• Sonuç bulunamadı

el-İktifâ fî Tenkîhi Kitabi’d Duafâ

B. SAHABE VE RİCAL BİLGİSİ

1. el-İktifâ fî Tenkîhi Kitabi’d Duafâ

Moğultay b. Kılıç eserin asıl tertibini bozmamış; alfabetik şekli muhafaza

etmiştir. Mesela İbnü’l Cevzî

لوهمج يزارلا تماح وبأ لاق نابوث نع ةعرز نب ديعس

“Saîd b. Zür’a, Sevbân’dan rivayette bulunmuştur. Ebû Hâtim Râzi (onun hakkında) mechuldür, demiştir” şeklinde bilgiyi aktarırken, Moğultay b. Kılıç “Saîd b. Zür’a’nın meçhul olmadığını kısa ve özlü bir şekilde şöyle ifade eder:

وبا قوزرم و ميهاربا نب ناسح هنع يور نابوث نع يوري يصملحا رارلجا ةعرز نب ديعس

يماشلا للهادبع

“Saîd b. Zür’a Cerrâr el-Hımsî, Sevbân’dan nakilde bulunmuş; kendisinden de

Hassân b. İbrahim ile Ebû Abdullah Merzûk Şâmi hadis rivayet etmiştir.”772

Burada görüldüğü gibi Moğultay, Saîd’den iki kişinin rivayet naklettiğini belirtmekte ve Ebû Hâtim er- Râzî’nin dediği gibi onun meçhul olmadığını açıklamakla iktifa etmektedir.

Hatalara işaret etmesi ve kaynakları zikretmesi

Moğultay, İbnü’l Cevzî’nin düştüğü hatalara işaret ederken cerh ve ta’dil konusunda çok sayıda hadis otoritesinin görüşlerine yer vermektedir. İbnü’l Cevzî’nin vehme düştüğü yerlerde hadisin isnadlarını tetkik etmek suretiyle, rivayetin bütün tariklerini bir araya toplayıp gözden geçirmiş olmaktadır. Mesela İbnü’l Cevzî, Ebû Osman Saîd b. Ebî Saîd ez-Zebîdî hakkında bilgi verirken, ondan

Bakıyye773

ve başkalarının rivayette bulunduğunu söyler. Moğultay, İbn Adî’nin

onun mechul olduğunu kaydettiğini zikreder.774

Moğultay b. Kılıç, adı geçen ravi hakkında İbnü’l Cevzî’nin, İbn Adî’ye tâbi olmakla hata ettiği kanaatindedir. Ona göre Hatib el-Bağdadî el-Müttefik ve’l- müfterik adlı eserinde söz konusu ravinin babasının adını Abdülcebbâr olarak vermektedir. Öte yandan Moğultay, İbnü’l Cevzî’nin aynı kişiyi Ebû Osman Saîd b.

772

Moğultay b. Kılıç, el-İktifâ, I, 71-72

773 Ebû Yuhmid Bakıyye b. Velîd hakkında İbnül Cevzî, eserinin bir başka yerinde onun müdellis

olduğunu söylemektedir. Bkz: İbnü’l Cevzî, Kitâbü’d-duafâ, I, 146 (546)

Abdülcebbâr Hımsî775

olarak verdiğini de söyleyerek hata ettiğini söylemiştir. Bunu yaparken Moğultay görüşlerini, İbn Ebî Hâtim, Yahya b. Main, Dârekutnî, Mervezî, İbn Hibban Büstî, İbnü’l-Medînî gibi cerh ve ta’dil ulemasına dayandırmaktadır. İbnü’l Cevzî’nin bahsettiği kişi aslında, aynı kişidir; ama o tek kişiyi farklı iki şahıs

olarak zikretmiştir” demektedir.776

İbnül Cevzî’nin vehimlerine işaret etmekle kalmayıp aynı zamanda görüşlerini dayandırmış olduğu cerh ve ta’dil ilmindeki otorite şahsiyetleri zikretmesini, Moğultay b. Kılıç’ın hataya düşmemek için hassasiyet göstermesi olarak değerlendirilebiliriz.

Bilgi hatalarını tashih etmesi ve İbnü’l Cevzî’nin cerh etmiş olduğu raviyi tevsik etmesi

İbnü’l Cevzî’nin; Ebû Şeybe Saîd b. Abdurrahman’ın biyografisini verirken onun hakkında İbn Adî’den naklettiği “Hadisine mutâbât edilmez. Maruf değildir” sözlerine karşı çıkarak şöyle der:

“Burada iki önemli husus söz konusudur: Birincisi; bu sözü İbn Adî, kendisi için söylememiş, Buharî’den nakletmiştir. İbnü’l Cevzî, Buharî’yi gizlememeli açıklamalı idi. İkincisi İbnü’l Cevzî’nin “Ma’ruf değildir” sözüdür. Oysa Ebû Şeybe Saîd b. Abdurrahman’dan; Sevrî, Ebû Cafer Râzî, Abdülvâhid b. Ziyâd, Züheyr b. Muaviye, Cerir b. Abülhamid, İbn Fudayl… hadis nakletmişlerdir. İbn Hibban ona es-Sikât’ında yer verir. Buharî onun hadisini almazdı. Ukaylî ve İbnu’l-Cârûd Duafâ arasında zikretmiştir. İbn Halfûn ile Yahya b. Main’in onu sika raviler arasında zikretmişlerdir. Bu sebeple Ebû Şeybe Saîd b. Abdurrahman hakkında İbnü’l

Cevzî’nin “Ma’ruf değildir” sözü doğru değildir.”777

Buradan anlıyoruz ki Ebû Şeybe Saîd b. Abdurrahman, “hadisine mutabaat edilmez” lafzıyla bir yandan cerh edilirken, diğer taraftan onu tevsik eden hadis alimleri bulunmaktadır. Ravi, ihtilaf edilen ravilerden biridir. Burada görüldüğü üzere Moğultay; İbnü’l Cevzî’nin cerh etmiş olduğu ravinin, hadis imamlarına göre rivayetiyle tanındığını ortaya koymuş olmaktadır.

775 İbnü’l Cevzî, Kitâbü’d-duafâ, I, 321 (1411) 776 Moğultay b. Kılıç, el-İktifâ, I, 89-92 (1397) 777 Moğultay b. Kılıç, el-İktifâ, I, 97-99

Moğultay b. Kılıç’ın, İbnü’l Cevzî’yi tesâhül ile tenkit etmesi

Moğultay b. Kılıç, İbnü’l Cevzî’nin ravi hakkındaki değerlendirmelerine hemen tâbi olmamış, bazı raviler hakkında geçmiş ulemadan aktarmış olduğu bilgilerin asıl kaynaklarını incelemiştir. Onun cerh ve ta’dil otoritelerinden yanlış aktardığı bilgileri tespit edip, hatalarını tashih etmiştir. Bu düzeltmeyi yaparken Moğultay, kim hangi sözü söylemiş ise onları ayrı ayrı zikretmiştir.

Mesela; Ebû Davud ve Nehâî, Süleyman b. Amr b. Abdullah b. Vehb hakkında bilgi verirken İbnü’l Cevzî’nin Buharî’den aktarmış olduğu “O, yalancılıkla

ma’ruftur”778

sözünü tenkit eder. Moğultay “Bu söz Buharî’ye ait değildir. O, bu

ifadeyi, İshak ve Kuteybe’den nakletmiştir”779

diyerek, söz konusu ravi hakkında Hakim Nisâbûrî, İbn Adî, İbn Abdilberr, İbn Vâre, Ebû Hâtim Râzî, Iclî, Yahya b. Maîn, Ukaylî, Ebû’l-Arab Kayravânî, Hatîb el-Bağdadî, Ali b. Medînî, İbn Râhuye, Ya’kub b. Süfyan Fesevî, Sa’dî, Cûzekânî vb. hadis otoritelerinin isimlerini vermek suretiyle görüşlerini bir bir nakleder.

Burada görüldüğü gibi Moğultay’ın, raviler hakkında önceki alimlerin ne söylemiş olduklarına aslında vakıf olduğunu görebilmek mümkündür. Onun yanlış nakle müsamahası olmadığı anlaşılmaktadır. Nitekim Buharî’nin kitabına baktığımızda, adı geçen ravinin kizble maruf gösterildiğini görmekteyiz. Buharî bu

görüşünü, kendisinden 380 rivayetinin olduğu “Kuteybe”780

adıyla meşhur Ebû

Recâ’ Kuteybe b. Saîd (240/855) ile İshak b. Râhûye’ye (238/853) 781

dayandırmaktadır.782

İbnü’l Cevzî’nin Ebû Dâvûd, Tirmizî, Nesâî ve İbn Mâce'nin Sünen’leriyle el- Hâkim'in el-Müstedrek’i ve Ahmed b. Hanbel'in Müsned’inden pek çok hadisi Mevzûât’ına alması, hatta Müslim’de nakledilen hadise783

bu eserinde yer vermiş

778

İbnü’l Cevzî, Kitâbü’d-duafâ, II, 22 (1537)

779 Moğultay b. Kılıç, el-İktifâ, I, 180 (1537)

780 Geniş bilgi için bkz. Çakın, Kâmil, “Kuteybe”, DİA,XXVI, 492

781 İshak b. Râhûye, hadis, fıkıh ve tefsir âlimidir. Buharî, Müslim, Ebû Davûd, Tirmizî, Nesâî ondan

hadis rivayet etmişlerdir. 100.000 hadis bildiği ve 70.000 hadisi talebelerine ezbere yazdırdığı rivayet edilir. Geniş bilgi için bkz. Aydınlı, Abdullah, “İbn Râhûye”, DİA, XX, 241

782 Buharî, et-Tarihu’l-kebir, IV, 28 (1853) 783 Müslim, Kitâbü’l cenne, 53 (hadis no: 2857)

bulunması, onun hadisçiliğine gölge düşürmesi olarak değerlendirilmiştir.784

Ancak hakkında söylenenler farklı da olsa, Zehebî’nin de işaret ettiği gibi o bir hadis hafızıdır.785

Burada sadece birkaç misalini vermiş olduğumuz gibi Moğultay, İbnü’l Cevzî’nin vehmine işaret etmekle, rical tespitinde ne kadar mütehassıs olduğunu ortaya koymuş olmaktadır.

Ravi adlarına vukufu ve isimleri tashih etmesi

Moğultay b. Kılıç’ın özellikle isim tespitindeki hassasiyeti, bir ensab alimi olarak rical ilmindeki vukufu ile kendini daha çok göstermektedir. Moğultay, İbnü’l Cevzî’nin eserinde gördüğü raviler arasındaki isim karışıklıkları varsa onları mutlaka tashih etmektedir.

İbnül Cevzî kitabında aynı kişiyi, bir yerde Saîd b. Hâşim b. Salih Mahzûmî’,

bir başka yerde Saîd b. Hâşim Feyyûmî adıyla iki ayrı kişi olarak zikreder.786

Moğultay, Hatib el-Bağdadî’nin el-Müttefik ve’l-müfterik adlı eserine atıfta bulunarak söz konusu edilen nisbenin aynı zata ait olduğunu söylemektedir. Saîd b. Hâşim’in, Mahzûmoğullarının azatlı kölesi olduğunu ve nisbesinin de Mısır’daki Feyyûm şehrine nispetle “Feyyûmî” olarak meşhur olduğunu zikreder, vefat tarihlerini verir.787

Moğultay, isim ve künyelerin tespit edilmesinde hassas olduğunu gösteren bir başka misalde, onun İbnü’l Cevzî’nin verdiği ravi adında isim tashihini yaptığını

görmekteyiz. Kitapta yer alan Saîd b. Yusuf Yemâmî788 ile Selem b. Atıyye

Fakîmî’nin mensubiyetlerinde789

veya Ömer b. Hafs b. Zekvân’ın “Ebû Hafs” diye bir künyesinin olmadığının tespit edilmesinde bunun örneklerini görebilmek

mümkündür. 790

784 bkz. Suyutî, Tedrib, I, 174; İbnü’l Cevzî, el-Mevzûât, neşredenin önsözü s. 117-119 785 Zehebî, Tezkiretü’l-huffâz, IV, 1342

786 İbnü’l-Cevzî, Kitâbü’d-duafâ, I, 327 (1443, 1444) 787

Moğultay b. Kılıç, el-İktifâ, I, 126-127

788 Moğultay b. Kılıç, el-İktifâ, I, 129 (1447) 789 Moğultay b. Kılıç, el-İktifâ, I, 250 (1474) 790 Moğultay b. Kılıç, el-İktifâ, III, 375 (2449)

Moğultay’ın kimi zaman rivayette bulunan ravileri tespit ettiği de anlaşılmaktadır. Mesela o, Abdullah b. Abdurrahman adlı ravinin, aynı adla İbn

Ömer’den (r.a) rivayette bulunan farklı bir ravi olduğunu açıklamaktadır.791

Moğultay, eğer ravi hakkında İbnü’l-Cevzî’nin verdiği bilginin yanlış olduğunu düşünüyorsa, incelemeden geçmez. Ravi Ömer b. Hakem b. Sevbân örneğinde bunu görmek mümkündür. Moğultay burada isim karışıklığı olan rivayeti

açıklamaktadır.792

Netice itibariyle Moğultay b. Kılıç; İbn Hibban, Mizzî, İbnu’s-Salah’ın kitapları hakkında kaleme almış olduğu rical tenkit çalışmaları bulunduğu gibi, el- İktifâ adlı bu eserinde de İbnü’l Cevzî’nin tesâhülünü ortaya koymaya çalışmaktadır. Bunu yaparken yukarıda değindiğimiz gibi, Moğultay’ın hatalı davrandığı yerleri de unutmamak gerekir. Nitekim İbn Hacer, İbnü’l Cevzî hakkında yerinde bir tespitte bulunmakta ve şöyle demektedir:

“İbnü’l Cevzî’nin tesâhülü, Hakim’in tesâhülünün tam tersidir. Hakim, Şeyhayn’in “sahih” demediğine sahih demiş, İbnül Cevzî ise “mevzû” olmayan bazı

hadislere mevzu demiştir.”793

Burada İslam âlimlerinden Ahmed Nâim’in “el-Hakim en-Nisabûrî’nin el- Müstedrek’ini mütalâa edecek kimse Zehebî’nin Teakkubat’ı ile birlikte mütâlaa etmelidir794

sözünden ilham alarak şunu ifade etmek istiyoruz:

Moğultay b. Kılıç’ın el-İktifâ’sına bakmadan İbnü’l Cevzî’nin Kitâbü’d-duafâ ve’l-metrûkîn adlı eserini mütâlaa etmek fazla yararlı olmaz. Zira Moğultay’ın bu eseri bir nevi teakkubat, tenkîh ve tehzîb niteliğindedir. Bu konuda İbnü’l Cevzî’yi değerlendirmeye tâbi tutan ve onun Mevzûât’ında yer alan, mevzu dediği hadisleri el- Kavlu’l-müsedded adlı eserinde izah eden ve onların mevzu olmadığını savunan İbn Hacer gibi alimlerin yeri hiç kuşkusuz tartışılmaz. Ancak Moğultay b. Kılıç onların selefi olması hasebiyle incelenmeye ve anlaşılmaya layıktır kanaatini taşımaktayız.

791

Moğultay b. Kılıç, el-İktifâ, II, 151 (2055)

792 Moğultay b. Kılıç, el-İktifâ, III, 381 (2452) 793 Suyûtî, Tedrib, I, 279