• Sonuç bulunamadı

İngiltere ve Fransa Kıta Sahanlığının Sınırlandırılması Davası

1.6. ULUSLARARASI DENİZ HUKUKUNDA ÖNEMLİ DAVALAR

1.6.2. İngiltere ve Fransa Kıta Sahanlığının Sınırlandırılması Davası

İngiltere, kendi ulusal yetki alanlarını belirleme çabalarına 1960’lı yıllarda başlamıştır. İngiltere, Kuzey Denizi’ndeki kıta sahanlığı sınırlandırması için öncelikle Norveç ile görüştükten sonra yapılan bir anlaşma ile sınır tespitini tamamlamıştır. Bu anlaşma sonrasında Fransa ile de karşılıklı kıta sahanlığı sınırlandırma görüşmeleri yapılmış ancak herhangi bir olumlu sonuç alınamamıştır. Bu durum neticesinde taraflar 1974 yılında ad hoc bir hakem mahkemesine başvurmuşlardır. Her iki tarafta, 10 Temmuz 1975 tarihinde imzalamış oldukları Hakem Andlaşması çerçevesinde Hakem Mahkemesiden “Greenwich Meridyeni’nin 30 dakika batısından 1000 metre izobatına176 kadar batıya doğru Birleşik Krallık ve Kanal Adalarına ve Fransa Cumhuriyetine ait kıta sahanlıklarındaki kısımlarda sınırlandırmanın seyrini” talep etmişlerdir.177

Buradaki sınırlandırma metodunda orta hat esasına dayalı olarak anlaşmaya varılmıştır. Her iki devlet de 1958 Cenevre Kıta Sahanlığı Sözleşmesi’ne taraftır. Sorun, Fransa’nın sınırlandırma alanında mevcut bazı özel şartlarının olduğunu öne sürerek, 1958 Cenevre Kıta Sahanlığı Sözleşmesi’nin 6. maddesine dair çekincesini ortaya koymasıdır. Fransa, Plymouth’un güneyinde kalan Edystone Kayalıkları, Fransız kıyılarına yakın olan Kanal Adaları ve İngiltere’nin Cornwall bölgesinin güneyinde kalan Scilly Adaları’nın sınırlandırmayı etkileyen coğrafi unsurlar olduğunu ve sınırlandırma sürecinde dikkate alınmasını talep etmiştir.178

Bu bağlamda Fransa’nın görüşleri şöyle ifade bulmuştur: 1. Bu davaya her iki ülkenin de taraf olduğu ancak Fransa’nın bazı çekincelerinin

olduğu 1958 Cenevre Kıta Sahanlığı Sözleşmesi’nin uygulanmasının doğru olmadığını,

2. Aynı zamanda dava sürecinde, hakkaniyet ilkeleri ve teamül kuralları ile doğal uzantı kavramına önem verilmesini,

175

Koç, age, s.37.

176İzobat: Eşit derinlikteki yerlerden geçirilen eğri, Coğrafya Dünyası, http://www.cografya.gen.tr/sozluk/izobat-4.htm, Erişim Tarihi: 21 Temmuz 2019.

177

Koç, age, s.38. 178 Koç, age, s.38.

70

3. Kanal Adaları’nın olduğu bölgede sınırlandırma, anakaranın esas hatlarının başladığı noktalar dikkate alınarak orta hat esasına göre yapılması gerektiğini savunmuştur. Bu bölgede yer alan İngiliz adalarının etrafında 6 millik bir alan belirlenerek İngiltere’ye verilmesi düşünülmüştür. Fransa, kendi kıyıları ile adalar arasında kalan bölge için de orta hattın temel alınması gerektiğini ifade etmiştir.

4. Fransa’ya göre, Hakem Mahkemesi sadece kıta sahanlığının sınırlandırılması konusunda karar vermeye yetkili olup, karasularına ilişkin karar vermemelidir. 5. İkinci uyuşmazlık olan Atlantik kısmında ise yukarıdaki sınırlandırma

görüşleri çerçevesinde iki ülkenin kıyılarının tam olarak karşı karşıya olmadığı göz önüne alınarak, iki ülkenin kıyı uzunluklarına uygun olarak orantılı şekilde orta hat esasına dayalı ve 1000 metre izobatına kadar süren hattın sınır olması gerektiğini ileri sürmüş ve Fransa’ya ait Quessant Adaları ve İngiliz Scilyy Adaları göz önüne alınmamalıdır.179

Fransa, sınırlandırma sürecinde 1958 Cenevre Kıta Sahanlığı Sözleşmesi’ni hiç göz önüne almamıştır. Fransa, Sözleşme’nin 6. maddesine itirazının olduğunu sınırlandırma sürecinde dikkate alınmasını zorunlu bulmuştur. Fransa, Sözleşme’nin 6. maddesinin kendi sınırlandırma alanına uygulanmamasını savunmuştur. Uygulanması durumunda ise, sadece Kanal Adaları ve Atlantik bölgesindeki coğrafi şartlar, özel şartlar kapsamında düşünülmeli ve özel şartlar kapsamına giren adaların, sınırlandırmaya dahil edilmemesi gerekmekteydi.180 Fransa’nın bu iddialarına karşı İngiltere’nin düşünceleri ise şöyledir:

1. İngiltere’ye göre 1958 Cenevre Kıta Sahanlığı Sözleşmesi, taraflar arasında yürürlükte olan ve bağlayıcılığı bulunan bir sözleşme olup, bir bütün olarak uygulanmalıdır.

2. Fransa’nın ortaya koyduğu çekinceler Sözleşmenin getirdiği hükümlerin uygulanmasına sorun teşkil etmemektedir.

3. Fransa’nın ileri sürdüğü teamül kurallarının uygulanması, sonuca herhangi bir etki etmeyecektir. Çünkü taraf ülkelerin deniz altındaki doğal uzantılarının kendilerine verilmesi, bir tarafın kıta sahanlığının, diğer devletin doğal uzantı alanıyla çakışmasına sebep olmaktadır.

179

Kaya, 2016, s.75.

71

4. İngiltere, Kanal Adaları ile Fransa’nın kara ülkesi arasında kalan alanda eşit uzaklık prensibine uygun olarak sınırlandırmanın yapılmasını ve Atlantik bölgesinde de kendine ait olan Scilly Adaları’nın esas alınarak eşit uzaklık metoduna göre sınırlandırma işleminin yapılmasını istemiştir.

5. İngiltere, Hakem Mahkemesi’nin karasuları hakkında da bir hükmünün bulunması gerektiğini vurgulamıştır.

6. Kanal Adaları’nın beşeri, siyasi ve coğrafi özellikleri dikkate alınarak bu adalara tam kıta sahanlığının verilmesini ifade etmiştir.181

Tarafların belirttikleri görüşlerin temelinde aslında adaların durumu konusunda belirsizlik olduğu görülmüştür. Her iki devlet de, adaların eşit uzaklık ilkesi esasına dayalı olması yönünde ve doğal uzantı konusu bakımından uzlaşır bir anlayış sergilemiştir. Bu bağlamda taraflar, emsal olan 1969 Kuzey Denizi Kıta Sahanlığının Sınırlandırılması Davaları çerçevesinde getirilen hükümlere aykırı hareket etmeyip uyum göstererek kıta sahanlığının jeolojik yapısının devamlılık gösterdiğine ikna olmuşlardır.

1977 Manş Denizi Kıta Sahanlığının Sınırlandırılması Davası’nda tarafların uyuşmazlığın çözümü için gittiği Hakem Mahkemesi, sadece kıta sahanlığının sınırlandırılması hakkında davanın yürütülmesinden sorumlu tutulmuştur. Fakat İngiltere’nin Kanal Adaları’nın, Fransa kara ülkesine bakan kısmı ile Fransa sahilleri arasındaki bölge için karasularının da sınırlandırılması gündeme gelmiştir. Ancak hakemlik anlaşmasına ait hükümlerde, yalnızca kıta sahanlığının sınırlandırılmasına yönelik bir anlaşma olduğu ifade edilmiştir. Fransa, İngiltere’nin bu savlarına karşı, Mahkeme’nin karasularının sınırlandırılması konusunda yetkili olmadığı konusunda görüş bildirmiştir. Mahkeme, Fransa’nın görüşünü destekler nitelikte olup ad hoc mahkemelerin tarafların kendi beyanları çerçevesinde sınırlı bir yetkisinin bulunduğunu ve Hakem Anlaşması’nın gerekçelerine göre, yalnızca kıta sahanlığına ilişkin sınırlandırma tespiti yapacağına karar vermiştir.182

Mahkeme, Fransa’nın iddialarına karşın 1958 Cenevre Kıta Sahanlığı Sözleşmesi’nin 6. maddesinin taraf ülkelerde yürürlüğe girmesinde bir sorun bulunmadığına kanaat getirmiştir. Mahkeme, Kanal Adaları’nın, Fransa’nın iddia ettiği gibi özel durum oluşturduğuna ve bu bölgede teamül kurallarının uygulanması gerektiğine kanaat getirmiştir.183

Ayrıca Mahkeme’ye göre bir davada iki farklı bölge olması sebebiyle

181 Koç, age, s.40. 182

Koç, age, s.41. 183 Kaya, 2016, s.76.

72

farklı kural uygulanması aykırılık teşkil etmemektedir. Bu duruma örnek olarak, 1969 Kuzey Denizi Kıta Sahanlığının Sınırlandırılması Davalarını göstererek eşit uzaklık/özel şartlar ilkesinin ve teamül kuralının aynı sonuca ortak olduğu, aslında önemli olanın sınırlandırmanın hakkaniyet ilkelerine uygun bir şekilde yapılması olduğunu ifade etmiştir.184

Mahkemenin aldığı önemli ve emsal oluşturacak karara ve çözümün temeline uygun olarak “Hakkaniyete uygun bir sınırlandırmayı gerçekleştirmek amacıyla eşit uzaklık metodunun veya diğer kullanılabilecek olan sınırlandırma metotlarının uygulanabilirliği her davanın kendine ait coğrafi ve özel durumlarının dikkate alınmasının örneğidir. Bu bağlamda hangi dava olursa olsun, her biri ayrı olarak değerlendirilip, ister 1958 Cenevre Kıta Sahanlığı Sözleşmesi ister teamül kuralları çerçevesinde sınırlandırma yöntemi, davanın şartları ve sınırlandırmanın hakkaniyet ilkelerine uygun yapılacağı temel kural rehberliğinde yapılmalıdır.” şeklinde getirdiği yorum ile sınırlandırma hukukunun esas kuralını ortaya koymuştur.185

Mahkeme’nin tespitlerine göre Kanal Adaları’nın varlığı, bu bölgede coğrafi bir dengesizlik yaratmakta ve hakkaniyet ilkesi çerçevesinde Kanal Adaları’na eşit uzaklık metodunun uygulanması şartıyla ayrı ve tam bir kıta sahanlığı hakkı verilmesine engel oluşturmaktadır. Ancak Mahkeme, adaları tamamen göz ardı etmemiştir. İngiltere Kanal Adaları ve Fransa kıyıları arasında eşit uzaklık yönteminin uygulanarak sınırlandırma yapılması taraftarıyken, Fransa ise sınırın, taraf ülkelerin ana karaları arasında çizilecek eşit uzaklık çizgisinin sınır olmasını ve Kanal Adaları’na 6 mil genişliğinde etki tanınmasını talep etmiştir. İngiltere, Kanal Adaları’nın büyüklüğüne ve nüfus oranındaki verilere dikkat ederek, Kanal Adaları’na tam kıta sahanlığının verilmesini istemiştir. Ancak adaların bölgedeki coğrafi dengeyi sağlayamamasından dolayı adalar ile anakaralar arasında yapılacak sınırlandırmanın hakkaniyet ilkelerine ters düşeceğinden hareketle, Mahkeme tarafından reddedilerek adalara farklı bir kimlik tanınmamıştır.186

Aynı zamanda Mahkeme, Fransa’nın diğer ilgili şartları olan 12 mil genişliğinde karasularını, aynı genişlikte olan balıkçılık bölgesini, savunma ve güvenlik unsuru olarak kabul edilmesine rağmen dikkate almamıştır. Mahkeme, sınırlandırma yapılacak bölge için, adaların var olmaması halinde anakaralar arasında çizilecek sınırı, adaların varlığının bozmasını yalnızca adaların coğrafi dengeyi bozma etkisinin minimum seviyeye indirilerek düzenlenmesi gerektiğini ifade etmiştir. Dolayısıyla adaların varlığı dikkate alınmadan

184 Koç, age, s.42. 185 Koç, age, s.42. 186 Koç, age, s.43.

73

tarafların kıyıları arasında eşit uzaklıkta bir sınırlandırma çizgisi çizilerek ana sınırlandırma hattı tespit edilmiştir. Sonrasında Kanal Adaları tarafından oluşacak etkiler sonucunda sınırlandırma yapılmıştır. Kanal Adaları ile Fransa karası arasında yapılan ikinci bir sınırlandırma ile Kanal Adaları’nın İngiltere’ye bakan kıyılarından 12 mil genişliğinde kıta sahanlığı alanı verilmiştir. Fransa, Kanal Adaları ile İngiltere ülkesi arasında bir kıta sahanlığı alanına sahip olmuştur.187

Atlantik bölgesi hususunda ise Mahkeme’ye göre, bu bölge geniş bir alanı kapsadığından eşit uzaklık çizgisinin üzerinde coğrafi unsurların etkisinin minimum olduğunu ifade etmiştir. Ancak Mahkeme, İngiltere kıyılarına yakın olan Scilly Adası ve Fransız kıyılarına yakın olan Ushant Adası’na verilecek olan kıta sahanlığının, Scilly Adası’nın İngiltere’ye olan uzaklığı ile Ushant Adası’nın Fransız kıyılarına olan uzaklığının neredeyse iki katı olması karşısında her iki adaya eşit hak tanınmasının hakkaniyete aykırı olacağını belirterek bu büyük farkın göz ardı edilemeyeceğini belirtmiştir. Scilly Adası’nın İngiltere’ye olan uzaklığı, Fransa’nın Ushant Adası’na olan uzaklığının neredeyse iki katı olması sebebiyle sınırlandırmanın hakkaniyet ilkeleri ile çelişen bir durum ortaya çıkardığı tespit edilmiştir. Öyle ki İngiltere sınırlandırmada bu adaları da içine alan kıyı çizgileri arasından eşit uzaklık yöntemini önermiştir. Eğer Mahkeme, İngiltere’nin bu talebini uygun bulmuş olsaydı bu sınırlandırma sonucunda yaklaşık 4000 mil kare alan İngiltere’ye ekleneceği tespiti Mahkeme tarafından reddedilmiştir.188

Fransa’nın bu alanda öneride bulunduğu adaların sınırlandırmaya dahil edilmemesi talebi ise reddedilmiştir. Dolayısıyla sonuç olarak Mahkeme, coğrafyayı yeniden şekillendirmenin söz konusu olamayacağından yola çıkarak, Scilly Adası’na yarım etki tanımıştır.189

Bu dava, kıta sahanlığı sınırlandırılması hususunda önemli bir kademe teşkil etmiştir. Mahkeme adaların var olduğu bölgelerde sınırlandırmayı iki tarafın kara ülkelerinin coğrafi durumlarına göre yani kıyı uzunluklarına ve niteliklerine göre sınırlandırmada izlenebilecek bir yol ortaya çıkarmıştır. Bu bağlamda adaların büyüklük derecelerine bakılmaksızın yakınlarında bulunan anakaraların doğal uzantılarını engelleyeceğini ve kapatabileceğini ifade etmiştir. Ayrıca adaların kıta sahanlığına sahip olmasının kıta sahanlığı sınırlandırılmasının farklı ve birbirinden bağımsız konular olduğuna karar vermiştir. Bu çerçevede bir ada hukuki anlamda kıta sahanlığına sahip

187 1977 Manş Denizi Deniz Alanlarının Sınırlandırılması Davası, Paragraf 201-203. 188

1977 Manş Denizi Deniz Alanlarının Sınırlandırılması Davası, Paragraf 243. 189 1977 Manş Denizi Deniz Alanlarının Sınırlandırılması Davası, Paragraf 248-249.

74

olabilir ancak ilgili şartlar dahilinde, hakkaniyet ilkelerine göre sınırlandırma hususunda hak sahibi olamayacağını ortaya çıkarması açısından önem teşkil etmektedir.190