• Sonuç bulunamadı

3. KİŞİLİK ÖZELLİKLERİ

3.1. Kişilik ve Kişilik Tanımları

“Kişilik” sözcük olarak, Eski Yunan da aktörlerin giydikleri maskelerden gelmektedir. Bu maskeler, “persona” olarak adlandırılmaktadır ve aktörlerin, mutlu, üzgün yada kızgınlık gibi ruh hallerini temsil etmektedir (Wildermuth ve Wildermuth, 2008: 52). Sahneyle seyircilerin arasında mesafenin fazlalığından oyuncu tarafından yansıtılan rolüne uyan yüzündeki mimikler görülemeyeceğinden böyle bir yol seçerlermiş. Böylece, “persona” kavramı ile kişilik arası farklılıkları anlatılmayı amaçlamışlar (Zel, 2006: 11).

Kültür kavramını toplumdaki yaşam tarzını yansıtıyorsa kişilikte kavram’da bireyin yaşam tarzını yansıtmaktadır. Bu yaşam biçimi içinde birçok özelliği bilinmekte ve bilinmemekte olan birçok boyutu barındırmaktadır (Burger ve Bass, 1979: 432). Kişilik kavramsal olarak sosyal yaşantısına ait parça olarak yüzyıllarca ilgilenilmesine karşın bilimsel alandaki varlığı 1930’lu yıllardan itibaren kişilikte psikoloji biliminin diğerlerinden ayrılarak bilim disiplini şeklinde meydana gelmesiyle başlamaktadır (Mc Adams, 1997: 3-4).

Kişilik kelimesi, Türk Dil Kurumu’na göre “Bir kimseye özgü belirgin özellik, manevi ve ruhsal niteliklerin bütünü, şahsiyet anlamlarına gelmektedir”. Kelimenin yine İngilizce’de karşılığına bakacak olursak “personality”, Fransızcada “personalité”, Almancada “Persönlichkeit, Personalitat” şeklinde; Latincede “persona” ise “maske” anlamına gelmektedir. “Persona” kelimesi ayriyetten görünüşünün/maskesinin arkasında olanlar anlamında kullanılabilmektedir (TDK, 2017). Persona kelimesinin Etrüsk’çe “phersu” ve Grekçe “prosopon” kelimeleriyle köken olarak akraba olduğu düşünülmektedir (Yanbastı, 1996: 9)

Kişilik, kavram olarak geçmişte de bugün de çok ilgi uyandıran konular arasında yer almıştır. Başlarda psikolojiyle alakası görülmeyen “kişilik” kavramının, yıllar içinde geçirdiği evrimin neticesi insanın kişiliğini özünü anlatan kavram

durumuna gelmiştir ve psikologlarca dahi kabullenilmiştir ve günümüz psikolojisinin kıymetli bir disiplini olmuştur(Berne, 1983:575).

Çağımızda kişilik salt sosyal bilimlerde değil diğer bilim dallarında da ilgi çeken konular arasında yer almaktadır. Tarih boyunca insanlar, hem kendilerini hem de başkalarını anlamaya çalışmışlardır. Neden bazıları benzer görünürken diğerleri farklıdır; neden kimileri başarıyı yakalarken benzer bir ortamda yetişmiş bir diğeri başarısız olur; neden bazı insanlar diğerlerinde daha mutlu, kendine güvenen yapıda iken bazıları tam tersidir. Bazıları gürültülü partilere katılmaktan hoşlanırken diğerleri sessiz ortamları tercih etmekte; bazıları arkadaş ortamlarında olmayı yeğlerken diğerleri yalnız kalma eğilimi gösterebilmektedirler. Benzer şekilde bazıları değişim ve yenilik peşinde koşarken bazıları tekdüze ve geleneğe göre davranış gösterebilmekte; bazıları, müziğe veya resme ilgi duyarken, bazıları bu tür konuları sıkıcı bulabilmekte; bazıları çok çabuk strese girerken diğerleri oldukça rahat gözükebilmektedir (Hoffman, 2001: 7).

“Kişilik”, günlük konuşmalarda sıkça kullanmakta olduğumuz kavramlar arasında olmasına karşın, kavram anlam olarak herkesçe aynı şekilde algılandığı söylenememektedir(Güney, 2009;185). Kişilik konusuyla ilgili literatür incelendiğinde pek çok farklı tanımı bulmak mümkündür. Ünlü psikolog Alfred Allport, çeşitli kaynaklardan yararlanarak kişiliğin 50 ayrı tanımını derlemiştir (İnanç ve Yerlikaya, 2011;5). Bu tanımlardan bazıları aşağıda belirtildiği gibi sıralanabilir:

Buchanan ve Huczynski (1997: 134) kişiliği “Bireyin, farklı durumlar karşısında ve zaman içinde, geniş anlamda ayırt edici ve tutarlı bir biçimde sergilediği karakteristik davranış motifleri olan psikolojik özelliklerini ifade etmektedir” şeklinde tanımlamışlardır.

Demir ve Acar (1997:134) kişiliği, “Bireyin hayata bakışındaki özgünlükleri meydana getiren ve temel ilgi, dürtü, yetenek ve duygusal eğilimlerini de içeren, belli bir süreklilik gösteren davranış ve özelliklerin bileşimi” olarak tanımlamışlardır.

Rızaoğlu (2003:82) kişiliği “Öğrenmelerin, olağan tekdüzeliklerin, algılamaların, güdülerin, duyguların, tutumların ve rollerin birleşimidir”.

Robert Hogan (1994), kişiliğe ait birbiriyle farkı olan iki ayrı tanım olduğunu söylemektedir. Tanımlarınn birincisi; “Kişinin diğerleri tarafından nasıl algılandığı

ile yani kişinin namı ile ilgilidir”. İkincisiyse; “Kişinin kendini nasıl algıladığı yani kişinin kendisini nasıl tanımladığı ile ilgilidir” (akt. Kovacs, 2007:7).

Eriksen (1984: 108) göre kişilik, “İnsan yapısının, duygusal durumunun, davranış biçimlerinin, ilgilerinin, yeteneklerinin ve diğer psikolojik özelliklerinin en karakteristik ve orijinal bütünüdür”.

Atkinson (1999: 209) göre kişilik, “Bir kişinin fiziksel ve sosyal ortamıyla etkileşme tarzını ortaya koyan, düşünce, duygu ve davranışın ayırt edici ve karakteristik görüntüleridir”.

Gillet (1990: 8) göre kişilik, “İnsanın doğuştan getirdiği ve sonradan kazandığı bedeni, ruhi ve sosyal bütün özelliklerin, birbirine etki ederek meydana getirdiği ahenkli bir bütündür”.

Eren (2006: 83) kişiliği, bireyin kendisi ve başkaları açısından iki şekilde tanımlanabilecek bir olgudur. “Bireyin kendisi açısından kişilik, fizyolojik, zihinsel ve ruhsal özellikleri hakkındaki bilgidir”. “İnsanların başkaları açısından kişiliği, onun toplum içinde belirli özelliklere ve rollere sahip olmasıdır”.

Cüceloğlu (2003: 404) tarafından kişilik “Bireyin iç ve dış çevresiyle kurduğu, diğer bireylerden ayırt edici, tutarlı ve yapılaşmış bir ilişki biçimidir.” olarak tanımlanmaktadır.

Mount ve arkadaşlarına (2005: 448) göreyse kişilik, “Zaman içinde kalıcı duygusal, davranışsal ve bilişsel biçimlerin nedenlerini belirlemede bir araya gelmiş, psikolojik özellikleri işaret ederek bireylerin kim olduğunu gösteren özellikleridir”.

Zel (2001: 10) yaptığı genellemeye göre kişilik; “Bireyin iç ve dış çevresiyle kurduğu, diğer bireylerden ayırt edici, tutarlı ve yapılaşmış bir ilişki biçimidir”. Davranış biçimleri açısından ise kişilik, “bireyin zihinsel, bedensel ve ruhsal farklılıkların hepsinin kendi davranış biçimlerine ve yaşama tarzına yansımasıdır şeklinde tanımlanabilir”.

Schermerhorn, Hunt ve Osborn, (1997: 47) göre ise kişilik, “Bireyin genel profilini veya diğer insanlarla etkileşimi ve tepkilerini içeren benzersiz doğasının özelliklerinin kombinasyonunu temsil etmektedir.”

Yücel ve Taşçı da (2008: 687) kişiliği, “Bir insanın duygu, düşünce, tutum ve davranış biçimlerinin, ilgi, yetenek ve becerilerinin birbiriyle bütünleşmesinin ortaya çıkardığı kendine özgü görüntüsü” şeklinde tanımlamıştır.

Chen (2008: 579) ise kişiliği, “Farklı durumlar altında bireylerin tutarlı karakteristik tepkileri olarak adlandırılmaktadır. Kişilik özelliklerinin, değişmez ve insan yaşamında son derece önemli oluşumlar olarak tanımlamıştır.

Caprara ve Cervone (2000: 355) göre kişilik, “Bireyin yaşamı boyunca çevresine uyum sağlamasına hizmet eden bir dizi dinamik ve öz-düzenleyici sistemlerden oluşur.” “Bu içsel sistemler, bireyin bireysel ve toplumsal amaçlara ulaşmasında aracı işlevi gören duygusal, bilişsel ve motivasyonel davranış ve eylemlerine rehberlik eder.” “Bunlar, farklı durumlarda davranış kalıplarının uyum ve sürekliliğini sağlar ve bir tür bireysel kimlik yaratır, geliştirir ve korurlar”.

Farklı bir bakışla kişiliği ‘Bireyin yaşama biçimi’ olarak tanımlayabiliriz. “Nasıl kültür, bir toplumun yaşama biçimini gösteriyorsa, kişilik de bir bireyin yaşama biçimini ifade etmektedir”. Fakat bu yaşam biçimi içerisinde birçok özelliğe, birçok boyuta rastlayabiliriz. Bunları yeteneği, zekâsı, eğitimi, duygusu, neşesi, kederi, öfkesi, inancı, arkadaşlıkları, gelenekleri, toplumsallığı, çıkarcılığı, ahlakı, gözünün rengi, konuşmasının tarzı, sorumlulukları, kültürü, içtenliği, konuşkanlığı, kıskançlıkları, sinirliliği şeklinde örnekleyebiliriz(Eroğlu, 2004:157).

Kişilik bir bireyi diğerlerinden farklı kılan kendine ait özellikleri temsil etmektedir (İnanç ve Yerlikaya, 2012: 3).

Kendi alanlarında fenomen olmuş bilim insanlarının yaptığı özlü söz kişilik tanımları ise şöyledir (Hiriyappa, 2009:44; Appannaiah vd, 2010:154):

Freud (1920) “Kişilik; id, ego ve süper ego arasındaki kontrolü ele geçirme muharebesinin bir sonucudur.”demiştir.

Gordon Allport (1955) “Bireysel bir gerçeklik olan kişilik, tüm insanların davranışlarına ve aktivitelerine rehberlik eden ve onları yönlendiren içsel bir şeydir.”ifadesini kullanmıştır.

George Kelly (1955)“Kişilik; bireyin kendine has bir yolla hayatına anlam kattığı deneyimlerdir.”şeklinde tanımlamıştır.

Eric Ericson (1964)“Hayat bir dizi psikolojik kriz içerisinde akıp gitmektedir ve kişilik bu krizlerin sonucunun bir fonksiyonudur.”söylemini kullanmıştır.

Carl Rogers (1977) “Kişilik, herkesin kendine has olan, örgütlü, kalıcı olarak algılanan subjektif, deneyimlerin merkezinde yer alan bir varlıktır.”tanımını yapmıştır.

Robert Hogan (1994)“Kişilik, nispeten istikrarlı davranışların bir deseni olarak ifade edilebilir ve bu tutarlı içsel durum, kişinin davranış eğilimlerini açıklar.” şeklinde ifade etmiştir.

Daima iç ve dış uyarıcılardan etkilenen kişiliği, “Bireyin biyolojik ve psikolojik, kalıtsal ve edinilmiş bütün yeteneklerini, güdülerini, duygularını, isteklerini, alışkanlıklarını ve bütün davranışlarını içine alır”. Özetle, kişilik oluşumu kişinin doğuşundan gelmiş özelliklerini ve içerisinde bulunduğu çevreden aldığı etkiyi birlikte taşımaktadır(Tınar, 1999: 93).