• Sonuç bulunamadı

İkonisite terimi, kelimenin tam anlamıyla ilahi olanı taklit eden benzerlik anlamına gelen Yu nanca eikôn kelimesinden türemiştir Bununla birlikte, modern kullanımda ikon terimi, genel-

Ayhan KAYA

KABUL VE KÜLTÜREL YAKINLIK

34 İkonisite terimi, kelimenin tam anlamıyla ilahi olanı taklit eden benzerlik anlamına gelen Yu nanca eikôn kelimesinden türemiştir Bununla birlikte, modern kullanımda ikon terimi, genel-

likle “simge” ile birbirinin yerine kullanılan yanıltıcı bir anlam taşır. Michael Herzfeld’in ikonik terimini kullanması, benzerlikle bir ilgisi olan orijinal anlamından kaynaklanmaktadır. Terim hakkında daha fazla açıklama için Herzfeld’e bkz. (2016: 93).

me, Türkiye’de kalma veya geri dönme istekliliği gibi coğrafi hareketlilikleri ile ilgili gelecek planlarını sorduk. Muhatapların cinsiyeti, yaşı, ekonomik durumu, eğitimi ve konumuna göre değişen çeşitli cevaplar aldık. Burada, Avrupa’da ya da başka bir yerde yaşama tercihleri sorulduğunda, bir kızı olan 34 yaşında Şamlı edebiyat mezunu bir anne Türkiye’de kalmayı tercih ettiğini şöyle ifade etmişti:

Hayır, eşim ara sıra Almanya’ya gitmeye çalışalım diyor ama ben hep Türkiye’ye gelmek istedim. Daha Suriye’deyken ve çantalarımızı toplar- ken Mısır’a gitmeden önce Türkiye’ye gitmeyi düşünüyorduk ama sonra burada iş bulmanın zor olduğunu duyduk ve eğer bulursan da maaş ye- terli olmayacaktı. Aynı zamanda kayınbiraderlerim Mısır’daydı ve orada durumun iyi olduğunu söylediler, biz de Mısır’a gittik. Sonra Türkiye’yi geldiğimizde hayallerimdeki gibi buldum. Evliliğimin başından beri ko- cama Türkiye’ye seyahat etmeyi hayal ettiğimi söylüyordum. Türkiye’yi öncelikle İslam ülkesi, gelişmiş bir ülke olduğu için seviyorum. İkincisi, dil biraz zor olsa da en azından kızım için korkmadığım bir yerde yaşıyorum. Nereye gidersek gidelim, bizimkine benzer rahat bir ortam buluyoruz. Bu yüzden ayrılmak istemiyorum. Vatandaşlık almayı ve burada kalmayı umuyorum. Ayrıca eğitimimi Türkçe de olsa burada tamamlamayı umu- yorum çünkü bu ülkenin dilini konuşmanız iş için daha iyi. Ve bu merkezi, büyük bir isim alana kadar geliştirmeyi umuyorum (Mülakat, İstanbul, Fatih, 25 Temmuz 2018, 9_OzU. italikler yazara ait).

Kültürel ve dini benzerlik, kesinlikle, bazı Suriyeliler için konfor alan- ları yaratan temel bir unsurdur. Bazı Suriyelilerin Avrupa’ya gitmeye çalış- maktansa Türkiye’de kalmayı tercih etmesine neden olan başka nedenler de vardır. Aynı soru sorulduğunda, Şamlı 54 yaşında olan iki eşi ve 11 çocuğu bulunan bir adam Avrupa yolculuğuna devam etmeyi düşünüp düşünmediği sorulduğunda, şunları söylemişti:

Aslında başlangıçta Avrupa’ya gitmeyi düşünüyorduk ama sonra fikrimizi değiştirdik; orada yaşamak zordur. Orada çocuklarım ve karım üzerin- de kontrolüm olmayacaktı. Orada, kural onların tarafında. Artık onları kontrol edemezdim. Oraya gittikten sonra erkeklerini başlarından atıp sadece çocuklarıyla kalan kadınlar hakkında pek çok hikaye duydum. Sa- dece yüzde 10’u orada bir aile olarak normal bir şekilde yaşıyor. Bir erkek orada yaşamak istiyorsa, kadının istediği gibi davranmasına izin vermeli- dir (başörtüsü taksın ya da yapmasın, namaz kılsın ya da kılmasın), ama biz böyle değiliz. Biz, evi erkeğin kontrol ettiği kadim Suriye hayatını yaşa- mayı seviyoruz. Bir diğer konu da, Türk halkının muamelesi nedeniyle ve

buradaki kısıtlamalar nedeniyle Türkiye’yi terk etmeyi düşündüm. Mısır’a gitmeyi ciddi olarak düşündüm ama maalesef Arap ülkeleri kapılarını yü- zümüze kapattı. (Mülakat, İstanbul, Fatih, 29 Temmuz 2018, 14_OzU) İstanbul’un oldukça muhafazakâr bir ilçesi olan Fatih’teki ev sahibi topluluğun ataerkil kültürel yapısı, Avrupa’da aile üyeleri üzerindeki kont- rolünü kaybetmekten korkan bu adama, mülakatın geri kalanında Türk komşularının girişimcilik faaliyetlerine karşı kıskançlıklarına dair şikayette bulunmasına rağmen, güvenli bir bölge sunuyor gibi görünmektedir.

Bazı Suriyelilerin Türkiye’de kalmak istemelerinin bir diğer nedeni de savaşın ilk günlerinde Türkiye sınırına ulaşmak için Suriye’den kaçarken za- ten çok zor deneyimler yaşamalarıdır. İstanbul’un Balat bölgesinde yaşayan dört çocuklu 37 yaşındaki evli bir erkek, trajik hikayesini şu sözlerle anlat- maktadır:

Kaçakçılar bizi Rakka’ya götürdü, evden aldılar ve Rakka’da tuttular, Rakka’da kaçakçılar bizi bir evde iki gün yatırdı. Sonra iki gün sonra gelip bizi Tabqa’ya götürdüler. Oradan kaçakçılar kadınları götürdüler. Onları El-Bab’a götürmek için çocuklarla birlikte bir panelvana aldılar. Oğlum ve ben bir motosiklete bindik ve kaçakçının El-Bab’daki evinde buluştuk. Ve El-Bab’tan arazilere, zeytinliklere ve tarıma gittik. Tabii ki ... bizi, gece 8 gibi, bütün insanları topladılar, yaklaşık 200 kişi, bizi toplayarak IŞİD’in kontrol ettiği bölgeleri geçip, Özgür [Suriye] Ordusu’nun kontrol ettiği böl- gelere doğru gece çocuklarla birlikte 25 km kadar yürüdük. Kadınların ya- nında 4 aylık çocukları vardı, kaçakçıların yanında artık süt, yiyecek ve su yoktu, anestezik ilaçları vardı. Uyutmaları için onlara anestezik ilaç verdik, çocuklar sadece 4 aylık, böylece uyuyacaklardı. Böylece ağlamayacaklar ve açlıktan uyanmayacaklardı. Her neyse, sabah zeytinliklerde uyuduk, sabah kaçakçılar o bölgenin, 500 metre kadar ilerinin Özgür Ordu’nun bölgeleri olduğunu söyleyerek yanımızdan ayrıldılar. 500 metre yürüdük ve onlara gittik. Bölge, Özgür Suriye Ordusu’nun kontrolündeydi, bizi güzel karşıla- dılar, IŞİD’ten kaçtığımızı biliyorlardı. Bize yemek verdiler, su verdiler, bize her şeyi verdiler, arabalar verdiler, tabii ki gitmek istediğimiz yer için ara- balara para ödedik, insanların çoğu Azez’e gitti. Azez’de yaklaşık bir hafta otelde kaldık ve sonra bir kaçakçıyla görüşmeye gittik, İdlib’de Sarmada’ya gittik tabii Kürtlerin kontrolünde olan Afrin’den geçtik, onlar bizden kişi başı 2000 Suriye Lirası aldılar.. Elbette, Rakka’dan El-Bab’a kadar benden 850.000 aldıklarını size söylemedim. Çocuklar için bile para aldılar. Sonun- da Azez’de kaldık, bir hafta kaldığımız Azez’den Sarmada’ya gittik, kaçakçı gelip bizi götürdü, sınırdan geçmeye çalıştı ama olmadı. 15 gün falan kaldık

ve sonra işe yaradı ve kaçakçı ile Türk köyüne beraber girdik, kişi başı 600 dolar aldılar. Türk köyünden insanları bir evde topladılar ve her kaçakçı nakledeceği bir grup dağıttılar, bir taksiye bindik ve otobüs durağına var- dık, bir bölgede, adını bilmiyorum, bir sınır bölgesiydi, otogara gittik. Ah! Bizi Urfa’ya teslim etsinler diye taksi de kişi başı 100 dolar aldı, yani 700 oldu (Mülakat, 1 Ağustos 2018, İstanbul, 13_Bilgi).

Saha araştırması sırasında katılımcılarımız tarafından bunun gibi çe- şitli tanıklıklar ifade edildi. Anavatanlarına yakın bir yerde kalmaları, hem orayla bağlantılarını devam ettirmeleri hem de zaman zaman, en azından yılda iki kez dini bayramlarda diğer akrabalarını ziyaret edebilecekleri için sıkıntılarına bir çare olacaktır.

SIYASI SÖYLEMDEKI DEĞIŞIKLIKLER:

Outline

Benzer Belgeler