• Sonuç bulunamadı

İklim değişikliğinin insan sağlığına dolaylı ve doğrudan etkileri

2.1 Avrupa Komisyonu’nun Hazırladığı Belgeler

2.1.5 İnsan, hayvan, bitki adaptasyonu

2.1.5.2 İklim değişikliğinin insan sağlığına dolaylı ve doğrudan etkileri

Bazı Avrupa ülkeleri tarafından yapılan ve AB tarafından finanse edilen etki değerlendirmelerine göre, WHO’nun Avrupa Bölge Ofisi ve Hastalık Kontrol ve Önleme Avrupa Merkezi iklim değişikliğinin birçok felaketin ve sağlık koşullarının dağılımda büyük etkisi olduğunu kabul etmişlerdir.

İklim değişikliğinin; sağlık hizmetlerinin kapasitelerinin üzerinde bir talep meydana getireceği tahmin edilmektedir. İklim değişikliğinin bir sonucu olarak sağlık sistemlerinin aşırı olaylara (ısı dalgaları, salgın hastalıklar vs.) karşı hazırlıklı olması için yenilemelere gereksinim duyulmaktadır. İklim değişikliği insan sağlığını davranışsal değişimler gibi doğrudan veya göçlerin başlaması, besin kaynaklı hastalıklar gibi dolaylı olarak etkilemektedir. Ancak iklim değişikliğinin insan sağlığına tüm etkileri olumsuz değildir. Daha ılıman geçen kış mevsimi sayesinde soğuktan kaynaklı ölümlerde azalma gözlenmektedir.

 Aşırı hava olaylarının artması ve insan sağlığına etkisi

Nüfus artışı ve nüfusun yaşlanmasından dolayı sosyo-ekonomik durumun etkilenmesine rağmen, Avrupa’da yıllık ortalama sıcaklıkların artmasından ötürü ölüm ve hastalıklardaki artış öncelikli sorunu teşkil etmektedir. Üye devletlerde yıllık ortalama sıcaklıktan kaynaklı ölümler 1% ila 4% arasında artış gösterdiği tahmin edilmektedir. Buna göre 2030 yılında sıcaklık kaynaklı ölümler 30.000 civarı, 2080 yılında ise 50000-110000 arasında olacaktır.

Noktasal olarak artan sıcaklıklar ve yazın azalan yağışların tüm Avrupa’daki kuraklığın sıklığını ve yoğunluğunu arttıracağı tahmin edilmektedir. Avrupa Birliği nüfusu için uzun vadeli en büyük çevresel ve ekonomik zararın, potansiyel nüfus değiştirmeleri, potansiyel çiftçi ve hayvan üreticilerinin ruh sağlığı üzerindeki etkilerinin yanı sıra su miktarı / kalitesi ve kamu veya özel iç su kaynaklarının bozulması gibi tehditler takip etmektedir.Orman yangınları son 50 yıl içinde artış

göstermektedir. Özellikle Akdeniz Bölgesinde yangın döneminin daha da artacağı tahmin edilmektedir. Bitki örtüsünün yanmasından dolayı zehirli gazların oranlarının değişeceği, bu durumun da uzun vadede akut ve kronik sağlık etkilerinin görüleceği bilinmektedir. Azalan akciğer fonksiyonlarına, bronşit dahil olmak üzere daha ciddi bozukluklara, göz ve solunum yollarında tahrişe, astım ve erken ölümlere yol açacaktır. Bu tür risklerin etkilerinin zamanında değerlendirilmesi ve böylece halk sağlığı için gerekli olan önlemlerin alınması gerekmektedir.

 Gıda ve taşıyıcı kaynaklı hastalıklar

Sıcaklığa hassas enfeksiyon hastalıklarının (Salmonella gibi gıda kaynaklı enfeksiyonlar) 2030 yılında ortalama 20000 – 40000 daha fazla vakada görüleceği tahmin edilmektedir. Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) iklim değişikliğinin sebep olduğu, sivrisinekler ve keneler tarafından taşınan, bulaşıcı ve enfeksiyona yol açan hastalıkların, coğrafi düzende meydana gelen bozukluklar, nüfus büyüklüğü ve mevsimsel aktivitelerin bir sonucu olduğunu öngörmektedir. İklimde meydana gelen köklü değişiklikler özellikle dış bölgelerde mevcut tropikal hastalık riskini ve hassasiyeti arttırmaktadır. Bu bölgelerde iklim değişikliği, bulaşıcı hastalıkların yayılması için en önemli etkendir.

 Gıda ve gıda güvenliği sorunları

İklim değişikliğinin besin ve gıdaların içindeki mikotoksinler (mantarlar tarafından üretilen madde) üzerindeki etkisi oldukça büyüktür. İklim değişikliği tarımsal ekosistem üzerinde mantar kolonileşmesi ve mikotoksin üretimi konularında en önemli etkendir. Ayrıca Avrupa’nın bazı bölgelerinde mikro-algler insan sağlığı ve deniz üreme alanlarına vereceği zararlardan dolayı büyük tehlike oluşturmaktadır.

 Su kaynaklı sorunlar

Yoğun yağışlar kanalizasyonlardan taşan kirlenmiş sular veya patojenlerin taşınmasından dolayı su yolu ile geçen hastalıkların yayılmasına yol açmaktadır. Ayrıca yaz aylarında meydana gelen düşük su akışı potansiyel bakteriyel ve kimyasal kontaminasyon riskini de arttırmaktadır. Yüksek su sıcaklıkları da zararlı alg patlamalarının artmasına yol açmaktadır.

 Hava kalitesi

İklim değişikliğinin hava kalitesinde meydana getirdiği en büyük zarar ozon tabakasında görülmektedir. Sıcaklık, nem ve rüzgar yönleri mevcut ozon seviyesini etkilemektedir. Ayrıca ozonun mevcudiyetini atmosferik değişkenler de etkilemektedir. Yapılan bazı çalışmalar ile yer seviyesindeki ozon miktarının günlük ölüm ve hastalık ile alakalı sağlık risklerini arttırdığı belirlenmiştir.

İklim değişikliği ayrıca iç ve dış hava kalitesinin de etkilemektedir.

 Alerjiler

Giderek artan sıcaklıklar, küresel polen yükünü değiştirmektedir ve bu durum uzun süre boyunca alerjik duyarlılaşma hızını etkilemektedir. Havaya yayılan alerjenler sebebiyle meydana gelen alerjik hastalıklar geride bırakılan 10 yıl içinde artış göstermektedir.

Genel nüfusta özellikle çocuklar risk teşkil eden sınıfta yer almaktadır.İnsanlar zaten astım gibi çeşitli kronik hastalıklarla mücadele etmektedirler ve bunun 2040 yılına kadar Avrupa nüfusunun %40’ında görüleceği tahmin edilmektedir.

 Ultraviyole (UV) radyasyon

İklim değişikliğinin bir diğer dolaylı etkisi, değişen ultraviyole radyasyonudur. Ozon seviyesinin stratosfer tabakasında sabitlenmesinden dolayı ortalama UV radyasyon seviyesinde düşüş gözlemlenmektedir. UV ışınlarına aşırı maruziyetten dolayı kötü huylu tümör ve katarak da dahil cilt kanserine yol açmaktadır.

 Sağlık eşitsizliklerinin artması

İklim değişikliğinden dolayı meydana gelen sağlık hizmetlerindeki eşitsizlik dolayısıyla fakir gruplar ayrıca stres kaynağı etkisi altına girmektedirler. Bu durum kalkınma hedeflerini de içeren birçok gelişme çabasını tehlikeye sokmaktadır.

 Hassas gruplar

Sağlık ve refah seviyesinin gelir, konut, istihdam, eğitim, cinsiyet ve yaşam tarzı gibi sosyo-ekonomik etkenler ile yakından ilişkilendirilmesinden beri, iklim değişikliği etkileri ülkeler arasındaki sağlık eşitsizliğini, düşük gelir gurubundan ve bazı hassas gruplar için dağılım dengesizliğini değiştirmektedir.

 Çevresel kaynaklı göçler

İklim değişikliği ile çevresel bozunma ve uluslararası göç arasında karmaşık bir ilişki bulunmaktadır. Bu durum bir diğer çalışma belgesinde özetlenmektedir. Mevcut veriler gelecek çevresel değişikliklere rağmen çevresel kaynaklı göçlerin gelişmekte olan ülkeler ve AB arasında görüleceğine işaret etmektedir.

2.1.5.3 İklim değişikliğinin insan sağlığına etkilerine verilen tepkilerde AB