• Sonuç bulunamadı

2.1 Kuramsal Çerçeve

2.1.6 İnternet Bağımlılığında Tedavi Yaklaşımları

2000’li yıllardan itibaren gündemi fazlaca meşgul eden ve insanların sağlık yaşamlarında bir tehdit unsuru olarak algılanmaya başlayan internetin, ‘bağımlılık’ yaratabileceği konusundaki fikirler giderek artış göstermektedir. İnternetin, gerek psiko-sosyal, akademik, mesleki yaşamda yattığı olumsuzluklar, gerekse görsel ve yazılı medyada sıkça ‘internet’ ve ‘bağımlılık’ kelimelerinin yan yana anılması, bu konunun çözülmesi gereken bir problem olduğunu gösterir niteliktedir. Git gide yaygınlaşmaya başlayan internet teknolojisinin ve bu teknolojinin yarattığı problemlerden müzdarip olan kişilerin sayısının artışıyla birlikte, global bir sorun halini alan internet bağımlılığının önlenmesi ve tedavisine yönelik birçok bilim

78

insanı kendi çapında çözüm yolları üretmek amacıyla çalışmalarını sürdürmektedirler (Öztürk, Odabaşıoğlu, Eraslan, Genç ve Kalyoncu, 2007).

Literatürde bu güncel bir rahatsızlık ile ilgili en fazla göze çarpan tedavi yaklaşımları ‘psikoterapi’ ve ‘farmakoterapi’olarak ikiye ayrılmaktadır (Arısoy, 2009).

2.1.6.1 İnternet Bağımlılığı Tedavisinde Farmakoterapi

Henüz direkt olarak internet bağımlılığının semptomlarının yok edilmesine karşı geliştirilen bir ilaç olmamasına karşın bu tedavi yöntemi, bağımlılığı tetikleyen ya da etkileyen diğer psikolojik rahatsızlıkların, dolaylı olarak da internet bağımlılığının belirtilerini azaltmaya yönelik kullanılmaktadır. İnternet bağımlılıklarında ilaç kullanımının ilk amacı internet bağımlılığı tanısına eşlik eden diğer psikiyatrik rahatsızlıkların etkilerini azaltmaktır. İnternet bağımlılığının sonlandırılması ve tedavi edilmesinde izlenilen ilk süreç, eğer bireyde internet bağımlılığına eşlik eden ya da internet bağımlılığına neden olan psikiyatrik rahatsızlıklar bulunuyorsa, öncelik bu rahatsızlıklara ait semptomlarının söndürülmesidir. İnternet bağımlılığından müzdarip olan kişiler dikkate alındığında genellikle karşılaşılan durum, bu bağımlılık türüyle birlikte seyreden çeşitli psikiyatrik rahatsızlıkların bulunduğu yönündedir. Bu nedenle, amaç ilk önce bireyde bulunan psikiyatrik veya psikolojik rahatsızlıkların semptomlarının azaltılmasıdır. Bu fikirden hareketle; internet bağımlılığına eşlik eden rahatsızlıkların farmakolojik olarak tedavi edilmesi, ikincil yönden internet bağımlılığının tedavisine de katkıda bulunacaktır (Arısoy, 2009). Farmakoterapik tadavi yöntemlerinde ikinci bir görüş de, diğer bağımlılıklarda kullanılan ilaçların internet bağımlılığında da olumlu etkilerinin olabileceği yönündedir. Genellikle madde ve alkol bağımlılıkları tedavisinde sıkça tercih edilen bir ilaç olan ‘‘Naltrekson’’ un internet bağımlılığı

79

tedavisinde de -özellikle sanal seks ve pornografi bağımlılarında- kullanılacağı yönünde görüşler bulunmaktadır (Arısoy, 2009; Öztürk, Odabașıoğlu, Eraslan, Genç ve Kalyoncu, 2007). Bostwick ve Bucci 2008 yılında yaptıkları bilimsel çalışmada dürtü bozukluğu bulunan bireylere, bağımlılık tedavilerinde kullanılan Naltrekson adlı ilacı uygulamışlardır. Araştırma sonucuna göre bu ilaç onların ödül mekanizmalarını etkileyerek ve olumlu bir etki yaratarak, hastaların kompulsif belirtilerini, kişilerarası yıkıcı bağımlılıklarını ve internet pornografisi / sanal seks belirtilerini azaltmıştır. Bu araştırmanın bulguları, madde ve alkol bağımlılıklarında kullanılan farmakolojik tedavi yöntemlerinin internet bağımlılığında da olumlu sonuçlar ve etkiler gösterebileceği yönündeki görüşleri artırmıştır (Camardese, De Risio, Di Nicola, Pizi ve Janiri, 2012). Bu çalışmalara örnek olarak Sattar’ın 2004 yılında internet bağımlıları üzerinde yaptığı araştırma sunulabilir. İnternet bağımlılığı tanısı alan bireyler üzerinde farmakolojik tedavi uygulaması deneyen Sattar ve Ramaswamy (2004) de bağımlı bireylere üç ay boyunca 30 mg. dozunda ‘Escitalopram’ ilacını uygulamıştır. Araştırma sonucunda ilaç desteği alan çevrimiçi oyun ve internet bağımlısı bireylerde önemli derecede fonksiyonel olarak iyileşmeler saptanmıştır.

2.1.6.2 İnternet Bağımlılığı Tedavisinde Psikoterapi

İnternet bağımlılığı tedavilerinde en fazla tercih edilen psikoterapi yaklaşımı bilişsel davranışçı terapilerdir. Bilişsel davranışçı psikoterapiler ve bu terapilere ek olarak uygulanan kişiler arası psikoterapi yöntemleri, bireylerin internet kullanımlarını düzenleyerek, internet bağımlılığının oluşmasında etkili rol oynamakta olan psikolojik ve sosyal problemlerin azaltılmasına ve kontrollü/ amacına uygun internet kullanımının sağlanmasına yönelik olarak gerçekleştirilmektedir (Young, 2004; Young, 2007). Bilişsel davranışçı terapiler,

80

internet bağımlılarının duygularını, düşüncelerini izlemek, bağılılık ile başa çıkabilme becerilerini denetlemek ve tedavi sonrası nüksetmeleri önlemek, İnternet bağımlılığına neden olan duyguları ve bağımlılığı tetikleyen düşünce ve eylemleri tanımlamak için iyi bir yöntem olarak etkin şekilde kullanılmaktadır. Bu terapi yöntemiyle tedavinin gerçekleşmesi için genellikle kişilere üç aylık bir döneme denk gelen oniki oturumluk terapi programı önerilmektedir (Young, 2011). İnternet bağımlılığını bir dürtü kontrol bozukluğu olarak ele alan bilişsel davranışçı terapistler, bu bağımlılığın tedavisinde ilk olarak tekrarlayan ve zorluk yaratan belli davranış/ durumlara odaklanarak, davranışsal problemleri saptama ve düzenleme yoluna gitmektedirler. Tedavi süreci ilerledikçe odak noktası bireyin daha derinlerinde yer alan bilişsel varsayımlarına ve geliştirdikleri bilişsel çarpıtmalarına doğru kaydırılmaktadır. Bilişsel davranışçı terapilerde, bireyi internet bağımlılığına iten tüm bilişsel çarpıtmaları ve uyum bozucu düşünceleri izlenerek, problem çözme stratejileri, başa çıkabilme becerileri değerlendirilir. Ayrıca terapiye destek olarak strateji eğitimleri verilmesi uygun olarak görülebilir. Bunun yanında bireyin destek gruplarıyla terapiye katılması ve modelleme terapileri ile de desteklenmesi, tedavi sürecini güçlendirebilir (Young, 2011).

İnternet bağımlılığıyla mücadele kapsamında dünyada birçok ülkede çeşitli programlar tasarlanmakta ve bu projeler yavaş yavaş hayata geçirilmektedir. Yurtdışında bu konuyla ilgili yapılan çalışma ve projelere bakıldığında, oldukça kalabalık ve geniş bir nüfusa sahip olan Çin’de de internet kullanımının ve bağımlılığının yaygın olması, aynı zamanda önemli bir problem halini almasıyla birlikte, internet bağımlılığının tedavisine ve önlenmesine yönelik çeşitli danışmanlık programları bireylere hizmet vermektedir (Shek, Tang ve Lo, 2009).

81

Young’un (2011) internet bağımlılığı tedavisi için geliştirdiği ve düzenlediği bilişsel davranışçı terapi süreci üç evreden oluşmaktadır. Bunlar;

 Davranış değiştirme (Behavior modification)

 Bilişsel yönden yeniden yapılandırma (Cognitive restructuring) ve  Zarar azaltma terapisi (Harm reduction therapy)

şeklinde sıralanmaktadır.

Birinci evre olan ‘davranış değiştirme’ sürecinde bireyin sağlıklı internet/bilgisayar kullanmasına yönelik çeşitli programlar uygulanmaktadır. Bireyin internet kullanma davranışları detaylı olarak değerlendirilir, internet kullanımına yönelmesindeki durumlar ve tetikleyiciler saptanmaya çalışılır. Kişinin internet kullanımı esnasında gerçekleştirdiği durum ve davranışlar, günlükler tutularak internet faaliyetlerinin gün gün yazılması ve takibinin sağlanmasıyla değerlendirilir. Böylece bireyi internet kullanımına iten sebepler, riskli durumlar tespit edilerek internet bağımlılığında rol oynayan davranışlar, duygu ve düşünceler (uyumsuz bilişler) uygun ve sağlıklı internet kullanımını sağlayacak davranış ve bilişlerle değiştirilmeye çalışılır (Young, 2011). Terapinin ikinci evresinde ise; tespit edilen uyumsuz bilişler ve aşırı internet kullanımına neden olan bilişsel çarpıtmalar üzerinde daha fazla odaklanılır. Aşırı ve patolojik internet kullanımı ile kişinin bilişsel çarpıtmaları (aşırı genelleme, seçici soyutlama, büyütme, kişileştirme vb.) arasında önemli bir ilişki olduğu varsayılmaktadır. Bilişsel davranışçı terapinin en can alıcı noktası, bireylerin davranışlarına etki ettiği düşünülen bilişsel çarpıtmalardır. Bireyin bu uyumsuz düşünceleri ve bilişleri mercek altına alınarak uyumlu/olumlu düşüncelerle değiştirilerek yeniden yapılandırılmaya çalışılır. Son evre olan zarar azaltma terapisinde ise, internet bağımlılığı ile ilişkili, eşlik eden diğer problemler ve durumlar tespit edilmeye çalışılır. Bireyin hayatında internet

82

bağımlılığıyla birlikte birtakım kişisel, durumsal, mesleki, sosyal ve psikolojik sorunlar meydana gelmektedir. İnternet kullanımı, patolojik kullanımdan sağlıklı kullanıma dönüştürülmüş bile olsa bağımlılığa eşlik eden diğer problemlerin de ekarde edilmesi gerekmektedir. Aksi takdirde bağımlılığın nüks etmesi olası görünmektedir. Ayrıca internet bağımlılığının oluşmasında genellikle etkili olduğu görülen depresyon, kaygı, stres, ilişki sorunları, evlilik sorunları, kariyerle ilgili sıkıntıların, duygusal ve durumsal sorunların da en aza indirgenmesi, bağımlılığın tedavisinin sürekliliği açısından büyük önem taşımaktadır. Kısaca tedavinin son evresi değerlendirilecek ve özetlenecek olursa; internet bağımlısı olan bireylerin yaşamlarında eşlik eden sorunların giderilmesi ile tedavi süreci tamamlanmış olacaktır (Young, 2011).

Sonuç olarak internet bağımlılığı tedavisinde sınırlı sayıda yapılan çalışmalar şuan internet bağımlılığında kullanılmakta olan yöntemlerin anlamlı ve tedavide yararlı olduğunu göstermektedir.