• Sonuç bulunamadı

Münhasır Ekonomik Bölgenin Sınırlandırılması

1.4. DENİZ YETKİ ALANLARININ SINIRLANDIRILMASINDA

1.4.1. ULUSLARARASI HUKUKUN ASLİ VE YARDIMC

1.4.1.1. Uluslararası Andlaşmalar

1.4.1.1.2. Münhasır Ekonomik Bölgenin Sınırlandırılması

Münhasır ekonomik bölge sınırlandırılması kıta sahanlığı sınırlandırılması için kabul edilen kural ile aynı şartları içermektedir. Kıyıdaş devletlerin çıkarları ile kıyıdaş olan veya olmayan devletlerin çıkarları arasında uyuşmazlık çıkarsa, bu uyuşmazlık hakkaniyet prensibine dayanarak hem taraflar adına hem de uluslararası toplum için önemi düşünülerek çözüme varılması gerektiği söylenmektedir. Getirilen kurallarda vurgulanan uluslararası hukuk ve hakça çözüm kavramları, tam olarak somutlaşamamış bir sınırlandırma sürecini ortaya çıkarmaktadır. Bu bağlamda sınırlandırma konusunda 1982 BMDHS getirdiği kuralların yorumlanmasını daha çok uluslararası yargı organlarının

67 Kaya, 2016, s.31.

68

Malcolm Shaw “International Law”, Cambridge University Press, New York, 2008, s.590. 69

Akkutay, age, s.13. 70

1969 Kuzey Denizi Kıta Sahanlığı Uyuşmazlığı: Federal Almanya-Hollanda ve Danimarka arasındaki bir deniz uyuşmazlığıdır. Sorun kıta sahanlığı yan sınırının belirlenmesinde Hollanda ve Danimarka’nın Cenevre Sözleşmesi’nin 6.maddesinde vurgulanan eşit uzaklık ilkesini uygulanmasını istemesi, Federal Almanya’nın ise buna karşı çıkışı ile başlamıştır. Ayrıntısı Uluslararası Deniz Hukukunda Önemli Davalar başlığı altında verilmektedir.

39

yetkisine bıraktığı söylenebilir.72 1982 BMDHS’in devletlerin münhasır ekonomik bölge alanlarının sınırlandırılmasına ilişkin ortaya koyduğu kuralları bulunmaktadır. Buna göre; Kıyıları karşılıklı veya yan yana olan devletlerin arasındaki MEB sınırlandırılmasına ilişkin;

Kıyıları karşılıklı veya yan yana olan devletlerin arasındaki münhasır ekonomik bölge sınırlandırılması hakça çözüm bulmak amacıyla UAD Statüsü’nün 38. maddesi hükmünde belirtilen uluslararası hukuka uygun bir anlaşma ile belirlenecektir.

Uygun bir zaman diliminde anlaşma sağlanamazsa ilgili devletler Sözleşme’nin XV. kısmına başvuracaklardır.

İlgili devletler bu zaman dilimi boyunca birbirleriyle işbirliği içinde çaba sarf edeceklerdir.

İlgili devletlerarasında yürürlükte bir anlaşma varsa eğer sınırlandırma sorunları o anlaşma hükümlerine göre uygulanacaktır.73

Kıyı devletinin 74. maddeye göre çizilen dış sınırın haritalar ile gösterilip, koordinatlarının Birleşmiş Milletler Genel Sekreterliği’ne bildirilmesi gerekmektedir.

Sözleşme’ye göre münhasır ekonomik bölgenin, kıyıdaş devletler arasında karşılıklı anlaşma yoluyla hakça çözüm getirecek şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Bunun yanında MEB için önemli olan münhasır ekonomik bölgenin saptandığının ilan edilmesidir. Çünkü devlet kendiliğinden bu alana sahip değildir.74

Bu yüzden kıyıdaş devletin MEB ilan ettiğine dair deniz alanını gösterir haritalar ve coğrafi koordinatlar paylaşılması ya da anlaşmaya dair belgelerin, BM Genel Sekreteri’ne bildirilmesi gerekmektedir.75 MEB kavramı, 1982 BMDHS ile uluslararası hukukta bir yapılageliş kuralı haline gelmiştir. Uluslararası Adalet Divanı’nın pek çok davada MEB kavramına ve sınırlandırılmasına ilişkin kurallara atıf yaparak devletler pratiğinde uluslararası örf ve adet hukuku kuralı haline geldiğini kabul etmesi, bu kavrama önemli bir dayanak noktası oluşturmuştur.

72 Yunus Emre Açıkgönül, Deniz Yetki Alanlarının Hakça ilkeler Çerçevesinde Sınırlandırılması, Legal Yayıncılık, İstanbul, Kasım 2012, s.29.

73 1982 Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi ,http://denizmevzuat.udhb.gov.tr/dosyam/denizhukuku.pdf , Erişim Tarihi: 27.07.2019.

74 Sur, age, s.379. 75 Pazarcı, age, s.285.

40

MEB ile kıta sahanlığının sınırlandırılmasında münhasır ekonomik bölgeye ilişkin kuralların kıta sahanlığını kapsamakta olduğunu vurgulamak gerekmektedir. Kıta sahanlığı kıyı devletinin kendi coğrafik yapısına göre ve uzantısına göre saptanmaktadır. Ancak MEB açısından önemli olan coğrafi yapı değil, belli bir uzaklığa kadar olan kısmın belirlenerek o alandaki doğal kaynak üzerinde kıyı devletini münhasır olarak hak sahibi yapmaktadır. MEB ilan eden bir devlet için kıta sahanlığı için var olan hakları da otomatik olarak münhasır ekonomik bölge içinde yer almış olacaktır. Neticede kıta sahanlığının sınırlandırılması konusunda coğrafi ve jeolojik özelliklerin önemi varken, münhasır ekonomik bölge için mesafe daha önemlidir.76

1982 BMDHS’nin deniz yetki alanlarının sınırlandırılmasına yönelik getirdiği kuralların yanında, uluslararası hukukta devletler arasında çıkan uyuşmazlıkların nasıl çözüleceği ve hangi referanslara dayanılarak barışçıl bir çözüm yolu bulunulacağı Uluslararası Adalet Divanı Statüsü’ nün 38. maddesi ile düzenlenmiştir. Hükmün içeriği ise;

Kendisine sunulan uyuşmazlıkları uluslararası hukuka uygun çözmekle yükümlü olan Divan:

Uyuşmazlık durumunda olan devletler tarafından açıkça kabul edilmiş kuralları koyan, genel ve özel milletlerarası anlaşmaları,

Hukuk olarak kabul edilmiş genel uygulamanın ispatı olarak bilinen uluslararası yapılageliş kurallarını,

Uygar toplumlar tarafından kabul edilen genel hukuk ilkelerini,

59. madde kuralının saklı tutmak üzere, hukuk kurallarının belirlenmesinde yardımcı kaynak olarak yargı kararlarını ve çeşitli ulusların en yetkin yazarlarının öğretilerini uygular.77

Hükümlerde taraflar arasında anlaşılmış ise Divan’ı hak ve nisfet ile karar verme yetkisine zarar getirmez.78

UAD Statüsü’nde anlaşma, yapılageliş ve hukuk genel ilkeleri ile uyuşmazlık durumların da uygulanacak ilkelere yer verilmiştir.

76

Burak Şakir Şeker, “Deniz Alanlarının Sınırlandırılması Ve Akdeniz Güvenliği”, Uluslararası Orta Doğu Kongresi Bildiri Kitabı, 2012, s.115, 128.

77 Yücel Acer; İbrahim Kaya, “Uluslararası Hukuk Temel Ders Kitabı” Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu, Ankara, 2010, s.30.

41

Sonuç olarak her iki sözleşmede, ortaya koyduğu hükümler bağlamında deniz yetki alanlarının sınırlandırılması sorununun, taraflar arasında yapılacak bir anlaşma ile çözülmesini uygun bulmaktadır. Ancak aradaki fark açısından bir çizgi çekmek gerekirse, 1958 Cenevre Sözleşmesi sınırlandırmayı; anlaşma, eşit uzaklık, özel şart özelinde hukuka uygun bir düzenleme sunmuştur. 1982 BMDHS ise, taraf devletler arasında yapılacak sınırlandırmaların anlaşma yoluyla ve hakkaniyet çerçevesinde yapılmasını öngörmüş ve aynı zamanda yapılageliş kuralı halini de almıştır. Doğu Akdeniz bağlamında deniz yetki alanlarının sınırlandırılması sorunun çözümünde ise BMDHS ve getirdiği teamül kuralları dâhilinde tüm kıyıdaş devletlerin üzerinde uzlaştığı bir bölgesel anlaşma mevcut süreçte bulunmamaktadır.79