• Sonuç bulunamadı

İVAZLI ve SİNALLAGMATİK OLMA ÖZELLİĞİ

Belgede Yayım sözleşmesi (sayfa 90-93)

—Yayım Sözleşmesinin Sona Ermesi — Davalar

D. İVAZLI ve SİNALLAGMATİK OLMA ÖZELLİĞİ

Tartışmalı olan bir nokta da yayım sözleşmesinden doğan borçların karşılıklı olup olmadığıdır. Aşağıda, öğretide yer alan görüşler incelendikten sonra bir sonuca varılacaktır.

Hirsch, yayım sözleşmesinde yayımlatanın asıl borcunun maddede yazıldığı gibi eseri teslim değil, eser üzerindeki hakların devri olduğunu, eserin teslim edilmesinin ise yayımlayanın çoğaltma ve yayma borçlarını yerine getirebilmesi açısından yayımlatanın bir yükümlülüğü olduğunu belirtir. Yazara göre yayım sözleşmesinde yayımlatanın çoğaltma ve yayma haklarını devir yükümlülüğü ile yayımlayanın çoğaltma ve yayma yükümleri arasında karşılıklılık ilişkisi vardır. Bu nedenle yayım sözleşmesi karşılıklı taahütleri içeren (sinallagmatik - synallagmatique) bir akit türüdür.250 İfanın mümkün olmaması ya da temerrüt

hallerinde uygulanacak olan genel hükümler, karşılıklı taahhütleri içeren tüm sözleşmelere olduğu gibi, yayım sözleşmesine de uygulanır.251

Giritlioğlu, konuyu sözleşmede ücret ödenmesinin gerekli olup olmaması açısından ikiye ayırarak inceler.252 Yazara göre yayım sözleşmesinde ücret

ödenmesi söz konusu değilse adi şirket sözleşmesinde olduğu gibi edimler birleşimi ilişkisi vardır. Yayımlatanın yayım için bırakma edimi ile yayımlayanın yayma edimi arasında edimler birleşimi ilişkisi mevcuttur. Bu nedenle karşılıklı sözleşmeler için konulmuş olan genel hükümlerin yayım sözleşmesine kıyasen uygulanabilmeleri için; sözleşmede veya kanunda özel hükümlerin bulunmaması, hakkaniyetin gerektiriyor olması ve amaca uygun olması gerekir.

248Arslanlı, age, s.180 vd.; Ayiter, age, s.232; Franko, age, s.8 vd.; Tekinalp, age, s.237

249 Berki, Şakir, “Borçlar Hukuku (Özel Hükümler), Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları,

Ankara, 1973, s.151

250 Hirsch, “Hukuki Bakımdan Fikri Say”, s.244 vd.; “Fikri ve Sınai Haklar”, s.226-230 251 Hirsch, “Fikri ve Sınai Haklar”, s.230

Sözleşme icabı yayımlatana bir ücret ödenecek ise, yayımlatanın bırakma edimi ile yayımlayanın ücret ödeme edimi arasında edimler değişimi ilişkisi vardır. Bu nedenle özel kurallar bulunmadıkça karşılıklı sözleşmelere ilişkin genel hükümler uygulanabilir.

Giritlioğlu eserinde, yayım sözleşmesine sinallagmatik sözleşmelere uygulanan genel hükümlerin tatbik edilip edilemeyeceğini ayrıntılı olarak incelemiştir. Şimdi, yazar tarafından yapılan bu tahlili daha anlaşılır olması için madde madde inceleyelim.

1. Öncelikle ücretin söz konusu olmadığı yayım sözleşmelerinde:

a. Özet olarak eseri bırakma borcu yayma borcunun ön şartı olması nedeniyle ödmezlik def’i (BK m.81);

b. FSEK m.50/3’de yar alan özel düzenleme nedeniyle BK m.82’deki sözleşmeden dönmeye ilişkin hüküm;

c. Eserin teslim borcu kusur olmaksızın imkansızlaştığında, yayımlatanın yayma borcu da kendiliğinden imkansız hale geleceği için yayımlatan, BK m.117/1’deki genel hüküm uyarınca borcundan kurtulacaktır. Bu nedenle BK m.117/2’de yer alan, bir tarafın borcu kusuru olmaksızın imkansızlaşırsa diğer tarafın borcundan kurtulacağı kuralı

uygulanamazlar.

d.BK m.106’da yer alan borcun süresinde ifa edilmemesinden dolayı artık edimin yerine getirilmesi istenmeyerek borca aykırılıktan dolayı tazminat talebi veya sözleşmeden dönme, hakkaniyet gereği kıyas yoluyla uygulanır. Çünkü yayım sözleşmesini düzenleyen maddeler içinde bu imkanı sağlayan özel bir hüküm yoktur.

2. Ücret ödenecek olan yayım sözleşmelerinde ise:

a.BK m.381/1’e göre eser çoğaltılıp satışa hazır hale getirildiğinde ücret ödeneceği için, bir başka deyişle, yayımlatanın borcu yayımlayanın borcundan önce ifa edileceğinden dolayı ödemezlik def’i;

b.BK m.384/3 ve FSEK m.50/3’de yer alan özel kurallar gereği BK m.82 hükmü uygulanamaz.

c. BK m.382 ye göre eser metni kendine teslim edildikten sonra kusuru olmaksızın yok olsa dahi yayımlayan, yayımlatana ücret ödemek zorundadır. Diğer yandan eser yayımlayana teslim edilmeden önce yayımlatanın kusuru olmaksızın yok olursa, yayımlayan eserin satışa hazır hale gelmesiyle ücreti

ödeyeceği için BK m.117/2’deki genel kural ancak belirtilen özel hükümlerden sonra uygulanabilir.

d. BK m.106 ise taraflardan birinin borcunu ifada temerrüde düşmesi halinde uygulanabilir ve diğer taraf tazminat ister ya da sözleşmeden döner. Giritlioğlu bu noktada BK m.202/2’de yer alan ve yargıca satış bedelinin indirilmesine karar verme yetkisi tanıyan hükme kıyasen, dürüstlük kuralı (MK m.2) gereğince yayımlatana sözleşmeden dönme hakkının eserin henüz basılmamış olması halinde tanınması gerektiğini, eser basıldıktan sonra bu hakkın tanınması halinde önemli harcamalar yaparak eseri çoğaltmış olan yayımlayanın yayım hakkını elinden almanın hakkaniyete ve dürüstlük kuralının amacına aykırı olacağını belirmiştir.

Ayrıca Yazara göre, yayımlatan çoğaltma ve ücret ödeme borçlarını yerine getirmiş olmasına rağmen yayma borcunu ifada temerrüde düşüyorsa burada edimler değişimi değil, edimler birleşimi ilişkisi söz konusu olacağı için BK m.106 doğrudan değil kıyasen uygulanabilir.

Ayiter, Giritlioğlu’na katılarak eseri teslim borcunun yayma edimi açısından ön şart olduğunu, bu edimlerin birbirinin karşılığı olmadığını ve bu yüzden ödemezlik def’i nin yayım sözleşmesine uygulanamayacağını yazmıştır. Yazar bir yandan yayım sözleşmesinin karşılıklı akit olduğunu belirtir. Diğer yandan ise, yayım sözleşmesinde tarafların menfaatlerinin sinallagmatik akitlerde olduğu gibi birbirine zıt olmadığını taraflar arsında iş birliği olduğunu söyler.253

Yazara göre yayım sözleşmesinde hakkı devir borcu ile çoğaltıp yayma borcu olarak iki borç vardır. Fakat sözleşme gereği hakkın devri hemen yerine getirilmekte, çoğaltma ve yayma borçları ise daha sonra ifa edilmektedir. Ayiter, Giritlioğlu’ndan farklı düşünmektedir ve ivazlı olup olmamasına bakılmaksızın yayım sözleşmesine sinallagma ilişkisine özgü kuralların uygulanamayacağını belirtmektedir. Bunun nedeni olarak ise yayım sözleşmesini düzenleyen BK 372 vd. maddeleri ile FSEK’de yer alan özel hükümleri göstermektedir.

Franko ise yayım sözleşmesine göre ücret ödenmeyeceği belirtilmiş olsa bile sözleşmenin ivazsız sayılamayacağını belirtir. Çünkü yayımlayan eserin çoğaltma ve yayma masraflarını üstlenmektedir. Bu durum yayım sözleşmesini ivazlı sözleşmelerden saymak için yeterlidir. Yazara göre yayım sözleşmesi tam sinallagmatik bir sözleşmedir. Her iki taraf da sözleşmenin kurulmasından itibaren hem alacaklı hem de borçludur. Yayımlatan, karşı taraf eseri çoğaltma ve yayma borcu altına girdiği için bu haklarını devretmiştir ve bir sözleşmenin sinallagmatik olması için bir tarafın borca girme sebebinin diğer tarafın borcu olması yeterlidir.254

253 Ayiter, age, s.231

Tunçomağ da yayım sözleşmesinden doğan borçların karşılıklı olduklarını söyler. Yazara göre yayım hakkını devretme borcu ile yayımlayanın çoğaltma ve yayma borçları arasında edim karşı edim ilişkisi vardır. Taraflardan her biri karşı edimi kazanmak gayesiyle borç altına girmiştir.255

Yavuz256, Zevkliler257 ve Gökyayla’ya258 göre yayım sözleşmesi tam iki tarafa

borç yükleyen bir sözleşme türüdür. Hakları devir ile çoğaltma ve yayma borçları arasında edim, karşı edim ilişkisi vardır.

Yarsuvat ise, yayım sözleşmesinin karşılıklı bir sözleşme olduğunu ancak tarafların yükümlülüklerinin karşılıklı edim niteliğinde olmadığını, bu nedenle de ödemezlik def’inin uygulanamayacağını belirtmiştir.259

Kanımca çoğunluğun kabul etmiş olduğu fikir daha doğrudur. Yayım sözleşmesinde yayımlatanın amacını mali çıkar sağlamak veya kişisel tatmin elde etmek, şöhret sahibi olmak, şeklinde belirlemek oldukça güçtür. Bu her sözleşmede, özellikle yayımlatanın eser sahibi olup olmamasına göre, farklılık arzeder. Yayımlayanın amacı ise kar elde etmektir, veya istisnai eserler söz konusuysa itibarını yükseltmektir. Görüldüğü gibi yayım sözleşmesinde ücret belirlenmiş olsun veya olmasın adi şirket sözleşmesinde olduğu gibi edimler birleşimi ilişkisinden bahsederek genel kural koymak mümkün değildir. Diğer yandan yayımlatanın asıl borcu çoğaltma ve yayma haklarını devretmektir. Yayımlayanın asıl borcu ise eseri çoğaltıp yaymaktır. Bu edimler birbiriyle bağımlıdır ve birbirinin nedenini oluşturur. Dolayısıyla yayım sözleşmesini sinallagmatik bir sözleşme türü olarak kabul etmek gerekir. Ancak bu sözleşmenin kendine has özellikleri göz önünde bulundurulmalıdır. Sinallagmatik sözleşmelere ilişkin genel hükümler ancak BK m.372 vd. hükümlerinin ve FSEK maddelerinin yetersiz kalması halinde uygulanabilirler.

Belgede Yayım sözleşmesi (sayfa 90-93)