• Sonuç bulunamadı

KONUYA İLİŞKİN SORU ÖRNEKLERİ

B) MECLİS ÇALIŞMALARINA ÖRNEKLER

M.Ö. 55’de Tanhu Ho-han-yeh ile kardeşi Çiçi taraftarları arasındaki şiddetli tartışmalar bu mecliste gerçekleşmiştir. Hunların iktisadi olarak çökmesi üzerine devlette de tiginler arasında anlaşmazlıklar meyda-na gelmiştir. Bunun yanında gittikçe artan Çin nüfuzu, yayılması ve propagandası ile millet içinde hoşnutsuz-luklar da artmıştı. Bu olaylar üzerine Tanhu Ho-han-yeh (m.ö. 58-31) Çin himayesini istemiştir. Fakat mecliste tartışılan bu teklifi “gülünç ve utanç verici” bir davranış olarak gören sol eligi (hakanı) Çi-çi taraftarları ile beraber ayrılır. Hun devleti de fiilen ikiye bölünmüş olur. Ho-han –yeh taraftarları ile beraber Çin’in desteğini de alarak Çin’in kuzey batı sınırlarına çekilir (M.Ö. 54). Çiçi ise batıya doğru giderek Tanrı Dağları, Isık Göl havalisi, Tarbagatay bölgesindeki Ogurları ve Kırgızları hâkimiyetine aldı. Çi-çi devletinin ağırlık merkezini Moğolistan’daki merkezini Çu- Talas nehirlerine kaydırarak surlarla çevrili yeni bir başkent inşa ettirir. Tür-kistan bölgesinin neredeyse tamamını hâkim olan Çi-Çi nin hâkimiyeti uzun sürmedi, Çinlilerle giriştikleri bir mücadelede (M.Ö: 36) Çi-Çi, oğulları, hatunları ve saray mensunbu 1518 kişi şanlı bir mücadele sonrasın-da katledilmişlerdir. Böylece Ho-han-yeh ile Çiçi’nin mecliste tartışması sonucu Hun birliği bölünmüş, Çi-Çi batıda yeni bir devlet kurmuştur.

Çin etkisindeki Güney-Hunlarının dahi orduyu (başkentini) Orhun bölgesine nakletmeyi de (M.Ö. 43) bu mecliste tartıştığı bilinmektedir.

Avrupa Hun Devleti ile Bizans Devleti arasındaki siyasi münasebetlerde önemli bir yeri olan 448 yı-lındaki elçilik heyeti, Hun meclisi ile alakalı da bize bilgiler sunmaktadır. Bizans elçilik heyetinde yer alan ve daha sonra ülkesine dündükten sonra Hun ülkesinde gördüklerini, yaşadıklarını, Attila’nın huzurunda şahit olduklarını kaleme alan Priskos Bizans’ın gönderdiği teklifleri değerlendiren bir Hun “seçkinler meclisi (lo-gades)’nden bahsetmektedir.

Yine IV. Yüzyılın önemli Bizans müelliflerinden Marcellinus adlı Bizans tarihçisi Hunlar hakkında bilgi verirken şöyle der: “Attila iktidarı şiddete dayanmıyordu ve kararlarını mecliste almak mecburiyetindeydi.”

Kuruluş aşamasında Türk sosyal ve devlet özelliği taşıyan Tabgaç devletinde de V. yy’da “Devlet ve Nazırlar Meclisi” adı verilen bir meclis vardı. Tabgaç hükümdarı T’ai-wu, ülkesinde Budizm propagandası-nı yasaklama kararıpropagandası-nı, başbakapropagandası-nın yardımı ile devlet meclisinde (ta-kuan=toygun=meclis üyesi) aldırmıştır.

Bilindiği üzere bu devlet ilerleyen zamanlarda Türklük vasfını yitirerek Çin etkisi ve hâkimiyetine girerek Çinlileşmiştir.

VI. yüzyılın ortalarında kurulan Gök-Türkler Hakanlığında da meclis vardı. Nitekim Hakan Bilge (716-734)’nin ileri sürdüğü iki teklif (Gök Türk şehirlerinin etrafının surlarla çevrilmesi ve Budizm ile Taoizmin ülkede propagandasının yapılabilmesi) meclis tarafından tasvip edilmemiştir, reddedilmiştir.

Hazarlarda “İhtiyarlar Meclisi” vardır ve aynı meclis Peçenek, Oğuz ve Tuna Bulgarlarında da

mevcut-tur. Aynı meclisi Uygurlarda da görebiliriz. Devlette başa geçecek hükümdarın hükümdar soyundan olma-masından dolayı meclis, hükümdar soyundan olan bir generali başa getirmiştir. Tuna Bulgar devletinde de

“millet meclisi” bulunmakta idi.

IX. asrın başlarında Bulgar hakanı Krum Han, İstanbul’u kuşatmadan önce kararı mecliste almıştır.

Mecliste yine karar alınarak üzüm bağları sökülmüş, içki yasaklanmıştır. Peçeneklerde mühim kararlar mec-liste (komenton ?) alınırdı. Oğuzlarda millet işleri “tirnek” (dernek)’lerde müzakere edilirdi. Gürcü kraliçesi Thamara’nın ilk hükümdarlık yılında (1184) ordunun Türkler elinde olduğu sırada Kıpçak başbuğu Kutlu Arslan “devlet istişare meclisi” kurdurtmuştur.

12 Hayvanlı Türk takviminin tespiti konusunun da hükümdar tarafından “milletle müzakere konusu”

yapıldığına dair rivayetler vardır. Unutulmamalıdır ki hükümdarın meclise teklif vermeye yetkisi var; ancak meclisin onayını almak zorundadır.

Diğer milletlerdeki meclisler ile Türklerdeki meclisi karşılaştıracak olursak;

Çin Meclisi: Çin kaynağı der ki “Bu müşavirler meclisinin imparatorun yanında hiçbir önemi yoktu.”

Bununla beraber halkı temsil eden kimsenin o meclise katılma hakkı da yoktu.

Roma: Birden fazla meclis vardır. Asillerin meclisi ön plandadır. Krallık döneminde ise “İhtiyarlık Meclisi” ortaya çıkmıştır ve sonradan “Senato” adını alır. İhtiyarlar meclisi Patrikiler ve Plebler sınıfından oluşuyordu. Kayd-ı hayatla kral tarafından seçilirlerdi.

Eski Yunan: Birden fazla meclis vardır. Beşler, Beş Yüzler, Arhonlar, Drakonlar vs… gibi meclisleri vardır. Bunlar sınıfların meclisleridir ve vatandaş sınıfının meclisi kralı bağlamaz.

İran Meclisi: meclislerde kralı kontrol yetkisi olmadığından, kralın ağzından çıkan kanundur.

Moğol: Kurultay adlı meclisleri vardır. Yalnız Cengiz Han ve ailesi katılır. Çıkan karar Moğol hanını bağlamaz.

SONUÇ

Sekizinci haftada Türklerde meclisin görevleri ve tarih boyunca meclis ile ilgili çalışmalardan örnekler anla-tılmıştır.

KONUYA İLİŞKİN SORU ÖRNEKLERİ

1) Hangisi meclisin aslî üyelerinden biri değildir?

a- Hatun

b- Hakan

c- Yabgu

d- Askerî yüksek görevliler

e- Elçiler

2) Hangisinde meclise kurultay adı verilir ve mecliste alınan kararlar hanı bağlamaz?

a- Eski Yunan

b- Moğol

c- Çin

d- Roma

e- Hint

YANITLAR: 1- e, 2- b

BİBLİYOGRAFYA

Baykara, Tuncer, Türk Kültür Tarihine Bakışlar, Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığı Yayınları, An-kara 2001.

Koca, Salim, Türk Kültürünün Temelleri- 1, Damla Neşriyat, İstanbul 1990.

Togan, Zeki Velidi, Umumi Türk Tarihine Giriş, Enderun Kitabevi, İstanbul 1981.

Kafesoğlu, İbrahim, Türk Milli Kültürü, Ötüken, İstanbul 2007.

Çandarlıoğlu, Gülçin, İslam Öncesi Türk Tarihi ve Kültürü, Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı, İstanbul

2003.

Kafesoğlu, İbrahim, “Tarihte Türk Adı”, Türkler Ansiklopedisi, s. 308-315.

Kafesoğlu, İbrahim, Eski Türk Dini, Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara 1980.

Tanyu, Hikmet, İslamlıktan Önce Türklerde Tek Tanrı İnancı, A.Ü.İ.F. yayınları, Ankara 1980.

M. Emin Yolalıcı, Türk Tarihinin Kaynakları, Samsun 2006.

Varis Çakan, Orta Asya Türk Tarihinin Kaynakları, Binyıl Yayınevi, Ankara 2009.

Muharrem Ergin, Orhun Abideleri, Boğaziçi Yayınları, İstanbul 2008.

Mualla Uydu Yücel, İlk Rus Yıllıklarına Göre Türkler, TTK, Ankara 2007.

Abdulkadir İnan, Makaleler ve İncelemeler I-II, TTK, Ankara 1998.

Mualla Uydu Yücel, “ Kuman- Kıpçaklar’ın Tarihinde İgor Destanı’nın Yeri ve Önemi”, Belleten, LXX, 258, Ağustos 2006.

Saadettin Gömeç, “ İslam Öncesi Türk Tarihinin Kaynakları Üzerine”, Tarih Araştırmaları Dergisi, 20/31, 1999-2000, Ankara 2000.

İsmail Mangaltepe, Bizans Kaynaklarında Türkler, Doğu Kütüphanesi Yayınları, İstanbul 2009.

Saim Sakaoğlu- Ali Duymaz, İslamiyet Öncesi Türk Destanları, Ötüken, İstanbul 2003.

Yusuf Has Hacib, Kutadgu Bilig, çev. Reşit Rahmeti Arat, TTK, Ankara 2003.

Kaşgarlı Mahmud, “Divan-ı Lügat-it Türk Tercümesi”, çev. Besim Atalay, TDK, 1986.

Abdülkadir Donuk, Eski Türklerde Askerî İdarî Unvan ve Terimler, Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı Yayınları, İstanbul 1989.

9. Hafta e-Ders Kitap Bölümü

ÖZET

Bu hafta Türklerin tarih sahnesine çıkışlarından itibaren var olan ordu sistemleri anlatılacaktır. Bunun ya-nında Türklerin tarih boyunca savaşlarda kullandıkları silahlara ve savaş taktiklerine de yer verilecektir.

III. HAFTA