• Sonuç bulunamadı

2.1 Kuramsal Çerçeve

2.1.3 İnternet Bağımlılığı

2.1.4.4 İnternet Bağımlılığına İlişkin Tanı Ölçütleri

İnternetin, hayatımızın çeşitli alanlarında kolaylık sağladığı ve bazı ihtiyaçların karşılanmasına yönelik faydalı olduğu aşikârdır. Fakat internetin bu olumlu etkilerinin yanı sıra, aşırı, sağlıksız ve amacı dışında kullanımına bağlı olarak internet bağımlılığının gelişmesi, olası görülmektedir. İnternet teknolojisinin ilk ortaya çıkış amacı bilgi paylaşımını artırmak ve kişilerarası/uluslararası iletişimin kolaylaşmasını sağlamak iken, günümüzde kimi zaman amaçları dışında kullanılmakta ve kişilerin yaşamlarını kolaylaştırmadığı gibi, bir takım işlevsizliklere de neden olmaktadır.

İnternetin uzun süreli kullanımına dayalı olarak bireylerin günlük, mesleki, akademik ve kişisel görevlerini ve sosyal etkinliklerini ihmal etmeleri, yaşamlarının

55

farklı alanlarında problem ya da işlevsizlikler yaşamaları, psikolojik, fiziksel ve sosyal sağlığın bu duruma bağlı olarak bozulması gibi durumların varlığında internetin ‘sağlıksız kullanımından’ bahsetmek mümkündür. İnternetin bilişsel veya davranışsal rahatsızlıklara zemin hazırlaması halinde, makul ve amacına yönelik kullanılmaması, sağlıklı olmayan internet kullanımı olarak nitelendirilebilmektedir (Cicioğlu, 2014; Arısoy, 2009).

Günümüzde internet kullanımının insan yaşamında olumsuz etkilere neden olduğu bilinmekle birlikte, internet kullanımının hangi nedenlerden dolayı ortaya çıktığı ve ne gibi etkilerinin olduğu konusunda ortak bir fikir etrafında toplanılamamıştır. Bu nedenle, tanımlama ve tanılamaya yönelik araştırmacılar ve klinisyenler tarafından ortaya konulan birçok model ile karşılaşılmaktadır. İnternet kullanımı, amaç, süre, etki ve sonuçları bakımından incelendiğinde ortaya konuyla ilgili birçok farklı model ve teori çıkmaktadır. Henüz literatürde çok yeni bir kavram olarak yer alan ve son on yıldır etkili olarak çalışılmaya başlayan internet bağımlılığının, ne gibi davranışlara neden olduğu, nasıl bir bağımlılık türü olduğu ve hangi kriterler ışığında ‘bağımlılık’ olarak değerlendirilebileceği, kişilerce değişmektedir (Resioğlu, Gedik ve Göktaş, 2013).

İleri derecede komplike olan internetin yarattığı bağımlılığın tanı kriterlerinin oluşturulup açıklanmaya çalışılması oldukça zor görünmektedir. Henüz herhangi bir sınıflama dizgemi içinde yer almadığı ve ortak bir tanılama/tanımlama etrafında anlaşma sağlanamamasından ötürü, çeşitli klinisyen ve bilimadamları sınıflaması yapılmış ve tanılama ölçütleri belirlenmiş bozuklukları taban alarak internet bağımlılığına ait yeni ayırıcı kriterler geliştirmeye çalışmışlardır (Biçer, 2014).

56

2.1.4.4.1 Goldberg’in İnternet Bağımlılığı Tanı Ölçütleri

İnternet bağımlılığı kavramı ilk kez Goldberg tarafından gerçekçi olamayan (şaka yollu) bir yöntemler ortaya konmuştur. Goldberg ilk kez bu rahatsızlığı tanılamaya çalıştığında gerçekçi bir tavrın dışında, daha çok şaka içerikli kriterler oluşturmuş ve meslektaşlarıyla elektronik posta yoluyla paylaşımda bulunmuştur. Beklenmedik bir şekilde meslektaşlarından, bu rahatsızlığın kendilerinde de olabileceğine dair dönütler almasıyla birlikte espri maiyetinde başlayan rahatsızlık tanısı ciddi bir çalışmanın ve yeni bir bağımlılık türünün kapılarını açmıştır (Binali, 2015).

‘İnternet bağımlılığı’ kavramı ilk kez kullanan Goldberg (1996), internet bağımlılığını ölçmek amacıyla geliştirdiği göstergelerini, DSM-IV’te yer alan ‘alkol bağımlılığı’ tanı ölçütleri doğrultusunda oluşturmuştur (Oğuz, Zayim, Özel ve Saka, 2008). Goldberg (1996), DSM-IV’te yer alan madde bağımlılığı kıstaslarından da esinlenerek internet bağımlılığının ölçülmesine yönelik yedi kıstas oluşturmuş ve bu yedi kriterin en az üçünün karşılanması durumunda internet bağımlılığından söz edilebileceğini vurgulamıştır. Goldberg’in (1996) tanı kriterleri aşağıdaki gibi sıralanmaktadır (Cicioğlu, 2014’te belirtildiği üzere; Sulak, 2015’te belirtildiği üzere);

On iki aylık bir dönem içerisinde oluşan, klinik olarak bozukluğa ya da sorunlara yol açan internet kullanımının, bağımlılık olarak nitelendirilebilmesi için aşağıdaki kıstaslardan en az üçünün ya da daha fazlasının görülmesi;

 Aşağıdakilerden en az biri ile tanımlanan tolerans durumu:

 Doyum sağlama amaçlı aşırı derecede artmış internet kullanım süresi

 İnternet kullanımının aynı sürelerde kullanılmasına karşın etkisinin önemli derecede olması

57

 Aşağıdakilerden en az bir ile açıklanan vazgeçme durumu (Cicioğlu, 2014’te belirtildiği üzere; Sulak, 2015’te belirtildiği üzere):

 Karakteristik vazgeçme sendromu

 Yoğun ve uzun internet kullanımına ara verme ya da azaltma  Kriter birden sonra birkaç gün ila bir ay arasında gelişen aşağıdaki durumlardan en az iki ve daha fazlasının görülmesi

 Psikomotor problem  Kaygı/anksiyete

 İnternetle ilgili konularda takıntılı/ takınçlı düşünme  İnternet hakkında fantezi ve hayaller geliştirme

 İnternet kullanımına dayalı olarak parmakların istemli/istemsiz şekilde klavye tuşlarına dokunur gibi yazma hareketleri

 İnternet benzeri çevrimiçi servisler ve internet, vazgeçme davranışlarını önlemek veya azaltmak amacıyla kullanılır

 İnternete, planlanan süreden daha uzun bağlı kalınması

 İnternet kullanımını azaltmaya ya da sonlandırmaya yönelik başarısız girişimlere karşın, internete karşı kalıcı bir isteğin olması

 İnternet ortamında gerçekleştirilen aktivitelere çok fazla zaman harcaması  Kişinin sosyal, mesleki, kişisel ve eğlence temelli aktiviteleri internet nedeniyle azalır ya da ihmal edilebilir

 İnternet kullanımının kişinin sosyal, psikolojik, fiziksel, mesleki ve akademik hayatında olumsuz sonuçlara yol açtığının bilinmesine karşın internet kullanımının sürdürülmesi (Cicioğlu, 2014’te belirtildiği üzere; Sulak, 2015’te belirtildiği üzere).

58

2.1.4.4.2 Shapira ve Arkadaşlarının İnternet Bağımlılığı Tanı Ölçütleri

İnternet bağımlılığının diğer klinik bozukluklardan bağımsız tutan ve internet bağımlılığı kriterlerinin başka hiçbir klinik bozuklukla açıklanamayacağını düşünen Shapira ve arkadaşları (2003), bu rahatsızlığı ayrı bir patolojik sınıflama içinde ele almış, DSM-IV’de yer alan dürtü kontrol bozukluklarını (takıntılı alışveriş rahatsızlığı) temel alarak üç temel çerçevede bu bağımlılık türünü açıklamaya çalışmışlardır. Bu kriterler aşağıdaki gibidir (Derin, 2013’te belirtildiği üzere);

 Aşağıdakilerden en az biriyle ortaya çıkan internet içerikli aşırı zihinsel uğraşın yaşanması

 İnternet kullanımını kontrol altına alma çabalarında başarısızlık

 İnternet başında planlanan zamandan daha uzun süre kalma

 İnternet kullanımı veya internetle ilgili zihinsel uğraşların kişinin, sosyal, kişisel, mesleki ya da ailevi hayatında sorunlara neden olması ya da klinik belirtelere yol açması

 Aşırı internet kullanımının hipomani ya da manik epizodları esnasında oluşmaması ve bu bozukluğun başka bir eksen I bozukluğu ile daha iyi açıklanamaması (Derin, 2013’te belirtildiği üzere).

2.1.4.4.3 Small ve Vorgan’ın İnternet Bağımlılığı Tanı Ölçütleri

Small ve Vorgan (2008) internet bağımlılığına ilişkin teşhis koyabilmek amacıyla kişilerde bulunması gereken kıstasları (Akbulut, 2013’te belirtildiği üzere) göre şu şekilde sıralamaktadır:

Önceden hazırlık: Sürekli suretle bir önceki gerçekleştirilen ya da bir

sonraki gerçekleştirilecek olan internet aktivitesini düşünme

Tolerans: Her seferinde daha uzun süre internette kalma/bulunma ihtiyacı

59

Kontrolsüzlük: İnternet aktivitelerini azaltamada ya da control etmekte

başarılı olamama

Çevrimiçi kalma: Planlanandan daha uzun süre internette çevrimiçi bulunma

Çekilme: İnternet kullanımını azaltma ya da bırakma adına gerçekleştirilen

girişimlerin huzursuzluğa ve sorunlara sebebiyet vermesi (Akbulut, 2013’te belirtildiği üzere).

Small ve Vorgan (2008)’ın bir kişiye internet bağımlılığı teşhisi koyabilmesi için yukarıdaki özelliklere ek olarak aşağıdaki durumlardan en az birinin de bulunması gerekmektedir:

İşlevsel kayıp riski: İnternet kullanımının sebep olduğu bireyin mesleki,

akademik, kariyer veya sosyal ilişkilerinde bozulmalar ve kayıplar

Gizleme: Bireyin internet aktivitelerini saklamak veya gizlemek için

çevresindeki kişilere yalan söyleme riski

Kaçış: Huzursuzluk yaratan durum ve duyguları gidermek, problemlerden

kaçmak ya da gerçek sosyal yaşamdaki kişisel ilişkilerden kaçınabilmek için çevrimiçi kalmayı tercih etme (Akbulut, 2013’te belirtildiği üzere).