• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 2: YÖNTEM

2.5. Araştırma Sürecinde Karşılaşılan Güçlükler

Türkiye’de dinî gruplar genel olarak kendi içerisinde sosyal; ancak dışarıya kapalı olan gruplardır. Kadınlar ise bu gruplar içerisinde aktif bir şekilde yer almakla birlikte araştırma süreçlerinde kendilerini gizlemeyi tercih etmektedirler. Bu araştırmada da yaşanılan en büyük güçlük, görüşmeyi kabul eden gönüllüler bulmak olmuştur.

Mülakat yapmayı kabul eden katılımcılar olmakla birlikte “Biz bir şey bilmiyoruz.”, gibi gerekçelerle mülakat yapmayı reddedenler de olmuştur (7 kişi). İsmailağa cemaatinden bir katılımcı ile yer ve tarihte sözleşmemize rağmen buluşma gününde “Eşim izin vermedi” diyerek görüşmeyi reddetmiştir. Bir katılımcı ise mülakat yapıldıktan sonra bizi arayarak pişman olduğunu, rüyasında kötü şeyler gördüğünü ve mülakatı iptal etmenin mümkün olup olmayacağını sormuştur. İsmailağa cemaatine mensup olan bir katılımcı, kadın sesinin haram olduğu gerekçesiyle ses kaydı yerine not almamızı istemiştir. Ancak kaydedilen notların yetersiz olacağı gerekçesiyle araştırmaya dâhil edilmemiştir.

Görüşmeyi kabul edenler, ilkin güven problemi yaşamışlardır. Özellikle ses kayıt cihazından rahatsız olmuşlar, kayıtların benim haricimde hiç kimseye dinletilmemesi ve gerçek isimlerinin verilmemesi konusunda defaatle telkinde bulunmuşlardır. Bu nedenle onlara güven sağlamak adına ses kayıtlarını deşifre etmeme sözü verilerek araştırmanın amacı ve gizliliği açıklanmıştır. Katılımcılar, ağırlıklı olarak deşifre olma kaygısıyla ilkin araştırmamızı önyargı ile karşılasalar da mülakatın ilerleyen zamanlarında oluşturulan güven ortamı neticesinde birçok bilgiyi rahatça paylaşmışlardır. Özellikle soruların daha çok kendileriyle ilgili olduğunu düşünmeleri ve samimiyetimiz onlara güven vermiş ve katılımcılardan bazıları (kendi tabirleriyle) arkadaşlarına dahi anlatmadığı özel durumları (rüyalar, aile içi ilişkiler vb.) bizimle paylaşmıştır. Bu

durumun bir nedeni de samimi ve açık bir şekilde amacımızı belirtmiş olmakla ilgili olduğu kadar bizi yönlendiren kişilere duyulan güvendir.

Mülakatların katılımcıyla teke tek yapılmasına dikkat edilmiştir. Bununla birlikte sorulardan bazılarına yanıt vermemekte ısrar edenler olmuştur. Bu nedenle mülakatın ilerleyen anlarında farklı biçimlerde soruları tekrarlayarak katılımcılardan yanıt alınmaya çalışılmıştır. Soruların bazılarından rahatsız olan katılımcılar olmuştur. “Bana neden bu soruları soruyorsun?” ya da “Neden bu grubu bu kadar merak ediyorsun?” gibi tepkiler verilmiş; farklı amaçlarla araştırma yaptığımız imâ edilmiştir. Bazı katılımcılar, özellikle yaşı ilerlemiş olanlar, soruları anlamakta güçlük çekmiş, onların anlayacağı şekilde sorular farklı kelimelerle tekrar edilmiştir. Sorduğumuz sorulardan sıkılanlar ve “Hala bitmedi mi?” diyenler de olmuştur.

Mülakatlarda eksik kalan soruları tamamlamak adına görüşmeciler ile telefon ya da e- posta ile irtibat kurulmuştur. Ancak bu konuda bazı sorunlar yaşanmıştır. Rifaî tarikatına mensup olan bir kişi tekrar aradığım için, kendisini taciz etmekle suçlamıştır. Bazıları ise kasıtlı olarak irtibatı kesmiştir. AKP hükümeti ile Gülen cemaati arasında 2013 yılından itibaren gelişen bazı durumlar nedeniyle, eksik soruların tamamlanması adına telefon ile görüşmek istediğimiz bu cemaate mensup bazı kişilerden geri dönüt alınamamıştır. Özellikle üç kişiden hiçbir şekilde yanıt alınamadığı için Mart – Nisan 2014’te Gülen cemaatine mensup farklı kişilerle mülakat yapılmıştır.

İstanbul’un farklı ilçelerine gidip mülakat yapılacak muhitleri bulmak konusunda bazı zamanlarda zorluklar yaşanmıştır. Mülakatlar katılımcıların evlerinde yapıldığı gibi konfeksiyon atölyesi, pastane, işyeri, dershane, öğrenci evi, park, kafe ve yurt gibi mekanlarda da gerçekleştirilmiştir. Bağdat caddesinden Sultanbeyli’ye uzanan İstanbul’un birbirine zıt muhitlerinde, yaşam tarzlarıyla ve kişilikleriyle birbirlerinden farklı olan kadınlarla iki yıla yayılan bir mülakat süreci gerçekleştirilmiştir. Bu süreç içerisinde Bağdat caddesinde, penceresinde yılbaşı süsleri kalmış bir evde, söylenilen ilahilere eşlik etmek; bir hafta sonrasında Sultanbeyli’de bir mahallede sohbet sonrası ikram edilen aşurelerden sonra sohbet hocası ile görüşmek; bir katılımcının sorumlu olduğu Ümraniye’deki konfeksiyon atölyesinde işlerini bitirmesini beklerken birlikte öğle yemeği yemek; bir katılımcının, rezidans dairesinde ağırlanırken başka bir zaman, Kağıthane’de yaşayan bir hoca hanımın, apartmanın en alt katını Kur’an Kursu’na

çevirdiği dairesinde mülakat yapmak; akşam saatlerinde yine bir grubun dinî sohbeti sonrası, gösterişli ikramlardan ve ardından yapılan mülakattan sonra aynı zaman diliminde, üniversiteye bağlı öğrenci yurdunda yaşayan görevli bir kadın ile görüşmeye yetişmek; Fatih’te bekar öğretmenlerin kaldığı bir evde misafir edilmek; Pendik’te kadınların günlerine katılıp sohbetlerine eşlik etmek gibi farklı ortamlarda bulunulmuştur.

Dinî gruplara mensup olan katılımcılardan özellikle sohbet düzenleyenler, sohbetlerine katılmam için teşvik etmişler, istediğim zaman katılabileceğimi söylemişlerdir. Menzil tarikatına bağlı olan ve sohbetler düzenleyen bir hoca, tövbe almam konusunda çok ısrarcı olmuştur. Ayrıca Rumeli Hisarüstünde Menzil tarikatı olarak yönlendirildiğim bir grubun sohbetine katılmış; ancak sohbet esnasında Kur’an-ı Kerim okunduktan sonra yapılan bazı ritüeller ile (sohbet yapan kişinin çay demledikten sonra yuvarlak bir tepsinin etrafına dizilmiş olan çay bardaklarının etrafında oturmaları ve bu şekilde sessizce zikir çekmeleri) bu kişilerin Bünyamin Yıldırım Hazretlerine bağlı oldukları anlaşılmıştır.

Ortamlara uyum sağlamak adına kıyafete ve üsluba dikkat edilmiştir. Ancak katılımcılardan bazıları tesettür ile ilgili sorularda örtünme biçimimin doğru olduğunu örnek göstermiş; bazıları ise tesettürümün uygun olmadığını ima edip kıyafetimi eleştirmişlerdir.

Katılımcı sayısının fazla olması nedeniyle mülakatları deşifre etmek uzun bir sürede tamamlanabilmiştir. Zamanımızı alan bir diğer konu ise mülakatları analiz etme kısmıdır. Mülakatlar analiz edildikten sonra bazı eksik bulguların tespit edilmesinden dolayı analiz işlemleri tekrarlanmıştır.

Mülakat sürecinde katılımcılardan bazılarının fazlasıyla ketum olması bazılarının ise çok fazla konuşması da yaşanılan güçlükler arasındadır. Ketum olanlardan bazıları özellikle konuşmak istememekte, bilgilerini gizlemeye çalışanlar olmaktadır. Çok konuşkan olan katılımcılar ise cevaptan uzaklaşarak farklı konulardan bahsetmeye başlayabilmektedirler. Bu gibi katılımcılara farklı sorular sorularak tekrar konuya odaklanmaları sağlanmıştır.