• Sonuç bulunamadı

1.5. KÜLTÜRLERARASI İLETİŞİMİN TEMEL KAVRAMLARI

1.5.2. Kültürlerarası İletişim Disiplinin Gelişimi ve Tarihi

Akademik bir çalışma alanı olarak kültürlerarası iletişim disiplinin tarihi ikinci Dünya Savaşı sonrasına ve özellikle 1946’da ABD Dışişleri birimlerinin diplomatlarına eğitim vermek amacıyla kurulan Foreign Service Institute’ye (FSI) dayanır. Ancak bu tarihten önce de ABD’deki birçok kurumsal gelişme “kültürlerarası iletişim” yeteneği ve bilgisine olan gereksinimi ortaya çıkarmıştır. Öncelikle 1920’lerde ABD’de başlayan çeşitli dil ve akademik gençlik eğitim programları ve 1932’de kurulan Experiment in International Living (Uluslararası Yaşamdaki Deneyimler) ve 1946’da kurulan The American Institute of Foreign Trade (Amerikan Dış Ticaret Enstitüsü) gibi kurumlar ile kültürlerarası etkileşim kurumsallaşmaya başlamıştır (Sarı, 2004: 3).

Kültürlerarası iletişim disiplinin altyapısını bilimsel olarak ele alan ABD’li antropolog Ruth Benedict olmuştur. Benedict’in ikinci Dünya savaşı esnasında ABD enformasyon dairesi için Japonları anlamak ve Amerikan fikirlerini Japonların anlayacağı şekilde aktarılmasını sağlamak amacıyla yapmış olduğu antropolojik çalışmalardan oluşmaktadır. Kültürlerarası etkileşim ve sorunları bilimsel olarak ele alan çalışmada aynı zamanda yabancı bir kültürün iletişim davranışlarını anlamaya yönelik araştırma ve incelemeleri de kapsamaktadır. Kültürlerarası iletişim kavramını ilk defa Edward T. Hall tarafından 1959 da The Silent Language (Sessiz Dil) adlı eserinde kullanılmıştır. Hall, gerçekleştirdiği karşılaştırmalı kültür çalışmalarıyla iletişimdeki pratik etkileşmeyi ortaya çıkararak kültür çalışmalarını iletişim alanına genişletmiş ve böylece de niteliksel araştırma yöntemlerinin iletişim alanında da kullanılmasını sağlamıştır (Kartarı, 2014: 65-66).

Hall’un temelleri atmasından 1970’lere kadar, Kültürlerarası iletişim alanında antropoloji, linguistik, psikoloji, felsefe ve sosyoloji disiplinlerinin etkisiyle kavramsal bir çeşitlilik vardır. Kültürlerarası iletişim alanın kuruluşu ve gelişiminde ilk adım sayılan ve özellikle 1946 ile 1956 yılları arasında iletişim programları ile kültürlerarası

bilgi üretimi ve yönetimine katkı yapan ABD hükümetine bağlı Foreign Service Institute (FSI), dışişleri diplomatlarına, soyut antropolojik bilgileri, pratikte de kullanabilme gereksinimini karşılamak istemiştir. Amerikalı diplomatlara yönelik yürütülen bu eğitim, kısa bir süre sonra kültürlerarası iletişim eğitimine dönüşmüştür. Ancak kuramsal olarak kültürlerarası iletişimin gelişmesi 1980’lerin başından itibaren özellikle Gudykunst’un çalışmaları ile gündeme gelebilmiştir (Sarı, 2004: 3-4).

Kültürlerarası iletişim kavramsal olarak belirsizliğini korumakla beraber alanın neleri kapsayacağı konusunda oldukça yoğun akademik çabalar verilmiştir. Rich kültürlerarası iletişimin fazlasıyla geniş ve belirsiz bir kavram olduğunu belirterek kültürlerarası iletişimi içerik olarak beş bölüme ayırmıştır:

1. Kültürlerarası iletişim farklı kültürel yörelere sahip insanlar arasındaki

etkileşime odaklanır.

2. Uluslararası iletişim farklı ulusların temsilcileri arasındaki etkileşime odaklanır,

3. Irklar arası iletişim, politik olarak ya da sayıca hâkim kültür ile aynı ulustaki

ortak kültür üyeleri arasındaki etkileşimi inceler,

4. Etnikler arası iletişim ya da azınlıklar arası iletişim aynı ulus içindeki ortak

Kültürlerarası ndaki etkileşimi inceler,

5. Zıt-kültür iletişimi (Contracultural Communication), kültür içi iletişim ile

ırklar arası iletişimi bağlayan gelişim sürecinin incelenmesine odaklanır (Yağbasan, 2016: 58-59). Rich, kültürlerarası iletişimin, bu beş alanı da kapsadığını ve kültürlerarası iletişime kişilerarası düzeyden yaklaşılması gerektiğini belirtir. Stewart, Outline of Interculturel communication adlı eserinde kültürlerarası iletişim çalışmalarının sonuçlarının gerçek hayatta da uygulanabilir olması gerektiğini belirtmiş ve kültürlerarası iletişim eğitiminin önemi üzerinde durmuştur. Smith, alanın önemi üzerinde durdu ve neden kültürlerarası iletişim incelemelerinin yapılması gerektiğini vurguladı, Rohrlich ise neden kültürlerarası iletişim incelemeleri yapılmakta olduğunu tartıştı. Smith ve Rohrlich’in yaklaşımları birbirinden farklıydı. Smith alanın kişilerarası ve sözel olmayan iletişim farklılıklarına odaklanmasının yanlış olduğunu düşünmüş ve bunun yerine uluslararası düzeyde yoksulluk, savaş ve uluslararası enformasyon

dolaşımındaki eşitsizlikler gibi konuların incelenmesi gerektiğini vurgulamıştır. Rohrlich ise, Smith’in uluslararası sorunsallara çektiği dikkatin önemli olduğunu kabul etmekle birlikte bunun yanında, kişilerarası-kültürlerarası konuların önemini vurgulamaya devam etmiş ve kültürlerarası iletişimin dünyanın sorunlarını çözmek için yeterli olamayacağını, ancak kişilerarası düzeyde –sadece bu düzeyde kalsa bile- “gerekli” bir alan olabileceğini belirtmiştir (Sarı, 2004: 8).

1970’lerden günümüze üç temel etkenin kültürlerarası iletişim çalışmalarını yönlendirdiği söylenebilir:

1. International-Intercultural Communication Annual (IICA),

2.Speech Communication Association (SCA),

3.International Communication Association (ICA) (Yağbasan, 2016: 58-60).

1960 ve 1970’lerde akademik olarak kültürlerarası iletişim formasyonu alan akademisyenler yaptıkları araştırmalar ile 1980’lerde alana katkı sunmaya başlamışlardır. Bu doğrultuda o dönemde yayınlanan beş çalışma, kültürlerarası iletişim alanın gündemini belirler:

-Gudykunst (1983) Interculturel Communication Theories

-Gudykunst ve Kim (1984) Methods of Interculturel Research

- Kincaid (1988) Communication Theory Eastern and Western Perspectives

- Asante ve Gudykunst (1989) Handbook of International and Intercultural Communication. Alana önemli katkıları olan Gudykunst, kültürlerarası iletişim çalışmalarının içeriğini; etkileşimsel, karşılaştırmalı, dolayımlı ve kişilerarası boyutlar olmak üzere dörde ayırarak kavramsallaştırmış:

1.Kültürlerarası iletişimin, etkileşimsel ve kişilerarası nitelik taşıdığını, farklı kültürlerden insanlar arasındaki veya ortak bir kültüre sahip insanlar arasındaki kişilerarası iletişimi inceler.

2.Çapraz kültürel iletişim “kişilerarası” ve “etkileşimsel” kavramlarına odaklanır ve farklı kültürlerden insanların iletişim davranışlarındaki farklılıklarla ilgilenir.

3.Uluslararası iletişim, “etkileşimsel” ve “dolayımlı” kavramları üzerinde durur ve farklı ülkelerdeki medya iletişimi üzerinde durur.

4.Karşılaştırmalı kitle iletişimi de “karşılaştırmalı” ve “dolayımlı” boyutlara sahiptir ve farklı ülkelerin kitle iletişim sistemlerinin benzerliklerini ve farklılıklarını araştırır (Sarı, 2004: 11).

Leedz-Hurwitz, Hall’un FSI’da (Foreign Service Institute)başlayan çalışmalarının kültürlerarası iletişim disiplinin gelişmesi açısından öneminden bahsederken onun alana katkısını şu şekilde özetlemiştir:

1.Hall, geleneksel antropolojik çalışmanın tek bir kültür üzerine odaklanma

yaklaşımı yerine, FSI’daki ihtiyaçları göz önünde bulundurarak, farklı kültürlerin üyeleri arasındaki etkileşimi incelemiştir. Hall’un kültürleri, söz konusu kültürün üyeleri arasındaki etkileşimin niteliğini belirlemesi açısından incelemesi, alandaki en tanımlayıcı/belirleyici yaklaşım olarak ifade edilebilir.

2.Hall, kültür çalışmasının odak noktası genel kavramlardan ziyade (makro

analiz), kültür içindeki daha küçük birimlere (mikro analiz) doğru olmuştur. Bu “daralma”, FSI’daki eğitimde ortaya çıkan ihtiyaçların sonucu olmuştur. Böylece incelediği kültürün bütünü yerine, İncelenen kültürler içindeki belirli etkileşim biçimlerine odaklanmaya başlamıştır.

3.Hall, Kültür kavramını iletişim çalışmasını da içerecek biçimde genişletti. Onun

Antropolojik yaklaşımı, iki veya daha fazla kültür üyeleri arasındaki etkileşimi anlamakta kullanmıştır. 1940’lar ve 1950’ler boyunca kültürlerarası iletişim alanında çalışanlar, antropoloji disiplininin birçok kavramından yararlanmıştır.

4.Hall’un çalışmalarında iletişim örüntülü, öğrenilen ve çözümlenebilir bir olgu

olarak kavranmıştır ve bu varsayımlar alanın araştırmacıları tarafından da günümüzde de kabul edilmektedir.

5. Hall, kültürle ilgili potansiyel olarak erişilebilir enformasyonunun büyük

kısmının, söz konusu kültürün üyeleri ile yüz yüze etkileşim için gerçekten temel ve zorunlu olmadığını, sadece küçük bir bölümünün yeterli olabileceğini düşünmüştür. Bu sebeple, ses tonu, jest, zaman ve mekânsal ilişkiler gibi birçok mikro-kültürel davranışa odaklanmıştır.

6.Hall, tarafından geliştirilen birçok kültürlerarası iletişim eğitim programı,

Günümüzde de eğitim programları rezervinin önemli bir parçası olarak kabul edilmektedir.

7.Hall ve FSI’daki meslektaşları, halen birçok güncel araştırmada kullanılan temel

kültürlerarası iletişim modeli olarak betimleyici dilbilimi geliştirmişlerdir. Bu modeldeki en önemli kavramlar, kültürlerarası iletişim çalışmalarında kullanılan temel yaklaşımlar olan “emik” ve “etik”tir.

8.Hall, diplomatların yanı sıra uluslararası alanda faaliyet gösteren kurumları ve

çalışanlarını, yabancı öğrencileri, farklı kültürel yörelere sahip öğretmen ve öğrencileri, göçmenleri ve bunlarla ilgili kurumları da kültürlerarası iletişim disiplini ile ilgilenmeye yöneltmiştir (1990: 263-264).

Hart ve ark, Kültürlerarası iletişim alanının gelişimindeki önemli olayları ve tarihlerini aşağıdaki gibi belirtmişlerdir (2002: 14).

Şekil 1: Kültürlerarası iletişim Alanının Gelişmesindeki Başlıca Olaylar

Tarih Temel aşamalar ve Gelişmeler

1950-1955

Edward T. Hall ve Washington’daki Dış Hizmet Enstitüsündeki diğerleri tarafından Kültürlerarası iletişimin özgün paradigmasının geliştirilmesi

1955 Hall un Kültürlerarası iletişim üzerine ilk yayını (“The Anthropology of Manners” in Scientific American)

1959 Hall tarafından 1959 da The Silent Language (Sessiz Dil) yayınlanması

1960 ve sonrası

Üniversitelerde ilk Kültürlerarası kursların geliştirilmesi (ör. Üniversite Of Pittsburgh); ve Alfred Smith’in (1966) İletişim ve Kültür yayıncılığı.

1970 Uluslararası İletişim Derneği ve Kültürlerarası İletişim Bölümü kuruldu

1972 Kültürlerarası İletişim üzerine düzenlenmiş ilk kitabın yayınlanması, Larry A. Samovar ve Richard E. Porter

1973 L.S. Harms Hawaii üniversitesinde kültürlerarası iletişim kitabını yayınladı (Kültürlerarası iletişim üzerine ilk ders kitabı).

1974 Kültürlerarası Eğitim ve Araştırma Derneği (SIETAR)Kuruldu.

1975 John C. Condon ve Fathi Yousef’in Kültürlerarası İletişim Üzerine 2. Ders kitabını yayınladılar.

1977 Uluslararası, Kültürlerarası İlişkiler Dergisinin yayına başlaması. 1993-günümüz Kültürlerarası iletişimde teori gelişimi

1998 Uluslararası ve Kültürlerarası İlişkiler Akademisinin Kuruluşu

Kaynak: Everett M. Rogers, William B. Hart and Yoshitaka Miike. 2002: 14.