• Sonuç bulunamadı

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM MEDYA VE TOPLUM

3.1. KİTLE İLETİŞİMİ

Basın-yayın (kitle iletişim araçları, kitlesel medya), günlük dilde radyo, televizyon, gazete, dergi gibi elektronik veya yazılı basın organlarını anlatmak için kullanılan bir terimdir. Dar anlamıyla basın, sadece gazete ve dergileri kapsamaktayken geniş anlamda basın belirli zamanlarda basılıp, her çeşit haber ve fikirleri topluma ulaştıran tüm yayın ürünleri anlamında kullanılmaktadır (“Sanal”, 2009).

Latince kökenli olan ve başlıca “ara, orta” manalarına gelen medya kelimesi her ne kadar dilimize kitle iletişim araçları olarak çevrilmiş olsa da kavramın bütünüyle bu anlamı vermediği belirtilmektedir. Bunun nedeni ise medya kavramının Latince kökenli anlamında yer alan “aracı”lık vasfının başlı başına bir taraf olmayı zorunlu kılmasına rağmen, kitle iletişim araçları denildiğinde “araç” kelimesinin bir tarafsızlığa gönderme yapıyor olmasına bağlanmıştır. “Kitle iletişim araçları” ifadelendirmesinde geçen araç kelimesinin araç olma fonksiyonu, kaynağı hedefe maksimum ölçüde ve değiştirmeden aktarmaktır ve görevi iletken olmaktan ibarettir. Aracın amaç fonksiyonunun ise, neyin aracı olduğuna göre değiştiği belirtilmektedir (Kılıçbay, 1993:19).

Günümüzde, basın ve yayın araçları fonksiyonları itibariyle uygarlıklar için çok önemli bir yer işgal etmekte ve bu alandaki gelişmeler baş döndürücü bir hız kazanmış bulunmaktadır. Bununla beraber basın-yayın araçlarının toplumda bir gelişme meydana getirip getirmediği hususunda çeşitli görüşlerin ortaya çıktığı ve bunların savunmalarının yapıldığı da bir gerçektir. Ancak şurası muhakkak ki basın- yayın araçları toplumun yapısına hayatiyet kazandıran ve yokluğu düşünülemeyen, vazgeçilmez unsurlar olarak tanımlanmaktadır (İnuğur, 1993: 17).

Çerçevesi gereği felsefi ve bilimsel bir konu olmaktan çok pratik bir konu olan iletişim kavramı, insanlar arasında enformasyonun, fikirlerin ve davranışların paylaşılması olarak tanımlanmıştır. Oskay’a göre(Oskay, 1995:15), Latince “communication” sözcüğünün karşılığı olan iletişim:

“Birbirlerine ortamlarındaki nesneler, olaylar, olgularla ilgili değişmeleri haber veren, bunlara ilişkin bilgilerini birbirine aktaran, aynı olgular, nesneler, sorunlar karşısında benzer yaşam deneyimlerinden kaynaklanan, benzer duygular taşıyıp bunları birbirine ifade eden insanların oluşturduğu topluluk ya da toplum yaşamı içinde gerçekleştirilen tutum, yargı, düşünce, duygu bildirişimidir.”

İletişim kavramı, daha kısıtlı bir zeminde yol almasına rağmen, toplumun tümünün veya önemli bir kısmının alıcı konumunda olduğu yani kitlelere yönelik iletişime ise “kitle iletişimi” adı verilmektedir (Turam, 1994: 44-45). İletişimin insanlar nezdinde sahip olduğu önem, insanların içinde bulundukları dünyayı ancak iletişimle anlamlandırıp, biçimlendirebilmelerinden kaynaklanmaktadır. İnsanlar bu anlamlandırma ve biçimlendirmeyi diğer insanlarla gerçekleştirdikleri karşılıklı iletişimle ayrıca kitle iletişim araçlarının iletileriyle yapmaktadırlar. Kişilerarası iletişime göre oldukça geniş, çeşitli ve anonim bir kitleye seslenme imkânına sahip olan ve genel olarak tek yönlü bir ileti akışı olduğu kabul edilen kitle iletişimi; kitap, dergi, gazete, radyo, televizyon ve internet gibi araçların kullanılması yoluyla geçekleştirilmektedir (Boz, 1999: 41).

Kitle iletişim araçlarının mekanik güçleri dolayısıyla toplumda aktif olarak işlev görmeleri, iletişimin de kısa zamanda kitle iletişimi şekline dönüşmesine neden olmuştur. Bu araçların yaygınlık kazanması ile yüzyıllardır süregelen iletişimin sınırlı olan kapsam ve etkileri genişlemiş, iletişime konu olan evren daha tanınır bir duruma gelmiştir.

Tokgöz’ün değerlendirmelerine göre (Tokgöz, 1994:36), geleneksel iletişimi kitle iletişiminden ayıran iki özellik bulunmaktadır:

Bunların ilki kitle iletişim araçlarının, zamandan tasarruf ederek, kapsanılan yerleri genişleterek, enformasyonu taşınabilir ve saklanabilir hale getirmiş olmasıdır. Bu durum, kitle iletişim araçlarını, geleneksel iletişim yöntemleri yanında toplumsal etki yönünden daha güçlü kılmıştır.

Diğer özellik ise kitle iletişim araçlarının, sorunsuz çalışabilmek için bir örgütlenişe gereksinim duymalarıdır. Bir başka deyişle, kitle iletişim araçları diğer toplumsal kurumlar ve örgütler gibi, bazı özellikler ve yükümlülüklere sahiptirler ve bu yüzden çeşitli donanımlara sahip olmak zorundadırlar.

Kitle iletişim araçlarının 21. yüzyıl dünyasında oldukça ciddi bir etki ve öneme sahip olduğu bir gerçektir. Ayrıca, birinci görevi kitlesel enformasyon akışını sağlamak olan kitle iletişim araçları değişen zamanla birlikte farklı işlevler de görmeye başlamıştır. Bu konuya dair ayrıntılı değerlendirmeleri ilerleyen bölümlere bırakırken, burada genel olarak kitle iletişim araçlarının işlevlerini şu şekilde sıralamak mümkündür:

a) “Temel politikalarda görüş birliğini teşvik ederek toplumu bütünleştirmek.

b) Halkın çevresinde olup bitenlere ışık tutmak ve kamuoyunu dünyada gelişen sorunlara göre aydınlatmak.

c) Sosyal yapı hakkında toplum fertlerini bilinçlendirmek.

d) Toplumun sorunlarına karşı öneriler getirmek ve kamuoyuna destek olmak.

e) Yeni oluşumlara karşı toplumu aydınlatmak, benimsetmek” (Berberoğlu,

1991: 20).

Kitle iletişimi denilen aksiyonla mesajların kitlesel üretimi ve kitlesel tüketimi söz konusudur. Yani kitle iletişimi geniş çapta aynı mesajların kişilere ve türdeş olmayan toplumsal kümelere, kolektif bir yayma biçimiyle iletilmesi anlamına gelmektedir. Bu yönleriyle kitle iletişimi diğer iletişim türlerinden ayrılmaktadır. Çünkü kitle iletişimi çok nadir olarak; okuyucu, dinleyici ve seyircilerin soru

sormak, karşılıklı konuşmak gibi durumlarının söz konusu olduğu daha çok tek yönlü bir iletişimdir. Diğer yandan, kitle iletişim araçlarının ulaşmak istediği izleyiciyi tanımak ve seçmek gibi, iyi bir seçimle ilgilenmesi gerekmektedir. Çok geniş bir alana, izleyiciye ulaşma imkânına sahip olması, mümkün olduğunca geniş bir izleyicinin dikkatini çekebilmek için, geniş bir insan kümesinin efsanevi sembollerini kullanması ve onlara hitap etmeye çalışması onu farklı kılan diğer niteliklerinden bazılarıdır. Ayrıca kitle iletişimindeki iletişim, iletişimin geçtiği ortama sorumlu bir sosyal kurum tarafından gerçekleştirilmektedir(Aktaran: Durgun, 1997: 34). Bu da sorumluluk noktasında kitlesel iletişimi daha ciddi bir pozisyon almaya iten önemli bir sebeptir.