• Sonuç bulunamadı

2.1 Avrupa Komisyonu’nun Hazırladığı Belgeler

2.1.9 Altyapı adaptasyonu

2.1.9.5 Araçlar

 Gelişmiş iklim dirençliliği için AB belgeleri i. Teknik standartlar

Mevcut yapıların revizyonu veya yeni yapıların inşası yapılırken, teknik standartlar altyapının her evresinde kullanılmaktadır. Standartlar planlama evresinde, tasarım evresinde, inşa evresinde ve onarım evresinde uygulanabilmektedir. Standartların ürünlerin, işlemlerin ve yapıların dirençliliğine önemli etkileri görülmektedir.

Avrupa seviyesinde Eurocode’lar farklı altyapı sektörleri için iklim dirençliliğinin uygulanmasında uygun bir araçtır. Eurocode’lar Avrupa Birliği'nde kullanılacak olan ve Avrupa Standardizasyon Komitesi (CEN) tarafından üretilen, binaların yapısal tasarımı ve inşaat mühendisliği işlerini içeren Avrupa Standartları (EN) oluşumudur. Avrupa Komisyonu, iklim değişikliği ve aşırı hava olayları ile EuroCodelar’ı nasıl birleştireceğine dair bir öneri CEN’den bir öneri listesi hazırlamasını istemiştir. ISO Guide 64 üzerine kurulan CEN Guide 4, ‘Çevresel Açıdan Ürün Standartları

Kılavuzu’ standardizasyonlara katılan ancak yeterince çevre uzmanı olmayan insanlar için kendi standartlarını dikkate alarak potansiyel çevresel oluşumlarını yorumlamalarını sağlamayı amaçlamaktadır. Bunun haricinde komisyon üç ayrı Avrupa Standardizasyon Organizasyonu (CEN, CENELC ve ETSI) ile Programlama ve Standardizasyon Görevleri hazırlamak için iletişim halindedir. Ana amaç; seçilen üç temel sektörde (ulaşım, enerji, bina) iklim değişikliğine daha dirençli altyapı sistemlerinin inşası ve mevcut yağıların onarılmasıdır.

ii. Çevresel etki değerlendirme ve stratejik çevre değerlendirme

Çevresel Etki Değerlendirmesi; prensip olarak proje tasarımı, onay ve uygulaması

için iklim değişikliği etkilerinin ve adaptasyonun iyi bir şekilde bütünleştirilmesini sağlayan bir çeşit prosedür ve sistematik bir araçtır. ÇED Direktifi, insan, flora ve fauna, toprak, su, hava, iklim, peyzaj, maddi varlıkları ve kültürel miras ile ilgili bir projenin doğrudan ve dolaylı etkilerini ve bunların birbiri ile olan ilişkilerini belirlemeyi, tanımlamayı ve değerlendirmeyi amaçlamaktadır. Direktif şu anda biyolojik çeşitlilik, iklim değişikliği, afet riskleri ve doğal kaynakların kullanılabilirliği gibi yeni sorunları ele alan, yeni öneriler ve daha net değişiklikler içeren bir revizyon halindedir. Ayrıca hazırlanma evresinde olan ‘İklim Değişikliği ve

Biyolojik Çeşitliliğin ÇED’e Entegrasyonu Prosedürleri için Pratik Kılavuzu’ AB

Üye Devletler’deki yönetimi, kamu ve özel idareleri ve planlama organlarını desteklemeyi amaçlamaktadır. Stratejik Çevre Değerlendirmesi, iklim değişikliğine adaptasyonda, özellikle iklim değişikliğinin dikkat edilmesi gereken konularının gelişim ve planlama proseslerinde, etkin bir araç olarak kullanılmaktadır. Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC, The Intergovernmental Panel on Climate Change) iklim değişikliği adaptasyonunda planlama evresinin adaptif kapasitenin arttırılması için kilit nokta olduğunu vurgulamaktadır.

iii. Taşkın riskinin değerlendirilmesi ve yönetilmesi çerçevesi

Taşkınlar insan sağlığına, çevreye, kültürel mirasa ve ekonomik aktivitelere zarar vererek altyapılar üzerinde büyük olumsuz etkiler yaratmaktadır. Taşkına dirençli altyapıların tasarımları sırasında sel yoğunluğunun ve şeklinin değişmesine de dikkat edilmesi gerekmektedir. AB’nin Taşkın Direktifi taşkın riskinin değerlendirilmesi ve yönetimi için bir çerçeve oluşturan yasal bir araçtır. Direktif, taşkın yönetim

Direktif ayrıca Üye Devletlerin kesişen sektörleri için önleme, koruma ve hazırlık önlemlerini içeren taşkın risk yönetim planlarını da talep etmektedir. Haritalar ve planlar için düzenli güncellemeler (her 6 yılda bir) yönetimler tarafından kendi senaryolarını iklim değişikliği araştırmalarının son bulgularına göre uyarlamaları için yapılmaktadır.

iv. Altyapının iklim geçirmezliği

Proje yöneticilerinin kendi fiziksel varlıklarını iklime daha dirençli yapmak için, Komisyon, Adaptasyon Strateji Paketinin bir parçası olarak ‘Proje Yöneticileri için Kılavuz: Hassas Yatırımları İklime Dirençli Yapma’ isimli doküman oluşturmuştur. Bu doküman değişen iklim koşullarına karşı sorumluluğun ve sürdürülebilirliğin geliştirilmesi için adım adım kılavuzluk ve metodoloji sağlamaktadır. Komisyon kılavuzların kullanımını hem AB tarafından finanse edilen daha yaygın projelerde desteklemektedir. Komisyon’da adaptasyonu gelişen politikalar doğrultusunda oluşturmayı amaçlamaktadır. Yapılan tüm bu çalışmalar sadece daha fazla sürdürülebilirlik mantığının yayılmasını sağlamakla kalmayıp, aynı zamanda iklim değişikliğine adaptasyonu öncelikli bir AB politikası olarak görülmesini de sağlamaktadır.

 İklim değişikliğine dirençli altyapıların finansmanı

İklim değişikliğine adaptasyon için mevcut ve gelecekteki yapıların iklime dirençli hale getirilmesinin finanse edilmesi gerekli yatırımın yapılması oldukça büyük bir sorundur. Bu yatırımların kaynakları sadece kamu finansmanları ile karşılanmamaktadır. Ayrıca geçtiğimiz 10 yıl için OECD ülkelerinde altyapılar için yapılan ortak sermaye yatırımlarında ortalama bir düşüş yaşanmaktadır. Bu durum, altyapı sektörü için kamu yatırımlarının potansiyel rolü ile alakalıdır. Altyapı yatırımlarında bu büyük açık, kamu ve özel sektör arasında kurumsal yatırımcıları da içeren bir köprü kurulmasına yol açmıştır. Kamu-Özel Sektör İşbirliği (PPPS), altyapı yatırımları için fon sağlayan bilinen modellerdir. Ayrıca PPP yeni finans kaynakları için basit ihtiyaçların haricinde, projelerin hızlı uygulanması gibi fazladan fayda da sağlamaktadır.

Devam eden iklim adaptasyon finansman müzakerelerinde dikkat edilmesi gereken hususlar aşağıda sıralanmaktadır.

a) İklime dirençli altyapı yatırımlarının finanse edilmesinde AB’nin katkısı, b) Özel sektör altyapı yatırımları

c) Emeklilik fonları ve sigorta şirketleri gibi konularda kurumsal yatırımcıların rolü

i. AB Finansmanı

AB TEN-E ve TEN-T gibi altyapı ihtiyaçlarındaki boşlukları doldurmayı amaçlayan yatırım tabanlı politikaların geliştirilmesini ve özellikle uyum bölgelerinde büyüme ve istihdamın önkoşullarını sağlamayı amaçlamaktadır. AB, özellikle temel altyapılarına daha az yatırım yapılan ve daha az gelişmiş olan Üye Devletlere ve bölgelere öncelikli olarak AB Uyum Politikaları belgesini işaret etmektedir. Bu politika AB'de sosyal, ekonomik ve bölgesel uyumun güçlendirilmesi ve AB 2020 hedefleri doğrultusunda büyüme ve istihdamın oluşturulmasını amaçlamaktadır. AB uyum politikalarına göre, 2077-2013 periyodunda 344 milyar €’nun fon olarak ayrıldığı belirtilmektedir. Adaptasyon hedeflerinde en büyük pay son yıllık refah düzeyini de kapsayan altyapı yatırımları için ayrılmıştır (212 milyar €). Ayrıca 1986 yılından beri yürütülen çeşitli TEN-T Projeleri için de yaklaşık olarak 400 milyon € yatırım yapılmıştır. TEN-T 2007-2013 bütçesi ise 8 milyon €’dur.

AB altyapıların dirençliliğinin artırılması için 2014-2020 bütçe döneminde de yatırımlarına devam edecektir. 2014-2020 bütçesinin en az %20’si iklimle alakalı yatırımlara yapılacaktır. Bu yatırımların AB’nin özellikle az gelişmiş bölgelerindeki altyapıların geliştirilmesinde çok büyük etkisinin olacağı tahmin edilmektedir.

ii. Özel sektör yatırımları ve iş olanakları

İklim değişikliği ekonomik aktiviteleri tehdit ederken, yeni iş ve yatırım olanakları da sunmaktadır. Bu riskler ve olanaklar göz önünde bulundurulursa, özel sektörün adaptasyon faaliyetleri iki yönlü olarak gelişecektir:

- Fiziksel varlıkların dirençliliğinin ve işin yürütülmesindeki planlama sorumluluklarının arttırılması için şirketlerin değer korumayı hedeflemesi. İklim değişikliğinin şirket portföyünde oluşturacağı riskleri hissedarların anlaması için, şirketler uzun vadeli dirençliliğin tanıtılmasını sağlamayı amaçlamaktadırlar. Altyapıların fiziksel riskleri tedarik zincirlerini ve mal ve hizmet talebindeki değişimleri etkilemektedir. Şirketlerin iş dirençliliği arttırıldığı zaman, şirket binaları ve diğer oluşumların tedarik zincirleri de

- İklim değişikliği adaptasyon faaliyetleri değer yaratılması için olanaklar sunmaktadır. Altyapı çözümlerindeki yenilikler iklim değişikliği etkilerinden kaynaklanan yeni ihtiyaçları karşılamaktadır. Bu durum gelecekteki istihdam ve büyüme için önemli bir itici güç olacağı öngörülmektedir.

Sonuç olarak özel altyapılara yapılacak olan yeterli seviyedeki yatırımlar sayesinde ek yatırım ve yeni meslekler oluşturacağı tahmin edilmektedir. İklim risklerine ve bunların potansiyellerini bloke etmek için uygulanan yeni altyapı adaptasyon çözümleri ayrıca AB’deki ekonomik büyümeyi de hızlandıracaktır.

iii. Sigortacılığın rolü

2013 yılında Komisyon tarafından yayınlanan ‘Afetlerin Önlenmesi ve Sigortalandırılması’ konulu Yeşil Belge’de gelecekteki olası yasal eylemleri geniş kamuoyu kitlelerine danışılması gerektiği tartışılmaktadır. Sigortacılık üç farklı açıdan incelenmektedir. Bunlar; adaptasyon için bir araç olması, bir sektör olması ve yatırım olması. Tüm bu perspektifler, iklim değişikliği ve altyapı göz önünde bulundurulunca oldukça önemli kavramlardır. İklim değişikliği ayrıca altyapılardaki sigorta pazarının faaliyetlerini de etkilemektedir. Bu durum zaten zorluk yaşayan afet sigortaları ile benzer bir durumdur. Potansiyel etkilerden dolayı hasar göreceği tahmin edilen üç ana alan; risk transferi koşulları (fiyat / kapsam), kullanılabilirlik ve taleptir. İklim değişikliğinin sigortacılığa duyulan ihtiyacın daha yüksek risk taşımaları sebebiyle artacağı tahmin edilmektedir. Sonuç olarak, sigorta sektörü kuruluşları iklim değişikliği risk istemcilerine ilişkin, kişiler arasında bilgi aktarımını risk yönetim işine dahil olduklarından beri yapabilmektedirler.

İklim riskleri ve adaptasyonlarında proje değerlendirme ve geliştirme; Avrupa finans kurumlarının örnekleri:

1. Avrupa Yatırım Bankası; iklim değişikliğine adaptasyon amaçlı bazı sektör

stratejileri geliştirmiştir. Banka sadece Çevresel ve Sosyal Durum ve El Kitabında tanımlanan ihtiyaçları finanse etmektedir. Bu durum, iklim değişikliği ve aşırı hava olayları kaynaklı oluşacak büyük çaplı olumsuz etkilerin oluşma riskleri için uygulanacak uygun maliyetli projeleri kapsamaktadır. Banka ayrıca su kaynakları yönetimi gibi adaptasyon projelerini de aktif olarak desteklemektedir.

2. Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası; iklim değişikliği ve etkilerinin banka

faaliyetleri üzerine olan etkilerinin anlaşılabilmesi için bir metodolojinin geliştirildiği proje üslenmiştir. Bu sayede iklim dirençliliğinin, uygun olan yatırım projelerine dahil edilmesine yardımcı olmaktadır. Banka’nın proje halkasında, iklim risk değerlendirmesi ile adaptasyonun entegrasyonunu sağlamayı amaçlayan kılavuz ve uygulama amaçlarını geliştiren bir proje yürütülmektedir. Banka ayrıca İklim Dirençliliği için Pilot Program sayesinde öncü bir adaptasyon yanlısı teknik yardım ve yatırım projesi geliştirmektedir.

3. KfW Entwicklungsbank’s; fırsatlardan yararlanıldığına ve potansiyel

etkilerin yönetildiğine emin olmak için iklim değişikliği değerlendirmesi kapsamında iki sistematik adım ile projeleri yürütmektedir. Birinci adım; beklenen iklim değişikliği ve fırsatlarının değerlendirilmesi için ek adaptasyon önlemlerinin ilk değerlendirmesinin yapılmasıdır. Eğer çok büyük iklim değişikliği riskleri ve azaltma potansiyelleri tespit edilirse, daha detaylı olan ikinci adıma geçilmektedir. Proje tasarımının modifikasyonu ile risk azaltım önlemlerinin veya ek proje aşamaları ile daha derinlemesine bir analiz yapılması sağlanmaktadır.