• Sonuç bulunamadı

B. Kutadgu Bilig’de Yer Alan İslâmi Unsurlar

2. Hadisler

“Rahman ve Rahim olan Allah’ın adı ile başlamayan her önemli iş, bereketsiz ve neticesiz kalmaya mahkumdur”224. Bu hadis ile Yusuf Has Hâcib’in eserine besmele ile başlaması ve eserde mektuplarında besmele ile başlaması örtüşmektedir.

Kutadgu Bilig’in 5651. beyitinde Yusuf Has Hâcib Hz. Peygamber’in meşveret

ile işleri çözdüğünü söylemektedir. İstişare Hz. Peygamber’in ümmeti ilgilendiren bazı konularda ashabıyla pek çok yaptığı bir şeydir225.

İnsanların en hayırlısı, insanlara en faydalı olandır ve kendine iyilik edene iyilik ile karşılık vermelidir226. Bu hadise benzer bir kullanım şöyledir: “İnsanların- iyisi böyle olur; halkın yükünü hafifleten kimse insanların iyisidir”227. “İyinin vasfı faydalı olmaktır; onun halka çok faydaları dokunur”228, “Lâzım olan insan, işe yarayan insandır; işe yarayan insan da, faydalı olan insandır 229, “Soyu iyi olan

220 Kutadgu Bilig, D., b. 1337. 221 Kutadgu Bilig, D., b. 4409. 222 Kur’ân-ı Kerîm, Bakara, 2/154. 223 Kutadgu Bilig, D., b. 5485. 224 Sofuoğlu, a.g.m., s. 129.

225 Celâleddîn Ebü’l-Fadl Abdurrahman es-Suyûtî, ed-Dürrü’l-Mensûr fi’t-Tefsîr bi’l-Mesûr, çev.

Hasan Yıldız, C. 4, İstanbul 2012, s. 93-97.

226 İmam Nevevî, Riyâzü’s-Sâlihîn, çev. Abdullah Feyzi Kocaer, Konya 2011, s. 536; Sofuoğlu,

a.g.m., s. 130.

227 Kutadgu Bilig, D., b. 543. 228 Kutadgu Bilig, D., b. 856. 229 Kutadgu Bilig, D., b. 1619.

insan iyi olur; bu iyi insan halk için de iyilik ister”230, “İnsanların iyisi kendi menfaatini bırakıp, zahmet yüklenerek, başkalarının faydasını isteyen kimsedir”231.

“Hikmet mü’minin kaybolmuş malıdır (malı gibidir): Onu nerede bulursa alır ve ona gereken de budur”232. Kutadgu Bilig’de ise “Bilginin kıymetini deli nereden bilecek; bilgiyi, nerede bulursa, bilgili alır”233 beyiti bu hadisle benzerlik gösterir.

“Ey insanlar, Sizden önceki (millet)ler, cemiyet içerisinde itibarlı birisi bir şey çaldığı zaman cezalandırmayıp zayıf birisi hırsızlık yaptığında cezalandırmalarından dolayı sapıttılar. Allah’a yemin ederim ki Muhammed’in kızı Fatma hırsızlık yapacak olsa onun da elini keserdim”234. Hadisin Kutadgu Bilig versiyonu şu şekildedir:“İster oğlum, ister yakınım veya hısımım olsun; ister yolcu, geçici, ister

misâfir olsun; Kanun karşısında benim için bunların hepsi birdir; hüküm verirken, hiç biri beni farklı bulmaz”235.

“Kişinin kalbi doğru olmadıkça imanı da doğru olmaz; lisanı doğru olmadıkça kalbi de doğru olmaz”236. Eserde bu hadisin kullanımı “...kimin düşündüğü ile söylediği bir olursa, işte doğru insan odur”237 şeklindedir.

“Müslümanın başına gelen hiçbir musibet veya hastalık yoktur ki, onun günahlarının kefareti olmasın: hatta bir diken batmış olsa bile”238. Eserde Ay-toldı hastalandığı zaman hükümdarın “...Ey Ay-Toldı, acele etme, sabırlı ol; hastalık yarın

günahların kefâreti olacaktır”239 demesi bu hadisle aynı anlama gelmektedir. Hayırlı ve dinî işlerde aceleci olmak hadisine240 benzer beyitler Kutadgu Bilig’de yer almaktadır: “Her işte sükûneti tercih et; yalnız ibâdette acele et, çabuk

230 Kutadgu Bilig, D., b. 2438.

231 Kutadgu Bilig, D., b. 3245. Ayrıca bk. Kutadgu Bilig, D., b. 3248, 5099, 5729, 5730, 6102. 232 Tirmizî, Sünen-i Tirmizî Tercemesi, haz. Abdullah Parlıyan, C. 2, Konya 2004, s. 343;Sofuoğlu,

a.g.m., s. 130.

233 Kutadgu Bilig, D., b. 473.

234 İmâm Nevevî, Riyâzü’s-Sâlihîn, terc. ve şerh Yaşar Kandemir, İsmail Lütfi Çalışkan, Raşit Küçük,

C. 7, İstanbul 2017, s. 421; Sofuoğlu, a.g.m., s. 131.

235 Kutadgu Bilig, D., b. 817-818.

236 Sünen-i Tirmizî, C. 2, s. 270; Riyâzü’s-Sâlihîn, C. 7, s. 573-574; Sofuoğlu, a.g.m., s. 132. 237 Kutadgu Bilig, D., b. 862.

238 Ebû Abdillah Muhammed ibn İsmâîl el-Buhârî, Sahîh-i Buhârî, çev. Mehmed Sofuoğlu, C. 12,

İstanbul 1988, s. 5686; Sofuoğlu, a.g.m., s. 133.

239 Kutadgu Bilig, D., b. 1107.

240 İmâm Gazâli, İhyâu ‘Ulûmi’d-din Tercümesi, çev. Ahmed Serdaroğlu, C. 2, İstanbul 1975, s. 43; Sünen-i Tirmizî, C. 1, s. 190; Ali Himmet Berki, 250 Hadîs Terceme ve İzahı, Ankara 1983, s. 63-64.

davran”241 ve “Din işinden başka işlerde acele etme; insan acele işin faydasını görmez”242.

Kişinin dostu yolunda olduğu ve Allah katında hayırlı olan arkadaşın, arkadaşına hayrı dokunan olduğuna dair hadis bulunmaktadır243. “Eğer iyiye kötü biri arkadaş olursa, onun tabiati de, arkadaşınınki gibi, kötü olur. Kötü de iyi ile düşüp-kalkarsa, bütün iyiliklere ulaşmak için, bir meşale bulmuş olur”244.

Dünyanın ahiret için bir hazırlık yeri olduğuna dair hadise245 benzer beyitler: “Bu dünya bir tarladır, burada bugün ne ekilirse yarın o biçilir”246 ve “Ey hükümdar, bu dünya tarladır; bu el buraya ne ekerse, orada onu biçer”247.

Bir kadınla onun dört hal ve sıfatı için evlenilmelidir. Bunlar mal-mülk, soy, güzellik ve dindarlıktır. Ancak evlenirken dindar olan seçilmelidir. Dindar kadında diğer özellikler zaten bulunmaktadır248. Bu hadisle aynı doğrultudaki beyitler: “Evlenmek isteyen kimseler şu dört nevi kadın ile evlenirler, ey erkeklerin ileri gelenleri. Biri zengin kadın ile evlenmek ister; biri güzel olmasını ister ve ona göz diker. Bir başkası soyu-sopunun asîl olmasını ister ve bu asâlet pâayesi ile iftihar eder. Başka biri de çok takvâ sâhibi olmasını arzular; onu bulunca, kendisini ona derhâl kaptırır... Ey hakîm insan, takvâ sâhibi olan kadın iste; takvâ sâhibi biri bulunursa her dört şey onda birleşmiş olur”249.

Gençlerin en hayırlısı yaşlılara benzeyen, yaşlıların en hayırlısı ise gençlere özenmeyen, yaşına göre davranandır250. Kutadgu Bilig’de bu hadis şu şekilde karşımıza çıkmaktadır: “Tavır ve hareketleri ihtiyarlara benzer; fakat dikkat edilirse,

yaşı gençtir; ister hükümdarın has müşâviri, ister en âdî bir köle olsun, onu iştiyakla ararlar”251, “İhtiyarlıkta yapılacak işleri gençken yapmağa çalış; insan

241 Kutadgu Bilig, D., b. 1999. 242 Kutadgu Bilig, D., b. 5217. 243 Sünen-i Tirmizî, C. 3, s. 262.

244 Kutadgu Bilig, D., b. 884-885. Ayrıca bk. Kutadgu Bilig, D., b. 877, 886, 935-936, 3405. 245 Aclûnî’den naklen Keşfu’l Hafâ, Ramazan Altıntaş, “İslâmî Anlayışa Göre ‘el-Hayâtü’d-Dünyâ’

Kavramını Yorumlama Biçimleri”, C.Ü. İlahiyat Fakültesi Dergisi, C. VII, S. 1, Sivas 2003, s. 142; Berki, a.g.e., s. 156; Mehmet Kara, a.g.e., s. 69-70.

246 Kutadgu Bilig, D., b. 4733.

247 Kutadgu Bilig, D., b. 5248. Ayrıca bk. Kutadgu Bilig, D., b. 1147, 3657, 3662. 248 Riyâzü’s-Sâlihîn, C. 2, s. 701.

249 Kutadgu Bilig, D., b. 4486-4490, 4502; Mehmet Kara, a.g.e., s. 74-75.

250 Nûreddîn el-Heysemî, Mecmau’z-Zevâid ve Menbau’l Fevâid, çev. Zekeriya Yıldız, C. 18, İstanbul

2015, s. 96; Berki, a.g.e., s. 58.

ihtiyarlayınca, kuvveti kalmaz ve bunlar yapılamaz”252, “İhtiyarlamış bir kimsenin vaktini heder ederek, gençken yapılması ‘icâp eden şeyler ile uğraşması ne kadar yakışıksız olur”253 ve “Şunu açık olarak bil ki, ihtiyarladığı hâlde, nefsine uyarak, onun peşinde koşan kimse de insanların talihsizidir”254.

Gerçek zenginliğin para ile değil gönül zenginliği olduğuna dair: “Tam mânası

ile zengin olmak istersen, hiç şüphesiz, gönül zenginliği dile, ey şanlı yiğit”255. Günahlara hastalıkların kefaret olacağı hadisine256 benzer beyitler: “Gönlüne fenâ şeyler getirme, böyle şeyler söyleme; ağrı ve hastalık günahlara kefaret olur”257 ve “İnsan hastalanırsa, onun bütün günahları dökülür; ey kahraman, günah

dökülünce, insan kurtulur”258.

“Âdemoğlunun iki vadi dolusu malı olsa üçüncüsünü ister. Âdemoğlunun (muhteris) gönlünü topraktan başka bir şey dolduramaz. Şu kadar ki (ihtirastan nefret edip) tevbe eden kişinin tevbesini Allah kabul eder”259 hadisi ile ilgili beyitler: “Bu dünya malı acı su gibidir; insan ne kadar içerse-içsin, kanmaz; onun dili bile ıslanmaz”260, “Bu dünya malı acı su gibidir; insan ne kadar içse, kanmaz; damağı bile nemlenmez”261, “Aç gözlüye bütün bu dünya malı az gelir; olana kanâat eden kimsenin ömrü saâdet içinde geçer”262.

“İlmin kaldırılması, bilgisizliğin kökleşmesi, şarabın içilmesi, zinanın çoğalması kıyamet alametlerindendir”263 hadisi Kutadgu Bilig’de şöyle yer almaktadır: “Bilgili hakir oldu, bir tarafa sinip kalıyor; akıllı dilsiz oldu, ağzını

açmıyor”264, “Şarap ile yüzlerini yıkayan ve ibâdeti bırakanlar şimdi yiğit sayılıyor ve istediklerini yapıyorlar. Fesat ve fısk yapanlar merd sayıldı; şarap içmeyen

252 Kutadgu Bilig, D., b. 4692. 253 Kutadgu Bilig, D., b. 4696. 254 Kutadgu Bilig, D., b. 4709.

255 Sünen-i Tirmizî, C. 2, s. 261; Kutadgu Bilig, D., b. 2618. 256 Riyâzü’s-Sâlihîn, C. 7, s. 325.

257 Kutadgu Bilig, D., b. 5979. 258 Kutadgu Bilig, D., b. 5982.

259 Sünen-i Tirmizî, C. 2, s. 254; Müslim, Sahîh-i Müslim ve Tercemesi, çev. Mehmed Sofuoğlu, C. 3,

İstanbul 1988, s. 237; Mehmet Kara, a.g.e., s. 84.

260 Kutadgu Bilig, D., b. 1408. 261 Kutadgu Bilig, D., b. 3625.

262 Kutadgu Bilig, D., b. 5389. Ayrıca bk. Kutadgu Bilig, D., b. 2001, 2003, 2004, 2615, 2616, 3626,

5386, 5389, 5429, 5431.

263 Ebû Abdullah Muhammed ibn İsmâîl el-Buhârî, Sahîh-i Buhârî ve Tercemesi, çev. Mehmed

Sofuoğlu, C. 1, İstanbul 1987, s. 240; Mehmet Kara, a.g.e., s. 89.

kimseler hasis sayıldı”265, “Küçüklerde terbiye, büyüklerde bilgi yok; kaba insanlar çoğaldı, nâzik insanlar ortadan kalktı”266, “Bilgili sözünü dos-doğru söyleyemez oldu; kadınlardan hayâ gitti, yüzlerini örtmezler”267 ve “Bunlar hep kıyamet gününün alâmetidir; alâmeti görünürse, gelecek olan gelir”268.

Merhamet etmeyene merhamet edilmez269: “Bütün halka içten gelen bir merhamet göster; dâimâ iyilik yap ve kendin iyilik bul”270 ve “Bunların işlerini hallederken, merhametli davran; böylelikle bütün bu insanlar sana yakın olurlar”271. Farz ibadetlerden sonra Allah katında en sevilen amellerden birisi de Müslüman kardeşini sevindirmek, korumak ve onun bir sıkıntısını gidermektir272. Bu, eserde “Sen Tanrının rızasını elde etmek istersen, müsliimanların memnûn

olmasını dile; sözü fazla uzatma”273 şeklinde geçmektedir.“Müslüman, Müslüman’ın din kardeşidir. Ona haksızlık edip zulmetmez. Müslüman, Müslüman’ı tehlikelerde de terk etmez. Her kim Müslüman kardeşinin bir ihtiyacını giderirse: Allah’ta onun bir sıkıntısını giderir. Her kim de bir Müslüman’ın bir sıkıntısını kurtarır. Her kim dünyada, bir Müslüman’ın bir sıkıntısını kaldırırsa Allah’ta onun kıyamette bir sıkıntısını kurtarır. Her kim dünyada bir Müslüman’ın ayıp ve hatasını örterse Allah’ta onun bir hata ve kusurunu kıyamette örter, görmezden gelir”274. Bu doğrultudaki beyitler: “Müslüman müslümana kardeştir ve onlar birbirlerini ziyâret

ederler, ey gönülü gönlüme uygun insan”275 ve “Müslüman müslüman ile kardeştir; kardeşe karşı düşmanca davranma, onlar ile her vakit iyi geçin”276.

Ölüm, Yusuf Has Hâcib’in eserde üzerinde durduğu konulardan biridir. Ölümü düşünerek yaşamanın ve ölümün hayatın tadını kaçıran bir şey oluşunu hatırlayın hadisine277 benzer beyitlerde eserde böylece yer almıştır. “Dünyada ölümden daha

265 Kutadgu Bilig, D., b. 6454-6455. 266 Kutadgu Bilig, D., b. 6469. 267 Kutadgu Bilig, D., b. 6474. 268 Kutadgu Bilig, D., b. 6493. 269 Sünen-i Tirmizî, C. 2, s. 150. 270 Kutadgu Bilig, D., b. 2160. 271 Kutadgu Bilig, D., b. 4473.

272 Sünen-i Tirmizî, C. 2, s. 152; Berki, a.g.e., s. 14. 273 Kutadgu Bilig, D., b. 3250.

274 Sünen-i Tirmizî, C. 2, s. 29. 275 Kutadgu Bilig, D., b. 4991. 276 Kutadgu Bilig, D., b. 5490.

ağır ne var; ölümü düşünürsen, bütün zevkler kaybolur, gider”278, “Ölüm gelmeden, sen ölüme hazırlan; hayatta iken, Tanrının emirlerini yerine getir; ibâdette kusur etme”279, “Ölümün sırası nöbetle gelir; ölüme her an kendini hazır bulundur”280, “Ölüm gelmeden Allaha yönel, kendini topla; ölüm yakalayınca, peşimanlık fayda etmez. Ölümü unutma, tövbeye hazırlan; gâfil olma, ölüm gelir ve yakana yapışır”281, “Ölüyorum, peşimanlıktan iki gözüm iki çeşme oldu; bu ölüm tatlıları tatsızlaştırıyor”282 ve “Her kes için bu ölümün geleceği bir gün vardır; o Öldü, şimdi de sen ölüme hazırlan”283.

Yemeğe besmele ile başlamak, kendi önünden ve sağ elle yemek gerektiğine dair hadise284 benzer beyitler: “Yemeği sağ elin ile ye; ey hakîm insan, yemeğe besmele ile başla. Başkalarının önündeki yemeğe el uzatma; ey temiz kalpli insan, kendi önündeki yemeği ye”285 ve “Yemeğe sağ elini besmele ile uzat; böylece yemeğin bereketi artar, sen de zengin olursun. Başkasının önündeki lokmalara dokunma; kendi önünde ne varsa, onu al ve ye”286.

Eserde manasını hem ayetlerden hem de hadislerden alan beyitlerde bulunmaktadır. Akraba ziyareti ve akrabalık bağlarının güçlü tutulmasına dair287: “Kardeş ve akrabaya yakınlık göster; güler yüzle büyüğün ve küçüğün gönlünü al”288, “Akraba ve kardeşler ile barışmak, eş ve dostlar ile kaynaşmak lâzımdır289 ve “Akrabaların birbirine candan yakınlık ve samimiyet göstermeleri ne güzel

şeydir”290.

Kibre dair291: “Alçak gönüllü insan ne kadar iyi ve güzel olur; onun işi dâimâ yolunda gider. Büyüklük taslayan, kibirli ve küstah adam tatsız ve sevimsiz olur;

278 Kutadgu Bilig, D., b. 1139. 279 Kutadgu Bilig, D., b. 1370. 280 Kutadgu Bilig, D., b. 1476. 281 Kutadgu Bilig, D., b. 5714-5715. 282 Kutadgu Bilig, D., b. 6178. 283 Kutadgu Bilig, D., b. 6294. 284 Sünen-i Tirmizî, C. 2, s. 134, 136. 285 Kutadgu Bilig, D., b. 4129-4130 286 Kutadgu Bilig, D., b. 4597-4598.

287 Kur’ân-ı Kerîm, Nisâ, 4/1, 36; Şûrâ, 42/23; Sünen-i Tirmizî, C. 2, s. 147; Mehmet Kara, a.g.e., s.

104.

288 Kutadgu Bilig, D., b. 1327. 289 Kutadgu Bilig, D., b. 3209. 290 Kutadgu Bilig, D., b. 3297.

291 Kur’ân-ı Kerîm, Nisâ, 4/36; Mâide, 5/54; A’râf, 7/146; Nahl, 16/23; İsrâ 17/37; Lokmân, 31/18;

kibirli insanın itibârı günden-güne azalır”292, “Gurûr faydasızdır, o insanları kendinden soğutur; alçak gönüllülük insanı yükseltir”293 ve “Alçak gönüllü insan uzun müddet itibarda kalır; haşin ve kibirli insanlar büyüklüğe ulaşamazlar”294.

Yemek yeme adabına dair295: “Yemeği sağ elin ile ye; ey hakîm insan, yemeğe besmele ile başla. Başkalarının önündeki yemeğe el uzatma; ey temiz kalpli insan, kendi önündeki yemeği ye”296 ve “Yemeğe sağ elini besmele ile uzat; böylece yemeğin bereketi artar, sen de zengin olursun. Başkasının önündeki lokmalara dokunma; kendi önünde ne varsa, onu al ve ye”297.

İnsanın aciz ve zayıf oluşuna dair298: “Ağır hastalık geldi; onu tutup, yere vurdu; acılar içinde inleyerek, yatağa düştü”299, “Bu insan oğlu ne kadar âcizdir; ömrünü dilediği gibi geçiremez”300, “Dikkat edersen, insan ne kadar âciz bir mahlûktur; yürürken, yere serilir ve sesi kesilir”301, “İnsan oğlu ne kadar zavallıdır, o bütün gün toplar, fakat yiyecek bir şey bulamaz”302, “Ey ebedî ve ganî Tanrım, doğrusunu söylüyorum, benim bu âciz varlığım sana nasıl lâyıkı ile kulluk edebilir”303, “İnsan oğlu, dikkat edersen, ne kadar zayıf bir mahlûktur; sevinci az ve her şey onun için bir kaygı kaynağıdır”304.

Allah’ın istediğini yücelttiğine dair305: “Tanrı kime inayet eder ve kısmet verirse, o dileğine kavuşur, şöhret sâhibi olur”306, “Tanrı kulunu fazıl ve inâyeti ile yükseltir; ona bilgi kapısı açılır ve isteği rast gider”307 ve “Tanrı izzet verirse, bunun sonu yoktur; bol rahmet içinde râhat yaşarsın”308.

292 Kutadgu Bilig, D., b. 1705-1706. 293 Kutadgu Bilig, D., b. 2120. 294 Kutadgu Bilig, D., b. 2233.

295 Kur’ân-ı Kerîm, Mâide, 5/4; A’râf, 7/31; Enfâl, 8/69; Sünen-i Tirmizî, C. 2, s. 134, 136; Alıcı,

a.g.t., s. 61.

296 Kutadgu Bilig, D., b. 4129-4130. 297 Kutadgu Bilig, D., b. 4597-4598.

298 Kur’ân-ı Kerîm, Nisâ, 4/28; Alıcı, a.g.t., s. 62. Riyâzü’s-Sâlihîn’de insanın acizliği için bir onun bir

arpa tanesini dahi yoktan var edemeyeciği ifadesi yer almaktadır (Riyâzü’s-Sâlihîn, C. 7, s. 228).

299 Kutadgu Bilig, D., b. 1056. 300 Kutadgu Bilig, D., b. 1122. 301 Kutadgu Bilig, D., b. 1528. 302 Kutadgu Bilig, D., b. 1732. 303 Kutadgu Bilig, D., b. 3055. 304 Kutadgu Bilig, D., b. 6199.

305 Kur’ân-ı Kerîm, Âl-i İmrân, 3/26; Sebe’, 34/36; Riyâzü’s-Sâlihîn, C. 1, s. 744; Berki, a.g.e., s. 22. 306 Kutadgu Bilig, D., b. 1797.

307 Kutadgu Bilig, D., b. 1813.

Kişiye fayda vermeyen şeylerin terk edilmesine dair309: “Benim artık faydasız şeyleri bırakmam ve gönlümü mâsivadan temizlemem lâzımdır”310.

Farz namazların cemaat ile kılınmasına dair311: “Farz namazlarını cemâat ile kıl, fakirler haccı olan cuma namazlarını edâ et”312.

İçkinin haram oluşuna dair313: “Şarap içme, fesâda karışma, uzak dur; zina yapma, fisk ve fücur ile kara yüzlü olma”314, “Şarap içme, zina etme, kendini koru; ikisi de insana yoksulluk elbisesini giydirir”315.

Helal ve haramın ayırt edilmesine dair316: “Helâl ve harâmı iyice ayırt etmeli; yarayan ve yaramayanı iyice seçebilmelidir”317 ve “Helâl için hesap, harâm için ceza vardır; eger şüpheli ise, bundan da çok sakın”318.

Karar verirken istişare etmeye dair319: “Sonra başkaları ile meşveret et, her sözünü danış; fakat içine sinmezse, o işten kendini uzak tut”320, “Dinle, Tanrıdan insanlara haber getiren nebî ne der: her yapılacak işe meşveret ile çâre bulunur”321 ve “Her hangi bir işe girişmek istersen, önce istişâre et; dilek ve arzularını iştişâre

ile yerine getir”322.

Verilen sözde durulmasına dair323: “Bak, şu bir kaç şey insan için kötüdür; insan bunları bilirse, kendisini korumuş olur. Bunlardan biri - yalan söylemektir; İkincisi - verilen sözden dönmektir”324 ve “...insan sözünden dönerse, saâdet de ona

309 Kur’ân-ı Kerîm, Mü’minûn, 23/3; Kasas, 28/55; Sünen-i Tirmizî, C. 2, s. 250; Berki, a.g.e., s. 182;

Mehmet Kara, a.g.e., s. 110.

310 Kutadgu Bilig, D., b. 5646.

311 Kur’ân-ı Kerîm, Ankebût, 29/45; Cum’a, 62/9; Riyâzü’s-Sâlihîn, C. 5, 214; Alıcı, a.g.t., s. 72. 312 Kutadgu Bilig, D., b. 3239.

313 Kur’ân-ı Kerîm, Bakara, 2/219; Mâide, 5/90-91; Sünen-i Tirmizî, C. 2, s. 138-139. 314 Kutadgu Bilig, D., b. 1334.

315 Kutadgu Bilig, D., b. 1337. Ayrıca bk. Kutadgu Bilig, D., b. 1338, 1434, 2097, 2102, 2103, 2096,

2655, 5263.

316 Kur’ân-ı Kerîm, Bakara, 2/168; Mâide, 5/88; En’âm, 6/119; Nahl, 16/114; Sahîh-i Müslim, s. 455-

456; Mehmet Kara, a.g.e., s. 113-114.

317 Kutadgu Bilig, D., b. 2752. 318 Kutadgu Bilig, D., b. 3547.

319 Kur’ân-ı Kerîm, Âl-i İmrân, 3/159; Neml, 27/32; Şûrâ, 42/38; Sünen-i Tirmizî, C. 2, s. 106. 320 Kutadgu Bilig, D., b. 3689.

321 Kutadgu Bilig, D., b. 5651. 322 Kutadgu Bilig, D., b. 5660.

323 Kur’ân-ı Kerîm, Âl-i İmrân, 3/76; Mâide, 5/1; Tevbe, 9/7; Nahl, 16/91; İsrâ, 17/34; Hac, 22/30;

Mü’minûn, 23/8; Saf, 61/2-3; Sünen-i Tirmizî, C. 2, s. 329; Berki, a.g.e., s. 6.

yüz çevirir, ondan kaçar. Yalancı - insanların kötüsüdür; kötülerin kötüsü ise, verdiği sözünden dönen kimsedir”325.

İyiliğe dair326: “Eğer kendin iyilik bulmak istiyorsan, yürü, İyilik et; başka söze ne hâcet”327, “dâimâ iyilik et; o senden ayrılmayan bir arkadaşın olsun328”, “Başkasının zararını isteme, kendin de zarar verme; hep iyilik yap, kendi hava ve hevesine hâkim ol”329.

Ölüme dair330: “Dinle, insanların iyisi ne der; yürüyen ve nefes alanların hepsi sonunda ölecektir”331, “Bu hayat tatlı idi, ölüm acıdır; ölüm yakaladı, bundan kaçış yolu nerede”332, “Doğan her canlıyı ölecek bil; ölmek için doğanlardan diri kalan hani, kim var”333, “Ey oğul, anla - dedi - ölümü unutma, onu dâima düşün ve uyanık bulun”334 ve “Bu sayısız mahlûkları ölüm için yarattı; diri olan her şey ölecektir; yalnız kendisi için ölüm yoktur”335.

Kendine yapılan kötülüğü affetme ve ona karşı iyilik yapmaya dair336: “Kaba söze yumuşak cevap vermeli ve acı sözlere de tatlı sözle mukabele etmelidir. Başkalarının yükünü yüklenmeli, fakat onlara yük yüklememeli; cefâ edenlere karşı, ses çıkarmadan, vefâ göstermelidir”337.

Acele etmek ve sakin kalmaya dair338: “Her işte sükûneti tercih et; yalnız ibâdette acele et, çabuk davran”339, “Din işinden başka işlerde acele etme; insan

325 Kutadgu Bilig, D., b. 5076-5077.

326 Kur’ân-ı Kerîm, Bakara, 2/195, 215; Âl-i İmrân, 3/104, 172; Nahl, 16/90; Kehf, 18/30; Zilzâl,

99/7; Sahîh-i Müslim, s. 762; Alıcı, a.g.t., s. 76-79.

327 Kutadgu Bilig, D., b. 227. 328 Kutadgu Bilig, D., b. 914.

329 Kutadgu Bilig, D., b. 1315. Ayrıca bk. Kutadgu Bilig, D., b. 929, 1296, 1330, 1508, 5088, 5249,

5254, 5306, 5744.

330 Kur’ân-ı Kerîm, Âl-i İmrân, 3/185; Enbiyâ, 21/35; Ankebût, 29/57; Sünen-i Tirmizî, C. 2, s. 248,

Berki, a.g.e., s. 37.

331 Kutadgu Bilig, D., b. 233. 332 Kutadgu Bilig, D., b. 1170. 333 Kutadgu Bilig, D., b. 1201. 334 Kutadgu Bilig, D., b. 1273.

335 Kutadgu Bilig, D., b. 1347. Ayrıca bk. Kutadgu Bilig, D., b. 1371, 1472, 1540, 1541, 1790, 3621,

5607, 6073.

336 Kur’ân-ı Kerîm, Â’raf, 7/199; Hicr, 15/85; Fussilet, 41/34; Alıcı, a.g.t., s. 83-84. 337 Kutadgu Bilig, D., b. 3426-3427.

338 Kur’ân-ı Kerîm, Bakara, 2/148; Mü’minûn, 23/61; Berki, a.g.e., s. 83-84. Acele etmek Şeytandan

teenni (ağır olmak) ise Allah’tandır (İhyâu ‘Ulûmi’d-din, C. 2, s. 43).

acele işin faydasını görmez”340 ve “Hayatı aziz bil, ibâdete acele et; ölüm henüz yakalamadan, uyanık dur ve dikkatli ol”341.

Şükre dair342: “Ey nimet sâhibi olan muktedir kimse, şükür et; şükür edersen, Tanrı nimetini arttırır”343, “însan şükür ederse, nimetin biri on olur; biri on olur ve evi mal ile dolar”344, “Tanrıya şükür et, ibâdet kıl ve sevin; müsterih ol, bir az huzur ve rahat içinde yaşa”345.

Merhamete dair346: “Bütün halka içten gelen bir merhamet göster; dâimâ iyilik yap ve kendin iyilik bul”347, “Bunların işlerini hallederken, merhametli davran; böylelikle bütün bu insanlar sana yakın olurlar”348 ve “Hâlis gönül ve temiz kalple Tanrıya ibâdet kıl, halka merhamet ve şefkat göster”349.