• Sonuç bulunamadı

C. VEFATI

2. Görev Yerleri

Kahire’deki ilim merkezleri devrin en gözde mekanlarıdır. Memlûk sultanları medreselerde görev yapacak müderrisleri kendileri görevlendirmektedir. Medreselerde talebe okutacak ve onları iyi bir din alimi olarak yetiştirecek müderrislerde aranan bir takım özellikler önem arz eder. Mesela müderrisin belagat sahibi, cömert ve iyi ahlak sahibi, ilmine itibar edilen önemli alimlerin meclislerinde yetişen asaletli bir alim olması, fazilette emsallerinden önde bulunması ve takva sahibi olması bunlardan bir kısmıdır. Bu hassasiyet Memlûklerde sayıları giderek artan medreselerdeki eğitim seviyesini de yükseltmiştir. Moğultay’ın görev aldığı eğitim kurumları şöyledir:

1. Zahiriyye Medresesi

Bu medrese, Sultan Rükneddin Zahir Baybars tarafından 662/1263 yılında yapılmış olup Kahire’deki devrin en seçkin eğitim kurumudur. Kur’ân-ı kerim talimi yapılan yetimlere ait bir bölümü ile bütün ilimlere dair çeşitli eserler ihtiva eden büyük bir kütüphanesi bulunuyordu. Moğultay b. Kılıç’ın hadis şeyhi Şerefüddin

318 Bozkurt, Nebi, “Medrese”, DİA, XXVIII, s. 326 319 Makrizî, el-Hıtat, II, 362, 363

Abdülmü’min b. Halef Dimyâtî burada müderrislik yapmıştı.320

Moğultay b. Kılıç, bir diğer hocası İbn Seyyidünnâs’ın 734/1333’te vefatı ile boşalan bu medresede müderris olarak görev aldığını kaynaklar zikretmektedir. Ancak Zahiriyye Medresesi’nde göreve ne zaman başladığı ve ne zamana kadar burada devam ettiği

hakkında kesin bir bilgi vermez. 321

Moğultay’ın eserlerinden “Terkü’l-mirâ” adlı çalışmasını incelerken, ulaştığımız bilgiler bize bir nebze de olsa ışık tutar. Bu eserin bir nüshasının

Berlin’de bulunduğu bilinmektedir.322

Eserin bu nüshası esas alınarak basılan “Ebû Ubeydullah Merzübânî’nin Mu’cemü’ş-şuarâ adlı eserinin ikinci cildinin sonunda, istinsahının Moğultay’a ait olduğu görülmektedir. Buradaki bilgiler şöyledir:

“Ebû Ubeydullah Merzübânî’nin Mu’cemü’ş-şuarâ adlı eseri, şânı yüce Rabbine muhtaç Moğultay b. Kılıç’ın kalemiyle burada tamam olmuştur. Allah her ikisini ve bütün Müslümanları bağışlasın: 738 yılı Rebîülâhir ayının 13. Cuma günü,

Zahiriyye Medresesi, Kahire…”323

Buradan anlıyoruz ki, Moğultay, 738/1337’li yıllarda Zahiriyye Medresinde görev yapmaktadır. Hocası İbn Seyyidünnâs’ın 734/1333 yılında vefatı ile boşalan bu medresede müderris olarak görev aldığını ifade eden kaynakların vermiş olduğu bilgiyi dikkate alırsak Moğultay, yaklaşık olarak beş yıl süreyle burada görev yapmış olmalıdır. 324

2. Kal’a Camii

Memlûk Sultanı Melikü’n-Nâsır Muhammed b. Kalavun’un, Kal’atü’l- Cebel’de 718/1318 yılında yaptırmış olduğu bu camide Moğultay b. Kılıç, hocası

Hatib el-Kazvînî’nin (739/1338) tavassutu ile ders vermiştir.325

320 Makrizî, el-Hıtat, II, 378, 379; Suyûtî, Husnü’l-muhadara, II, 229

321 İbnü’r-Râfi’, el-Vefeyât, II, 244; İbn Hacer, Lisanu’l-mizan, VII, 18; İbnü’l-Imâd, eş-Şezerât, VIII,

337; Safedî, A’yânu’l-asr, V, 434; İbn Fehd, Lahzu’l-elhâz, s. 140; Suyûtî, Tabakâtü’l-huffaz, 538; İbn Kutluboğa, Tâcü’t-teracim, s. 269; İbnü’l Irâkî Ebû Zür’a, ez-Zeyl ale’l-ıber, I, 73; İbn Tağriberdî, Menhelü’s-sâfî, XI, 255

322 Brockelmann, GAL, Supplement, II, 48 (Ayrıca bkz. Moğultay b. Kılıç, el-Vâdıh, s. 198) 323

Merzübânî, Mu’cemü’ş-şuarâ, II, 516 (Kahire, 1354/ , thk.Fritz Krenkow)

324 İbnü’r-Râfi’, el-Vefeyât, II, 244; İbn Hacer, Lisanu’l-mizan, VII, 18; İbnü’l-Imâd, eş-Şezerât, VIII,

337; Safedî, A’yânu’l-asr, V, 434; İbn Fehd, Lahzu’l-elhâz, s. 140; Suyûtî, Tabakâtü’l-huffaz, 538; İbn Kutluboğa, Tâcü’t-teracim, s. 269; İbnü’l-Irâkî Ebû Zür’a, ez-Zeyl ale’l-Iber, I, 73; İbn Tağriberdî, Menhelü’s-sâfî, XI, 255

325 İbn Hacer, Lisanu’l-mizan, VII, 16; İbn Fehd, Lahzu’l-elhaz, s. 140; Safedî, A’yânu’l-asr, V, 33

[Melikü’n-Nâsır Muhammed b. Kalavun camiyi inşa ettirdiğinde, artık tamamen bölgede hakim güç olan devletin imarı için geniş bir çalışma başlatmış oldu. Bu yüzden Kahire’de önceden

3. Sargatmış Medresesi

Bu medrese Kal’atü’l-Cebel ile Ahmed b. Tûlun Camii arasında yer alıyordu. Nispeten Kahire’nin dışında sayılırdı. Memlûk sultanlarından Nasıruddin Hasan en- Nâsır’ın ikinci defa saltanata geldiği dönemin (755-762/1354-1361) meşhur vezirlerinden Emir Seyfeddin Sargatmış Aytemüş en-Nâsırî (759/1358), Sargatmış Medresesi’ni 756/1355 yılında yaptırmıştır. Sargatmış Medresesi Hanefi fakihlerinin kullanımına tahsis edilmişti. Emir Seyfeddin Sargatmış Aytemüş en-Nâsırî (759/1358) burada hadis derslerini başlatmış, daha sonra bu medreseyi

vakfetmiştir.326

Kaynaklar, ilk hizmete girdiği yıl Moğultay b. Kılıç’ın burada ders

verdiğini nakleder.327

4. Salih Talâyî Camii

Salih Talâyî Camii, Fatımîler devrinde imar edilmiş, şehrin Zevîle kapısı dışında cami meşheddir. Makrizî’ye göre, Fâtımîlerin Haçlılarda mücadele ettiği ve Suriye sınırındaki Askalan şehrini işgal ettikleri sırada (548/1153), Fâtımîlerin güçlü vezirlerinin sonuncusu Salih Talâyî b. Ruzzik, meşhedi Haçlılardan korumak maksadıyla Salih Camii’ni yaptırmış, Hazreti Hüseyn’in (r.a) meşhedi olarak meşhur

olmuştur.328

İbn Fehd’e (871/1476) göre Salih Talâyî Camii, Moğultay’ın hadis

tedris ettiği yerler arasında yer alır.329

5. Necmiyye Medresesi (Sâlihiyye)

yapılan pek çok yapıyı da imar ettirip güzelleştirdi. Kal’a Camii’nin hatip, kurrâ ve müezzinlerini bizzat imtihanlar yaparak belirlemiş, göreve uygun görülenler burada dersler vermeye başlamıştır. Daha sonra Sultan, Kal’a Camii’ni vakfa dönüştürmüştür. Kal’a Camii, Mısır’ın en güzel ve en büyük camilerinden biri kabul edilir. Mısır sultanları burada Cuma namazını kıldırır ve hutbe okurlardı. Bkz. Makrizî, el-Hıtat, II, 325]

326 Makrizî, el-Hıtat, II, 403; Suyûtî, Husnü’l-muhadara, II, 231 327

İbn Hacer, Lisanu’l-mizan, VII, 19; İbn Fehd, Lahzu’l-elhâz, s. 140; İbn Kutluboğa, Tacü’t-terâcim, s. 269; İbn Tağriberdî, Menhelü’s-sâfî, XI, 205

328 Makrizî, el-Hıtat, II, 293 [Meşhed dinî bir özelliğe sahip veya topluma mal olmuş kimselerin şehîd

olduğu yahut defnedildiği yer anlamına gelir. Cami meşhed ise içinde türbe bulunan cami anlamına gelir. Kerbelâ’da şehit edilen Hz. Peygamber’in (s.a.s) torunu Hz. Hüseyin’in (r.a) (61/680) kesik başının nereye gömüldüğü ihtilaflıdır. Medine’de Baki’ Mezarlığı'na, Necef’te babasının yanına, Kûfe dışında bir yere, Kerbelâ’da cesedinin konulduğu kabre, Dımaşk’ta bilinmeyen bir yere, Rakka’ya hatta Kahire'ye gömüldüğüne dair çeşitli rivayetler bulunmaktadır. (Fığlalı Ethem Ruhi, DİA, “Hüseyin”, XVIII, 520) Çeşitli tadilatlar geçiren camii, günümüzde Kahire Hüseyin Meydanı’ndadır. Karşısında Ezher Camii ve Üniversitesi vardır. “Seyyidünâ Hüseyin Camii Meşhedi” olarak bilinir. (bkz. www//Kahire.net)]

Bu medresenin ilk bânisi, Eyyûbi hükümdarı Melikü’s-Salih Necmeddin b. Eyyub Kamil idi. Memlûkler devrine gelindiğinde bu medrese epeyce tahrip olmuştu. İlk yapıldığı zaman burada dört mezhebin fakihleri ders veriyordu. Memlûk Sultanı Melikü’l-Muiz İzzeddin Aybeg Türkmânî (648/1250) burayı yeniden ihya etti ve adli

işlerde aktif olarak kullanmaya başladı.330

Şehrin Zevîle kapısı dışında kalan

Sâlihiyye Medresesi’nde Moğultay’ın da müderrislik yaptığı bilinmektedir.331

6. Rükneddin Baybars Hankâhı

Henüz sultan olmadan önce Rükneddin Baybars Çaşnigîr, “Rükneddin Baybars Hankâhı” adıyla bilinen ribatın yapımına hicri 706 yılında başladı ve sultan olduğu

yılda (709/1309) inşaatı tamamladı. Makrizî’nin332, “Kahire’de binası en güzel, ebadı

en geniş ve sanat yönüyle en iyi olanı” diye tavsif ettiği ribatta, Moğultay’ın

müderrislik yaptığına işaret eden kaynaklar vardır.333

Hankâh’ta sürekli Kuran-ı kerim okunmakta, müderrisler hadis tedris etmekte, gelip gidenlere yemekler ikram edilmekte, çocuklar dahi bu ikramlardan mahrum edilmemektedir. 400 kadar sufi ile

100 civarında talebe ise daimi olarak hadis dersi almaktaydı.334

7. Mecdiyye Haliliyye Medresesi

Bu medrese, Mecdüddin Ebû Muhammed Abdülaziz b. eş-Şeyh Emînüddin Ebû Ali Hüseyn b. Ali b. İbrahim el-Halîli ed-Dârî (680/1281) tarafından 663/1264 yılında yapılmıştı. Bu kişi, devrin önemli vezirlerinden Fahreddin b. Ömer b. Abdülaziz b. el-Halilî’nin (711/1312) babasıydı. 680/1281 yılında vefat edinceye kadar burada kendisi de müderrislik yapmıştır. Vezir olan oğlu vefat edinceye kadar burada dersler verdi. Bu medresede başka müderrisler, muîdler, müezzin ve imamlar

görev almıştır.335

Moğultay b. Kılıç da onlardan birisidir.336

8. Nâsıriyye Medresesi

Melikü’l-Âdil Zeynüddin Ketboğa Mansûrî (694/1294) tarafından yapımına başlanan bu medresenin tamamlanması Sultan Melik’ün-Nâsır Muhammed b.

330

Makrizî, el-Hıtat, II, 374

331

İbn Hacer, Lisanu’l-mizan, VII, 18; İbn Fehd, Lahzu’l-elhâz, s. 140 İbnü’l-Irâkî Ebû Zür’a, ez-Zeyl

ale’l-Iber, I, 73

332 Makrizî, el-Hıtat, II, 415; Suyûtî, Husnü’l-muhadara, II, 229

333 İbn Râfi, el-Vefeyât, II, 244; İbn Hacer, Lisanu’l-mizan, VII, 18; İbn Fehd, Lahzu’l-elhâz, s. 140

İbnü’l-Irâkî Ebû Zür’a, ez-Zeyl ale’l-ıber, I, 73; Serkis, Mu’cem, 1768, 1769

334 Makrizî, el-Hıtat, II, 416 335 Makrizî, el-Hıtat, II, 400 336 İbn Fehd, Lahzu’l-elhâz, s. 141

Kalavun tarafından 703/1303 yılında gerçekleştirildi. Kahire’nin en güzel medreselerinden biri idi. Zeynüddin Ali b. Mahlûf Malikî, Şerefüddin Abdülgani Harrâni, Ahmed b. Surûcî Hanefî, İbn Vekîl Sadreddin b. Muhammed Şâfiî gibi dört

büyük mezhebin kâdı’l-kudatları burada müderrislik yapmıltı.337

Moğultay b. Kılıç’ın da görev yaptığı bu medrese, Mısır’da yapılan ilk medrese unvanına sahipti.338

9. Mühezzebiyye Medresesi

Mühezzebiyye Medresesi, “İbn Ebî Halîka” adıyla meşhur olmuş, Mısır diyarının tabipler reisi Hakîm Mühezzebüddin Muhammed b. Ebû’l-Vahş tarafından ilim hizmetine kazandırılmıştır. Bu medrese Kahire’nin dışında Halep civarında

bunuyordu.339 Kaynakların ifade ettiğine göre burası Moğultay’ın hadis tedris ettiği

kurumlardan biridir.340

10. Karasungûriyye Medresesi

Karasungur b. Abdullah Şemseddin Mansuriyye (728/1327), Sultan Melikü’l- Mansur Seyfeddin Kalavun (678/1279) devrinde onun hizmetinde bulunarak yükselmiş emirlerdendi. Daha sonradan Halep Nâibü’s-Saltanası oldu. Kahire’de Baybars Hankâhı yanında bir medrese yaptırdı. Burada yetim çocuklara Kuran-ı kerim öğretilmesini sağladı. Moğultay’ın hadis okuttuğu bu medresede aynı zamanda fakihlere de ders veriliyordu. 770/1368 yılına kadar burası eğitim ve öğretimine

devam etmiştir.341

Buraya kadar ismini ve hakkında kısaca malumatını vermiş olduğumuz Kahire’deki önemli eğitim ve öğretim kurumları, Moğultay’ın ders vermiş olduğu nadide ilim merkezleridir. Moğultay, hem halk arasında, hem umera, hem de ulema arasında hüsnü kabul gören ve tanınan biridir. İbnu’s-Salah’ın eserine yazmış olduğu kitabın mukaddimesinde, Moğultay’ın etrafında ilim öğrenen kimseler olduğunu bilinmektedir. Moğultay, Mukaddime’yi okuturken talabelerinin sorduğu soruların

artması üzerine Islâhu kitâb-i İbni’s-Salah’ını ihtisar ederek telif ettiğini söyler.342

Onun hadis usulü okuttuğunu gösteren bir diğer bilgi, talebesi Ebû Muhammed

337 Makrizî, el-Hıtat, II, 382

338 Makrizî, el-Hıtat, II, 363 İbn Kutluboğa, Tâcü’t-terâcim, s. 269 339

Makrizî, el-Hıtat, II, 369

340 İbn Kutluboğa, Tâcü’t-terâcim, s. 269; İbnü’l-Irâkî Ebû Zür’a, ez-Zeyl ale’l-ıber, I, 73 341 Makrizî, el-Hıtat, II, 388

Ebnâsî’nin (802/1400) “Şeyhimiz Moğultay b. Kılıç’a İbnu’s-Salah’ın Ulûmü’l- hadis’ini kıraat ettim; o da bana icazet verdi”343

ifadesidir. Kaynaklarda onun hangi dersleri ne şekilde okuttuğuna dair bir bilgiye rastlamadık. Yukarıdaki bilgiler, Moğultay’ın Kahire’deki medreselerde görev aldığını açıkça gösterir ve ondan ders alan talebelerin sayısı hiç de az değildir.