• Sonuç bulunamadı

1.2 “KARABAĞ” ADININ KÖKENİ

1.3.3. XX Yüzyılın Başlarına Kadar Olan Dönem 1 Selçuklular Dönem

1.3.3.3. Karabağ Hanlığı Dönemi.

Nadir Şah Azerbaycan topraklarını tekrar işgale ettiği zaman, buradaki vilayetlerde tanınan ve bilinen meziyetli ve işgüzar adamları çağırıp kendisine hizmet etmeleri için saflarına katıyor, onları mal, mülk, mevkii ve ün sahibi yapıyordu. Bunlardan biri de Penah Ali Bey oldu. Penah Ali Bey’in asıl soyu

      

Dizak’ın91 Cevanşir ilindendir. Bu il eski zamanlarda Türkistan’dan gelmiş “Bahmalı” aşiretinin bir kolu olan Sarıcalı oymağındandır. Bu aşiret Cevanşir ili arasında meşhur, adlı – sanlı, tanınmış, mal – mülk ve ihsan sahibi olmuştu. Penah Ali Bey de bütün iller arasında “Sarıcalı Cevanşir” adı ile şöhret yapmış, yaptığı her işte başarılı olmuş, ad çıkarmış, savaşlarda rakiplerine üstünlük sağlamış, özellikle de Nadir Şah’ın girdiği savaşlarda kahramanlık göstermişti. Bu sebepten Nadir Şah O’nu yanına aldı. Çok geçmeden Penah Ali’nin şanı daha da arttı. Nadir Şah’ın çok önemli adamlarının başında geliyordu. Diğer kişiler arasında mevkii makam ve rütbe bakımından çok ileri gitmişti. Bu sebeple Penah Ali’yi çekemeyen birçok kişi Şah’a Penah Ali hakkında yalan yanlış bilgiler vererek Şah’ın sevgisini nefrete çevirmeyi başardılar. Durumdan haberdar olan Penah Ali, Nadir Şah’ın Horasan’da olduğu zaman bu durumu fırsat bilerek birçok akrabası ve yakın adamları ile birlikte 1737 yılında (Hicri 1150) Karabağ’a kaçtı. Şah, O’nun kaçtığını duyunca yakalatmak için çok çaba harcasa da başarılı olamadı. Penah Ali yakın akrabaları ve adamaları ile birlikte bir süre kah Karabağ dağlarında, kah Şeki Hanlığı’nın arazisinde yaşadı. 1747 yılında Nadir Şah’ın öldürülmesinden sonra Karabağ’ın yerli halkı arasında ortaya çıkarak becerikli gençleri yanına topladı. Yakındaki bölgeleri (Nahçıvan, Gence vd.) talan etmeye başladı. Şöhretinin iyice yayılması üzerine, vaktiyle Nadir Şah tarafından Horasan’a götürülen tüm yakınları tekrar Karabağ’a dönmeye başladılar. Eski yurtlarına dönmeleri onları çok rahatlattı. Penah Ali Han akrabaları ve boy halkı içinden yetenekli ve becerikli gençleri de yanına alarak daha da güçlendi. 1745 yılında Bayat Kalesi’ni inşa ettirerek gücünü daha artırdı. Karabağ mahallerinin tamamına yakınını kendisine tabi etmeyi başaran Penah Ali Han’ın bu güç ve şöhretinden korkan Şirvan ve Şeki Hanları onu ortadan kaldırmayı uygun gördüler. Bunlar orduları ile birlikte Karabağ’a saldırsalar da başarılı olamadan geri döndüler. Bundan sonra gücünü iyice artıran Penah Ali Han, Ermeni mahallerini de kendisine tabi etmeyi başardı ve 1751 (Hicri 1165) yılında Şahbulak Kalesi’ni yaptırarak buraya taşındı. Sonra Nahçıvan Hanlığından “Zengezur”, Tebriz Hanlığından “Kapan”, Karadağ Hanlığından da “Çıldır” mahallerini alarak gücünü

      

91 Karabağ 17 mahale bölünmüştü: Sisyan, Demirci-Aslanlı, Güpara, Bergüşad, Bahabyurd, Kebirli,

Talış, Cavanşir, Haçın, Çilebird, Hırda-para Dizak, Otuziki, Yirmidört, Karaçorlu, Verend, Dizak ve Acantürk. On iki mahallenin ahalisi birkaç köy istisnasıyla tamamen Türklerden ibaret idi. Dizak,  Verend, Çilebird, Haçın, Talış mahalleri “hamse”’ olarak anılıyordu ve bunların ahalisinin bir kısmı Hıristiyandı.

herkese gösterdi. Bundan sonra çevredeki hanlıklar O’nun yanına elçi veya mektup göndererek dost ve müttefik olmak istediklerini belirt,ler92.

Penah Ali Han yaptırdığı bu kaleye Penahabad adını vermiştir. Kale bir süre böyle anılsa da sonralar Şuşa adıyla tanınmaya başlamıştır93.

Nadir Şah öldükten sonra tahta, kardeşinin oğlu, “Adil Şah” lakaplı Ali Kulu Han çıktı. Adil Şah’ın Azerbaycan ellerine “serdar” tayin ettiği ve Tebriz’de yaşayan Emir Aslan Han, Penah Han’ın Karabağ’daki bu şöhret ve istiklaliyetini duyunca kendi adına O’na hediyeler göndermiş ve Adil Şah’a itaat etmesini istemiş. Penah Han bu elçileri layıkince ağırladıktan sonra, şartları da değerlendirerek, savaşın kendilerine çok şey kaybettireceğini de bildiğinden Adil Şah’a itaat etmeyi kabul eder ve kendi adamlarını da Emir Aslan Şah’a gönderir. Böyle bir itaati Adil Şah için büyük hikmet olduğunu düşünen Emir Aslan, Şah’a mektup yazarak Penah Ali’ye “Han” adı verilmesini istedi. 1745 Yılında Adil Şah Penah Han’a “Han” adını veren ve Karabağ Hakimliği vazifesine tayin eden fermanı imzaladı. Böylece “Hanlık ve Hakimlik” ünvanı Penah Han’a ilk kez Nadir Şah’ın kardeşinin oğlu Adil Şah tarafından verilmiştir94.

Kısa bir süre sonra Adil Şah Nadir Şah’ın oğlu Şahruh Mirza’yı öldürdü ve şahlık tahtına oturdu. Irak, Azerbaycan ve İran topraklarında karışıklıklar çıktı. Bu karışıklıktan faydalanan Muhammed Hasan Han Kaçar, Mazandaran, Irak ve Azerbaycan’a girerek bağımsızlığını ilan etti. Penah Han Kaçar yönetimine itaat etmeyeceğini belirtti. Adil Şah’la olan anlaşmalarının Kaçar’la da devam etmesinin mümkün olmayacağını belirtti. Bunun üzerine Muhammed Hasan Han Kaçar, Irak ve Azerbaycan ordusuyla Şuşa Kalesi’ni almak ve Penah Han’ı kendisine tabi etmek için Aras’ı geçip kalenin 25 -30 Km yakınlarına kadar geldi. O kaleyi muhasara altında saklasa da kaleyi alamadı ve geri dönmek zorunda kaldı95.

      

92 Mirza Cemal Cevanşir Karabağlı Karabağ Tarihi (Çeviren Tahir Sünbül) Kök Sosyal ve Stratejik

Araştırmalar Serisi: 4, Ankara, 1990. s. 3 – 6; Karabağ Hanlığının tarihi hakkında daha geniş bilgi için bkz: “History Of The Karabakh Khanate”, http://www.azerigenocide.org/hist/hist03.htm,(30.05.2008).

93 Ferudun Şuşinski, Şuşa, Bakü, 1968. s. 70. 94 Mirza Cemal Cevanşir Karabağlı, a.g.e., s.7 95 Aynı eser, s. 8 – 9.

1756 yılında ise Penah Han’ın yerine oğlu İbrahim Han geçti. İbrahim han 1806 yılına kadar Karabağ Hanlığı’nın tahtında oturdu. İbrahim Han’ın da babası Penah Han gibi güçlü bir han olduğu herkes tarafından bilinmekte idi. Komşu hanlıklar O’na da dostluk ve müttefik olma teklifleri gönderiyorlardı.

Saltanat iddiasında olan Ağa Muhammed Han Kaçar birkaç yıl uğraştıktan sonra Irak ve İran’ı ele geçirdi. Sonra da Azerbaycan vilayetine gelip, İrevan ve Talış vilayetlerinden başka Aras’ın güney tarafındaki bütün vilayetleri de aldı. İbrahim Han’a da itaat etmesi için elçi gönderdi. İbrahim Han resmen itaat etmese de aralarında çok iyi bir diyalog ve saygı vardı.

General V. Zubov komutasındaki Rus Çar orduları Kafkaslar’a girmeye başlamışlardı. Çar Ordusu Azerbaycan topraklarını da istilaya başladı. Nitekim Rus Çarı II. Yekaterina 6 Nisan 1783 Tarihli Serencam’ında: “İbrahim Han’ı acilen devirmek ve Karabağ’da bağımsız Ermeni Eyaleti kurmak gerekir” denilmekteydi96. Rus orduları bu “emir” doğrultusunda ilerlemekte idiler. Rusya’nın iç kısımlarında meydana gelen kargaşalıklar ile II. Yekaterina’nın ölümü üzerine Rus ordusu 1797’ de Azerbaycan’ı terk etti. Bunu fırsat bilen Ağa Muhammed Şah Kaçar yeniden Karabağ’ a hücum etti. Şah ordusuyla birlikte Karabağ’a girdi ve Şuşa Kalesi’ni aldı.

Sadece bu dönemde Karabağ Hanlığı çok kısa bir süre için (1797 yılında) Kaçar’ların kontrolünde olmuştur. Bunun dışında genellikle Karabağ Hanlığı bağımsızlığını koruyabilmiştir97.

Ağa Muhammed Şah Kaçar çok geçmeden Şuşa Kalesi’nde öldürüldü. Şah’ın ölümünden hemen sonra İbrahim Han tekrar Karabağ’a döndü. Kaçar’ın ölümünden hemen sonra Fetali Şah tahta çıktı. Fetali Şah, İbrahim Han’a kendisine tabi olması için hediyeler ve elçiler gönderdi. Daha sonra İbrahim Han kızı Ağa Begüm Hanım’ı Şah’a verdi ve akraba oldular.

Rus orduları tekrar Kafkaslar’a doğru gelmeye başlamışlardı. Sisianov’un komutasındaki ordular 1803 yılında Gürcistan’ı aldılar. 1804 yılının ocak ayında da

      

96 Halyeddin Halilov, “Karabağ Problemi: Kökleri, Merhaleleri”, Tezisler “Qarabağ dünen bugün

ve sabah”, I. Ümumrespublika elmi – emeli konferansı, Şuşa Yayınevi, Bakı, 2002, s. 80.

Gence Hanlığı’nı zapt ettiler. Gence Kalesi alındıktan sonra Sisianov, İbrahim Han’a elçi göndererek Karabağ Hanlığı’nın da Rusya’ya tabi olmasını istedi. Bu talebin olumlu karşılanması durumunda İbrahim Han’ın hanlığının devam edeceğini de bildirdiler. Çar ordularına dayanmanın çok zor olduğunun farkında olan İbrahim Han bu teklifi kabul etmek zorunda kaldı. 14 Mayıs 1805 tarihinde İbrahim Halil Han ile Sisianov arasında Karabağ Hanlığı’nın Rusya’nın hakimiyetini kabul etmesi yolunda bir anlaşma imzalandı 98. Yapılan bu anlaşmaya göre her yıl Rus Çar’ına 7.000 – 8.000 manat (Azerbaycan Para Birimi) vergi verecekler, Rus kuvvetlerini kendi hanlıklarına yerleştirecekler, hanlıklarına dahili işlerde tam bir hakimiyet uygulayacaklar, fakat harici işlerde Rusya’nın onayını alacaklardı99.

Bu durumun aslında bir esaret olduğunu bilen İbrahim Halil Han, Rus kuvvetlerini Karabağ’dan çıkarmanın yollarını arıyordu. Sisianov’un Bakü’de öldürülmesini fırsat bilen İbrahim Han Rus kuvvetlerini kovmaya karar verdi. Ama bu niyetini Rus komutan Lisanoviç’e ihbar edildi. Lisanoviç 1806 yılının Haziran ayında baskın yaparak İbrahim Han ve ailesini öldürdü. Bu baskında tesadüf eseri sağ kurtulan Mehdi Kuli Han, İbrahim Han’ın ölümünden sonra tahta geçti. Bu arada devam eden İran – Rusya muharebesinden sonra 1813 yılında imzalanan Gülistan Barış Anlaşması’yla İran Karabağ üzerindeki tüm haklarından vazgeçiyordu ve Karabağ Hanlığı Çarlık Rusya’sına bağlanıyordu100.