• Sonuç bulunamadı

1.7. ESKİ MEZOPOTAMYA BÜYÜLERİNDE ÇOCUK

1.7.2. Doğumla İlgili Büyülerde Çocuk

Eski Mezopotamya’da Sumerlilerden itibaren doğumun iyi ve kolay geçmesi için büyüye başvurulmuştur. Özellikle zorlu doğumda kadına uygulanan tedavinin önemli bir basamağı büyüden oluşmuştur. Yeni Sumer Devleti Dönemi’ne ait bir büyüde doğum, daha önceki dönemlere benzer biçimde boğa ile ineğin birleşmesi motifini içermektedir. Doğumda ilahi bir güç ve yardımcı olarak Tanrı Enki ve oğlu Tanrı Asalluhi’nin rolleri etkindir. Kadının doğum anında gökyüzüne kadar duyulan feryatları karşısında ne yapacağını şaşıran Tanrı Asalluhi babasından yardım ister. Enki’nin Asalluhi’ye verdiği talimatlarla gökyüzü ve yeryüzü arasında kozmik bir aracılık motifi oluşturulur. Böylece doğumun kolaylaşması sağlanır. Ayrıca “tekne/gemi yüklemesi” gibi mecazi bir referans ile kadından bahsedilerek amniyon sıvısı içinde gelişen bebekle ilgili figüratif bir bağ kurulur. Büyünün sonunda ise bebeğin cinsiyetine yönelik belirgin nesneler, Tanrıça Gula’nın şifalı elleriyle kadın ve bebeğinin sağlık durumunun iyi olması vurgulanır696:

“Bereketli boğa inekle (kadınla) ahırda birleşti, kutsal sığır bileşti. İnsanlığın

bereketli tohumlarını karnına döktü. Sıvılar karının içine döküldü, pıhtılaştı, erkeğe bir çocuk kazandırdı, kadın dişlerini tatlı ota (bitkiye) koydu; onunla kendini doyurdu… Doğum anı (?) orada; kadın yere çömelmiş, ağlamaları gökyüzüne, yeryüzüne ulaştı, feryatları gökyüzü ufkunu bir giyisi gibi kapladı. En’in (başrahip) gemisi gibi, kadın keteni yelken (gibi) kullandı, kralın teknesini/gemisini mallarla; akik taşı ve lapiş lazuli (lacivert taşı) ile doldurdu. Doğum sancısı çeken kişinin vulvasında… (Tanrı) Asalluhi onu gördü, babası Enki’nin evine girdi ve onunla konuştu: (yukarıda meydana gelen birleşme-doğum olayı tekrar edilir)… Bunun hakkında ne söylemeliyim? Ne yapmalıyım? Bilmiyorum. Enki, oğlu Asalluhi’ye şöyle yanıt verdi;… Kutsal bir ineğin yağını aldıktan sonra, kutsal bölmede duran bir anne ineğin… doğum sancısı çeken kişinin vulvasının… Onun (kadının) üzerine Eridu’nun büyülü sözleri telaffuz edilince

696 Graham Cunningham, Deliver Me From Evil: Mesopotamian Incantations, 2500-1500 BC, Pontificio

gökyüzünün yağmurları gibi salıverilir mi?, çatı oluklarının suları gibi akabilir mi?, bir göle dökülen akarsu kanalı gibi akabilir mi?, kırık bir çömlek gibi kırılabilir mi?. Eğer bir erkekse silah, balta (ve) erlik kuvveti almasına izin ver. Eğer bir dişiyse eğirtmeç ve iğnenin elinde olmasına izin ver. Yetenekli elleriyle sadık bir yardımcı olan Gula! izin ver, göbek bağını keserken onun kaderini belirleyelim”697.

Bu döneme ait başka bir büyüde ise doğum ve yılan ısırması temaları birleştirilmiş gibi görünmektedir. İkisi arasındaki ilişki özel olarak ifade edilmese de yılan ısırmasının doğum sorunlarına katkıda bulunan bir faktör olarak algılandığı düşünülebilir. Ancak böyle bir varsayımın da yalnızca bu büyüdeki temaların birleşmesine dayandığını unutmamak gerekir. Yine Tanrı Enki’nin talimatları ve bir aracı olarak oğlu Tanrı Asalluhi’nin rolü büyüde etkin bir durumdadır698.

Eski Babil Dönemi’ne ait büyü metinlerinde de doğum teması yaygın bir şekilde kullanılmıştır. Özellikle zor doğumda yardımcı olarak görülen bu büyüler hem kadın hem de bebeği için fazlasıyla önemsenmiştir. Zorlu doğuma ait bir büyü metnine göre; henüz doğmamış olan çocuğun durumu, anne karnında içinde bulunduğu amniyotik su ve buna paralel bir ilişkiyle yönlendirilen bir tekneyle/gemiyle karşılaştırılmıştır. Bu ortamda kadına ise Tanrıçalar İnanna ve Ninhursag tarafından yardım edilmiştir. Sonra parfüm, sedir ağacı, akik taşı ve lapiş lazuli gemiye yüklenmiştir. Devamında ise kadının doğumda yaşadığı zorlukların farkına varan Asarluhi’nin yardım etmesi için Enki’ye başvurması anlatılmıştır. Büyünün okunabilen son kısımlarında tekrar akik taşı ve lapiş lazuliden bahsedilmiştir. Çocuktan beklenen de doğarak kendini kişisel tanrısının eline teslim etmesi olmuştur. Ayrıca Sumer Dönemi’ndeki büyülerde olduğu gibi bu dönem büyülerinde de çocuğun cinsiyetinin açık olarak bilinmediği anlaşılmaktadır. Fakat doğum ile alakalı büyülerde sıkça geçen akik taşı ve lapiş lazuli taşının çocuk cinsiyeti için kullanıldığı düşünülmektedir. Bu noktada akik taşının (sāmtu699) kırmızı rengiyle kız çocuğunu, lapiş lazuli taşının (uqnû700) da koyu mavi rengiyle erkek çocuğunu temsil ettiği kabul edilmiştir701. Diğer taraftan bu dönemde de

doğumla ilgili büyülerde bir hayvan motifi olarak gebe bir inekle, gebe bir kadın arasında bağ kurulmuştur. Böyle bir büyü metninde şunlar kaydedilmiştir: “İnek gebe,

697 M. Stol, a.g.e., 2000, s. 60-61.

698 Johannes J. A. van Dijk, Markham J. Geller, Ur III Incantations From The Frau Professor Hilprecht-

Collection Jena, Harrassowitz Verlag, Wiesbaden 2003, s. 20-25.

699 (CAD, S), s. 121.; (CDA, S), s. 315. 700 (CAD, U), s. 195.; (CDA, U), s. 424.

701 Gertrud Farber, “Another Old Babylonian Childbirth Incantation”, Journal of Near Eastern Studies,

inek doğum yapacak. Šakkan’ın ağılı, Šamaš’ın avlusunda; Šamaš kadını gördü ve ağlamasını dindiremedi, Sîn, kadının gözyaşını gördü. Šamaš neden ağlıyor?, Sîn’in gözlerinde neden yaş var? Çiftleşmemiş ineğimle ilgili; çocuğumu doğurmaya hazır değil. Anum’un yedi ve yedi kızlarını emirlerle kime göndermeliyim? Onlar ineğin/kadının bebeği kolayca doğurmasına yardımcı olabilirler mi?! Eğer o erkekse … gibi, eğer o dişiyse bir kilit sürgüsü gibi rahimden buraya (yere) düşebilir mi?”702.

Sumerlilerden itibaren doğumla ilgili büyülerde yer alan gebe inek motifi “GÉME Sîn/Sîn’in kadın kölesi” figürüyle Orta Babil, Orta Asur ve Yeni Asur dönemlerinde başka bir biçimde karşımıza çıkmaktadır. “Sîn’in ineği” doğumdaki kadın için yapılan bir büyüdür. Bu büyü Ay tanrısı Sîn ve ineği (Géme-Sîn) hakkında küçük bir mitolojik öyküyü içermektedir Ay tanrısı Sîn, güzelliği ve cazibesi nedeniyle ineğine âşık olur ve ‘vahşi bir boğa' gibi onu gebe bırakır. Sîn, doğum sancısı geldiğinde cennetten kadının çığlıklarını duyar. Géme- Sîn’in kolayca doğum yapması için iki yardımcı ruhunun yeryüzüne inmesini sağlar. İneğin yavrusu da “būr šizbi/süt

buzağısı” olarak adlandırılır. Büyü bir dua ile sona erer: “Bu kadın Géme-Sîn kadar kolay doğum yapabilir mi?”703.

Orta Asur Dönemi’ne ait bir tıp metinin sonunda yer alan böyle bir büyüde şunlar kaydedilmiştir: “Gi-Sîn, Sîn’in köle kızının doğum sancıları vardı. Bebek (çok)

sıkışmıştı. Bir sona hayat getirmek (vermek) için sürgü korunmuştu. Kapı/giriş süt çocuğuna doğru hızla yapıldı. Sîn, kadını gördü, onu sevdi, lezzetli otlar arasında otlattı, çayırlarda… İçmesi için ona su verdi. Vahşi bir boğa inekle birleşti. Günlerinin gerçekleşmesinde, aylarının tamamlanmasında, inek aşağıya büküldü ve acıdan kıvrandı. Kadın sancılarından ağladığında, Sîn, cennetin ışığı… Anu’nun iki kızı cennetten geldi. Biri doğum sancılarının suyunu, diğeri bir kaptaki yağı ve doğum sancılarının suyunu taşıdı. Sîn, kaptaki yağ ile onun alnına dokundu ve bütün vücuduna serpiştirdi. Tıpkı Gi-Sîn/ Sîn’in köle kızının normal doğum yapması gibi, böylece doğumdaki genç kadın doğurabilir”704.

702 Walter Farber, “Mannam Lušpur Ana Enkidu: Some New Thoughts About An Old Motif”, Journal of

Near Eastern Studies, Vol. 49, No. 4, 1990b, s. 308.

703 Niek Veldhuis, A Cow Of Sîn, Styx Publications, Groningen 1991, s. 1-4.