• Sonuç bulunamadı

KARABAĞ SORUNUN ORTAYA ÇIKIŞI, SORUNUN SAVAŞA DÖNÜŞMESİ VE BARIŞ İÇİN YAPILAN GİRİŞİMLER

2.4. BARIŞ İÇİN YAPILAN GİRİŞİMLER VE SORUNA ULUSLARARASI ÖRGÜTLERİN YAKLAŞIMLAR

2.4.5. Avrupa Konseyi’nin Girişimler

Avrupa Konseyi ilk başlarda Ermenilerin aktif çalışması sonucu Karabağ konusunda Azerbaycan aleyhine bir tutum içerisindeydi. Hatta Parlamenterler Meclisi’nin Üye Olmayan Avrupa Devletleri ile İlişkiler Komitesi 05 Şubat 1992

      

289 M. Serdar Palabıyık, “NATO’nun Bükreş Zirvesi’nin Ardından Karabağ Sorunu”, 08 Nisan 2008,

http://www.eraren.org/index.php?Lisan=tr&Page=Makaleler&MakaleNo=3030, (30.05.2008).

tarihinde Karabağ konusunda Azerbaycan’a karşı bir bildiri kabul etmişti291. Daha sonra Azerbaycan tarafından yapılan girişimler sonuç verdi.

12 Mart 1992 tarihinde Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi bir beyanat kabul ederek Karabağ’daki çatışmalardan rahatsızlık duyduklarını, durumun endişe verici olduğunu, sivil halka karşı yapılanların ve sınırların zorla değiştirilmesinin mümkün olmayacağını, çözümün uluslararası hukuk kuralları çerçevesinde çözümlenmesi gerektiğini belirttiler.

16 Nisan 1993’te Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi yeni bir beyanat kabul ederek Ermeni birliklerinin işgal ettikleri Kelbecer Bölgesi’ni boşaltmalarını ve bu konuda BM Güvenlik Konseyi Başkanı tarafından yayınlanan bildiriyi desteklediklerini belirttiler.

9 Kasım 1993’te Avrupa Konseyi Karabağ konusunda bir beyanat kabul etti. Beyanatta:

“Avrupa Konseyi, Dağlık Karabağ bölgesinde sağlanan ateşkesin, 24 Ekim’den itibaren Ermeniler tarafından bozulmasını kınıyor, bu yakınlarda işgal edilmiş topraklardan işgal kuvvetlerinin çıkmasını istiyor ve Azerbaycan Devletinin toprak bütünlüğüne önem verdiğini bir kez daha belirtiyor;

Avrupa Konseyi bu çatışmalar sırasında zor durumda kalan 10 binlerle sivil halkın durumundan endişe duyduğunu, mültecilerin sayının artması sorunun uluslararası boyuta ulaşması tehlikesini artırmakta olduğunu ve bütün bölgenin güvenliği için tehlike arz ettiğini belirtir ve bölge devletlerini insani yardım yapmaya çağırır;

Avrupa Konseyi, Ermenistan – Azerbaycan Dağlık Karabağ sorununun barışçı yollarla çözülmesi için AGİK Minsk Grubu’nun girişimlerini destekliyor ve

      

291 Adil Veliyev, Azerbaycan – Avropa Şurası: Demokratiya ve İnsan Hüquqları Sahesinde

çatışmanın taraflarını bozulan ateşkes anlaşmasına tekrar uymaya çağırır”292 denilmekteydi.

Daha sonralar Azerbaycan’da bulunan Avrupa Konseyi temsilcileri özellikle savaş sırasında topraklarını terk etmek zorunda kalan mültecilerin durumunun son derece kötü olduğunu ve savaşın Azerbaycan açısından çok ağır bir durum oluşturduğunu gözlemlemiştir. Bunun üzerine Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisinin Üye Olmayan Devletlerle İlgili Komitesi taraflarla direk olarak görüşmek istedi. Azerbaycan tarafı 24 – 28 Ocak 1994’te Strasborg’da başkan David Aktinson’un önderliğinde gerçekleşecek olan görüşmeye katılmayacağını açıkladı. Çünkü görüşmelere Azerbaycan ve Ermenistan temsilcileri ile birlikte Dağlık Karabağ Ermenilerinin de temsilcileri davet edilmişti. Yapılan baskılar sonucu Azerbaycan tarafı görüşmelere katılmak zorunda kaldı293.

10 Kasım 1994’te Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi 1047 Sayılı bir karar kabul etti. Kararda Mayıs ayından itibaren ateşkese uyulmasının sevindirici olduğu ve bundan sonra taraflarca barış anlaşması sağlanmasını ümit ettikleri belirtilmiştir. Bu savaşta 20.000’i aşkın insanın öldüğü, 1 milyondan fazla kişinin mülteci durumuna düştüğü, bu mültecilerin tekrar kendi topraklarına dönebilmesi için gereken ortamın sağlanması gerektiği, sağlanan ateşkes ortamının devam ettirilmesi, ateşkes ortamını bozacak her türlü askeri hareketten kaçınılması gerektiği belirtilmiştir294.

22 Nisan 1997’de Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi 1119 Sayılı Karar’ı kabul etti295. Bu karar aslında Zakafkasya için alınan bir karardı. Kararda Azerbaycan, Ermenistan ve Gürcistan yer almakta idi. 11 maddeden oluşan bu Karar’da tarafların Avrupa Konseyi’ne üyeliği aralarındaki sorunun tam olarak çözülmesinden sonra kabul edilebilecekleri belirtilmekteydi. 9. ve 10. Maddeler ise Dağlık Karabağ ile ilgili idi. Avrupa Konseyinin girişimiyle gerçekleştirilen

      

292 Hadi Recebli, Vefaeddin İbayev, Avropa Şurası, Elm, Bakü, 1999. s. 58; Qetiyyetin Tentenesi

(Senedli Xronika), “Seher” Gazetesinin Neşri, Bakü, 1995. s. 554 – 555.  

293 Adil Veliyev, a.g.e., s. 61-62.

294 PACE, Texts adopted at the 1994 session – fourth part. Document Ref. RES. 1047 (1994).

www.assembly.coe.int; Hadi Recebli, Vefaeddin İbayev, a.g.e., s. 60 – 61.

295 PACE, Texts adopted at the 1997 session – second part. Document Ref. RES. 1119 (1997).

görüşmeleri ve AGİT’in tekrar başlattığı girişimlerini desteklediklerini ve Dağlık Karabağ’ın statüsünün barışçıl yollarla belirlenmesi gerektiği belirtilmektedir. Kararda Azerbaycan’ın toprak bütünlüğüne dikkat çekilmektedir.

9 Kasım 2000 tarihinde Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi 14 Sayılı Karar’ı kabul etti. Kararda Azerbaycan’ın Avrupa Konseyi’ne üyelik için davet edilmesi ve diğer şartlar yer alıyordu296.

17 Ocak 2001 yılında Azerbaycan, Avrupa Konseyi’ne üye oldu. Resmikabul töreni ise 25 Ocak’ta yapıldı.

Avrupa Konseyi, özellikle Azerbaycan ve Ermenistan’ın bu teşkilata 2001 yılında üye olmasından sonra Karabağ sorununa daha yakından ilgi göstermiştir.

Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Genel Kurulu’nun 2005 yılı Ocak ayında kabul ettiği: “Üye bir ülkenin, diğer bir üye ülke toprağını işgal etmesinin,

Avrupa Konseyi ile ilgili taahhütlerine ciddi bir ihlal oluşturduğu”297şeklindeki kararı Karabağ konusunda her ne kadar yaptırım gücü olmasa da, Azerbaycan yönetiminin uluslararası alanda elini güçlendiren bir sonuç olarak ortaya çıkmıştır.

Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Genel Kurulu’nun 25 Ocak 2005 Tarih ve 1416 Sayılı Kararı “Ermenistan’ın Azerbaycan topraklarını işgal ettiğine dair” yeni bir belge niteliğindedir. Her ne kadar söz konusu karar, Azerbaycan yönetimini haklı davasında, bir uluslararası kuruluş tarafından bir kez daha teyit etmiş olsa da, bir anlamda Azerbaycan kamuoyunu teselli etmeyi amaçlayan bir karar görüntüsü içerisindedir. Çünkü kararın yaptırım gücü olmadığı gibi çözüm için herhangi bir eylem planı da sunmamaktadır298.

Bu kararda, Karabağ’da silahlı çatışmaların başlamasında on yıldan fazla zaman geçmiş olmasına rağmen Karabağ Sorunu’nun hala çözümlenmemiş bulunmasının esefle karşılandığı ifade olunmaktadır. Karar, yüz binlerce kişinin

      

296 Halk Gazetesi, 10 Kasım 2000. 297 Recommendation 1690 (2005).

http://assembly.coe.int/Main.asp?link=http://assembly.coe.int/Documents/AdoptedText/ta05/EREC16 90.htm, (31.05.2008).

yerlerinden olduğunu ve sefil durumda yaşadığını belirtikten sonra Azerbaycan topraklarının önemli bir kısmının halen Ermeni güçlerinin işgali altında bulunduğu ve ayrıca Karabağ Bölgesi’nin ayrılıkçı Ermeni güçler tarafından kontrol edildiğini ifade etmektedir. Kararda Karabağ’daki çarpışmaların bazı etnik unsurların bölgeden çıkarılmasına ve etnik temizliğe benzer şekilde tek etnik gruptan oluşan bölgeler yaratılmasına neden olduğunu vurgulamaktadır. Kararda bir devlet toprağından bir bölgenin ayrılarak bağımsızlık kazanmasının ilgili bölge halkının demokratik desteğini temel alan yasal ve barışçı bir süreç içinde gerçekleşebileceği ifade edilmekte, bir silahlı çatışmayla etnik unsurların zorla göç ettirilmesi ve ilgili bölgenin fiilen diğer bir devlete ilhak edilmesi sonucunda bir bölgenin ayrılmasının ve bağımsızlık kazanmasının mümkün olmayacağı da vurgulanmaktadır299.

Karar, Avrupa Konseyi üyesi bir devlet tarafından yabancı bir toprak işgalinin o devletin üyesi olarak edindiği taahhütlerinin vahim bir ihlâli oluşturacağını tekrarlamakta ve Azerbaycan ve Ermenistan’ın 2001 yılında Avrupa Konseyi’ne üye olurken anlaşmazlığı sadece barışçı yollarla çözmeyi ve komşularına karşı kuvvet kullanma tehdidinde bulunmamayı taahhüt ettiklerini belirtmektedir300. Kararda Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 822, 853, 874 ve 884 sayılı kararlarına atıfta bulunulmakta ve özellikle 853 sayılı karara değinilerek tüm üye devletlerden anlaşmazlığın artmasına veya toprak işgalinin devamına neden olabilecek şekilde, taraflara silah ve mühimmat vermekten kaçınmaları istenmektedir. Karar, anlaşmazlık sonucunda yerlerinden edilmiş kişilerin güvenli bir şekilde evlerine dönme hakkı olduğunu belirtmekte ayrıca tüm üye devletlerin bu kişilere insani yardım yapmasını istemekte, herhangi bir önkoşul öne sürmeden, bölgenin gelecekteki statüsü hakkında Karabağ’daki iki toplumun siyasi temsilcileriyle temas kurmasını Azerbaycan hükümetinden istemektedir.

Görüldüğü üzere Avrupa Konseyi Parlamenter Asamblesi’nin 1416 sayılı kararı Karabağ sorunu hakkında Ermenistan’ın görüşlerine uygun değildir. Bu arada özellikle iki husus Ermenistan’ın aleyhinedir: Birincisi, karara göre, Karabağ’ın bağımsız bir devlet statüsünde olamayacağıdır. Zira bağımsız olabilmek için, gerekli

      

299 Ömer E. Lütem, a.g.m., http://www.hannover-bk.de/ermeni3.html (09.06.2008). 300 Şenol Kantarcı, a.g.m., http://www.turksam.org/tr/yazi.aspx?ID=216 , (30.05.2008). 

olan ilgili bölge halkının demokratik desteğini temel alan yasal ve barışçı bir süreç Karabağ’da yaşanmamıştır. Aksine Karabağ Azerileri evlerinden kovulmuş ve bazıları katledilmiştir. Böylelikle kararda bağımsızlığı önleyen, “etnik unsurların bölge dışına çıkartılmasına götüren bir silahlı çatışma” meydana gelmiştir. İkinci olarak karar, Azerbaycan topraklarının önemli bir kısmının halen Ermeni güçlerinin işgali altında bulunduğunu ifade etmekte aynı zamanda üye bir devletin yabancı bir toprağı işgalinin o devletin Avrupa Konseyi üyesi olarak edindiği taahhütlerinin vahim bir ihlâli oluşturacağını belirtmektedir. Bu sözler, bir kınama olmasa da, Ermenistan’a yöneltilmiş ağır eleştirilerdir301.

Bunun dışında yine Ermenistan’ı zor durumda bırakan başka bir gelişme de yine Avrupa Konseyi’nden geldi. Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Siyasi İşler Komisyonu üyesi David Atkinson tarafından hazırlanan “AGİT Minsk Grubu tarafından izlenen Dağlık Karabağ sorunu (the conflict over Nagorno-Karabakh region dealt with by the OSCE Minsk conference)” başlıklı raporda da “gerçekler” olduğu gibi vurgulanmıştır. Raporda özetle şöyle denilmektedir302:

1. Azerbaycan topraklarının önemli bir bölümü halen Ermenistan işgali altındadır.