• Sonuç bulunamadı

İl İdaresi Kanunu, tabir caizse vali ve kaymakamların yetki ve görevlerinin tespiti ve kamu düzen ve güvenliğinin sağlanması konusunda yetki genişliği ilkesinin uygulanmasını gösteren ve temel alt yapıyı oluşturan en önemli mevzuat olup, taşra idaresinin anayasası hükmündedir. Bu Kanuna göre, vali ilde devletin ve hükümetin temsilcisi ve ayrı ayrı her bakanın mümessilidir. Kaymakam ise ilçede sadece hükümetin temsilcisidir415.

İl İdaresi Kanununa göre vali ve kaymakamlar, il ve ilçe sınırları içerisinde bulunan genel ve özel bütün kolluk kuvvet ve teşkilatlarının amiri olup; suç işlenmesini önlemek, kamu düzen ve güvenliğini korumak için gerekli tedbirleri alırlar ve bu amaçla Devletin genel ve özel kolluk

412 GÜNDAY, s. 259. Aksi yönde bkz. GÖZLER, s. 549. 413 GÜNDAY, s. 260.

414 GÖZLER, s. 549.

101 kuvvetlerini istihdam ederler. Bu teşkilat amir ve memurları, vali ve kaymakam tarafından verilen emirleri derhal yerine getirmek zorundadır416.

Vali ve kaymakamlar kara sınırları ile deniz kıyılarının güvenliklerinden de birinci derecede sorumludur. Sınır ve kıyı emniyeti ile ilgili bütün işleri yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerine göre yürütürler417.

İl ve ilçe sınırları içerisinde huzur ve güvenliğin, kişi dokunulmazlığının, tasarrufa ilişkin emniyetin, kamu esenliğinin sağlanması ve önleyici kolluk yetkisi vali ve kaymakamların görev ve sorumluluğundadır. Vali ve kaymakamlar, bunları temin etmek için gerekli gördükleri her türlü karar ve tedbirleri alırlar ve bunları ilan ederler. Alınan karar ve tedbirlere uyulması zorunludur. Tedbirlere uymayanlar hakkında İl İdaresi Kanununun (66.) maddesi hükmüne göre işlem yapılır418. Bu Kanun ile kamu düzen ve güvenliğinin korunması veya bozulan düzenin yeniden tesis edilmesi konusunda vali ve kaymakamlara oldukça geniş bir takdir yetkisi verilmiştir. Duruma göre vali ve kaymakamlar, sokağa çıkma yasağından, belli bir yere veya bölgeye giriş ve çıkışların durdurulmasına kadar, çok çeşitli yasaklama ve düzenlemeler yapabilirler. Ancak vali ve kaymakamlar tarafından alınan karar ve tedbirler, hak ve özgürlüklerin sınırlanmasındaki anayasal ve yasal sınırlara ve hukukun genel ilkelerine uygun olmak zorundadır419.

Valiler, kanun, tüzük, yönetmelik ve hükümet kararlarının verdiği yetkiyi kullanmak ve mevzuatın yüklediği görevleri yerine getirmek amacıyla, “genel emir” çıkartabilirler. Valilerin her konuda genel emir çıkartma yetkisi bulunmasına rağmen, kaymakamlar sadece önleyici kolluk yetkisi çerçevesinde kamu düzeninin korunması ve genel güvenliğin sağlanması amacıyla genel emir çıkartabilirler. Vali ve kaymakamlar tarafından çıkartılan genel emirler mutad vasıtalarla ilan edilir420.

İl İdaresi Kanunu ile vali ve kaymakamlara tanınan en önemli yetkilerden bir tanesi de; kamu düzeninin korunması veya bozulan kamu düzeninin yeniden kurulması amacıyla ve genel kolluk kuvvetlerinin yetersiz kalması veya kalacağının düşünülmesi halinde, askeri kuvvetlerin önleyici kolluk çerçevesinde kullanılabilmesidir. Kural olarak bu yetki, valilere tanınmıştır421.

416 5442 sayılı Kanun, m. 11/A, 32/B. 417 5442 sayılı Kanun, m. 11/B, 32/C. 418 5442 sayılı Kanun, m. 11/C, 32/Ç. 419 GÖZLER, s. 503.

420 5442 sayılı Kanun, m. 9/Ç, 32/B. 421 5442 sayılı Kanun, m. 11.

102 Ancak kaymakamlar da, sorumlu oldukları ilçe sınırları içerisinde çıkabilecek olayların emirleri altındaki polis ve jandarma kuvvetleri ile önlenemeyeceğine kanaat getirirlerse veya polis ve jandarma kuvvetleri ile önlenemeyecek ani ve olağanüstü olaylar karşısında kalırlarsa, derhal valiye bilgi vererek takviye kuvvet talebinde bulunabilirler. Kaymakamların bu konuda doğrudan doğruya askeri kuvvetlerden yardım isteme yetkisi yoktur. Bununla birlikte kaymakamlar, validen askeri kuvvet talep ettikleri takdirde, durumu en yakın askeri birlik komutanına da haber verirler422.

Vali ve kaymakamların İl İdaresi Kanununda belirtilen askeri kuvvetlerden yardım talep etme yetkileri, genel idari kolluk yetkisinin sivil idari kolluk makamlarının elinde olduğu, emirleri altındaki bütün polis ve jandarma kuvvetlerinin seferber edilmesine rağmen yetersiz kaldığı, sıkıyönetim veya olağanüstü hal ilanını da gerektirmeyecek derecedeki kamu düzenini bozan olay ve hareketlerin ortaya çıktığı durumlar için geçerlidir423. Vali tarafından yapılan yardım isteme talebi, ilgili askeri birlik komutanı tarafından derhal yerine getirilir424. Valinin,

kamu düzeninin korunması veya bozulan kamu düzeninin kurulması amacıyla askeri kuvvetlerden yardım talebinde bulunması, İl İdaresi Kanununun (11.) maddesinin (D) fıkrasının birinci bendinde şu şekilde düzenlenmiştir: “Valiler, ilde çıkabilecek veya çıkan olayların emrindeki kuvvetlerle önlenmesini mümkün görmedikleri veya önleyemedikleri; aldıkları tedbirlerin bu kuvvetlerle uygulanmasını mümkün görmedikleri veya uygulayamadıkları takdirde, diğer illerin kolluk kuvvetleriyle bu iş için tahsis edilen diğer kuvvetlerden yararlanmak amacıyla, İçişleri Bakanlığından ve gerekirse Jandarma Genel Komutanlığının veya Kara Kuvvetleri Komutanlığının sınır birlikleri dahil olmak üzere en yakın kara, deniz ve hava birlik komutanlığından mümkün olan en hızlı vasıtalar ile müracaat ederek yardım isterler. Bu durumlarda ihtiyaç duyulan kuvvetlerin İçişleri Bakanlığından veya askeri birliklerden veya her iki makamdan talep edilmesi hususu, yardım talebinde bulunan vali tarafından takdir edilir. Valinin yaptığı yardım istemi geciktirilmeksizin yerine getirilir. Acil durumlarda bu istek sonradan yazılı şekle dönüştürülmek kaydıyla sözlü olarak yapılabilir.”

Kanun metninden de anlaşılacağı üzere burada valiye iki türlü yardım talep etme yetkisi tanınmıştır. Birincisi; vali il sınırları içerisinde çıkan veya çıkabilecek olayların emri altındaki kolluk kuvvetleri ile kontrol edilemeyeceği veya bastırılamayacağı kanaatine varırsa, komşu illerin genel idari kolluk kuvvetleri olan polis ve jandarma kuvvetlerinden yararlanmak için

422 5442 sayılı Kanun, m. 32/E.

423 GÜRAN Sait, Genel İdari Zabıta Faaliyetlerinde Askeri Kuvvetlere Başvurulması, AİD, c. 3, Mart 1970, sy. 1,

103 talepte bulunabilir. Bu durumda talebin komşu il valiliklerine değil İçişleri Bakanlığına yapılması gereklidir. Bu tür takviye kuvvet talebinde askeri birliklerin kullanılması söz konusu değildir. İkincisi ise, valinin doğrudan doğruya en yakın askeri birlikten yardım talebinde bulunmasıdır. Ancak vali, gerekli görürse hem İçişleri Bakanlığından hem de en yakın askeri birlikten aynı anda yardım talep edebilir. Valinin, İçişleri Bakanlığından takviye kolluk kuvveti talebinde bulunması, askeri kuvvet talebinde bulunmasına engel teşkil etmez. Vali tarafından yapılan yardım talebi, gerek İçişleri Bakanlığı ve gerekse askeri birlik komutanlığı tarafından derhal yerine getirilmek zorundadır. Talebin prensip olarak yazılı olması gerekli ise de; acil durumlarda sözlü olarak en seri araçlarla (mesela; cep telefonu veya telsiz ile) yapılması da mümkündür425.

İl sınırları içersinde olağanüstü veya ani olayların çıkması durumunda, askeri kuvvetlerden yardım talebinde bulunup bulunmama yetkisi, tamamen o ilin güvenlik ve asayişinden sorumlu valinin takdirine aittir. Vali yardım talebini en yakın garnizon komutanına yapar. Bu garnizon komutanlığı, olaya en kısa zamanda ve seri şekilde müdahale edebilecek durumda olan ve askeri kuvveti bulunan garnizon komutanıdır. Bu çerçevede askeri okul, askerlik daireleri ile askeri hastanelerden kuvvet talep edilemez. Yine askeri birlik bünyesindeki acemi erlere, ancak yemin töreninden sonra ve birlik komutanının takdirine göre silahsız hizmetler verilebilir. Silahlı olarak görev yapabilmeleri temel eğitimden sonra sözkonusu olabilir426.

İlgili garnizon komutanı, vali tarafından yapılan kuvvet talebini bir emir telakki ederek üzerinde hiç tartışmaksızın kabul edip, imkanları çerçevesinde derhal yerine getirmek zorundadır. Vali, şartlar tam oluşmadan askeri birlik komutanından yardım talep etmiş olsa dahi, ilgili garnizon komutanı bütün kuvvetleri ile valinin talebini karşılayacaktır. Bu durumda askeri kuvvetleri zamansız, yersiz ve gereksiz harekete geçirmenin sorumluluğu ilgili valiye aittir. Yine aynı şekilde şunu da belirtmek gerekir ki; kamu düzeni ne kadar bozulmuş olursa olsun, askeri birlikler validen bir yardım talebi gelmedikçe, kışladan çıkarak olaylara müdahale edemezler427.

İl İdaresi Kanununa göre; kamu düzeninin bozulması veya bozulma tehlikesi ile karşılaşılması ve valinin emri altındaki bütün kolluk kuvvetleri ile olayların önlenemeyeceği veya bastırılamayacağı kanaatine varması ve askeri birliklerden yardım istemesi halinde;

424 5442 sayılı Kanun, m. 11/D; Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanunu, m. 94. 425 GÜRAN, s. 87.

426 GÜRAN, s. 90. 427 GÜRAN, s. 96.

104 “Muhtemel olaylar için istenen askeri kuvvet, valinin görüşü alınarak olaylara hızla el koymaya uygun yerde, cereyan eden olaylar için ise; olay yerinde hazır bulundurulur. Olayların niteliğine göre istenen askeri kuvvetin çapı vali ile koordine edilerek askeri birliğin komutanı tarafından, görevde kalış süresi, askeri birliğin komutanı ile koordine edilerek vali tarafından belirlenir. Askeri kuvvetin müstakilen görevlendirilmesi durumunda; verilen görev askeri kuvvet tarafından kendi komutanının sorumluluğu altında ve onun emir ve talimatlarına göre Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanununda belirtilen yetkiler ile kolluk kuvvetlerinin genel güvenliği sağlamada sahip olduğu yetkiler kullanılarak yerine getirilir. Güvenlik kuvvetleri ile yardıma gelen askeri kuvvet arasındaki işbirliği ve koordinasyon, yardıma gelen askeri birliğin komutanının da görüşü alınarak vali tarafından tespit edilir. Ancak, bu askeri birliğin belirli görevleri jandarma ya da polis ile birlikte yapması halinde komuta, sevk ve idare askeri birliklerin en kıdemli komutanı tarafından üstlenilir”428.

Kural olarak, askeri birliklerin İl İdaresi Kanununun (11/D) maddesi uyarınca asayişin sağlanması veya kamu düzeninin bozulması tehlikesinin bertaraf edilmesinde kullanılması, askeri bir görev olmayıp, geçici ve istisnai olarak sivil hizmete ait bir görev niteliğindedir. Söz konusu görev veya süre boyunca, askeri emir komuta esasları, yerini sivil emir-komutaya bırakır. Dolayısıyla yardıma gelen askeri birlikler valinin emir-komuta yetkisi altına girerler429. Şayet kuvvet talebi kaymakamdan gelmişse, görevlendirilen askeri birlikler kaymakamın emir ve komuta zinciri içerisinde görev yaparlar. Vali dahi, askeri birliklere kaymakamı atlayarak doğrudan doğruya emir ve talimat veremez. Yine ilçe sınırları içerisinde askeri kuvvetin görevinin sona erdirilmesi kararını da vali re’sen alamaz; ancak kaymakamın teklifi üzerine bir tasarrufta bulunabilir430.

Valinin talebi üzerine olaylara müdahale etmek veya çıkması muhtemel olaylara karşı görev almak üzere görevlendirilen askeri birlik; kışladan çıktıktan sonra harekat ve görevle ilgili bütün emir ve talimatları vali veya kaymakamdan alır ve yardıma gelen birlik komutanı ile vali veya kaymakam arasında bir askeri komutan kesinlikle olamaz. Aynı şekilde yardıma gelen askeri birlikler, kamu düzeninin korunması veya bozulan kamu düzeninin yeniden kurulmasında yardımcı kolluk kuvveti statüsünde olup; sıkıyönetim ilan edilmedikçe polis veya jandarma kuvvetleri çekilerek sadece ve tamamen askeri kuvvetler sevk edilemez. Görev, asli kolluk

428 5442 sayılı Kanun, m. 11/D. 429 GÜRAN, s. 98.

105 kuvvetleri olan polis ve jandarma kuvvetleri ile yardımcı kolluk kuvveti olan askeri birlikler tarafından birlikte yürütülür431.

Yardımcı kolluk kuvveti olarak valinin talebi ile kullanılan askeri birlik; yukarıda da ifade edildiği gibi sivil bir görevi yerine getirmesi nedeniyle, sivil kolluk kuvvetleri olan polis ve jandarmanın sahip olduğu bütün yetkilere sahiptir. Yine yazılı veya sözlü, kanuna aykırı veya uygun, suç teşkil eden veya etmeyen emirlere karşı tutumu, itiraz etme imkanı ve sorumluluğu da, asli kuvvet olan polis ve jandarmanın tabi olduğu mevzuata göre belirlenir432. Ancak görevlendirilen askeri birliğin, görevlerini yerine getirirken işledikleri suçlardan dolayı haklarında, polis ve jandarmanın aksine 4483 sayılı Kanun yerine tabi oldukları Askeri Mevzuat hükümleri uygulanacaktır433.

Birden fazla ili kapsayan olaylarda, valilerin aynı anda aynı askeri birlikten veya farklı askeri birliklerden kuvvet talep etmeleri halinde uygulanacak usul ile, olayların sınır illerinde çıkması ve eylemcilerin sınır ötesine geçmeleri halinde valilerin yetkileri, İl İdaresi Kanununun 11. maddesinin (D) fıkrasında şu şekilde belirlenmiştir: “… iller veya kuvvetler arasındaki işbirliği, koordinasyon, kuvvet kaydırması, emir - komuta ilişkileri ve gerekli görülen diğer hususlar yukarıda belirtilen hükümler çerçevesinde Genelkurmay Başkanlığı ile İçişleri Bakanlığı tarafından belirlenecek esaslara göre yürütülür. Bu esasların uygulanmasında, işbirliği ve koordinasyon sağlamak amacıyla gerekli görülen hallerde İçişleri Bakanı ilgili valilerden birini geçici olarak görevlendirir. Olayların sınır illerinde veya bu illere mücavir bölgelerde cereyan etmesi ve eylemcilerin eylemlerini müteakip komşu ülke topraklarına sığındıklarının tespit edilmesi durumunda valinin talebi üzerine ilgili komutan eylemcileri ele geçirmek veya tesirsiz hale getirmek maksadı ile, her defasında Genelkurmay Başkanlığı kanalı ile Hükümetin müsaadesi tahtında, ihtiyaca göre Kara, Hava, Deniz kuvvetleri ve Jandarma Genel Komutanlığı unsurları ile komşu ülkelerin mutabakatı alınmak suretiyle mahdut hedefli sınır ötesi harekat planlayıp icra edebilir.”

Vali ve kaymakamların İl İdaresi Kanunundan doğan bir diğer yetkisi de şudur: “Devlete, özel idareye, belediye ve köylere ait olan veya bunlara bağlı bulunan veya bunların gözetim ve denetimi altında iş gören daire ve müesseselerle diğer bütün gerçek ve tüzel kişiler tarafından işletilen mali, ticari, sınai ve iktisadi müesseseler, işletmeler, ambarlar, depolar ve sair uzman, fen adamı, teknisyen, işçi gibi personel bulunduran yerler Devlet ve memleket emniyet ve asayişi

431 GÜRAN, s. 100. 432 GÜRAN, s. 99, 100. 433 5442 sayılı Kanun, m. 11/D.

106 ve iş hayatının düzenlenmesi bakımından vali ve kaymakamın gözetim ve denetimi altındadır. Buralarda bulunan ve çalışanların kimlik ve nitelikleri hakkında valiler ve kaymakamlar, bu yerlerden bilgi isteyebilirler. İstenilen bilgiler hemen verilir”434.

Valiler, kaymakamlardan farklı olarak suç işlenmesini önlemek, kamu düzen ve güvenliğini korumak için gerekli tedbirleri almak amacıyla, gerekli gördüklerinde Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun (156.) maddesinde yazılı yetkileri kullanarak adli kolluk makamlarına emir verebilirler435. Valilerin adli kolluk görevine ilişkin olarak polis ve jandarma üst ve astlarına verdikleri emir üzerine, polis veya jandarma adli soruşturmayı vali adına değil, Cumhuriyet savcısı adına yerine getirir436.

İl ve ilçelerde bulunan ceza ve tevkif evlerinin dış güvenliklerinin sağlanması, ikinci bölümde incelendiği üzere jandarma teşkilatının mülki görevi içerisindedir. Jandarma birimleri bu görevi vali ve kaymakamların sorumluluğu ve gözetimi altında yerine getirir437.

Vali ve kaymakamlar il veya ilçenin düzen ve güvenliği ile ilgili işlerde kamu davası açılıncaya kadar geçecek aşamalar hakkında, Cumhuriyet savcılarından yazılı olarak gerekli gördükleri bilgileri isteyebilirler. Cumhuriyet savcıları gerekli bilgileri vermekle yükümlüdürler438.