981: 115). KiĢiliği oluĢturan ve kiĢiye özel bu faktörler kiĢinin hareketlerine yansıyarak kiĢiyi diğer insanlardan ayırt etmeyi sağlamaktadır (Mowen, 1997: 219).

KiĢilik, karmaĢık bir yapıya sahip olmakla birlikte insanın kendisine özgü psikolojik ve biyolojik özelliklerinin bütününü oluĢturmaktadır. Bazı araĢtırmacılara göre kiĢinin kiĢiliği ile satın aldığı ürün ve hizmetler arasında yakın bir iliĢki vardır ve çeĢitli kiĢilik özellikleri satın alma davranıĢlarını etkilemektedir (Mucuk, 2010: .81) Bu nedenle kiĢilik, tüketicilerin satın alma kararları üzerinde etkili olan bir faktördür.

Rızaoğlu (2007: 133-134)‟na göre ise, kiĢilik üç boyuttan oluĢur; yaĢam biçimi (psikografik), benlik (öz kavram, öz tasarım, imge) ve tensel özellikler:

YaĢam biçimi (Psikografik): KiĢiliğin çevresel ve nesnel boyutudur. Tüketicinin yaĢam

biçimi onun satın alma ve tüketim davranıĢını etkilemektedir.

Benlik (Öz kavram, öz tasarım, imge): Benlik, kiĢiliğin bütünleĢtirici bir parçasıdır.

Ben kimim? BaĢkaları beni nasıl görmektedir? Kendimi nasıl görmekteyim? gibi sorular benlikle ilgilidir.

Tensel özellikler: KiĢiliğin kalıtsal ve bedensel boyutudur. Ġnsanın dıĢ görünüĢü, beden

yapısı ve sağlık gibi çeĢitli tensel özellikleri onda belli bir turizm davranıĢının geliĢimi üzerinde etkilidir. Örneğin, fiziksel sakatlığı olan bir kiĢi turizme karĢı ilgisiz olabilir ve tatile çıkmak istemeyebilir.

Herkesin satın alma davranıĢına etki eden belirli bir kiĢiliği bulunmaktadır. KiĢilik tipleri, doğru olarak sınıflanabildiği ve belirli kiĢilik tipleri ile ürün seçimleri arasında güçlü iliĢki bulunduğunu gösterildiği takdirde kiĢilik, tüketici davranıĢlarını analiz etmekte faydalı bir değiĢken olabilmektedir (Kotler, 2000: 170).

KiĢilik, insandan insana değiĢeceği için tüketicilere sunulan tek bir çeĢit ürün yelpazesinin olması da beklenmemelidir. Her tüketici farklı kiĢisel özelliklere sahip olduğu için; tüketici davranıĢını etkileyen diğer faktörler incelenirken, kiĢilik, tüketiciyi etkileyen en bireysel faktör sayılabilmektedir (Wisner,1996; 165) .

2.3.4. Psikolojik Faktörler

Tüketicilerin satın alma davranıĢlarını etkileyen psikolojik faktörler ġekil 1‟de görüldüğü üzere güdülenme (motivasyon), algılama, öğrenme, inanç ve tutumlardır.

2.3.4.1. Güdülenme (Motivasyon)

Psikoloji biliminde harekete geçirmek anlamında kullanılan güdülenme terimi gerçekte bir bireyi birtakım etkilere maruz bırakarak, onun bu etkiler olmadan önce göstereceği davranıĢtan baĢka bir biçimde hareket etmesini sağlamayı ifade etmektedir. Harekete geçiren ise motivdir (güdü). Motiv, bireyin tatmin etmeye çalıĢtığı uyarılmıĢ bir gereksinimidir. Motivasyon, kiĢinin davranıĢın altında yatan faktörlere etki ederek, onları harekete geçirmek ve belli bir yönde enerjilerini yoğunlaĢtırmasını sağlamaktadır. Böylece, bireyin davranıĢında gözlenebilir bir değiĢikliğin meydana gelmiĢ olması, onun güdülenmesini ifade etmektedir (Eroğlu, 2000: 245-257).

Her birey hayatı boyunca eksikliğini duyduğu Ģeyleri elde etme, fazlalığını duyduklarını ise azaltma eğilimi göstermektedir. Birey, eksikliğini hissettiği Ģeyi elde edip eksikliği tamamlayarak ya da fazla olarak hissettiği Ģeyi azaltıp hafifleyerek kendi içsel dengesini korur. ĠĢte bireyi bu Ģekilde harekete geçiren güç, güdüdür. Dolayısıyla, bir güdünün amacı, bireyi istekleri ile ilgili doyuma ulaĢtırmaktır. Güdü, bireyde herhangi bir nedenle oluĢan gerilim durumunu azaltma amacına hizmet eden etkin ve sürükleyici güçtür (Rızaoğlu, 2007: 106).

Üretici veya pazarlamacıların tüketicileri güdüleyici faktörleri, yani onların tatmin etmeye çalıĢtıkları uyarıcı faktörleri bilmeleri iĢletmeler için büyük yarar sağlamaktadır. Çünkü güdüleme, tüketici davranıĢlarını etkileyen nedenlerin baĢında yer almaktadır. Ancak tüketicilerin güdülenmesi kendi eğilimleri ve rasyonel karar verme süreçlerinden çok çevresel koĢulların ve geçmiĢteki davranıĢların bir sonucudur. Tüm tüketiciler çevrelerindeki bilgilere aynı derecede önem vermemektedir. Tüketiciler, seçici bir davranıĢla çevrelerindeki bilgiler arasından bazılarına daha fazla önem vermekte ve kendilerine göre anlamlı bir çerçeve kurmaktadırlar. Güdülenme, bireyin çevresinden seçtiği bilgilerin ve kendine kurmuĢ olduğu çerçevenin etkisi altındadır. Bir bireyin nasıl güdülendiği birçok etmene bağlı olmakla birlikte, son yıllarda geliĢtirilen yeni bakıĢ açıları güdülemeyi kiĢinin etrafından çeĢitli bilgileri edinmesi ve bu bilgiler sayesinde anlam çıkarması Ģeklinde açıklamaktadır (Kabasakal, 1989: 24).

Rızaoğlu (2007: 107) güdüleri aĢağıda belirtildiği Ģekilde iki grupta incelemektedir:

Tüketici davranıĢlarının oluĢmasında etkili olan güdüleri genel olarak doğuĢtan gelen güdüler ve öğrenilmiĢ güdüler olmak üzere iki ana kümede toplamak mümkündür. DeğiĢiklik ve yenilik arama isteği, yeni deneyimler kazanma isteği, dinlenme isteği vb. doğuĢtan gelen kimi güdüler, insanların turizm davranıĢlarına neden olabileceği gibi baĢkaları ile bir arada olma, saygınlık kazanma, zevkli bir takım etkinliklerde bulunma, macera vb. kimi öğrenilmiĢ güdüler de insanların turizm davranıĢlarının oluĢmasına kaynaklık etmektedir.

Bu konuda Abraham H. Maslow, insanların niye belirli zamanlarda belirli ihtiyaçların etkisi altında hareket ettiklerinin sebebini araĢtırmıĢtır. Ġnsan ihtiyaçlarının önem ve öncelik sırasına göre bir hiyerarĢisi olduğunu ileri sürmüĢ ve ihtiyaçlar hiyerarĢisini Ģu Ģekilde gruplandırmıĢtır (Mucuk, 2010: 79):

1. Fizyolojik ihtiyaçlar: Yeme, içme uyku vb. 2. Güvenlik ihtiyaçları: Fiziksel, ekonomik, sosyal

3. Ait olma ve sevgi ihtiyacı: Sevme-sevilme, gruba ait olma 4. Saygı ihtiyacı: Toplumda saygı ve itibar görme, ün

5. BaĢarma ihtiyacı: Kendini gerçekleĢtirme

Maslow‟un ihtiyaçlar hiyerarĢisi modeline göre, insanlar öncelikle kendileri için en önemli ihtiyaçlarını gerçekleĢtirmeye çalıĢmaktadır. KiĢi, önemli bir ihtiyacını karĢıladığı zaman daha sonraki en önemli ihtiyacını karĢılamaya çalıĢacaktır. Diğer bir ifade ile kiĢi Maslow‟un ihtiyaçlar hiyerarĢinde belirtilen sıralamaya göre en önemli ihtiyacını tatmin etmeden bir sonraki basamağa geçemeyecektir (Uygur, 2007: 180).

Maslow‟un ihtiyaçlar hiyerarĢisinden yararlanılarak turistik davranıĢlara iliĢkin örnekler Tablo 2‟de gösterilmiĢtir. Örneğin, insanlar çeĢitli fiziksel ihtiyaçlara sahiptir. Bu ihtiyaçları karĢılamak üzere kiĢiyi harekete geçiren ise dinlenme gereksinimidir. Turistik davranıĢlar açısından ise kiĢiler dinlenme gereksinimini karĢılayabilmekte; bulunduğu yerden uzaklara kaçarak, güneĢ altında dinlenerek ya da zihinsel olarak rahatlayarak gerçekleĢtirebilmektedir.

Tatil güdülenmesi ve davranıĢlarını belirleyen psikolojik etmenler birçok bilim insanı tarafından farklı Ģekillerde sınıflandırılmıĢtır (Bir, 1999: 43). Yapılan tüm güdü araĢtırmalarından yola çıkarak Dünya Turizm Örgütü tarafından uluslararası anketlerde kullanılan güdü listesi Tablo 3‟te gösterilmiĢtir.

Tablo 2. Maslow‟un Ġhtiyaçlar HiyerarĢisi Ġle Turistik DavranıĢ Arasındaki ĠliĢki Ġhtiyaçlar Motivler Turistik DavranıĢlarla Bağlantılar

Fiziksel Ġhtiyaçlar

Dinlenme Kaçma, dinlenme, gerilimi azaltma, güneĢten yararlanma, kültürel geliĢim, fiziksel ve zihinsel rahatlama

Güvenlik Ġhtiyaçları

Korunma Sağlık, dinlenme, ilerisi için kendini sağlıklı ve etkin tutma, tanıĢıklık, düzen ve belirlilik isteme.

ĠliĢkinlik Ġhtiyaçları

Sevme Sevilme

Sevinç, gurur duyma, benimseme, aile ile birlikte olma, akraba iliĢkilerini ve toplumsal etkileĢimi sürdürme, etkinlik geliĢtirme

Saygınlık

Ġhtiyaçları BaĢarı Statü Kendini kendi baĢarılarına inandırma, toplumsal saygınlık, benliği geliĢtirme, profesyonel ve iĢ yönlü olma, kendini geliĢtirme, statü kazanma, güçlü olma, rekabet edebilme, bağımsız ve özgür olma.

Kendini GerçekleĢtirme Ġhtiyacı Kendini AĢma Doğasına Uygunluk

Özü araĢtırma ve değerlendirme, kendini arama ve bulma, daha yüksek istekleri doyurma, aĢağılık duygusundan kurtulma, kendini önemli hissetme.

Güzelduyu Ġhtiyaçları

Güzeli Arama

Çevresel güzellik arama, güzel sanatlara yönelme, sanat galerilerine gitme.

(Rızaoğlu, 2007, s.112‟den yararlanılmıĢtır).

Tablo 3. Dünya Turizm Örgütü Tarafından Kullanılan Güdü Listesi

(Middleton, 1994, s.45). ĠĢ yaĢamı

ĠĢ iliĢkili güdüler * Özel ve kamu sektörü iĢ hayatı nedeniyle konferans, toplantı, kurs * ĠĢ iliĢkili amaçlarla evden uzaklaĢma (havayolu personeli gibi Fiziksel güdüler * Kapalı alan spor ve açık alan rekreasyon faaliyetlerine (golf,

yürüme, kayak, yüzme gibi) katılma

* Sağlık, zayıflama vb. nedenlerle faaliyetlere katılma * Dinlenme, gevĢeme, günlük hayatın stresinden uzaklaĢma Kültür,

psikolojik, kiĢisel eğitim güdüleri

* Festival, tiyatro, müzik, müze gibi faaliyetlere izleyici ya da aktif olarak katılma

* KiĢisel ilgi ve entelektüel boĢ zaman faaliyetlerine katılma

* Sadece kültürel ve doğal kaynakları nedeniyle bir destinasyona ziyaret

Sosyal/kiĢisel ve etnik güdüler

* ArkadaĢ ve akrabalarla birlikte eğlenme

* Evlenme, ölüm gibi sosyal görevleri yerine getirme * ĠĢ ve sosyal görev yerine getirenlerle birlikte seyahat * Doğum yerini ziyaret

Eğlence, haz, zaman geçirme güdüleri

* Spor ve diğer faaliyetleri izlemek

* Konu parklarını ve eğlence parklarını ziyaret * BoĢ zaman alıĢveriĢi yapma

Dini güdüler * Kutsal yer ziyareti

Tatil motivasyonu ile ilgili önemli tipolojilerden biri 1979 yılında Crompton tarafından gerçekleĢtirilmiĢtir. Crompton‟a (1979) göre tüketicileri tatile yönelten itici ve çekici etmenler bulunmaktadır. Ġtici motivasyonlar, kaçıĢ, kendini dinleme, prestij, ziyaret, sosyal etkileĢim ve kendi ile baĢ baĢa kalma isteği iken, çekici motivasyonlar değiĢiklik (yenilik) arayıĢı ve eğitimdir (s.414). Uysal ve Jurowski (1994) ise seyahat motivasyonlarını içsel (itici) ve dıĢsal (çekici) motivasyonlar olmak üzere iki grupta incelemiĢtir. Ġçsel motivasyonlar, kaçma isteği, dinlenme, sakinlik, prestij, sağlık ve fitness, macera, sosyal etkileĢim; dıĢsal motivasyonların ise destinasyonun çekimi, somut kaynaklar (kültürel çekimler, regreasyonel faaliyetler vb.), tüketicilerin algıları ve beklentileri olduğunu belirtmiĢlerdir (s.844).

2.3.4.2. Algılama

“Algılama, herhangi bir nesne, olay, olgu, sözcük, kavram gibi uyarıcının, kiĢinin beĢ duyu organının ve sezgilerinin yardımıyla düĢünsel yapısında belirlenmesi, anlaĢılması, tanınması ve tanımlanması, yorumlanması, açıklanması” olarak tanımlanmaktadır (Usal ve KuĢluvan, 1998: 40). Bir baĢka tanıma göre ise algılama, “çevresel uyarıcıların duyu organları aracılığı ile beyne götürülmesi ve burada yorumlanarak anlamlı hale getirilmesidir” (Tolan,1983: 381).

Algılama sadece fizyolojik bir olay değil, aynı zamanda, bireyin inançlarından, tutumlarından, kiĢilik özellikleri gibi bireye has faktörlerden de etkilenen sübjektif bir yorumdur. Birey, çevresini kendi dünya görüĢüne, inançlarına, değer yargılarına göre algılamaktadır. Bir baĢka deyiĢle, algılama kiĢinin dünyayı kavraması halidir. Bireyin çevresindeki olayları, cisimleri ve durumları kavraması, gereğinde arayıp bulması, elde ettiklerini bir bilgi sistemi içerisinde düzenlemesi halidir (Don, Slocum ve Woodman, 1986: 87).

KiĢide bireysel ya da çevresel etkenlerin etkisiyle oluĢan algılama, tüketici davranıĢlarını etkilemektedir. Algılamanın sübjektif olma diğer bir ifade ile kiĢiden kiĢiye değiĢme özelliği, her bireyin ürün ve markayı farklı biçimde algılamasına yol açmaktadır. Hedef tüketicilerin pazarlama bileĢenlerini, kendi inanç ve değer yargılarına

göre yorumlamaları, pazarlama programının uygulanmasını güçleĢtirmektedir (Tüylü, 1995: 34).

Algılama, insanın yaĢamı içerisindeki olayları anlamlı bir bütün haline getirebilmesi için sahip olduğu bilgi girdilerini seçme, örgütleme ve yorumlama sürecidir. Tüketicilerin satın alma kararı süreci onların satın alma ile ilgili bilgileri nasıl algıladıklarına göre Ģekillenmektedir. Nesneler, olaylar ve davranıĢlar insanlar tarafından algılanmaktadır. Zihinsel bir izlenim oluĢur oluĢmaz bu izlenimler diğer