• Sonuç bulunamadı

1.4. BABİL TOPLUMUNDA ÇOCUK

1.4.5. Eski Babil Kehanetlerinde Çocuk

Eski Mezopotamya’da kehanet, tanrılar ile iletişim kurmaya ve tanrılardan gelen mesajları insanoğluna iletmeye yarayan gizemli bir yol olarak karşımıza çıkmaktadır. Mezopotamya insanının düşüncesine göre tanrılar, insanoğluna iletişim kurmak istediklerinde bazı işaretlerle onlara şifreli mesajlar göndermişlerdir. Söz konusu şifrelerin de hastalıklar, rüyalar, doğal afetler, göksel işaretler (ay, güneş, gezegen ve yıldızların hareketleri) vb. vasıtasıyla insanoğluna iletilmek istendiğine inanılmıştır. Bu işaretlerin anlaşılması ve şifrelerinin çözülmesi de kâhinlerin görevi olmuştur265.

Kuşkusuz kehanetin Mezopotamya’daki pratikleri yüzyıllar içinde gelişme ve farklılaşma göstermiştir. Elimizdeki yazılı kayıtlardan yola çıkarak kehanetin bilimsel ya da edebi Eski Babil kökenli olduğunu ve bir tarihleme yapmak gerekirse yaklaşık MÖ 1800’lerde başladığını söyleyebiliriz. Fakat bu kehanet metinlerinin Eski Babil örnekleri olan Šumma izbu (anormal doğum), Alamdimmû (yüz okuma/yorumlama), gökyüzü ile ilgili kehanetler, Bārûtu (kurban edilen hayvanın iç organlarının yorumlanması) Akadca içeriklerden üretilmiştir. Söz konusu kehanet metinlerinin Sumerce öncülleri ve eş değerleri yoktur. Bununla birlikte Erken Hanedanlar Dönemi’nde azu, ugula.azu, maş-şu-gidgid, ugula maş-şu-gidgid, Lagaş kralı Urnanşe’nin danışmanı olan baş kahinci ugula.azu gibi kâhinler için bir dizi mesleki başlıklar bulunmaktadır. Daha sonraki Sumer dönemlerinde yani geç MÖ 3. binyıl Sumer literatüründe yer alan kehanet ise rüya ile bir kült birleşimi olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu konuda Lagaş kralı Gudea’nın silindir kitabesinde kralın inşa ettireceği tapınakla ilgili rüya alametleriyle birlikte hayvan iç organları ile yapılan kehanete hatta göksel alametleri işaret eden kehanetlere de rastlanmaktadır. Eski Babil Dönemi öncesi kayıtlarda özellikle Akad ve III. Ur Sülalesi Dönemleri’nde ay tutulmasıyla alakalı kehanetleri de görmek mümkündür. Diğer taraftan MÖ 7. yüzyıl Ninive’de bulunan bilimsel Asurbanipal Kütüphanesi’nden ve MÖ 1. binyıl yazı merkezlerinin yer aldığı başka yerlerden Eski Babil orijinli birçok kehanet başlıklarına ulaşılabilir. Bu başlıkları oluşturan kehanet türleri ise şunlardır: Bārûtu (kurban edilen hayvanın iç organlarının

264 M. Tosun, K. Yalvaç, a.g.e., 2002, s. 205.

265 H. Hande Duymuş Florioti, “Eski Mezopotamya’da Kehanet Olgusuna Genel Bir Bakış”, Tarih Okulu

yorumlanması), Šumma izbu (anormal doğum), Alamdimmû (yüz okuma/yorumlama),

Enūma Anu Enlil (gökyüzü ile ilgili olanlar), Šumma ālu (yeryüzü ile ilgili olanlar), Ziqīqu (rüyalar). Kehanetlerin eğitimle ilgili koleksiyonları ise Eski Babil’in geç

dönemlerine aittir. Enūma Anu Enlil, Šumma izbu, Šumma ālu, Ziqīqu ve Alamdimmû kategorisindeki kehanetlerin öncülleri sınırlıdır. Günümüze kadar toplu bir halde ulaşan kehanet örnekleri Asurbanipal sarayı ve kütüphanesinden gelmektedir. Kehanetlerin bilginler ve kâtipler tarafından kopyalanma geleneği Pers (MÖ 539- 331) ve Seleukos (MÖ 305–126) dönemlerinde de varlığını sürdürmüştür266.

Yine Eski Mezopotamya’da örneklere ve işlem sıralarına dayanarak geçmişteki bilinenleri geleceğe uyarlayıp tahminlerde bulanan kâhinler oldukça erken bir dönemde bunu bir sistem olarak ortaya koymuşlardır.267 İşte bu sistem içerisinde her bir kâhin

uzmanlaştığı alanı belirten bir isimle anılmaktadır. Hayvanların iç organlarını yorumlayan kâhine Sümerce “maş-şu-gidgid268” Akadca “bārū269” denilmektedir.

Astroloji konusunda kehanetleri yorumlayan kâhin ise “Tupšarrūtu270” olarak adlandırılmaktadır. Rüya yorumlama işini yapan erkeklerin adı “šā’ilu” kadınların ise “šā’iltu”dur271. Hastalıklarla alakalı terimlerde “asu” hekim, “ašipu” kâhin, büyücü, müneccim olarak geçmektedir. Hekim (asu), hastalığı ilaçla tedavi ederken (ašipu), hastalığı kehanetlerle tespit ederek bazı ritüellerle kişinin iyileşmesine yardımcı olmaktadır272.

Genel hatlarıyla ifade ettiğimiz bu kehanet türleri içinde çocukla ilişkilendirilen çeşitli alametleri bulmak mümkündür. İçerisinde çocukla ilgili bilgiler yer alan Eski Babil kehanetlerini Šumma İzbu, Alamdimmû ve Bārûtu şeklinde sıralayabiliriz.

266 Francesca Rochber, The Heavenly Writing: Divination, Horoscopy, and Astronomy in Mesopotamian

Culture, Cambridge University Press, Cambridge 2004, s. 63- 65.

267 J. Jacqoues Glassner, “Eski Mezopotamya’da İlerleme, Bilim ve Bilginin Kullanımı”, (çev: Gökhan

Kağnıcı), Tarih İncelemeleri Dergisi, C.XXIV, S. 2, Aralık, İzmir 2009, s. 161.

268 Jeremy Black, Anthony Green, Mezopotamya Mitolojisi Sözlüğü Tanrılar İfritler Semboller, Aram

Yayıncılık, İstanbul 2003, s. 180.

269Harry A. Hoffner, “Ancient Views Of Prophecy And Fulfillment: Mesopotamia And Asia Minor”,

JETS, Vol. 30/3, Louisville 1987a, s. 258.

270 Niek Veldhuis, “The Theory of Knowledge and the Practice of Celestial Divination”, Divination And

Interpretation of Signs In The Ancient World, (ed.) Amar Annus, The Oriental Institute, Chicago 2010, s. 78.

271 David Brown, “Astral Divination in the Context of Mesopotamian Divination, Medicine, Religion,

Magic, Society, and Scholarship”, East Asian Science, Technology, and Medicine (EASTM), No. 25, 2006, s. 102.

1.4.5.1. Šumma İzbu Kehaneti

İki binden fazla kehanet içeren ve 24 tabletten oluşan bu seri Asurbanipal Kütüphanesi’nde bulunmuştur273. Eski Babil versiyonu olduğu da bilinen Šumma İzbu serisinin 1.-4. tabletlerinde insan doğumu, 6.-17. tabletleri de anormal/kusurlu doğumlar ele alınmıştır. “İzbu” terimi, sakat ya da eksik yeni doğmuş varlığa atıfta bulunan genel bir terimdir. Kehanet raporlarında bir kez buzağıya, bir kez de domuz yavrusuna atıfta bulunulmuştur. Ritüellerde ise herhangi bir hayvana veya bir insana atıf yapılmıştır. Akadca olan “İzbu” teriminin tercümesi için E. Leichty tarafından “anomali”274

kelimesi kullanılmıştır275. Serinin diğer tabletlerinde ise bazı hayvanların doğumuna yer

verilmiştir: (tablet 5: koyun, tablet 18: keçi, tablet 19: sığır ve eşek, tablet: 20-21; at, tablet 22: domuz, tablet 23: köpek, tablet 24: yabani hayvanlar)276.

İnsan doğumu ile alakalı 1-4. tabletlerden birkaç örnek vermek gerekirse: “Eğer

bir kadın gebeyse ve fetüsü ağlıyorsa ülkede talihsizlik yaşanacak” (I,1). “Eğer bir kadın iki erkek çocuk doğurursa ülkede zor zamanlar ile mutsuzluk olacak, onların babasının evinde kötü günler olacak” (I,83). “Eğer bir kadın iki kız çocuk doğurursa hane üyeleri ölecek” (I,100a). “Eğer bir kadın ikiz doğurursa ülkenin evleri terk edilecek ve harap olacak” (I,98). “ Eğer bir kadın birbirine tıpatıp benzeyen üç kız çocuk doğurursa prensin ülkesi genişleyecek” (I,101). “ Eğer bir kadın ikisi kız biri erkek üç çocuk doğurursa, tanrılar [...]; (olacak) düşman topraklarında anlaşmazlık çıkacak, kralın ülkesi mutlu olacak” (I,109). “ Eğer bir kadın dört ya da beş kız çocuk doğurursa adamın toprakları (ve) evi genişleyecek” (I,124). “Eğer bir kadın aslan başlı bir çocuk doğurursa ülkede acımasız bir kral olacak” (II, 1). “Eğer bir kadın gözleri, ağzı ve elleri olmayan bir çocuk doğurursa ülkenin danışmanları onu terk edecek ve kral sarayında öldürülecek” (II,60). “Eğer bir kadın burnu olmayan bir çocuk doğurursa evin hanımı ölecek” (III, 28). “ Eğer bir kadın kırmızı benekleri olan bir çocuk doğurursa adam zenginleşecek” (IV,8). “Eğer bir bebeğin burnu zift gibi siyahsa ordu kuşatılacak” (IV, 64). Anormal ve kusurlu doğumların ele alındığı 6.-17.

tabletlerden bazı örnekler de şunlardır: “Eğer bir anomalide (yani anormal doğumda)

gözler yoksa prensin günleri sona erecek; prens sarayında hapsedilecek, kıtlık ve zor

273 Erle Leichty, The Omen Series Šumma İzbu, J. J. Augustin Publisher, Locust Valley- New York 1970,

s. 2, 3, dipnot: 4.

274 “Anormallik, bozukluk”.

275 F. Rochber, a.g.e., 2004, s. 8-89.; D. Brown, a.g.m., 2006, s. 92.

276 Nicla De Zorzi , “The Omen Series Šumma İzbu: Internal Structure And Hermeneutic Strategies”,

zamanlar ülkeyi ele geçirecek; karışıklık olacak; krallar aynı fikirde olmayacaklar; felaket ülkeyi ele geçirecek; gökteki yağmurlar… geç kalacak; kral yaşlanmayacak” (X,

29). “Eğer bir anomalide sağ kulak yoksa kralın egemenliği sona erecek, sarayı

dağılacak; şehrin yaşlıları devrilecek, kralın hiçbir danışmanı olmayacak; ülkenin sürüleri azalacak, kral düşmana itaat edecek” (XI,1). “Eğer bir anomalide sol kulak yoksa tanrı kralın duasını duydu; kral düşmanın ülkesini alacak, düşmanın sarayı dağılacak, hiçbir danışmanı olmayacak; düşman ülkenin sürüsü azaltılacak ve (düşman) size itaat edecek” (XI, 2). “Eğer bir anomalide sağ burun deliği yoksa ülkede kıtlık ve zor zamanlar yaşanacak” (XII, 19) 277.

Šumma İzbu’nun Eski Babil Dönemi’ne ait versiyonları ise iki tablettir. Bunun birincisi olan (YOS 10 56) 53 kehanet içerir ve bu kehanetler Asurbanipal Kütüphanesi’ndeki 5.-17. tabletler ile paralellik göstermektedir. İkinci tablet (YOS 10

12) ise insan doğumu ile ilgili iki kehanet içermekte olup Asurbanipal

Kütüphanesi’ndeki 4. tablet ile paraleldir. Tablet YOS 10 12’de: 1-“Eğer bir bebeğin

burnu zift gibi siyahsa ordu kuşatılacak”. 2-“Eğer kalça? sağa ayrılmış ise prensler güç birliği yapamayacak”278 denilmektedir.

1.4.5.2. Alamdimmû Kehaneti

Eski Mezopotamya’da çivi yazılı işaretler fizyonomi yani yüz okuma ile alakalı bir entelektüel disiplinin varlığını göstermektedir. Bu disiplin insan vücudunun fiziksel niteliklerini özellikle de yüz bölgesinden geleceğin anlaşılmasında nasıl çıkarım yapılacağını açıklamaktadır. Kökeni Eski Babil zamanına kadar giden Alamdimmû MÖ 11. yüzyılda ünlü bilgin Esagil-kīn-apli tarafından Mezopotamya geleneklerine göre standart bir seri halinde derlenmiştir279. Diğer taraftan bu kehanet koleksiyonunun alt serileri de bulunmaktadır. Bu seriler de Alamdimmû “biçim ya da şekil”, Šumma alamdimmû “eğer biçim”, Šumma nigdimdimmû “eğer görünüm”, Šumma kataduggû “eğer konuşma”, Šumma sinništu qaqqada rabât “eğer bir kadının kafası büyükse”, Šumma liptu “eğer bir benek/leke var ise” şeklindedir280.

Fizyonomi kehanetleri Eski Babil’e ait bir örnekte vücut üzerindeki benlere/lekelere bakılarak tanımlanmıştır. Biz burada konumuz gereği çocukla

277 E.Leichty, a.g.e., 1970, s. 32, 39, 41, 42, 44, 46, 51, 56, 66, 72, 129, 131, 144. 278 E. Leichty, a.g.e., 1970, s. 201, 207.

279 Eckart Frahm, “Reading the Tablet, the Exta, and the Body: The Hermeneutics of Cuneiform Signs in

Babylonian and Assyrian Text Commentaries and Divinatory Texts”, Divination And Interpretation of Signs In The Ancient World, (ed.) Amar Annus, The Oriental Institute, Chicago 2010, s. 114,126.

ilişkilendirilenleri ele almaya gayret edeceğiz. Söz konusu kehanetlerde çocuk “Eğer

bir adamın sağ göz kapağı üzerinde beni varsa oğlu/varisi malın mülkün …”. “Eğer bir adamın sol göz kapağı üzerinde beni varsa oğlu/varisi iyi olacak”. “Eğer bir adamın sağ gözünün altında beni varsa oğullarının şansı iyi olmayacak”. “Eğer bir adamın sol gözünün altında beni varsa oğullarının şansı iyi olacak”281 şeklinde ifade edilmektedir.

1.4.5.3. Bārûtu Kehaneti

Kurban edilen hayvanın iç organlarının yorumlanması ile oluşturulan bu kehanet disiplini Sumerlilerden itibaren Mezopotamya’da bilinmektedir282. Kehanette kurban

olarak kullanılan hayvan genellikle koyundur, çeşitli alametler aranan iç organ ise özellikle karaciğerdir. Bununla birlikte safra kesesi ve akciğer de kehanette kullanılmıştır. Ayrıca bu kurban kehanet pratikleri Mezopotamya dışına kadar yayılmıştır. Zira Anadolu, Suriye ve İran’da MÖ 2. binyılın erken dönemlerine tarihlendirilen birçoğu Hititçe, Hurrice, Ugaritçe gibi farklı dillerde tercüme edilmiş kehanet koleksiyonları bulunmuştur283. Nitekim Eski Mezopotamya ve özellikle Sumer, Babil fal tekniklerinin diğer Önasya toplumları tarafından da dillerine tercüme edilerek benimsenip kullanıldığının göstergesi olan bu belgeler aynı zamanda Mezopotamya kehanet ve fal uygulama geleneklerinin uzun zaman süreci içerisinde doğu- batı toplumları yönünde yayılım gösterirken hangi toplum ve memleketler vasıtasıyla nerelere ya da kimlere kadar tesir ettiğini de ortaya çıkarmaktadır. Bu noktada Etrüsk falının Hititler’den etkilenerek şekillendiği iddiasının doğruluğu da kuvvetle muhtemeldir284.

Konumuzla bağlantılı olarak Bārûtu’nun Eski Babil versiyonları içinde gebelikle alakalı alametlerin yorumlandığını görmekteyiz. Bu yorumlarda “Eğer safra kesesi bir

çatal yerine sahipse kralın eşi bir erkek çocuk doğuracak”, “Eğer sağ böbrek olağan dışı uzun ve sağ kenara yaklaşıyorsa doğum yapamayan kadın doğuracak. Eğer o (böbrek) sağ kenara yaklaşıyorken koyu? değilse kadın doğum yapacak ve ölecek”,

281 F. Rochber, a.g.e., 2004, s. 88.

282 Seth F. C. Richardson, “On Seeing and Believing: Liver Divination and the Era of Warring States

(II)”, Divination And Interpretation of Signs In The Ancient World, (ed.) Amar Annus, The Oriental Institute, Chicago 2010, s. 255.

283 Stefan M. Maul, “Divination Culture and the Handling of the Future”, Originalveröffentlichung in:

G.Leick (Hrsg), The Babylonian World, New York-London 2007, s. 368- 370.

284 Bu konuda ayrıntılı bilgi için bkz. Murat Orhun, “Hititler’de Karaciğer Falı, Kuş Uçuşu Falı ve

“Eğer bir delik tamamen doluysa gemi batacak ya da gebe kadın doğum yaparken

ölecek” ifadeleri geçmektedir285.