• Sonuç bulunamadı

A Study on Love and Eroticism in Folk-Poesy (Dengbejlik), an Important Cultural Memory Transfer in the Kurds

2. Kültürel Bellek ve Dengbêjlik

Bellek çok yönlü ve sınırları geniş olan bir kavramdır. Toplumsal anlamda kültürel bellek, bir toplumun ortak deneyimleri sonucu oluşan bilgiyi, birikimi içerir. Burada belleğin vurgulanmaya çalışılan kısmı genel olarak bir metine dayanmayan, yazılı davranış kılavuzlarının yardımıyla değil kültürel bir çerçevede öğrenilmiş davranışlar, taklit etme geleneğine bağlı olarak gelişen mimetik bellek ve ritüel edimin geniş sınırları içinde bedensel devinimle ortaya çıkan durumlardır (Murtezaoğlu, 2012:344- 345). Yazılı olmayan metinler, görsel ürünler, gelenekler, inanışlar bellek aktarımına yardımcı olmaktadır. Yazılı olmayan davranışlar, toplumsal değer yargıları ve normlar aracılığıyla nesilden nesile aktarılır ve bir toplumun belleğini oluşturur.

En yalın haliyle bellek; anlatılara dayalı, yakın ve uzak geçmişe dair anımsamalardır. Mekâna bağlı ve/veya ona dair bir hatırlama eylemidir. Bireyin bir özelliği olarak düşünülebilir, ancak bellek toplumsal bir boyut da taşımaktadır. Çünkü toplumlar, onları oluşturan bireylerin bellekleriyle şekillenir (Doğu ve Deliğöz, 2017:546). Bireysel bellekte yer alan bilgiler içinde yaşanılan toplumun aktarımlarıyla gelişir. Bireyin toplumda zaman içerisinde kazandığı bilgi ve deneyimler belleğin şekillenmesine neden olur.

Toplumsal yaşamda algılanan her unsurun anlam kazanması bellekte yer alan yaşanmışlıklar ve bilişsel, duyuşsal kazanımlarla ilgilidir. Algılananı hatırlanan kılan, belirli bir kültürel çevrede yaşayan bireyin daha önceki yaşanmışlıkları ile öğrendiklerini ilişkilendirebilme becerisidir. Bu bağlamda bireye ait olan belleğin içeriğini belirleyen içerisinde yaşadığı kültürel ortamdır. Bellek, yaşamın tamamına yayılmışı bir alıntılamalar zinciridir. Bu kültürel ortam içerisinde yaratılan ortak değerler, semboller ve bu sembolleri anlama ve anlamlandırabilmede kültürel bellek taşıyıcıları olarak nitelendirilen kişilerin etkisi büyüktür

161

Kürtlerde Önemli Bir Kültürel Bellek Aktarımı Olan Dengbêjlikte Aşk ve Erotizm Üzerine Bir İnceleme

Serap Aksoy, Sedat Benek (Odacı, 2015:130).

Birey acısından bellek, kişinin çeşitli grup belleklerine katılımı sonucu oluşan çok katmanlı bir yığışımdır, grup acısından ise bu bir dağılım sorunudur, içinde yani üyeleri arasında dağıttığı bir bilgidir. Hatıralar gerek birey için, gerekse grup çerçevesinde birbirini destekleyen ve belirleyen unsurlardan oluşan “bağımsız sistemlerdir”. Halbwachs bu nedenle, bireysel belleği her zaman sosyal bir olgu olarak görse de, bireysel ve toplumsal bellek arasındaki farkın altını çizer. Bu bağlamda bireysel olan, çeşitli grupların ortak belleğinin mekânı olarak toplumsal bellekle kurulan benzersiz ilişki ve bu ilişkilerin her birinin kendine özgülüğüdür. Daha dar anlamda bireysel olan sadece algılardır, anılar değil. Çünkü “algılar vücudumuzla sıkı ilişki içindedir”, anılar ise kaçınılmaz olarak “içine girdiğimiz çeşitli grupların düşüncesinden kaynaklanırlar.” (Akt. Assman, 1997:45-46).

Halbwachs, hatıraların iki şekilde düzenli hale geldiğini ifade eder; ya onları kendi bakış açısıyla değerlendiren belirli bir insan etrafında toplandıklarını veya kısmi imgesi oldukları büyük veya küçük bir grubun içinde dağınık bir şekilde var olduklarını düşünmektedir (Halbwachs, 2018:63). Bu açıdan Halbwack bireysel belleğin aynı zamanda kolektif bellek ile şekillendiğini ima etmektedir. Bu açıdan belleğin şekillenmesinde etkili olan önemli bir kısım da sosyal ilişkilerdir. İnsanlar sosyal bir varlıktır ve deneyimler belleği şekillendiren bir unsurdur.

Halbwachs, bireysel belleğin bireyin kendisi tarafından icat etmediği ama parçası olduğu ortamdan ödünç aldığı kelimeler ve fikirler gibi araçlar olmadan işlenemeyeceğini belirtmektedir (Halbwachs, 2018:64). Bireysel hafıza tek başına bir anıyı canlandırmada yetersiz kalmaktadır, başkalarının katkısı ile bu yeterliliğe ulaşabilir. Daha açık bir ifade ile birden çok kişinin genelde de bir toplumun hareketlerini, düşüncelerini ve duygularını etkileyen hatıralar kolektif hafızanın bir ürünüdür. Bellek sosyal olgular tarafından inşa edilir.

Her kolektif bellek, zaman ve mekân içinde sınırlı bir gruptan destek alır (Halbwachs, 2018:103). Bu kapsamda belleğin, bir topluluğa bağlı olmayı niteleyen bir yanı vardır. Kişinin tek başına, kendi kendine varoluşunun dışında bir grupla, toplulukla olan ilişkisi ve bu ilişkinin ortaya çıkardığı bakış açısı, ortak değerler dizgesi ile oluşan bir bellek ve hatırlama biçimidir. Michale Schudson da, Halbwachs gibi belleğin

162 Dengbêjlik Kültürü ve Dengbêjler

(Uluslararası Sempozyum Bildirileri)

kolektif bir olgu olduğunu ileri sürer: “Bellek toplumsaldır. Toplumsaldır, çünkü öncelikle bireysel insan zihinlerinden çok kurumlarda; kurallar, kanunlar, standartlaşmış uygulamalar, kayıtlar halinde yani bir dizi kültürel pratiklerle, kurumlara yerleşmiş ve yerleştirilmiştir (Akt.

Doğu ve Varkal Deligöz, 2017:546).

Toplumsal yaşamda algılanan her unsurun anlam kazanması bellekte yer alan yaşanmışlıklar ve bilişsel, duyuşsal kazanımlarla ilgilidir. Algılananı hatırlanan kılan, belirli bir kültürel çevrede yaşayan bireyin daha önceki yaşanmışlıkları ile öğrendiklerini ilişkilendirebilme becerisidir. Bu bağlamda bireye ait olan belleğin içeriğini belirleyen içerisinde yaşadığı kültürel ortamdır. Bu anlamda bellek yaşamın tamamına yayılmışı bir alıntılamalar zinciridir. Bu kültürel ortam içerisinde yaratılan ortak değerler, semboller ve bu sembolleri anlama ve anlamlandırabilmede kültürel bellek taşıyıcıları olarak nitelendirilen kişilerin etkisi büyüktür (Odacı, 2015:130).

Assman, kültürel belleğin özel taşıyıcıları olduğundan bahseder. Şaman, şair, din adamı vb. toplumsal bellek temsilcileri olarak geleneksel yapı içerisinde yerlerini alırlar. Sözlü kültür ortamında çok farklı görevlerle kültürel belleği taşıma ve aktarma işlevini hafızanın yol göstericiliği ve sözün rehberliğinde gerçekleştiren bireyler; yazılı ve elektronik kültür ortamının yeni araçlarının rehberliğinde (yazı, kayıt teknolojileri vb.) geçmişte gördüğünden daha farklı işlevlerle gerçekleştirirler. Bu ortamların araçları, öğrenme ve bilgi aktarımı üzerinde etkili olurken bireyin hafızasına yerleşen bilgilerin hatırlatılması ise yine belleğin yüklendiği aslî rol ile gerçekleşir. Bellek hatırlatıcı rolünü farklı kültürel ortam araçları içerisinde büründüğü yeni şekliyle gerçekleştirmeye başlar (Akt.Odacı, 2015:130).

Sözlü kültürü zengin olan topluluklarda kültürel belleğin aktarıcıları toplumda önemli rolü bulunan bir takım kişiler tarafından gerçekleştirilir. Bu bağlamda Kürt toplumunda dengbêjler bu rolü üstlenmektedir. Dengbêjler icra ettikleri sanatıyla içinde yaşadıkları toplumun geçmiş ile ilişki kurmalarını sağlarlar. Dengbêjler, toplumda önemli bir kültür aktarıcısıdırlar. Kilamlarında serpiştirdikleri tarihi, kültürel ve sosyolojik olaylar ile toplumun belleğini canlı tutmada önemli bir yere sahiptir. Taş’a göre dengbêjlik geleneği, bellek kavramı çerçevesinde ele alındığında Kürtlerin kolektif belleğinin önemli bir kısmını içerdiği görülecektir. Hem

163

Kürtlerde Önemli Bir Kültürel Bellek Aktarımı Olan Dengbêjlikte Aşk ve Erotizm Üzerine Bir İnceleme

Serap Aksoy, Sedat Benek bireysel belleğin kişisel yaşantılarla örülü yapısı hem de kolektif belleğin toplumsal olay ve olgularla oluşan bütünlüğü, dengbêjlik geleneğinde sesini bulmuştur. Dilin canlılığıyla ve kendine has tadıyla devamlılığı ve tüm kültürel varlığın aktarımı konusunda Kürt toplumunun belleğini canlı tutmuş ve olası bir unutma eyleminin önüne geçmiştir (Taş, 2015:11).

Çok eski yıllardan beri Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da doğan çocuklar şimdikilerin aksine anne ve babalarının yavaş yavaş mırıldandıkları hikâyelerle büyüdüler. Eski düğünler sazsız sözün birikim olduğu topluca söyleyiş biçimlerine sahne olurdu. Bu bölgelerin kültürel durumu ile ilgili yeterince yazılı belge bulunmamaktadır. Buna karşın sözlü kültüre dayanan bilgi çok fazladır. Bu sözsel bilgilerin taşıyıcılığını genellikle dengbêj denilen hikâye anlatıcıları üstlendiler (Özağaçhanlı, 2012:788- 789).

Dengbêjler, yıllar boyu bireyin ya da toplumun hafızasında yer eden acıyı, sevinci, özlemi, öfkeyi, övgüyü, coşkuyu, gizli sevdaları, kavgaları, ihanetleri, yiğitlik ve kahramanlıkları, gülü ve çiçeği, hasreti, savaş haini, çatışmayı, sürgünlüğü, yalnızlığı, kısacası insana özgü tüm duygulanımları belleğine katarak kendi sesiyle bir eden müthiş bir hafızaya sahip hikâye anlatıcılarıdır. Bu gelenek kuşaktan kuşağa aktarılarak toplumsal belleğin devamlılığını sağlamıştır (Cebe, 2012:1155). Bu açıdan dengêjler, toplumsal hafızayı sürekli canlı tutmuşlardır.

Dengbêjler folklorik yapının direği olan sözel edebiyatın taşıyıcısı konumundadırlar. Üstünde yaşadığımız bu coğrafyanın topraklarında yaşayan halkların acılarını, sevinçlerini, aşklarını çıplak sesleriyle dile getirir dengbêjler. Dengbêj anlatımlarında tarihi olaylara da rastlamak mümkündür. Dengbêjlik gerçek bir sanattır. Gerçekliğini içinde yaşadığı toplumlardan alır. Sözlü edebiyat ürünü olan dengbêjlikte kuşaktan kuşağa aktarılan bilgiler de mevcuttur.

Yazıyla yeterince tanışmamış alan toplumların merkezlerden uzak kesimlerinde ortak kültürel miras ve birikimler, sözlü kültür ortamı içerisinde üretilirdi. Geleneksel Kürt toplumunun ortak hafızası ve vicdani dengbêjlerdi. Sözlü kültürün icracısı alan dengbêjler, milletin hafızasını aktaran bellek konumundaydılar ve toplumsal hayatta gerekli olan bilgiyi dağıtan ve aktaran konumunda olup, sosyal ve siyasi ihtiyaca göre tiplere ayrılarak kültürün, yayılımını ve sürekliliğini sağlama noktasında işlevler üstlenmişlerdi (Deveci Bozkuş, 2011:101).

164 Dengbêjlik Kültürü ve Dengbêjler

(Uluslararası Sempozyum Bildirileri)

Dengbêj kendine has belli bir makamla hikâyesini anlatır. Dengbêjler söyledikleri hikâyeyi sesli ezgilerle makamlandırıp söylerler bu yönüyle diğer hikâye anlatıcıları ile ayrılmaktadırlar (Uygar, 2009:27). Dengbej’lik (sesle anlatan) sözlü kültürün yaşaması, paylaşılması ve aktarılması için güçlü bir anlatı ve aktarım formudur. Hafızasında taşıdıkları ile yaşadıkları yerlerde saygınlıkları olan Dengbej’ler toplumsal hafızanın taşıyıcıları oldukları gibi, tanıklıkların da kendilerine özgün güçlü anlatı biçimleri ile şekillendirip geleceğe taşımış kimselerdir. Bu anlamda diyebiliriz ki toplumların gelecek düşlerinde tanıklık ve taşıyıcılıkları ile yer edinmiş mesel-hikâye anlatıcılarıdır Dengbej’ler (Yüzbaşı, 2012:10).

Kürt toplumunda dengbêjler sanatlarını icra ederken çoğunlukla herhangi bir müzik aleti kullanmazlar. Temalarını ise genellikle toplumun duygu ve düşüncelerinden alırlar. Dengbêjlik sonradan öğrenilmesi mümkün olmayan daha ziyade doğuştan yetenek gerektiren bir sanattır (Deveci Bozkuş, 2011:101-102). Dengbêjlerin ezgili anlatımlarına klam denir. Klam’da enstürman daha az kullanılır. Dengbêjlik daha çok çıplak sesle yapılır ve saf, duru sesleri ile sanatlarını icra ederler.

Dengbej’lerin anlattıkları hikâyeler konuları itibarı ile farklı kategorilere ayrılmaktadır. Heyranok denilen aşk şarkıları, Klamén dilan denilen düğün, halay şarkıları, payizok denilen güz mevsimini, yayla dönüşünü anlatan klamlar, savaş, kahramanlık anlatan Lewıké siwaran ve ağıt mahiyetinde olan lawıj klamları Dengbej’lerin genellikle söylemeyi tercih ettikleri klamlardandır. Söz konusu isimlendirmeler bazen yöreler arasında değişiklik göstermektedir (Yüzbaşı, 2012:23). Dengbêjlikte konular oldukça çeşitlidir. Kürt kültürüne ait tarihi olayları, aşkları, savaşları, acıları anlatan ozanlar, geçmişin taşıyıcısı, geleceğin aynasıdır. Dengbêjler yüzyıllar boyunca anlattıkları hikâyelerle Kürt edebiyatını canlı tutmuş, Kürt kültürünün yayılmasında aracı olmuşlardır.

Dengbêjler farklı coğrafyalarda kendilerini göstermişlerdir. Serhad Bölgesi’ne (Kars, Ardahan, Iğdır, Ağrı, Muş, Erzurum ve çevresi) dengbêjlerin ana üssü denilebilir. Bu bölgenin, özellikle yüksek alanları ve iklim koşullan dengbêjler için ilham kaynağı olmuştur. Serhad Bölgesi’nde yaşayan dengbêjlerin, klamının melodik ritmi daha hızlı ve diktir. Şakiro bu dengbêjlerin başında gelir. Mardin yöresinin şive farklılığıyla burada sanatlarını icra etmiş dengbêjleri klamları daha yavaştır. Huseyne Fare buna örnek gösterilebilir. Diyarbakır yöresinde

165

Kürtlerde Önemli Bir Kültürel Bellek Aktarımı Olan Dengbêjlikte Aşk ve Erotizm Üzerine Bir İnceleme

Serap Aksoy, Sedat Benek ise daha akıcı bir makam vardır. Bu makamın ritmi yumuşak olup Serhad dengbêjlerinden sonra önde gelen önemli dengbêjlere sahiptir. Daha önceki kadın dengbêjlere stranbej dendiği gibi ilk kez bu yörede bir kadın için dengbêj sıfatı kullanılmıştır. Batman yöresinin klam makamları ise Serhad ve Diyarbakır yöreleri makamının ortasındadır. Bu özelliğiyle her şivenin klamlarını ahenkli bir şekilde dillendirebiliyorlar. Mezopotamya coğrafyasında doğan dengbêjlik burada sınırlı kalmamıştır. Diğer yandan özellikle, Ermenistan, İran, Irak, Suriye, Rusya (eski adıyla Sovyetler), Avrupa ve daha dünyanın birçok yerinde dengbêjler sanatlarını icra etmişlerdi (Özağaçhanlı, 2012:789-790).

Bilindiği gibi müzikle toplumun önemli bir bağı vardır. Müzik, içinde yaşanılan toplumun ortak değerleriyle yoğrulur ve gelişir. Bu yüzden üretildiği toplumun yaşam tarzı, uğraşları ve tarihi ile ilgili önemli ipuçları verir. Dengbêjlik de Kürt coğrafyası hakkında önemli bilgiler sunmaktadır. Dengbejlik kültürü Kürt edebiyatında ve müziğinde çok eskiden beri yer alan öğelerden biridir. Ağıtlarını, aşklarını, hikâyelerini, masallarını, tarihlerini dilden dile yüzyıllar boyunca ezgileriyle günümüze kadar aktarabilmişlerdir. Dengbêjler aynı zamanda Kürt dilini yaşatıp geçmişten geleceğe aktaran bir köprü konumunu üstlenmiştir. Bu açıdan dengbêjlerin Kürt dilini yaşatma konusunda önemi büyüktür. Kürt dilinin uzun yıllar yasaklanmasına rağmen dengbêjler, sanatlarını Kürtçe icra etmişlerdir. Bu sayede Kürt dilinin korunup devamlılığının sağlanmasında katkıları büyüktür. Dengbêjler sesiyle bu coğrafyaya hayat vermiş halk ozanlarıdır. Dengbêjler, Kürt kültürünün aktarımının yılmaz taşıyıcıları, üreticileri ve muhafaza edicileridir.

3. Kültürel Bellek Kapsamında Dengbêjlikte Aşk ve Erotizm