• Sonuç bulunamadı

Mecliste Grubu Bulunan Siyasi Partilerin Nüfus Politikalarına İlişkin Görüş ve Değerlendirmeleri ve Değerlendirmeleri

Japonya 65 yaş ve üzeri nüfus (1950-2100)

2.4 Mecliste Grubu Bulunan Siyasi Partilerin Nüfus Politikalarına İlişkin Görüş ve Değerlendirmeleri ve Değerlendirmeleri

Daha önceki bölümlerde de belirtildiği üzere Türkiye’de nüfus konusuna yönelik bilinçli bir politika uygulamasına Cumhuriyet döneminde başlanmıştır. Bu dönemdeki siyasi ve askeri sebeplerin nüfus politikası üzerinde yoğun etkisi olduğu söylenebilir. 1960’lara kadar devam eden pronatalist politikalar bu tarihten sonra planlı kalkınma dönemine geçilmenin de etkisi ile nüfus ve iktisadi kalkınma arasındaki ilişkiye yoğunlaşılmıştır. Başka bir deyişle 1955-1960 yıllarında binde 28,5 olan nüfus artış hızının %7’lik ekonomik büyümeyi yavaşlatan bir faktör olarak görülmesi antinatalist politikaların savunulmasını sağlamıştır (Güriz, 1971:14-15).

Bunun yanı sıra 1980-2000 yılları arasında Türkiye’de nüfus politikaları ile ilgili ciddi bir çalışmanın yapılmadığı söylenebilir. Herhangi bir plan ve program belirlenmemesinin temel nedeni, nüfus yapısında endişe uyandırıcı bir yönelimin olmamasından kaynaklanmaktadır. 2000 yılından 2008 yılına kadar da ciddi bir odaklanmadan söz etmek mümkün değildir. Ancak 2002 yılında iktidara gelen Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) ile devlet yönetiminde zihinsel bir dönüşümün yaşandığı görülmektedir. Bununla birlikte gerek Dokuzuncu gerekse Onuncu Kalkınma Planlarında nüfusun yapısı üzerine plan ve programlar yapılmaya başlanmıştır. Bu çalışmaların doğum oranlarındaki azalış ve yaşlanma belirtileri ile yakından ilgisi olduğu söylenebilir.

153

Siyasi Partilerin nüfus politikaları ile ilgili görüşlerini açıklamaya çalışacağımız bu bölümde siyasi partilerin temsilcileri veya konu ile ilgili partili uzmanlara, yetkililere ulaşılamadığı için parti programları, partilerin görüşlerini yansıtan yayınlar ve parti temsilcilerinin beyanlarına dayanarak bilgi verilmeye çalışılacaktır. Birçok siyasi partinin olduğu Türkiye’de çalışmanın sınırlarını aşmamak maksadıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde grubu bulunan 4 siyasi partinin (Ak Parti, CHP, MHP, HDP) nüfus politikaları hakkındaki düşünce ve programları aktarılmaya çalışılacaktır.

2.4.1 Adalet ve Kalkınma Partisi

Yukarıda da değinildiği üzere AK Parti 2008 sonrası nüfus politikaları üzerine etkin bir çalışma içerisine girmiştir. Kalkınma Programlarında da nüfus ile ilgili hedeflere yer verilmiştir. En yalın hali ile, AK Parti pronatalist bir politikanın beraberinde nüfusun niteliksel gelişimini de hedeflemektedir.

AK Partinin nüfus politikaları ile ilgili görüş ve hedefleri parti temsilcilerinin beyanlarından, 64. Hükümet programı ve Onuncu Kalkınma Planı kapsamında oluşturulan Ailenin ve Dinamik Nüfus Yapısının Korunması Eylem Planı ile ilgili kanun taslağının gerekçe metninde belirtilmiştir.

AK Partinin son hükümet programındaki (64. Hükümet Programı) nüfus politikaları ile ilgili açıklamalara bakıldığında, aile temelli, kadın istihdamını artırmaya yönelik çalışmaların yanında, doğum oranlarını artıracak eylem planlarının yapılmasının amaçlandığı görülmektedir. Belirtmek gerekir ki hedefler tek tek ele alındığında pozitif karşılanabilir olsa da bu hedeflerin birbirleri ile ilişkileri bağlamında negatif anlamda bir etkileşim olduğu da uluslararası ve ulusal metinlerde belirtilmektedir.

Nüfus politikaları ile ilgili çalışmalara duyulan ihtiyacın ana kaynağı olarak, nüfus yapısında meydana gelen yaşlanma ve çalışan kadınların iş ve aile yaşamı dengesinde yaşanan sorunlar olduğu belirtilmektedir. Nüfus yapısında meydana gelecek yaşlanma, genç nüfusun azalmasına ve kalkınma sürecinin sekteye uğrayacağı endişesini yaratmaktadır (Ailenin ve Dinamik Nüfus Yapısının Korunması ile İlgili Kanun Tasarısı Gerekçe Metni, 2015).

Recep Tayyip Erdoğan’ın Başbakan olduğu yıllarda özellikle 2008 ve sonrasında iş işten geçmeden “en az 3 çocuk yapın çağrısı” Türkiye’de pronatalist politikaların başlangıcının habercisi olarak kabul edilebilir (www.akparti.org.tr, 2015). Bu dönemde

154

uygulamaya konan doğum izinleri, çocuk yardımları, eğitim ve sağlık harcamalarının kısmen veya tamamen karşılanması, kadınlara yönelik doğumu olumsuz etkileyecek durumlara yönelik tedbirler gibi birçok uygulamalar AK Partinin nüfus politikasının birer enstrümanı olarak görülmektedir. Recep Tayyip Erdoğan’ın Başbakan olduğu dönemde ebeveynlere “en az 3 çocuk” doğurmaları tavsiyesinde bulunarak politikayı söylem olarak başlatması ve akabinde pratik ve yasal uygulamalar ile pronatalist politikalara yaklaşık yarım asır sonra tekrar geri dönülmüştür. AK Parti iktidarının devam ettiği diğer hükümet programlarında da bu anlayış devam etmektedir.

64. hükümet programında, aile kurumunun güçlendirilmesi, çocukların sayısını artırılarak nitelikli bir biçimde yetişmelerinin sağlanmasının Ak Partinin insan merkezli kalkınma politikalarının ana ekseni olduğu belirtilmektedir (www.akparti.org.tr, 04.05.2016).

Türkiye’nin ekonomik ve sosyal gelişmesini desteklemek üzere dinamik nüfus yapısının korunması, aile kurumunun güçlendirilmesi ve böylece sosyal refah ve sosyal sermayenin artırılması amacıyla hazırlanan “Ailenin ve Dinamik Nüfus Yapısının Korunması Öncelikli Dönüşüm Programı”nın hayata geçirileceği 64. Hükümet programında belirtilmektedir (www.akparti.org.tr, 04.05.2016).

AK Parti, ülkenin genç nüfusunu destekleyecek yeni politika ve düzenlemelere ihtiyaç olduğu görüşündedir. Ailenin ve Dinamik Nüfus Yapısının Korunması Eylem Planında da bu amaçla kaliteli, hesaplı ve kolay erişebilir kreş imkanlarının yaygınlaştırılması amaçlanmaktadır. Bunun yanı sıra belediyelere de kreş ve bakımevleri açma yükümlülüğü getirilerek bu amaca yerel yönetimlerin de desteği ile ulaşılması planlanmaktadır.

Ailenin ve Dinamik Nüfus Yapısının Korunması hakkındaki kanun ile hem kadınlara iş hayatından kopmadan çalışma imkanı sağlanması hem de çocuk bakım sorumluluğunun ebeveynlerin ortak sorumluluğunda olduğu ve geleceğin sağlıklı nesillerle inşa edilmesi anlayışının bir devlet politikası olarak algılanması desteklenmektedir (Ailenin ve Dinamik Nüfus Yapısının Korunması ile İlgili Kanun Tasarısı Gerekçe Metni, 2015). AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, bir taraftan kadınların aile sorumluluklarını yerine getirmede kolaylıklar getirildiğini bunu teşvik ettiklerini diğer taraftan da aile sorumluluklarını yerine getiren kadınların işlerini kaybetmeleri ya da işlerinde herhangi bir kademe kaybına uğramaları gibi negatif sonuçları ortadan

155

kaldıracak tedbirler aldıklarını belirtmektedir (Platinhaber, 08.01.2015). Ayrıca kadının istihdama katılımından kaynaklanacak farkların da devlet tarafından karşılanacağı bilgisi verilmiştir.

Bu bağlamada temel hedef, kadın istihdamı bağlamında çocuğun ihmal edilmemesini sağlayacak şartların oluşturulması ve kadının işini de kaybetmemesini teminat altına almaktır. Ahmet Davutoğlu, kadınların annelik görevlerini yerine getirirken çocuklarla beraber olma hakkından ve kadınların büyük emeklerle elde ettikleri profesyonel mesleklerinden feragat etmelerini engellemek durumunda olduklarını belirtmektedir (Platinhaber, 08.01.2015).

Ahmet Davutoğlu 20 yıl, 50 yıl sonra ortaya çıkacak sorunlara karşı önceden önlem alınması gerektiğini belirterek, nüfusun yaşlanması ile dinamizmini kaybetmesi ve ekonomideki büyümenin düşmeye başlaması akabinde alınacak tedbirlerin tedbir olmaktan çıkacağını ve nüfusun tekrar dengeye getirilmesi için bir nesil ya da 30-40 yıl süreceğini belirtmektedir (Platinhaber, 08.01.2015). Bu nedenle Ailenin ve Dinamik Nüfus Yapısının Korunması Eylem Planı içindeki, çeyiz hesabı, anne yardımları, evlilik yardımları, konut yardımları ile 2050’de %20’nin üzerine çıkacak yaşlanma olgusunu kontrol altına almayı amaçlanmaktadır.

AK Parti 64. Hükümet programında, konut, eğitim, sosyal güvenlik ve gelir dağılımı politikaları ile aile bütünlüğünün korunması ve güçlendirilmesi politikalarının tamamlayıcı bir anlayışla uygulanacağı belirtilmektedir (www.akparti.org.tr, 04.05.2016).

Hem siyasi temsilcilerin beyanlarında hem de parti programında çocuklara karşı azami özenin gösterilmesi gerektiği belirtilmektedir. Ayrıca tüm politikaların çocuk ve aile merkezli politikalar olarak yeniden dizayn edileceği ve çocukların insani ve ahlaki değerlere sahip, bilinçli, iyi eğitimli, saygılı ve kendine güvenen fertler olarak yetiştirilmelerinin sağlanacağı amaçlanmaktadır.

2.4.2 Cumhuriyet Halk Partisi

Cumhuriyet Halk Partisinin (CHP) nüfus politikaları üzerine görüşlerinin AK Partinin nüfus politikası anlayışı ile uyuşmadığı söylenebilir. Başka bir deyişle CHP pronatalist politika uygulanması konusunda AK Parti ile aynı düşünce içerisinde değildir. CHP’nin nüfus politikalarına daha çok kadın merkezli yaklaştığı görülmektedir. Kadınlara ya da

156

ebeveynlere doğurganlık ile ilgili dolaylı ya da doğrudan müdahalenin doğru olmadığı görüşü savunulmaktadır.

Parti temsilcileri nüfusun artışına yönelik girişimlerin de gereksiz, yanlış olduğu görüşünü savunmaktadırlar. Bu görüş CHP milletvekillerinin TBMM kanun kayıtlarında şu şekilde aktarılmaktadır; “Genç ve dinamik insan kaynağını çağın gereklerine göre donatarak ekonomik verimliliği artırmak suretiyle kalkınmayı hedeflemek yerine demografik fırsat penceresi açık kalsın diye çocuk sayısını teşvik etmeye çalışmak hiç anlamlı gözükmemektedir. Üstelik bütün ekonomik ve sosyal politikaları bu amaca yönlendirmek yerine nüfusu hep genç tutmak için bazı politika araçları geliştirmek aynı zamanda kolaycı bir yaklaşımdır. Yapılması gereken çocuk sayısının arttırılmasını teşvik etmek yerine hali hazırda bir hayli genç sayılan ülke nüfusunu eğitmek ve onların verimliliğini ekonomiye kazandırmak olmalıdır… Doğum sayısını arttırmak yerine doğan her bireyin yaşamı boyunca onurlu ve insanca yaşamasını temin edecek ekonomik ve sosyal olanaklarla donatılması temel önceliğimizdir.” (TBMM Kanun görüşmeleri, 2015: 43-45).

Ayrıca CHP, TÜİK’in nüfus projeksiyonlarını dayanak göstererek Türkiye’nin acil bir nüfus artışı teşvikine ihtiyacı olmadığını savunmaktadır (CHP Grup Karşı Oy Yazısı, 2015).

Onuncu Kalkınma Planı kapsamı içerisinde sunulan Ailenin ve Dinamik Nüfus Yapısının Korunmasına yönelik eylem planına yönelik olarak, düzenlemenin bazı maddelerinin hakkaniyete uygun olmadığı belirtilmektedir. Bu düşüncenin oluşma sebebi olarak, yararlanacak kişiler arasında bir ayrım yapılmaması öne sürülmektedir. Parasal sıkıntı çeken vatandaşları önceleyen bir anlayışın hakim olması gerektiği belirtilmektedir. Başka bir deyişle devlet katkısının gelir kriterine göre farklılaştırılması gerektiği savunulmaktadır (TBMM Kanun görüşmeleri, 2015: 43).

CHP parti programında, Türkiye’nin “hızla artan nüfusunun doyurulabilmesi ve üretim gücünün dış ticaret kazancına dönüştürebilmesi için tarım potansiyelinin harekete geçirilmesi” gerektiği savunulmaktadır (CHP parti programı, 2016: 215).

CHP nüfus ile üretim (bitkisel ve hayvansal üretim) arasındaki bağın kontrol edilerek istikrarlı bir dengeyi sağlamanın gerekliliğini tavsiye etmektedir. Bu düşünce parti programında şu şekilde ifade edilmektedir; “Bitkisel ve hayvansal üretim alt sektörlerinin, nüfus artış hızının üzerinde bir üretim temposunu istikrarlı ve kararlı bir

157

şekilde sağlaması ve sürdürmesi için, nüfus projeksiyonu ile üretim projeksiyonları arasında bu doğrultuda bir bağ sürekli olarak korunup geliştirilecek” (CHP parti programı, 2016: 218).

CHP, aile planlaması ile ilgili olarak, genel sağlık ve eğitim düzeyindeki eksikliği bir an önce giderici, bazı yöresel değer yargılarının olumsuz etkilerini değiştirici gerçekçi bir programı, koruyucu hekimlik hizmetleri altında planlayarak uygulamaya geçirmeyi hedeflemektedir. Bunun yanı sıra sağlık, aile planlaması, nüfus artışının sosyo-ekonomik etkileri gibi konuları örgün eğitim programlarına dâhil ederek, aile planlaması konusunda uzmanlaşmış sağlık personelinin kırsal kesimde istihdamını sağlamayı amaçlamaktadır (CHP parti programı, 2016: 322-323).

CHP parti programında, anne-çocuk yardımları ve sağlık şartları ile yapılması gereken hizmetler ise şu şekilde sıralanmıştır: “Çok yüksek düzeyde olan ana, bebek, çocuk ölüm oranlarının Avrupa ülkeleri ortalaması düzeyine çekilebilmesi için başta sağlık personeli ile doğum ve yeni doğan bakımı olmak üzere, gerekli her türlü alt yapı hizmeti oluşturulacak... Yoksul aileler için hamile, lohusa, bebek ve çocuklara gıda yardımı ve ücretsiz ilaç temin edilecektir. Sağlık taramalarına başta çocuklar ve kadınlar olmak üzere süreklilik kazandırılacaktır. Doğum yapan sigortalı kadınlarımıza gerekli bütün sosyal haklar tanınacak ve altı ay süre ile emzirme yardımı sağlanacaktır” (CHP parti programı, 2016: 323).

Ailenin ve Dinamik Nüfus Yapısının Korunmasına ilişkin kanun tasarısı ile ilgili görüşlerini bildiren CHP grubu, Türkiye’nin çocuk, genç ve yaşlı politikasının olmadığını ayrıca yaşlanan nüfus için de bir politikasının olmadığını iddia etmektedir. AK Partinin bu yetersizlikleri yok sayarak, “çok sayıda çocuk doğurmayı teşvik programı bütün bunları kapsayan bir politika olarak” sunduğu belirtilmektedir. Son olarak Türkiye’de etkili nüfus ve kalkınma politikalarının geliştirilebilmesi için, çocuklar, gençler, yaşlanan nüfus, yaşlı nüfus, eğitim, istihdam ve çevre alanlarında daha kapsamlı ve güvenilir politikalar üretilmesi gerektiği CHP temsilcilerinin nüfus ve ilişkili politikalar ile ilgili görüşleri arasındadır (CHP Grup Karşı Oy Yazısı, 2015).

2.4.3 Milliyetçi Hareket Partisi

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) temsilcileri ve parti yayınları, nüfus konusunda muhafazakar görüş olarak tanımlanan nüfusun azaltılmasına karşı bir görüşü

158

savunmaktadırlar. Milletin devamı ve kalkınabilmesi için nüfusun azalmaması hatta diğer milletlere göre fazla olması gerektiği savunulmaktadır. Türkiye’nin ekonomik ve siyasal gelişiminin sağlanabilmesi ve Türkiye dışındaki Türklerle ilgilenebilmek için nüfusun artış hızının artırılması gerektiği belirtilmektedir (Güriz, 1971: 34).

Milliyetçi Hareket Partisinin kurucusu ve ilk genel başkanı Alparslan Türkeş nüfus politikaları ile ilgili olarak 1969 uygulanmakta olan antinatalist politikalar ile ilgili olarak, “Memleketimizde, hükümetçe tatbik edilmekte olan doğum kontrolü aslında Türk milletinin varlığına, geleceğine ve Türk neslinin istikbaline bir ihanettir, bir suikasttır. Doğum kontrolü adı altında yürütülen bu politikanın esas gayesi Türk milletini kuvvetsiz, aciz hale getirmekten ibarettir” şeklinde görüşlerini belirtmektedir (Türkeş, 1969: 76).

Enis Gökyiğit’in MHP’nin nüfus politikası ile ilgili kitabında, “Gelişmiş ülkeler, bugün az gelişmiş ülkelerin iktisadi bağımsızlıklarına ve nüfus artışlarına karşı gelmektedirler. Zira bu ülkeler, az gelişmiş ülkelerdeki gıda ürünlerini ve iktisadi kalkınmayı sağlayacak kıymetli madenleri kendi memleketlerine aktarma ve sömürme gayesini gütmektedir” diyerek antinatalist politikaların, gelişmiş ülkelerin bir girişimi olduğunu kastetmektedir (Gökyiğit, 1971: 44).

MHP’nin nüfus politikalarını tanımlayan partiye yakın internet sitelerinde de benzer görüşlere rastlanmaktadır. Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı’nın sitesinde, nüfus kontrolünün emperyalizmin bir oyunu olduğu, Türkiye’nin 100 hatta 200 milyon insanı besleyebileceği MHP’nin nüfus politikası ile ilgili görüşü olarak aktarılmaktadır. Bunun yanı sıra MHP, “Türkiye’nin yeteri büyüklükte olması dolayısıyla nüfusunun artışıyla, Türkiye’nin dünya politikasında önemli bir yer işgal edeceğini… çoğalan nüfusla iktisadî politika iyi değerlendirildiği takdirde kalkınma hızımızın artacağını… kürtaj ve insan vücuduna zarar verecek her türlü olumsuz uygulamaların da karşısında” olduğu belirtilmektedir (www.ulkuocaklari.org.tr, erişim tarihi: 07.05.2016).

MHP İstanbul Milletvekili Zeycan Güzelsoy, Türkiye’de ülke nüfusunun bölgesel anlamda büyük farklılıklar gösterdiğini, bazı ailelerin bakabileceğinden daha fazla çocuk yapmaya ısrarla devam ettiğini belirterek “önümüzdeki 50 yıllık süreçte kendi ülkemizde azınlık haline gelebiliriz” şeklinde endişelerini dile getirmektedir. Bu nedenle bölgesel ve aile bazlı düzenlemelerin getirilmesi gerektiği görüşün savunmaktadır. Ayrıca teşviklerin çok çocuklu ailelerden ziyade hiç çocuğu olmayan ya

159

da tek çocuklu ailelere uygulanması gerektiğini düşünmektedir (www.zeycanguzelsoy.com.tr, erişim tarihi: 07.06.2016). Güzelsoy ile aynı endişeleri taşıyan Iğdır eski milletvekili Sinan Oğan Dünya Nüfus Günü mesajında, “4’ten fazla olan ve yeterli bakım gücüne sahip olmayanları da belirli sayı ile sınırlamak da gereklidir. Kontrolsüz, bakımsız, eğitimsiz ve bir silah olarak kullanılabilecek nüfusun da sakıncalı olduğu unutulmamalıdır” şeklinde görüş ve tavsiyelerin belirtmektedir (www.sinanogan.com/tr, erişim tarihi: 07.05.2016).

2.4.4 Halkların Demokratik Partisi

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Genel Başkanı Selahattin Demirtaş nüfus politikaları ile ilgili uygulamaları (nüfusu artırmak, genç nüfusu korumak ) faşist ve diktatöryel hükümetlerin toplumu şekillendirme ya da toplum mühendisliği çabaları olarak nitelendirmektedir (Demirtaş, 2012).

HDP milletvekili Ertuğrul Kürkçü, AK Partinin nüfus ile ilgili yapmakta olduğu çalışmaları “toplumsal cinsiyet eşitsizliğini gidermek yerine, bu eşitsizliği derinleştirmeye hizmet edeceği” şeklinde yorumlamaktadır. AK partinin nüfus politikaları ile kadını, “makbul” bir “aile” tasavvuru çerçevesinde toplumda ikincil bir konuma yerleştirme yönünde sistematik bir gayret içinde bulunduğu düşünülmektedir (Kürkçü, 2015).

HDP, AK Partinin Ailenin ve Nüfusun Dinamik Yapısının Korunması ile ilgili uygulamaları tüm topluma sunulması gereken hizmetlerin yalnızca belli bir kesime uygulanması bakımından eşitliğe aykırı olarak görmektedir. Ayrıca maddi yardımların, amaca ulaşmayacak cüzi miktarlar olduğu belirtilmektedir. Çeyiz yardımı ile ilgili 27 yaş sınırının da erken evliliği teşvik etmesi bakımından olumlu karşılanamayacağı görüşü savunulmaktadır. Bunun yanı sıra Ailenin ve Nüfusun Dinamik Yapısının Korunması ile ilgili yasal düzenlemelerden faydalanabilme koşullarından ötürü bu katkılardan yararlanma oranının çok az olabileceği belirtilmektedir (HDP Grup Karşı Oy Yazısı, 2015).

Anlaşıldığı üzere HDP nüfus politikasına karşı olumsuz bir düşünce içerisinde olmakla birlikte bu kapsamda yapılmakta olan çalışmaları sosyal devletin gereği olarak görmektedir. Bununla birlikte doğurganlığın artışını sağlamaya yönelik çalışmaları

160

doğru görmemekle birlikte, kadın merkezli bir yaklaşım ile bu müdahalelerin kadın haklarına aykırı bir yaklaşım olduğu düşüncesi içerisindedir.

161

3 BÖLÜM 3. SOSYAL POLİTİKA UNSURLARININ NÜFUS VE