• Sonuç bulunamadı

Hammurabi Kanunu’nda Miras İntikalinde Çocuk Hakları

1.4. BABİL TOPLUMUNDA ÇOCUK

1.4.7. Eski Babil Hukukunda Çocuk Hakları

1.4.7.1. Hammurabi Kanunu’nda Çocuk Hakları

1.4.7.1.3. Hammurabi Kanunu’nda Miras İntikalinde Çocuk Hakları

Hammurabi Kanunu’nda çeşitli toplumsal sınıflara mensup kadınların doğurduğu çocukların miras hakkı, rahibelerin miras hakkı, kardeşlerin miras hakkı ve tımar sistemindeki miras hakkı ayrı ayrı ele alınmıştır. Kanunun 26.-41. maddelerinde toprak dağıtımı, toprağın hangi şartlarla ve kimler tarafından işletileceği detaylı bir şekilde açıklanmıştır. Buna göre tımar topraklarının babanın ölümü üzerine işletilmeye

317 M. Tosun, K. Yalvaç, a.g.e., 2002, s. 198. 318 Y. Kılıç, a.g.e., 2014, s. 77.

319 Koray Toptaş, “Eski Mezopotamya’da Çocuk”, Archivum Anatolicum, C. 10, S. 1, Ankara 2016, s. 72-

davam edilebilmesi için ailenin erkek çocuğunun olması şartı bulunmaktadır. Nitekim bir oğula sahip olmayan anneye ve kız evladına tımar toprağı miras olarak verilmemektedir320. Nitekim tarım faaliyetlerinin insan gücüne dayalı olması bu durumun temel gerekçesi olarak savunulabilir.

Bununla birlikte Hammurabi Kanunu’nda, kız çocukları daima baba evini terk etmeye namzet biri olarak düşünülmüş hatta baba evinden aldığı çeyiz baba mirasından alacağı mirasa karşılık görülmüştür321. Bu noktada Eski Babil Dönemi çeyiz listeleri

özel kıyafet, takılar (mücevherler), gelinin makyaj malzemeleri, bir miktar yağ, çok sayıda ev eşyası, özellikle mutfak eşyaları (tencereler, değirmentaşı gibi), önemsiz miktarda mobilya ve birden fazla yataktan oluşmaktadır. Bazı çeyizler köleler, çiftlik hayvanları ve arazi gibi unsurları da içermektedir. Çeyizin yanı sıra evlilikte kendisine belge düzenlenip hediye edilen mal-mülk de kadının mirasını teşkil etmektedir. Tüm bu hususlar kanunun 150. ve 171b maddelerinde genişçe işlenmiştir322. Kanunun 162.

maddesinin hükmüne göre ise kadın öldüğünde çeyiz çocuklarına intikal etmekte ve koca bu konuda hiçbir hak iddia edememektedir. Şayet kadının çocukları yoksa çeyiz koca tarafından kayınpederin evine geri gönderilmektedir. Karşılığında ise koca evlenirken verdiği başlık parasını geri almaktadır. Bu durum kanunun 163.-164. maddelerinin muhtevasından açıkça anlaşılmaktadır. Buna ilaveten kanunun 167. maddesi de kadının ölmesi, kocanın ikinci kez evlenip çocuk sahibi olması ve sonra ölmesi durumuna açıklık getirmektedir. Bu duruma göre çocuklar kendi annelerine ait çeyizi almakta, baba malı ise önceki ve sonraki eşten olan çocuklar arasında eşit olarak paylaşılmaktadır323. Kanunun 173.-174. maddelerinde ise kadının ikinci kez evlenip çocuk sahibi olması ve sonra ölmesi durumu ele alınmıştır. Bu hususa göre çeyiz ilk ve sonraki eşten olan çocuklar arasında paylaşılmaktadır. Ancak kadının ikici evliliğinden çocukları yoksa çeyiz ilk eşten olan çocuklarına miras kalmaktadır324.

Hammurabi Kanunu’nda dikkat çekici bir nokta da dul bir kadının yargıçların izni olmadan gerçekleştirmek istediği evliliği yapamamasıdır. Ayrıca eski kocadan kalan mirasın kullanımı kadının ya da yeni kocanın önceliğinde olsa bile bu malların satışı yasak olup, ölen adamın çocuklarının miras hakkı gözetilmiştir. Buna göre madde

320 M. Tosun, K. Yalvaç, a.g.e., 2002, s. 187- 189.

321 Kadriye Yalvaç, “ Eski Babil’de Kız Evladın Miras Meselesi”, AÜ DTCF Dergisi, C. 23, S. 1, 1965, s.

33.

322 Y. Kılıç, a.g.e., 2014, s. 84-85.

323 M. Tosun, K. Yalvaç, a.g.e., 2002, s. 201-202. 324 M. Roth, a.g.e., 1997, s. 115.

§ 177’de “Eğer, çocukları küçük olan dul bir kadın, ikinci bir eve girmeye karar

verdiyse, yargıçların izni olmadan girmeyecektir. İkinci bir eve girdiğinde yargıçlar, önceki kocasının evinin durumunu inceleyecekler, önceki kocasının evini sonraki kocasına ve o kadına emanet edeceklerdir. Eve bakmak, çocukları büyütmek, malı para karşılığı vermemek hakkında (kadın) bir tablet düzenletecektir. Dul kadının çocuklarının malını satın alan kimse gümüşünü (parasını) kaybedecek, mal sahibine dönecektir” şeklinde bir hukuki düzenleme yapılmıştır325.

Sosyal sınıfların açıkça dile getirildiği kanunun 170. maddesinde köle kadından doğan çocukların mirastan pay alabilmeleri için babanın onları hukuki olarak kabul ettiğini açıkça beyan etmesi şartı getirilmiştir. Buna göre ilk eşin ve kadın kölenin çocukları mirası eşit olarak bölüşebileceklerdir. Ancak ilk eşin ilk oğlu mirastaki hissesini seçme hakkına sahip olacaktır. Tüm bunlara karşın 171. maddenin hükmüne göre babanın köle kadının çocuklarını hukuki olarak tanımaması durumunda, baba öldüğünde mirası resmi olarak evli olduğu eşinden doğan çocuklara intikal etmektedir. Babanın ölümünden sonra köle kadın ve çocuklarına ise özgürlükleri verilmektedir326. Yine Eski Babil toplumunda çeşitli sosyal sınıflara mensup kişiler arasında evliliklerin yapılabildiğini, bu evliliklerden olan çocukların miras hakkının kanunda nasıl düzenlendiğini görebilmekteyiz. Buna göre madde § 175’de “ Eğer saraya ait bir köle

veya bir muškenum’un kölesi ile bir bey kızı evlenirse ve çocuklar dünyaya getirirse, kölenin sahibi, beyin kızının çocukları üzerinde kölelik için hak iddia edemez”. Madde §

176a’da “Eğer, saraya ait bir köle veya bir muškenum’a ait bir köle bir bey kızı ile

evlenirse onunla evlendiği zaman, baba evinin çeyizi ile birlikte, saray kölesinin veya muškenum’un kölesinin evine girdikten ve birleştikten sonra ev yaptılar, mal edindilerse ve sonra sarayın veya muškenum’un kölesi öldüyse beyin kızı çeyizini alacaktır. Fakat kocasının ve onun, birleştikten sonra edindiklerini ikiye bölecekler, kölenin sahibi yarısını alacak, beyin kızı da yarısını çocukları için alacaktır”. Madde § 176b’de “Eğer beyin kızının çeyizi yoksa kocası ile birleştikten sonra edindiklerini ikiye böleceklerdir. Yarısını kölenin sahibi alacak, diğer yarısını da çocukları için beyin kızı alacaktır”327

hükümlerine yer verilmiştir. Madde 176a ile 176b’nin muhtevalarında görüldüğü üzere özgür bir kadınla evlenen köle bir erkeğin ölümünden sonra çocuklar annelerine

325 M. Tosun, K. Yalvaç, a.g.e., 2002, s. 203.

326 M. E. J. Richardson, Hammurabi’s Laws: Text, Translation and Glossary, T & T Clark International,

New York 2004, s. 95.

verilmektedir. Evlilikten sonra edindikleri mülkün yarısı çocuklarını büyütmek için özgür kadın alırken, diğer yarısını ise kölenin sahibi almaktadır. Dolayısıyla hukuki bir düzenlemede bile sosyal sınıflar arasındaki eşitsizlik açıktır.

Hammurabi Kanunu’nda yasal düzenlemeye koyulan hususlardan biri de rahibe sınıfındaki kadınların (entum, naditum, SAL.ZİKRUM, qadištum, kulmašitum, šugitum) baba mirasındaki payıdır. Kanunun 178.- 181. maddelerinin hükmüne göre, bu kadınların bazıları evlenirken aldıkları çeyize karşılık, ölen babalarının mülkünden hisse alamazken, bazıları ise bir vâris gibi hisse alabilmektedir. Ancak söz konusu rahibeler çocuk doğurmak zorunda olmadıkları için ölümlerinden sonra baba mirasındaki payları kardeşlerine geçmektedir. Yine baba rahibe kızını evlendirmeden ve çeyiz vermeden ölürse kıza karşı olan bu evlendirme sorumluluğu kardeşlere verilmiştir328. Aslında bu

husus sadece kız çocukları ile alakalı değildir. Çünkü kanunun 166. maddesine göre bir baba küçük oğlunu evlendirmeden ölürse kardeşleri ona hem mirastaki payını hem de bu paya ilaveten evlilik aşamasında kullanacağı başlık parasını vermek zorundadır329.

Aile hukuku konusunda oldukça ayrıntılı düzenlemeler sağlayan Hammurabi Kanunu’nda babanın çocuklarını mirastan reddetmesi yargıçların kararına bırakılmıştır. Bu noktada madde § 168’de “Eğer bir adam oğlunu mirastan mahrum etmeğe karar

verirse, yargıçlara “oğlumu mirastan mahrum edeceğim derse yargıçlar kayıtları araştıracaklar; eğer oğul, mirastan mahrum edilecek ağır bir suçu işlememişse baba oğlunu mirastan mahrum etmeyecektir”, Madde § 169’da “Eğer mirastan mahrum edilecek kadar babasına karşı ağır suç işlemişse, birincisinde affedilecek, eğer ağır suçu ikinci defa işlerse, baba oğlunu mirastan mahrum edecektir”330 hükümleri kayıtlıdır. Günümüzde Türk Medeni Kanunu’nun 510. maddesinde 1- “Mirasçı miras

bırakana veya miras bırakanın yakınlarından birine karşı ağır bir suç işlemişse, 2- Mirasçı, miras bırakana veya miras bırakanın aile üyelerine karşı aile hukukundan doğan yükümlülüklerini önemli ölçüde yerine getirmemişse” mirastan çıkarılır

denilmektedir331.