• Sonuç bulunamadı

BULGULAR 4.1 Güncel Çocuk Dergilerinde Yer Alan Değerler

4.1.5 Siyasi Değerler

4.1.6.18 İnsan Sevgisi

İnsan sevgisi anne, baba, kardeş, arkadaş, komşu, ulus, sevgisinden geçer. Bunların birine saplanıp kalan kişinin sevgisi kısır bir döngünün içinde yuvarlanıp durur; gelişip incelemez (Sönmez, 2012: 61). İncelenen dergilerde anne, baba, kardeş, arkadaş vb. sevgi türlerine rastlanmakla beraber bütünüyle insan sevgisi değerini kapsayan bir değer ifadesine rastlanılmamıştır.

151 4.1.6.19 İyilik Yapma

İyilik Türkçe Sözlükte, karşılık beklenilmeden yapılan yardım, kayra, lütuf, kerem, ihsan, inayet olarak tanımlanmaktadır (2009: 1007).İncelenen dergilerde iyilik yapmaya ilişkin bulgular şöyledir:

TRT Çocuk dergisinde yer alan “Görmek Gerek” adlı bölümde “Bir İyiliğin 700 Yıl Hatırı Var” adlı hikâyeye yer verilmiştir. Hikâyede iyilik yapmak değeri öne çıkmıştır. “Bu iyiliksever adam, Germiyanoğlu Yakup Çelebi imiş. 1306 yılında

kurduğu vakıf, Germiyanoğlu Yakup Çelebi Vakfı diye biliniyor. Yakup Çelebi ne kadar güzel bir davranışta bulunmuş değil mi? Baksana yaptığı iyilikle 700 yıl sonra bile iyilikle anılıyor, insanlara yardım etme için güzel bir örnek oluşturuyor.”

(Aydüz, 2013a: 41).

TRT Çocuk dergisinde yer alan “Bir Kitap Hayatımı Değiştirdi” adlı bölümde “Mutlu Prens” kitabı tanıtılır ve kitabın içinden bir kesite yer verilir. Kitaptan yapılan alıntıda ve tanıtımda genel olarak iyilik yapma değerine vurgu yapıldığı görülür.

“Mutlu Prens’i okurken iyilik yapmanın bir insanı asla eksiltmediğini, aksine elindekileri paylaştıkça kendini daha zengin ve mutlu hissettiğini göreceksin.”

(Paksu, 2013b: 56).

Gonca dergisinde yer alan “Hayırdır İnşallah” isimli bölümde okurların yaptığı iyi işleri anlatan mektuplara yer verilmektedir. Mektuplardan birinde iyilik yapma değeri ön plana çıkmaktadır. “Evimizin büyük bir bahçesi var. Burada bulunan yetim

kalmış bir sürü kedi bulunmakta. Her gün bu kediciklerin yanına gidip onlara süt ve ekmek götürüyorum. Ardından eve dönüp camdan onların bunları yemesini izliyorum. Bir gün kediciklere tekrar süt ve ekmek ikram ederken komşularımızın çocuklarının beni gözetlediklerini fark ettim. Benim kediciklere yaptığım bu ikramın çok hoşlarına gittiğini söylediler. Ve onlar da kimi vakitlerde yardım etmeye başladılar. Ben de iki mutluluk birden yaşadım.” (Kaya, 2013: 25).

Gonca dergisinde yer alan “Issız Dağın Tek Çiçeği” isimli masalda Keloğlan’ın Padişahın hasta kızını iyileştirmek için tabiplerin söylediği ıssız dağda yaşayan çiçeği almak için çıktığı yolculuk ve bu yolculukta başına gelenler anlatılır. Bütün bunlar anlatılırken iyilik yapma değerinin ön plana çıktığı görülmektedir. “Keloğlan,

152

gelmiş. Kuşun bırakın uçmaya, yürümeye bile mecali yokmuş. Sol kanadı yerlerde sürünüyormuş. Keloğlan, kuşu görünce ırmağı mırmağı unutmuş. Zaman kaybetmeden kuşun kanadını sarmış. Çok vakit geçmeden kuş, kanadını açıp kapamaya, ufak ufak zıplamaya başlamış. Keloğlan sevincinden ne yapacağını bilememiş. İşte tam bu sırada kuşun konuştuğuna şahit olmuş. Meğer kuş öyle sıradan bir kuş değilmiş. Keloğlan’a yaptığı iyiliğe karşılık onu ırmağın öbür yakasına geçirmeyi teklif etmiş.” (Akın, 2013: 14).

Gonca dergisinde yer alan “Hayırdır İnşallah” isimli bölümde okurların yaptığı iyi işleri anlatan mektuplara yer verilmiştir. Bu mektuplarda iyilik yapma değeri öne çıkmıştır. “İnsan bir iyilik yaptığı zaman kendini mutlu hisseder. Benim de kendimi

mutlu hissettiğim bazı iyiliklerim var. Bu iyiliklerden birini anlatıp belki de hayırlı işlere vesile olacağı duasıyla sizlerle paylaşıyorum. Bunlardan bir tanesi; annemle birlikte kurabiye yapmıştık. Bu kurabiyeleri komşuların kapılarını çalarak dağıttım. Onların bana teşekkür etmesi beni çok mutlu etti. Birkaç gün sonra, okuldan eve geldiğimde kapı çaldı. Komşumuz bize sıcak poğaçalar getirdi. Karnım o kadar çok acıkmıştı ki poğaçaları görünce çok mutlu oldum. Çok teşekkür ettim. İyilik yapmanın ne kadar güzel bir şey olduğunu anladım. Ne demişler iyilik yapan iyilik bulur.” (Benlice, 2013: 28).

Gonca dergisinde yer alan “Hayırdır İnşallah” başlıklı köşede okuyuculardan gelen onların yaptığı iyi davranışlara yer veren mektuplar yer almaktadır. Bu mektuplarda hayvan sevgisi ile birlikte iyilik yapmak değerinin öne çıktığı görülmektedir.

“Bolu’daydım, bir tane kedi yalanıp duruyordu. Acıdım, bir parça ekmek verdim. Yedi, sonra yarım ekmek daha verdim onu da yedi. Su getirdim şapır şupur içti. Sonra da kenara çekilip uyudu. Ertesi gün dışarı çıktığımda bir de ne göreyim kedi kapıda beni bekliyordu.” (Fidan, 2013: 24).

Gonca dergisinde yer alan “Denize Atılan İyilik” başlıklı hikâyede Bekir adlı çocuğun okula giderken sabah karşılaştığı durumlardan ve onun yaptığı iyiliklerden bahsedilmiştir. Hikâyenin sonunda ise yapılan iyiliğin karşılıksız olması gerektiği vurgulanmakta ve unutulduğundan bahsedilmektedir. “ Sokaklarından ana caddeye

çıktı. Köşedeki amca, simitlerini henüz mekânına dizmemişti. Fırından gelen simit kutusunu felçli elinden destek alarak açmaya çalışıyordu. Bir elle bu işi yapması bayağı zamanını alacaktı. Yanına kadar sokulan Bekir’in farkına “Kolay gelsin

153

amca.” deyince vardı. Bekir teklifsizce kutunun bir ucundan tuttu. Açmasına yardım etti. Açılan kutudan ortalığa burcu burcu simit kokusu yayıldı. Amca, o tek elinin mahareti ile simitleri camekâna yerleştirmeye koyuldu” (Altaş, 2013: 4). Öykünün

devamında derste Hayat Bilgisi öğretmenleri öğrencilerden yaptıkları bir iyiliği anlatmalarını ister: “ Bekir, bugüne kadar yaptığı büyük küçük bütün iyilikleri denize

atmıştı. Düşündü, düşündü… Hafızasını zorladı, denizin derinliklerine daldı. Bekir’in sustuğunu gören öğretmeni: ‘Ya sen Bekir, dedi, sen hiç iyilik yapmadın mı?’, Bekir biraz mahcup: Hatırlamıyorum öğretmenim, dedi.”(Altaş, 2013: 5).

Gonca dergisinde yer alan “İyilik Ormanı” başlıklı masalda da iyilik yapma değeri öne çıkmıştır. “Konuşmalarda etkilenen çocuklardan biri arkadaşını ikna etti. Uzun

bir yolculuğa çıkacaklardı. Kendi iyilik ormanlarını bulup masal ağacına ulaşacaklardı. İki kafadar yola çıkınca aç bir kedi ayaklarına dolanıverdi. Bir tanesi bağırıp çağırarak kediyi yanından uzaklaştırdı. Diğeri yanına aldığı ekmekten bir parça bölüp kediciğe verdi. Kedi gülümseyerek ekmeğe uzandı, her haliyle teşekkür ediyordu. Diğeri geç kalıyoruz diye arkadaşını sıkıştırdı. Yol boyunca iki kafadardan biri her iş için acele etti. Diğeri susuz bir ağacı suladı, yaralı bir kuşun kanadını sardı, yaşlı bir kadının yükünü taşıdı. Gözleri görmeyen birini karşıdan karşıya geçirdi. Yolunu kaybetmiş birine yol tarif etti. Donmak üzere olan bir tavşanı kucağında nefesiyle ısıttı ve daha neler neler…

… Masal ağacı yol boyunca iyilik yapan çocuğun önüne dallarını seriyordu. Diğer çocuk meyve koparmak istediğinde ise dallarını hemen kaldırıyordu. İkisi de ağacın niçin böyle yaptığını anlamıyordu. İyilik yapmayı seven çocuk kendi kopardığı meyvelerden arkadaşına vermek istedi. Meyveyi arkadaşının avucuna koyunca meyve bir anda kayboldu. Çocuk açlıktan kıvranıyor ama bir tek meyve yiyemiyordu. En sonunda bahçede dolaşan biriyle karşılaştılar. Bembeyaz kıyafetler içinde yüzü parlayan yaşlı bir adamdı gördükleri. Çocuklardan iyilik yapana ‘Kendi iyilik ormanına hoş geldin’ dedi. Diğeri şaşırdı: ‘Yani bu ormanın hepsi onun mu’ dedi. Yaşlı adam: ‘Evladım, iyilik ormanını herkes kendi oluşturur dedi ve devam etti, ‘Yapılan her iyiliğin bu ormanda bir karşılığı vardır. Bir iyilik yaparsın burada bir çiçek açar. Başka bir iyilik yaparsın masal ağacında bir meyveye dönüşür. İyilik yapmayanların, ihtiyaç sahiplerini görmezden gelenlerin tarlası çoraklaşır. Sonra da dikenlerle dolar.” (Güner, 2013a: 7).

154

Gonca dergisinde yer alan “Posta Treni” bölümünde okurlardan gelen yazı ve şiirlerde iyilik yapma değerine yer verilmiştir.

“İYİLİK

Bir gün ekmek almak için ekmek fırınına gittim. Orda bir çocuk gördüm. O çocuk iki tane ekmek almıştı. Ekmekleri pakete koymaya çalışıyordu. Ben de ona yardım ettim, sonra sıra bana gelmişti. Ben bir sürü ekmek almıştım ve bana da ekmekleri pakete koymak için yardım gerekiyordu. O anda bir kadın bana yardım etti ve ben de çok mutlu olmuştum.” (Burhan, 2013: 51).

“İyilik

Geçen gün ekmek alıp eve dönerken yolda zavallı bir kedi gördüm. Masum masum bana bakan bu kediye acıdım. Biraz ekmek verdim. Artık her sabah o kediye ekmek veriyorum. Adını da çok siyah bir kedi olduğu için ‘siyah boncuk’ koydum” (Kaplan,

2013: 51).

“İyilik

Ben annemle pazara gidiyordum. Bir yaşlı kadın yere düşmüştü. Teyzenin yanına gittim. Teyzeye sordum niye düştün diye. Teyze dedi ki: “Bir araba bana çarptı.”, teyzeye sordum ki: “Bir yeriniz ağrıyor mu?” Teyze dedi ki: “Yok canım ağrımıyor.” Sonra hemen bir dükkâna koştum. Teyzeye bir şeyler alıp geldim. Cebimdeki parayı da onunla paylaştım. Teyze bana teşekkür etti. Teyzeyi kaldırıp görüşürüz, dedim. Teyzeye iyilik yaptığım için çok mutluyum.” (Araz, 2013: 53).

Gonca dergisinde yer alan “Minik Kuş” başlıklı yazıda iyilik yapma değeri dikkat çekmektedir. “Dışarıdaydım. Hava soğuktu. Yağmur yağıyordu. Ağacın kenarında

bir kıpırtı gördüm. Oraya gittim. Baktım ki minik bir kuş. Kanadı kırılmış. Aldım eve gittim. Annemin yardımıyla kuşun kanadını sardık. Yaklaşık bir hafta sonra iyileşti.”

(Uzun, 2013: 52).

İyilik yapma değerine TRT Çocuk ve Gonca dergilerinde yer verilmiş; incelenen diğer dergilerde yer verilmemiştir. Gonca dergisinde iyilik yapma değerine sıklıkla rastlanmıştır ve bu değer okurlardan gelen mektuplarda sıklıkla yer almıştır.

155 4.1.6.20 Kardeşlik

Kardeşlik, gerçek yaşamda, söylence, destan ve masallarda, her türden kardeşler arasındaki bağı ve yazgı birliğini gösteren kavram olarak tanımlanmaktadır (URL19). İncelenen dergilerde kardeşlik değerine NG Kids dergisinde hayvanların kardeşliğinden yola çıkılarak aktarılmıştır. Diğer dergilerde ise rastlanmamıştır. NG Kids dergisinde “Hayvanlar Birbirini Sever Mi?” isimli bölümde yer almıştır.

“Kardeş Desteği

Glityter ve Golden doğada hayatta kaldığı bilinen en yaşlı ikiz şempanzeler. Ve birbirlerine çok yakınlar. Annelerinden ayrıldıklarında geceyi kendi başlarına inşa ettikleri yuvada kıvrılıp geçirdiler. Ama o gün Glitter suratını ekşitip uludu. Golden ve anneleri henüz avladıkları maymun etini tıkınmakla meşguldü. Bu, Tanzanya, Afrika’daki ormanda şempanzeler için özel bir yemek. Ancak hayat adil değildi; Glitter hüzünle elini uzatıp yalvardı. Belki de Glitter’in kendi payını çoktan yediğini düşünen annesi yalvarışlarına aldırmadı. Golden ikizine baktı. Syracuse, New York’tan doğa fotoğrafçısı Kristin J. Mosher, Glitter’ a kendi etinden bir parça uzattı diyor. Yırtıcı hayvanların isteyerek kardeşleriyle yiyeceklerini paylaşması nadir görülen bir şeydir. “Golden’ın bunu yapması için hiçbir sebebi yoktu”. Tek bir şey dışında… Kız kardeşini seviyor olabilir mi?” (Newman, 2013: 30).