• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 3: BULGULAR

3.2. Dini Grupların Psiko Sosyal, Dinî ve Manevî Etkisine İlişkin Bulgular

3.2.5. Dinî Grupların İslam’da Kadın Algısına Etkisi

3.2.5.2. Kadına Dair Bazı Ayetler ile ilgili Görüşler

Kur’an-ı Kerim’de yer alan kadın ile ilgili ayetler günümüzde tartışma konusudur. Bazı yazarlar, bu ayetlerden yola çıkarak İslam’ın kadın ile ilgili negatif duruşu olduğunu belirtmiş, bazıları ise sorunu, ayetlerle ilgili değil yorumların yanlışlığı ile açıklamıştır. Sonuç olarak bu tartışmalar devam etmektedir.

Demirel’e göre (2010: 99) Kur’an-ı Kerim kadınlarla ilgili örfî konulara iki açıdan yaklaşmıştır. Toplumun ve bireylerin yararına olan sahih gelenekleri devam ettirmiştir. Ancak birey ve toplumun zararına olan adetleri ya sınırlamış ya da ortadan kaldırmıştır. Çok kadınla evliliği ve kadının dövülmesini sınırlandırmış, erkeğin aile reisliğini,

borçlanma konusunda iki kadının şahitliğini ve kadınların örtünmesini ise çeşitli şartlar çerçevesinde devam ettirmiştir. Kur’an’daki hukukî konularla ilgili önemli bir husus, bu ayetlerin, toplumlarda var olan ataerkil zihniyetteki yanlışlıkların varlığı düşünülerek yorumlanması gerektiğidir.

Konu ile ilgili olarak katılımcılara öncelikle, İslam’da kadının yeri ile ilgili sorular sorulmuştur.

Tablo 29: İslam’da Erkeğin Kadından Daha Ayrıcalıklı Olması Düşüncesine Yönelik Bulgular

Dinî Gruplar Katılıyorum Katılıyorum Kısmen Katılmıyorum Toplam

İsmailağa 3 4 3 10 Menzil 5 0 4 9 Gülen 2 0 8 10 Rifaî 0 1 9 10 Süleyman 5 2 3 10 Toplam 15 7 27 49

Tablo 33’e bakıldığında “İslam’da erkek kadından daha ayrılacalıklıdır” ifadesine dinî gruba mensup olan kadınlar ağırlıklı olarak katılmamıştır (27 kişi). Bu önermeye 15 kişi “Katılıyorum”, 7 kişi ise “Kısmen katılıyorum” demiştir. Rifaî tarikatı (9 kişi) ve Gülen cemaatine (8 kişi) mensup olanlar çoğunlukla “Katılmıyorum” demiştir. İsmailağa cemaatine mensup olanlar ağırlıklı olarak “Kısmen katılıyorum” (4 kişi), Menzil tarikatına bağlı olanlar ise çoğunlukla “Katılıyorum” (5 kişi) demiştir.

Klasik dönem ile modern dönem müfessirlerinin kadın ile ilgili ayet yorumlarında farklılıklar söz konusudur. Klasik dönem müfessirlerinde kadın algısı, kolayca kandırılabilecek saflıkta, fitneye, şehevi duygulara ve günaha yatkın bir anlayıştadır. Yorumcuların tümünün erkek olması ve dönemin sosyo-kültürel şartları bu yorumların ortaya çıkmasında etkendir (Karslı, 2003: 163, 171). Yine de çalışmaların çoğu geleneksel bakış açısıyla yorumlanmakta ve özellikle cinsiyetle ilgili konular şeriat kanunlarına göre hüküm verilmektedir (Stowasser, 1998: 33).

Kur’an-ı Kerim’de kadının sosyal ve hukukî haklarına dair bazı ayetlerle ilgili tartışmalar devam etmektedir. Bu ayetler içerisinden çok eşlilik, miras ve kadının darp edilmesi konuları hakkında katılımcıların görüşleri alınmıştır. Bu doğrultuda katılımcıların kadına dair düşünceleri ile birlikte dinî grupların konu ile ilgili etkisi ve duruşu tespit edilmeye çalışılmıştır:

Tablo 30: Kadına Dair Bazı Ayetler ile İlgili Görüşler

Kodlar (Çok Eşlilik Ayeti 33ile İlgili Görüşler)34 İ M R S G N

Çok Eşlilik ile İlgili Ayeti Sorgulayamayız 3 2 2 5 12 Çok Eşlilik Dinde Yoktur 2 4 1 7 Çok Eşlilik Ancak Şartlar Oluştuğunda Geçerli Olur 5 6 3 6 20

Kodlar (Kadının Darp Edilmesi 35Ayeti ile İlgili Görüşler)36 İ M R S G N

Ayeti Sorgulayamayız 1 2 2 2 7 Kadının Dövülmesi Dinde Yoktur 2 1 4 4 1 12 Kadın Ayetteki Şartlar Oluştuğunda Dövülebilir 5 5 1 6 17

Tablo 34’e bakıldığında 7 kişi “Çok eşlilik dinde yoktur”; 12 kişi “Çok eşlilik ile ilgili ayeti sorgulayamayız”; 20 kişi ise “Çok eşlilik ancak şartlar oluştuğunda geçerli olur”; demiştir.

Kadının darp edilmesi ayeti ile ilgili görüşlere bakıldığında ise 7 kişi “Ayeti sorgulayamayız”; 12 kişi “Kadının dövülmesi dinde yoktur”; 17 kişi ise “Kadın ayetteki şartlar oluştuğunda dövülebilir” demiştir.

Tablo 34’te çok eşlilik ve kadının darp edilmesi ile ilgili ayetlere dair kadınların görüşleri yansıtılmaya çalışılmıştır. İsmailağa cemaatine (5 kişi), Menzil tarikatına (6 kişi) ve Gülen cemaatine (6 kişi) bağlı olanlar toplamda en fazla “çok eşlilik ancak şartlar oluştuğunda geçerli olur” ifadelerine yer vermiştir. Süleyman Efendi cemaatine bağlı olanlar ise çoğunlukla (5 kişi) “çok eşlilik ile ilgili ayeti sorgulayamayız”, Rıfaî tarikatına mensup olanlar ise en çok (4 kişi) “çok eşlilik dinde yoktur” demiştir. Kadının darp edilmesi ayeti ile ilgili olarak İsmailağa cemaati (5 kişi), Menzil tarikatı (5 kişi) ve Gülen cemaatine (6 kişi) bağlı olanlar “kadın ayetteki şartlar oluştuğunda dövülebilir” demiştir. Süleyman Efendi cemaatine (4 kişi) ve Rıfaî tarikatına bağlı olanlar (4 kişi) ise çoğunlukla “kadının dövülmesi dinde yoktur” ifadelerine yer vermiştir. Tabloya

33Eğer, (velisi olduğunuz) yetim kızlar (ile evlenip onlar) hakkında adaletsizlik etmekten korkarsanız, (onları değil), size helâl olan (başka) kadınlardan ikişer, üçer, dörder olmak üzere nikâhlayın. Eğer (o kadınlar arasında da) adaletli davranmayacağınızdan korkarsanız o takdirde bir tane alın veya sahip olduğunuz (cariyeler) ile yetinin. Bu, adaletten ayrılmamanız için daha uygundur. (Nisa/3). http://mushaf.diyanet.gov.tr/

34

Katılımcıların çok eşlilik ayeti ile ilgili birden fazla yorum yapması, tabloya yansıtılmıştır.

35Erkekler, kadınların koruyup kollayıcılarıdırlar. Çünkü Allah insanların kimini kiminden üstün kılmıştır. Bir de erkekler kendi mallarından harcamakta (ve ailenin geçimini sağlamakta)dırlar. İyi kadınlar, itaatkârdırlar. Allah'ın (kendilerini) koruması sayesinde onlar da "gayb"ı korurlar. (Evlilik yükümlülüklerini reddederek) başkaldırdıklarını gördüğünüz kadınlara öğüt verin, onları yataklarında yalnız bırakın. (Bunlar fayda vermez de mecbur kalırsanız) onları (hafifçe) dövün. Eğer itaat ederlerse artık onların aleyhine başka bir yol aramayın. Şüphesiz Allah çok yücedir, çok büyüktür.(Nisa/34). http://mushaf.diyanet.gov.tr/

bakıldığında Rıfaîlerin kadının dövülmesini reddettikleri dikkat çekmektedir. Genelde diğer dinî gruplara üye olan kadınlar, şartlar oluştuğunda çok eşliliğin ve kadının dövülmesinin geçerli olabileceğinden bahsetmiştir.

“Çok eşlilik onu zinadan kurtarmak, harama düşmesine engel olmak… Bu vesileyle de mesela olabilir, niye olmasın? Ekmek teknendir. Kocan olmazsa sen bir hiç gibi gözükürsün.”(M- Melisa/42/İlköğretim).

“Miras, çok eşlilik gibi ayetler yoruma açık değildir.” (S-Aysel/39/Lise ve dengi). “Kadın zaten gittiği yerde eşi tarafından bakılacak, bir de miras olarak oradan da alacak kadın. Kur’an-ı Kerim’de yazılan, söylenen hiçbir şeyi eleştirmek sorgulamak hakkına sahip değilim. Uygularım, uygulayamam ayrı dava. Ama başımı önüme eğerim, geçerim. Yapmak için de dua ederim. Allah’a dua ederim.” (R-Şerife/47/Lise ve dengi).

“Mirasta erkek almalıdır. Çok eşlilik hakkında açıklama yapmak bize düşmez.” (S-Aynur/50/İlköğretim).

“Bazı meselelerin mantığı bilinmiyor, mal bölüşümü gibi. Aslında ortada haksızlık yok.” (G-Büşra/38/Y.Okul-Üniversite).

“Erkek aldığı iki payın biriyle ömrünün sonuna kadar annesine, eşine ya da kız kardeşine bakması gerekmektedir.” (R- Filiz/28/Y.Okul-Üniversite).

Dinî grup mensuplarından bazıları ise özellikle çok eşlilik ve kadına vurulması konularına karşı olduğunu belirtmişlerdir:

“Çok eşliliği kabul etmiyorum. Kadının dövülmesine de karşıyım.” (M-Hüsniye). “Kadının dövülmesi diye bir şey yok.”(G-Melike/23/Y.Okul-Üniversite).

“Kur’an kadını yüceltti; kadın ezilendi, mağdurdu… Darebe kelimesi nereden bakarsanız bakın, “vadrıb lehum eshabel garyah” bu kelime her zaman dövmek manasında kullanılmamıştır ki. Eğer böyle bir emir olsaydı, önce peygamberimiz yapardı. Sadece o ayeti almayacaksın, diğer ayetleri de yanına koyacaksın. O ayeti oradan cımbızlıyorlar.” (S-Feyza/40/İlköğretim).

“Çok eşlilik ve mirası erkekler kendi çıkarları uğruna bu konuları çok kullanıyorlar.” (S-Tuğçe/26/Y.Okul-Üniversite).

“Peygamberimiz ayırt eder miydi birbirinden? Eskisi gibi değildi yavrum. Kadınlar dul kalıyordular, erkekler nikâhları altına alıyorlardı. Şimdi öyle erkek

yoktur, hepsi aldatıyor. Birisini bulunca diğerini atıyor… (Kadının dövülmesi) yoktur… Şimdi, okuduğum kitapta da çocuğu da dövmeyeceksin diyor…” (İ-Esra/64/İlköğretim).

“…Niye dört tane alıyor, bir kadına bakamadan? Adam benim komşum. Oğluna gelin alırken annesi dul diye onu alıyor ve bu nasıl Müslüman biliyor musunuz? Konuşurken yüzünüze bakmıyor. Canı kadın almak istiyor. Çünkü Ali ile Veli’nin dört tane var, onun da olmalı. Bırakın Kur’an’ı, evrenselliği! Adamın felsefesi orada kalmış… İslam’daki dört tane kadın tamam, ama ben bunu yaşayanı görmüyorum. O yüzden bana ters.” (R-Aslı/43/Lise ve dengi).

Bu yorumlarla birlikte, çok eşlilik ve kadının dövülmesini katılımcıların çoğu ayetlerdeki şartlar oluştuğunda geçerli olabileceğini savunmuşlardır:

“Kadın dövülür, ama şu şekilde: Erkek dışarıdan gelirse, evinde ateşi yanmazsa, önüne sofrası gelmezse, gezmelere giderse, kocanın ihtiyacını gidermezse, hak veriyorum; dövebilir bana göre. Kadınlık görevini yapacaksın, yemeğini yapacaksın, gönlünü alacaksın, canım ciğerim diyeceksin. Eve geliyor sinirli, trafik, bin türlü insanla karşılaşıyor; işten geliyor, eve gelince de sen şikâyet edersen çatacak sana. Çok zor! Yani hele İstanbul içinde ekmek getirmesi zor.”(İ-Gülfem/54/Okuma yazma bilmiyor).

“Her şeyde değil, üç şekilde: Yatağına çağırdığında gelmediği zaman, ikincisi evine istemediği kimseyi aldığı zaman, namaz kılmadığı zaman veya izinsiz dışarıya çıktığı zaman. Bunların haricinde kesinlikle dövemez, haramdır; ama bilmiyor bizimkiler. Mesela yemek yapmadın, pat küt giriyor.” (İ- Çiğdem/29/İlköğretim).

“Dövme konusunda hatırladığım kadarıyla namus meselesi var. Kadının iffetli olması… Sağlıklı aile; sağlıklı çocuklar ve güzel terbiye olmuş bir nesil getirir. Tersi ise toplum için bir felakettir. Hatırladığım kadarıyla dayak, iffeti korumak için ise normal kabul ediyorum.”(G-Gamze/37/Y.Okul-Üniversite).

“Kadının dövülmesi… Bütün kadınlar değil; kocasına isyan eden, aile düzenini bozma gayretinde olan, kocasına haksızlık yapan, nasihat dinlemeyen… Kocaları tarafından yataklarında yalnız bırakılsalar da bu tepkilerine rağmen isyan eden kadından bahsediliyor.”(S-Aygül/42/İlköğretim).

“Çok eşlilik onu zinadan kurtarmak, harama düşmesine engel olmak... Bu vesileyle de mesela olabilir, niye olmasın? Ekmek teknendir. Kocan olmazsa sen

bir hiç gibi gözükürsün. Çalışan da olsa kocası evin bereketidir, huzurudur. Çünkü kadın, yalnız başına fakirdir. Çalışsa da para hiçbir şey değildir, bir kâğıt parçasıdır. Mesela parayla şu eve her şeyi alsın. Ama bir koca olmadıktan sonra, bir huzur olmadıktan sonra... Huzurlu, mutlu bir yuvası olmazsa oluk gibi para aksın, her şey altınla döşeli olsun, yani cennet gibi hayat yaşasın ama hiçbir şeydir.” (M-Melisa/42/İlköğretim).

“Bence belli, ayetin sonunda yapamazsın, eşitsizliği sağlayamazsın, zor diyor. Ama bu bir ruhsattır, olabilir. Burada olabilir, eğer şeriatla yönetilen bir ülkeyse olabilir. Türkiye için zor. Arabistan’da çok güzel uyguluyor. Kabul etmişler adamlar, örfi meseleler. Afrikalılarda da bir tane kadına, dört erkekle evlenen yerler var.” (R-Esma/34/Y.Lisans).

“O zamanki şartlar onu gerektiriyormuş. Onu çok fazla sorgulamaya, çok fazla eleştirmeye gerek yok. Peygamber Efendimizin evliliklerini diyorsan eğer, Allah’tan izinsiz peygamberimiz hiçbir şey yapmadı ki. O, kendine gelen haberler doğrultusunda hareket etti. Bunun nesini eleştireceğiz? Dörde kadar evlenebilirsin. Ne şartlarda evlenebilirsin? Oldu ki evlendin, onların ihtiyaçları ne şekilde? Bunları yapabilecek misin?” (R-Şerife/47/Lise ve dengi).

“Çok eşlilikte de ayetin sebebi nüzulünü bilmek lazım. Savaş zamanı, ağabeyler, babalar ölmüş. Öksüz kızlarla evlilikten bahsediliyor. Onlara karşı adaletli davranmamaktan korkuyorsanız, onlardan dörde kadar evlenin buyruluyor. Eğer adaleti gözetmekten korkuyorsanız, bir tanesi ile evlenin. Günümüzde insanlar nefislerinden dolayı evleniyorlar. Günümüzde ikinci, üçüncü evlilikler gizli yapılıyor. Halbûki dinimizde nikâhın özünde duyurmak vardır. Yani aslında dini anlamda da devlet nazarında da o nikâhlar geçersizdir. Ancak Kur’an sadece Türklere inmemiştir. Bu ayetler zaman ve zemin üstü ayetlerdir. Bu ayetin geçerli kıldığı savaş gibi şartlar Türkiye’de yoktur belki ama Arakan’da veya Afrika’da var olabilir.” (S-Feyza/40/İlköğretim).

“Kadının dövülmesi şarta bağlıdır. Sadece namazını kılmıyorsa ve eşinden izinsiz birilerini alıyorsa, kaba yerlerine vurulabilir. Kadınların daha çok cehennemde olması, ben de dâhil kadınlarda tüketim çılgınlığı arttı. Daha çok harcama yapmak için ekonomik yönden iyi olmak istiyorlar. Kendileri de çalışmak istiyor. Bu kez de asli vazifelerini geri plana itiyorlar. Eşlerine, çocuklarına fazla zaman ayıramıyorlar. Evde pespaye, dışarıda süslü oluyorlar. Aşırı nefsanî isteklerinden ötürü yetmiyor onlara.” (İ- Erva/53/Lise ve dengi).

“Dayak, iyi görmüyorum ama bazen hak edildiğini düşünüyorum. Şimdiki ortamda erkekleri saymıyorlar. Üstün sayıyorlar kendilerini. Rahatlar ya. Haram-helâli gözetmeyenler hak ediyorlar.” (M-Zeliha/44/İlköğretim).

Bazı katılımcılar ise yorum yapmaktan kaçınmışlardır:

“Biraz da kadın itaatkâr olsun diye korkutucu ayetler olabilir.” (İ-Keriman/34/İlköğretim).

“Ben nasıl bir ayeti okuyup anlayabilirim? Mürşidim ne diyorsa o.” (R-Sinem/22/Y.Okul-Üniversite).

“Şu an dövme ayetiyle ilgili bir şey söyleyemeyeceğim. Açıkçası daha okumadım. Ama bu konuda bilgiler alınca bakış açın değişiyor.” (R-Rümeysa/40/Y.Okul-Üniversite).

Mülakatlarda da görüldüğü üzere özellikle katılımcıların, kadının dövülmesi ile ilgili yorumlarında önemli farklılıklar söz konusudur.