• Sonuç bulunamadı

11.Hafta e-Ders Kitap Bölümü

A) ORHUN KİTABELERİ, YENİSEY YAZITLARI VE DİĞER YAZITLAR 1- Tarihçesi

2- Gök-Türk Abidelerinin Bulunması Ve Üzerinde Yapılan Çalışmalar

1889’da Aspelin’in “Yenisey Yazıtları” adı ile neşrederek son noktayı koyduğu Yenisey yazıtları üze-rindeki çalışmalar devam ederken 1889’da Rus Coğrafya Cemiyeti adına Moğolistan’da araştırmalar yapma-ya gönderilen N.M.Yadrintsev, Urga (Ulan-Bator)’yapma-ya 400 km. Karakurum ve Karabalgasun harabelerinden ise 60 km. kadar uzakta, Orhon nehrinin kıyısı ile Koço-Tsaydam gölü civarında Köl Tigin ve Bilge Kağan abidelerini bulmuştur. Bunun üzerine Fin-Ogur Cemiyeti A.O. Heikel başkanlığında bir heyeti 1890 yılında Koço-Tsaydam bölgesine göndererek kopyelerini aldırmıştır. Heikel tarafından değerlendirilen bu yazıtlar-dan Köl Tigin yazıtı G.Gabelentz, Bilge Kağan ve Kara Balgasun yazıtları ise G.Deveria tarafınyazıtlar-dan Çinceye tercüme edilmiştir.

O.Donner, Fin-Ogur Cemiyeti tarafından hazırlanan Köl Tigin ve Bilge Kağan yazıtlarının kalıp kop-yalarını ve resimlerinin yer aldığı albümü 1892 yılında Londra’da sunmuştur.

Bu gelişmeler üzerine Petersburg İlimler Akademisi 1891 yılında Radloff başkanlığında bir heyeti Or-hon bölgesine göndermiştir. Radloff elde edilen bilgileri seri halinde yayımlamıştır.

Orhon’da bulunan taşların Fin ve Rus atlaslarında neşri ve bu taşların Çince metninden anıtların Türk Kağan ve Tiginlerine ait olmasının anlaşılması üzerine yazıtlar üzerindeki alfabenin çözümü için uzmanlar arasında bir yarış başlamıştır. Yazıtların çözümü ilk kez, metinlerin Türkçe olduğunu düşünen Danimarkalı V.Thomsen (1842-1927) tarafından gerçekleştirilmiştir. Thomsen’in yazıtları 25 Kasım 1893 yılında bir saat içinde çözdüğü ifade edilmektedir. Thomsen yazıtları okuduğunu bir mektup ile Radloff’a bildirir ve çözüm-leri gönderir.

Gök-Türk alfabesinin 11 harfini çözen Radloff, Thomsen’in gönderdiği alfabe yardımıyla metinleri okumayı başarmış ve 1895 yılında meşhur eserini yayımlamıştır.

V.Thomsen 1896 yılında Orhon Yazıtları adı altında yaptığı çevirileri yayımlamıştır. Bu çalışma Rad-loff’un eserinden daha değerlidir. Thomsen metinlerin daha doğru tercümesini ve çok değerli açıklayıcı notla-rı ile birlikte eserini ortaya koymuştur. Bu çalışmalar devam ederken yeni yazıtlar da bulunmuştur. Botanikçi N.Z.Klements Kuzey Moğolistan’ın bitki örtüsünü incelerken Ulan-Bator’a 66 km uzaklıkta Bain-Tsokto mev-kiinde Tonyukuk yazıtlarını bulmuştur.

Radloff, Tonyukuk yazıtları hakkında 1898 yılında bir ön rapor hazırlamış, 1899’da da yazıtların trans-kripsiyon ve tercümelerini yayımlamıştır. Radloff 1894 ile 1899 yılları arasında 40 Yenisey, 10 Hoytu Tamir ve 6 Moğolistan (Köl Tigin, Bilge Kağan, Ongin, İhe Aşete, İhe Hanin nur ve Tonyukuk) olmak üzere toplam 56 yazıtı ilk okuyan, ilk tercüme eden, sözlüklerini ve gramerini yapan, yeni anıtları çeşitli yönleriyle değerlen-diren bir rehber olmuştur.

Türkiye’de ise Gök-Türk harfli metinler üzerine ilk çalışma Thomsen’in eserinden istifade edilerek, Şemseddin Sami tarafından yapılmış ancak yayımlanmamıştır.

İstanbul Darülfünunu’nun “Türk Lisanı Tarihi” öğretim üyesi olan Necib Asım (Yazuksuz) 1897 yı-lında “En Eski Türk Yazısı” adı ile 35 sahifelik yayınında Gök-Türk harflerini tanıtmıştır. Yine N. Asım 1925 yılında “Orhun Abideleri” adlı eserini yayımlamıştır.

Daha sonra Ragıp Hulusi Özdem, ardından 1930’lu yıllarda Nihal Atsız, Hüseyin Namık Orkun Or-hun ve Yenisey Yazıtları üzerinde değerli çalışmalar ortaya koymuşlardır. Yakın dönemlerde Osman Nedim Tuna, Talat Tekin, Muharrem Ergin, Osman Fikri Sertkaya ve Cengiz Alyılmaz abideler hakkında yeni eserler yayımlamışlardır.

a- Köl Tigin Yazıtı

Bugün Arhangay Aymag’ın Koçho Tsaydam bölgesinde bulunan Köl Tigin yazıtı, Köl Tigin’in 731 yı-lında ölümünden sonra 732 yıyı-lında ağabeyi Bilge Kağan tarafından diktirilmiştir. Köl Tigin adına yaptırılan külliyenin bir parçası olan yazıtın yüksekliği 331 cm; genişliği ise (doğu ve batı yüzeyleri) 138 cm- (güney ve kuzey yüzeyleri) 41 cm.dir. Dört cepheli yazıtın doğu yüzünde 40; güney ve kuzey yüzlerinde 13’er satır Gök-Türk harfli Gök-Türkçe metin vardır.

Köl Tigin yazıtında Gök-Türk tarihine ait olaylar, Bilge Kağan’ın ağzından nakledilerek birlik, bütün-lük mesajı verilmektedir.

Köl Tigin yazıtının doğu yüzünden ayrıntılar: Yazarı Bilge Kağan olan yazıtta, Çinlilerin hediyelerle ve güzel sözlerle insanları kandırarak fenalıklar yaptıkları belirtilerek, bunlara karşı uyanık olunması gerek-tiği üzerinde durulmaktadır. Köl Tigin yazıtının doğu yüzünden ayrıntı: Bilge Kağan Türk milletine tarihi uyarılarının yanı sıra, sonraki nesillerin dahi istifade edebileceği önemli tavsiyelerde bulunur: “Türk milleti Ötüken ormanında oturursan sonsuza kadar devlet sahibi olacaksın”. “Üstte gök çökmedikçe, altta yer delin-medikçe, ey Trük milleti senin ilini töreni (devlet düzenini) kim bozabilecek? Türk milleti aklını başına topla, aslına dön!”. “Türk milleti birlik olduğunda güçlü devlet olacağını buraya kazıdım, birlik beraberlik içinde olmadığında öleceğini de buraya kazıdım.”

Yazıtın batı yüzünde, dönemin T’ang İmparatoru’nun Köl Tigin’in ölümü dolayısıyla gönderdiği ve ev-renin düzeninden, Köl Tigin’in saygın kişiliğinden, barışın öneminden bahseden Çince mesajına yer verilmiş-tir. Yazıtın batı yüzünde Çince yazıların dışında sonradan eklenmiş Gök-Türk harfli iki satır bulunmaktadır.

Yazıtın doğu, kuzey ve güney yüzlerinin yazıcısı Yollug Tigin’dir. Yazıtta Yollug Tigin’e ait ifadeler bu-lunmaktadır. (güney yüz 13. satır)

Batı yüzünün yazıcısı ise T’ang İmparatoru Hiuan Tsong’ın yeğeni Çang Sengün (General Çang)’dür.

Yazıt 1300 yıllık zaman diliminde önemli ölçüde tahrip olmuştur. Orijinalinde kaplumbağa kaide üze-rinde bulunan yazıt, bu kaidenin de parçalanması üzerine 1911 yılında, sunak taşından kesilen granit bir blok üzerine oturtulmuştur.

Köl Tigin anıt mezar külliyesinde yazıt dışında yazıta ait bazı parçalar, kaplumbağa kaide, sunak taşı insan heykelleri, koç heykelleri, taşbabalar, balballar, döşemeler, kiremitler, tuğlalar ve künkler bulunmuştur.

b- Bilge Kağan Yazıtı

Bilge Kağan’ın ölümünden sonra, oğlu Tengri Kağan tarafından 735 yılında diktirilmiştir. Köl Tigin yazıtıyla şekil, yapı ve muhteva açısından büyük benzerliklere sahiptir. Muhtemelen Bilge Kağan ölümünden önce adına diktirilecek yazıtın metinlerini önceden hazırlamıştır.

Kaplumbağa şeklinde bir kaide üzerine oturtulmuş olan yazıt, yaklaşık 369 cm yüksekliğinde 126 cm genişliğinde ve dört cephelidir. Yazıtın doğu yüzünde 41, kuzey ve güney yüzlerinde 15’er satır Gök-Türk harfli Türkçe metin bulunmaktadır. Batı yüzünde Çince bir metnin yanında, üst kısmın ortalarına da Türkçe manzum metin yazılmıştır.

Güneydoğu, güneybatı ve batı yüzlerinde de yine Gök-Türk harfli metinler yer almaktadır. Yazıtta olayları nakleden, öğütler veren yine Bilge Kağan’dır. Yazıta Köl Tigin’in ölümünden sonra meydana gelen olaylar da ilave edilmiştir. Yazıtın Gök-Türk harfli kısımlarının yazıcısı Yollug Tigin’dir. Yazıtın güney yüzün-de Tengri Kağan’a; güneybatı yüzünyüzün-de ise Yollug Tigin’e ait ifayüzün-deler bulunmaktadır. Bilge Kağan anıt mezar külliyesinde yazıta ait parçalar, kaplumbağa kaide, sunak taşı, insan heykelleri, koç heykelleri, balballar bu-lunmuştur.

Yazıt’a ait dört büyük parça Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi Başkanlığı’nın Koçho Tsaydam bölge-sinde yaptırdığı Depo-Müze-Kazıevi binasında koruma altına alınmıştır. Yüzyılı aşkın bir süredir açık alanda her türlü tahribata maruz kalarak parçalanan Bilge Kağan yazıtı Depo-Müze-Kazıevi binasında yeniden di-kilmiştir.

c- Bilge Tonyukuk Yazıtları

Bilge Tonyukuk yazıtları Moğolistan’ın Bayn Tsokto (Bayn Çokto) bölgesinde bulunmaktadır. Bu yazı-tın Orhun Irmağı civarında olmamasına rağmen Köl Tigin ve Bilge Kağan yazıtları ile birlikte Orhun yazıtları adı altında anılmasının sebebi, aynı döneme ait olması ve aynı konuları ihtiva etmesinden kaynaklanmakta-dır.

Köl Tigin ve Bilge Kağan yazıtlarından yaklaşık 360 km. uzakta, Tola Irmağı’nın yukarı yatağındaki Bayn Tsokto bölgesinde bulunan Tonyukuk yazıtları, II. Gök-Türk Kağanlığı döneminin büyük veziri, ku-mandanı ve danışmanı Bilge Tonyukuk’un ölümünden önce bizzat kendisi tarafından diktirilen dört cepheli iki yazıttan oluşmaktadır.

Birinci yazıt 243 cm; ikinci yazıt ise 217 cm. yüksekliğindedir. Birinci yazıtta 35, ikinci yazıtta 27 satır Gök-Türk harfli Türkçe metin bulunmaktadır.

Yazıtların dikiliş tarihi kesin olarak bilinememektedir. Araştırmacıların bir kısmı bu tarihi 720-725 ola-rak gösterirken, bir kısmı ise 732-734 tarihini işaret etmektedirler. Bilge Tonyukuk yazıtlarında, tıpkı Köl Tigin ve Bilge Kağan yazıtlarında olduğu gibi Gök-Türk dönemine ait tarihi hadiseler bizzat Tonyukuk’un kendisi tarafından anlatılmaktadır. Tonyukuk tarihi hadiseleri naklederken birlik bütünlük mesajları verir;

devletin başındakilerin bilge danışmanlara sahip olmaları ve onlarla uyum içinde çalışmaları halinde büyük işler başaracaklarını vurgulamaktadır.

Tonyukuk yazıtları açık alanda bulunmaları ve ciddi bir korumadan mahrum olmaları yüzünden, her iki yazıtta da bozulma, aşınma, dökülme ve yağlanmalar olmuştur. Mezar külliyesinde yazıt dışında sunak masasına ait işlemeli taşlar, insan heykelleri, balballar, döşemeler, künkler bulunmaktadır. Ancak bu kalıntı-ların çoğu 1897, 1909, 1925 ve 1957 yılkalıntı-larında yapılan kazılarda tahrip olmuştur.

d- Önemi

Abidelerin en önemli özelliği Türk milletinin isminin geçtiği ilk Türkçe metin olmasıdır.

Tarihte Türklerin bıraktığı en önemli bilgi hazinesi ve kaynağıdır.

Abideler’de Kağanlar kendi özeleştirilerini yapmakla beraber, devletle milletin karşılıklı vazifeleri üze-rinde durulmaktadır.

Devletteki nizam, töre, medeniyet ve kültürün varlığının ispatı olan abideler, aynı zamanda Türk ede-biyat tarihinin de en büyük vesikalarıdır.

Yazı dilinin, hitabet sanatının ve de üslubun mükemmel olduğu, bir kavmi millet yapabilecek güçteki muhtevası ile de değerli bir hazine hükmündedir.

Aynı zamanda da Türk edebiyatının ilk eserleridir. Türk hitabet sanatının erişilmez şaheseri konu-mundadırlar.

Türk yazı dilinin başlangıcını miladın ilk yıllarına götüren bir delil niteliğindedirler.

Türk ordusunun kuruluşunu asırlarca önceye götüren vesikalardır.

Dünyanın en büyük meselelerinden biri olan Çin hakkında asırlarca önceden gelen Türk uyarılarının belgeleridir.

Yukarıda saydığımız kitabeler bunlardan en önemlileri olup diğer kitabeler ise şu şekilde sıralanabilir:

Bugut Yazıtı

I. Gök-Türk Kağanlığı dönemine ait olan ve bugün Arhangay Aymag’ın şehir merkezi Çeçerleg’deki müzenin bahçesinde bulunan Bugut yazıtı, Bayn Tsagaan bölgesinden (Bugut dağının 10 km. doğusundaki ovaya inşa edilen mezar külliyesinden) getirilmiştir.

Yazıtın doğu yüzünün tepelik kısmında “kurttan süt emen çocuk tasviri” bulunmaktadır. Soğdça ve Brahmi harfli Sanskritçe metinlerden oluşan Bugut yazıtın dört yüzünde de yıpranma, aşınma ve dökülmeler meydana gelmiştir.

Çoyr Yazıtı

Çoyr yazıtı, Dundgovi Aymag’ın Çoyr bölgesindeki Sansar dağı mevkiinden getirilerek Ulanbatar Ta-rih Müzesi’ne konulmuştur. Bu yazıt 108 X 140 cm ölçüsünde bir taşbaba üzerine kazılmıştır. 687-692 yılları-na tarihlendirilen yazıtın üzerinde Gök-Türk harfli satırların dışında iki (dağ keçisi ve yılanlı) damga bulun-maktadır.

Köl İç Çor Yazıtı

Bugün Töv Aymag’a bağlı Delgerhaan Sum’un Höşööntal bölgesindeki İh Höşööt mevkiinde bulunan ve II. Gök-Türk kağanlığı döneminde (tahminen 720-725 yılları) dikilen Köl İç Çor yazıtı, Gök-Türk harfleriyle yazılmış dört cepheli bir taştan ibarettir.

29 satırdan oluşan yazıtta adı Bilge Kağan yazıtında da geçen Tarduş lideri (Bilge) Köl İç Çor’un mü-cadeleleri anlatılmaktadır. 195 X 65 X 20 cm boyutundaki yazıt, 160 X 140 cm boyutunda iki parçadan oluşan bir kaide içerisine yerleştirilmiştir.

Yazıtın da içinde yer aldığı anıt mezar külliyesinde 8 adet insan heykeli, 5 adet aslan ve koç heykeli, sunak masasına ait işlemeli taşlar ve balballar bulunmaktadır. Açık alanda ve korumasız olan eserlerin hepsi önemli ölçüde tahrip olmuştur.

Hoyd-Tamir Yazıtları

Hoyd-Tamir yazıtları, Tamir ırmağının kuzeyinde, İh Tamir Sum’un 2 km doğusunda bulunan 30 m yüksekliğindeki kaya kütlesinin farklı bölgelerine “boya” ile yazılmış Gök-Türk harfli Türkçe metinlerden oluşmaktadır.

Gök-Türk ve Uygur dönemlerinin farklı zamanlarında, birbirlerinden farklı yazı stilleriyle yazılan ve farklı konuları içeren birer, ikişer satırlık yazıtların tespit edilebilenlerinin sayısı 20-25 civarındadır. Bir kıs-mının üzerine sonraki dönemlerde farklı alfabelerle farklı dillerde yazılar yazılmış, bir kısmı ise tarihi süreç içerisinde silinmiş yalnız bir iki harfi sağlam kalabilmiştir. Kaya üzerine boya ile yazılmış Gök-Türk harfli Hoyd-Tamir yazıtlarından genel ve ayrıntılı görüntüler.

Karabalgasun Yazıtları

Moğolistan’daki tarihi Uygur şehir ve kalıntıları, Türk Kültür ve Medeniyetinin en önemli tanıklarıdır.

Arhangay Aymag’a bağlı Hotont Sum sınırları içinde kalan Karabalgasun, hem coğrafi konumu, hem yapı özellikleri hem de barındırdığı eserler açısından önem arz etmektedir. Orhun Yazıtlarının bulunduğu Koçho Tsaydam bölgesine 28 km güneybatıda bulunan şehir, “Ordu Balık” ve “Han Balık” adlarıyla da anılmaktadır.

Şehrin kalıntıları içinde kağanlık sarayı, surlar, gözetleme kuleleri, bina kalıntıları, mezarlar, yazıtlar, dikili taşlar, sütunlar, heykeller ve kullanım eşyaları bulunmaktadır. Tarihi Karabalgasun şehrine ait pek çok kalıntı bölge halkı tarafından bina yapımında kullanılmış, bir kısmı ise yetkililer tarafından müzelere taşın-mıştır.

I. Karabalgasun Yazıtı: Karabalgasun’un 1 km güneyinde bulunan yazıt, Uygur Kağan-lığı döneminde dikilmiş Gök-Türk harfli bengü (ebedi-sonsuz taş) taşlarımızdan biridir. 5 satır-dan oluşan yazıtın tepe kısmında ejder tasvirlerine yer verilmiştir. Yazıt parçalanmış durumda-dır.

II. Karabalgasun Yazıtı: Arhangay Aymag’a bağlı Hotont Sum sınırları içinde kalan