• Sonuç bulunamadı

1.1.2. Müzik Eğitiminde Kullanılan Yöntem ve Teknikler

1.1.2.2. Kodaly Yaklaşımı

Kodaly kendi müzik eğitimi kavramını geliştirdi, çocukların doğru zamanda, doğru şekilde müziğe yönlendirilmeleri gerektiğini savundu Kodaly’nin yaklaşımına göre, çocuğun müzik eğitiminin doğuştan itibaren başlaması esastır. İki-üç yaşlarındaki çocukların temel müzik kavramlarını şarkı söyleme, dans etme, değişik biçimlerde el çırpma ve oyunlar yoluyla kazandıkları bilgi ve beceriler, daha çok kulak eğitimi ve şarkı söylemeyle ilgilidir. Kodaly prensiplerinin merkezinde çocuğun kendi ülkesinin

folk müziği ile şarkı söylemeyi öğrenmesi vardır. Bir sesin algılanmasından, duyulan notanın veya aralığın yazılmasına kadar uzanan bu yöntemde, el işaretleri ve nota isimlerinden oluşan heceler kullanılır. Aynı zamanda çalgı öncesi hazırlık eğitimi niteliği taşıyan bu yöntemde öğretmen ve aile iş birliği önem taşımaktadır (Gültek, 2007: 2; Özen, 2004: 62).

Kodaly temelli müzik eğitimi, halk müziğinin hakimiyetini, hareketettirilebilir do ve solfa’nın, Curwen el işaretlerini, dizem hecelerini, gösterme çubuklarını, pentatonik şarkıların ve melodik ve ritimsel unsurların sunumu için dizisel bir programın kullanımını içerir. Ancak bu kavramların hiçbiri Kodaly’e özgü değildi. Solfa, İtalya da bulunmuştur ve tonik solfa İngiltere’den gelmedir; ritim heceleri, Fransa da Cheve’nin buluşudur ve kullanılan solfa tekniklerinin pek çoğu Jaques-Dalcroze’ın çalışmalarından alınmadır (Fuller, 2005: 170).

Kısaca, Kodaly tarafından geliştirilen müzik eğitiminin yöntemleri, aşağıdaki felsefik ilkeler üzerine kuruludur:

• Gerçek müziksel okur yazarlık; müziği okuma, yazma ve düşünme yeteneği her bireyin hakkıdır.

• İçselleştirmek için müzik eğitimi çocuğun kendi doğal çalgı eğitimi ile başlamalıdır. Bu da sestir.

• Müzikal kulak eğitimi, sadece erken başlanmasıyla yani, okul öncesinde ve ilköğretimin ilk aşamasında başlanmasıyla tamamen başarılı olabilir.

• Çocuk, evinde konuşulan bir ana dile sahiptir; bu müzikal ana dil yoluyla müzikal okur yazarlık için gerekli beceriler ve kavramlar öğretilmelidir.

• İster halk müziği, ister oluşturulmuş müzik olsun; sadece sorgulanmamış kalitedeki müzik, çocukların eğitiminde kullanılmalıdır (Fuller, 2005: 169). 1.1.2.3.Dalcroze Yaklaşımı

Dalcroze öğrenme yöntemini geliştiren İsviçreli besteci Emile-Jacques Dalcroze (1865-1950)’dir. Zihin ve beden arasındaki uyum doğaçlama ve beden hareketleri ile gösterilir. Bu yöntemde hareket esastır. Çocuklar duydukları müziği kendilerine göre

ifade etme fırsatı elde etmiş olurlar. Dalcroze’da repertuar doğaçlama müzik üzerine kuruludur. Çocuğun müziksel yaratıcılığı, ritim duygusu ritmik jimnastikle geliştirilir. Bu yöntem her yaştaki çocuğa uygun olan yöntem özelliğinde olup, müzikal ritmin kişinin bedeninde doğal ritimlerde olduğunu savunur. Dalcroze yönteminin temelinde aktif dinleme ve fiziksel tepki verme vardır (Çevik, 2007: 96; Özen, 2004: 62).

Dalcroze (1980) ritmin kaynağının insan vücuduna dayalı olduğu 'uyumlu vücut hareketleri' olarak adlandırılan bir müzik-hareket eğitimi yaklaşımı geliştirmiştir. Çocuk ritmik uyaranları organize edebilir ve var olan hareket deneyimleri içinde transfer yapabilir. Dalcroze yaklaşımı çocukların yürüme, koşma, atlama gibi doğal hareket deneyimlerinin içerir ve bu deneyimleri ritim yoluyla ve doğaçlama çalışmalarıyla genişletmede eşsiz bir yoldur(Evridiki ve diğerleri, 2003)

Dalcroze, herhangi bir müzikal fikrin harekete döndürülebileceği ve herhangi bir vücut hareketinin de müziğe çevrilebileceği düşüncesini savunmuştur. O, ‘Aroritimler (eurhythmics)’ olarak bilinen bir yöntem geliştirmiştir. Dalcroze eurythmics, çocukların aktif dinleme ve fiziksel tepki verme esasına dayanır. Dinleme eğitimi, müzik eğitiminin başlangıç ve bitişini oluşturur. Müzik eğitimini, fonksiyonel olarak dinlemeye dayandırır. Çocukta ritim duygusundan başlamak suretiyle müzik eğitiminin verildiği bu metotta, yalnız ritim eğitimi değil, aynı zamanda solfej ve kulak eğitimi de verilir. Bu yöntemde, çocuklar ve öğretmenler ritimsel motifleri doğaçlamalıdır. Bu yöntem, kas gelişimi, rahatlama ve nefes alma, vücudun farklı bölgelerinde çalışma, farklı yürüme alıştırmalarında yer alma ve duygu ifadelerinde kullanılan alıştırmalara katılma üzerine kurulmuştur Bu uygulamada öğretmen çocuğun tempo ve hareket deneyimlerinin üzerine çıkmayı düşünür. Dalcroze yaklaşımı kullanan öğretmenler ritim öğelerini kullanırlar ve çocuklara doğal vücut hareketlerini kullanarak müziğe yanıt vermelerini ( takip ) ya da bağımsız istedikleri hareketleri yapmaları( liderlik) şeklinde talimatlar verir (Evridiki ve diğerleri, 2003; Lanette, 2003: 58; Özkale, 2010: 71).

Ritim yeteneğinin dört-yedi yaş arasında gelişmektedir. Çünkü bu yaşlarda çocuklar basit ritimlere ve ritim motiflerine etkili şekilde tepki verirler. Ritim yeteneğinin gelişmesi de tıpkı diğer beceriler gibi özellikle çocukluk çağında merkezi sinir sisteminin temel fonksiyonlarının olgunlaşmasına bağlıdır. Buna bağlı olarak yapılan bir çalışmada, dört-altı yaş aralığındaki çocukların algısal-motor performansı

üzerine hareket ile müziğin kaynaştırıldığı bir eğitim programının etkileri araştırılmıştır. Hareketin doğruluğu için alıştırmalar yapılırken program, vücudun doğal ritimlerini geliştirmek amacıyla tasarlanmış, tekrar eden ritimsel alıştırmalar üzerine kurulmuştur. Deney grubuna 10 haftalık bir süreçte, 24 tane ritimsel alıştırma uygulanmıştır. Bu program, kendi kendini kontrol etkinlikleri ve oyun benzeri yaratıcı etkinlikler kullanılarak sunulmuştu. Araştırmanın sonuçları, eğitim programının motor performansı geliştirmede etkili olduğunu göstermiştir. Bu bulgular; Painter (1966) tarafından yapılan, temel motor becerilerin uygulanması sırasında ritimsel yardımın, bu becerileri geliştirdiğini gösteren çalışması ile paralelik göstermiştir (Evridiki ve diğerleri, 2004: 633; Evridiki ve diğerleri, 2003).