• Sonuç bulunamadı

Bizans’ın batı komşuları olan Gotlar, Cermen asıllı bir halktır. Anavatanları Güney İskandinavya olarak bilinir. Fakat Gotlar yerleşik bir toplum olmadıkları için 2.

yüzyıl’da doğuya hareket ederek Karadeniz’in kuzeyinde Dinyester ve Don Nehirleri arasına geldiler. 238 yılından itibaren Gotlar Roma’nın Tuna eyaletini, Balkanları ve Anadolu’nun sahil şehirlerini yağmalamaya başladılar. 273 yılında Roma

impara-Bizansın doğu komşuları hakkında daha fazla bilgiyi Emeviler ve Abbasiler için bu kitabın 3. ünitesinde, Selçuklular için 5. ünitesinde ve Osmanlılar için 6.

ünitesinde bulabilirsiniz.

Bizans’ın kuzey komşularıyla ilgili ayrıntılı bilgileri ise Bizans ve Kuzeyli Türk Komşuları (4. - 14. yüzyıl) adlı 4. üniteden okuyabilirsiniz.

torluğu Tuna Nehrinin Orta ve Aşağı bölümünün kuzeyinde kalan toprakları Got-lara bıraktı. Bu tarihten sonra 4. yüzyıl boyunca Gotların Vizigot ve Ostrogot oGot-larak ikiye ayrıldıklarını ve batı yönüne hareket ettiğini görüyoruz. Batı Gotları olarak adlandırılan Vizigotlar ağırlıklı olarak Got soyundan gelmekle birlikte Balkanlarda-ki halklarla karışmış çok etnik yapılı bir halktır. Ostrogotlar ise Don Nehrinin aşağı bölümünde oturan ve Doğu Gotları olarak adlandırılan Gotları kapsar.

Vizigotlar, 4. yüzyılın sonunda Bizans’a karşı saldırı ve yağmalarda bulunarak 378 yılında İstanbul surlarının önünde görüldüler. Aynı yıl gerçekleşen Edirne sa-vaşında Bizans imparatoru Valens, Vizigotlar tarafından öldürülür. Bizans antlaş-ma yaparak onları Tuna eyaletine yerleştirdi. Bundan sonra Bizans ordusunda Got asıllı askerler ve generaller görülmeye başlandı. Bu yüzyılda Ulfilas adlı bir Got İncil’i Yunanca’dan Gotça’ya çevirir. Bunun sonucu olarak Gotlar arasında Arius mezhebi yayılır. Ancak İstanbul’un ileri gelenlerinin ve halkının Gotlar hakkın-daki şikâyetleri tarihi kayıtlara yansımıştır. Muhtemelen bunun bir sonucu olarak 12 Temmuz 400 tarihinde İstanbul’da Got askerlerine toplu bir katliam uygula-nır. Gotların Vizigot kolunu birleştirerek onların lideri olan Alarik, Tuna Nehri-nin güneyinde kalan topraklarla birlikte Makedonya ve Trakya’yı yağmaladıktan sonra İstanbul surlarına yaklaştı. Bunun üzerine Bizans Alarik’e ordu komutanı manasında magister militium unvanı vermiştir. Alarik geri çekilerek İtalya’ya yö-neldi. 401 yılında Alarik, Vizigotları İtalya’ya sevketti. Fakat Vandal lider Stiliho onu İtalya’dan uzaklaştırdı. 408 yılında Stiliho’nun ölümü üzerine tekrar İlirya böl-gesinden İtalya’ya yönelen Alarik, 410 yılının Ağustos ayında Roma’yı işgal etti ve yağmaladı. Tarihçi Jordanes’in ifadesine göre aynı yıl ölen Alarik, güney İtalya’da bulunan Busento ırmağının altına hazinesiyle birlikte gömüldü. 5. yüzyılın başın-da Roma şehrinin yağmalanmasınbaşın-dan sonra Batı Roma imparatorluğu toprakları üzerinde Cermen krallıkları oluşmaya başladı. 412 yılından sonra Güney Galya’ya geçen Vizigotlar, 418 senesinde Tulus şehrinde kendi devletlerini kurdular. 416 yılında Vizigotlar, Güney İspanya’ya gittiler ve burada karşılaştıkları Vandal ve Alanları yendiler. Batıda kurulan Vizigot ve Ostrogot krallıkları resmen tanınmasa da Bizans tarafından kabullenildi. 6. yüzyılda I. Iustinianos (527-565) döneminde İtalya ve İspanya’nın güney bölümü tekrar Bizans’ın hâkimiyetine geçince Gotlar İtalya’ya yönelen Lombardlara karşı Bizans’ın müttefiki haline geldiler ve zaman içinde eriyip kayboldular.

Karadeniz’in kuzeyinde Don Nehri civarında yaşayan Ostrogotlar 375 yılın-da bölgeye göç eden Hunların tazyiki ile Panonya bölgesine gelmişler ve burayılın-da 454 yılına kadar kalmışlardır. 5. yüzyılda liderleri Teodorik önderliğinde büyük bir Ostrogot birliği oluştururlar. Bu sırada İtalya’da imparator Romolus’a karşı isyan eden Cermen birliklerinin başına geçen general Odovakar devlet otori-tesini hiçe sayar. Bizans imparatoru Zenon (474-475), Teodorik komutasındaki Ostrogotları, Odovakar’ı yok etmek üzere İtalya’ya sevkeder. Teodorik, 17 yıl sü-ren bir mücadeleden sonra Odovakar’ı yener ve İtalya’ya hâkim olur. Bizans adı-na İtalya’nın idaresini üstlenir. Teodorik halkını Roma ilkelerine uygun olarak İtalya’ya iskân eder ve Revena’yı kendisine başkent yapar. Arius mezhebine men-sup olmasına rağmen Papa ile iyi ilişkiler kurar. İtalya’yı öldüğü 526 yılına kadar yönetir. I. Iustinianos’un meşhur generali Belisarios’un 535 yılında İtalya’yı tek-rar Bizans’a bağlamak için açtığı savaşa karşı Ostrogotlar 20 yıl savaştı. Ancak 555 yılında Ostrogotlar, Bizans hâkimiyetini tanıdılar ve 568 yılında İtalya’nın Po vadisine giren Lombardların arasında eridiler. (The Oxford Dictionary of Byzantium, 1991, s. 862).

Vandallar

Vandallar, Cermen kökenli halklardan birisidir Vandallar tarihçiler tarafından ilk defa Alan ve Süev ittifakı ile birlikte Ren nehrini geçerek üç yıl boyunca Galya’nın yağmalanması olayında kaydedilirler. 409 yılında İspanya’ya girmişler ve buraya yerleşmeden önce İspanya’nın batısını ve güneyini yağmalamışlardır. Vandallar 429 yılında Alanlarla birlikte İspanya’dan Afrika’ya geçmişler ve Kartaca şehrine hâkim olmuşlardır. Vandallar kurdukları donanma ile Akdeniz’de etkili olmaya başlar ve Sardunya ile Sicilya adalarını kontrol altına alırlar. Vandal donanması Bizans’ın Ak-deniz topraklarına sık sık saldırılarda bulunur. 455 yılında Roma şehri de Vandal-lar tarafından yağmalanır. BizanslıVandal-lar, VandalVandal-ları Afrika’dan çıkartmaya 465 ve 470 yıllarında iki kez teşebbüs ederler ancak başarılı olamazlar. Bunun üzerine Bizans, anlaşma yoluyla Afrika’nın kontrolünü Vandallara bırakır. 439 yılında Kartaca’nın Vandalların eline geçmesinden 533 yılına kadar Afrika’da Vandal krallığı kurulur.

Vandallar da Hıristiyanlığın Arius mezhebine dâhildiler. 533 yılında son Vandal kralı öldüğü zaman kimin kral olacağı konusunda istikrarsızlık yaşanır. Vandal kral-lığı içinde yaşayan Romalı nüfusun Ariusçu Vandallardan zulüm görmesini bahane eden Bizans imparatoru Iustinianos, Belissarios komutasında bir orduyu Kartaca’ya gönderir. Vandal ordusu yenilir, Kartaca alınır ve Vandallar tarih sahnesinden van-dalizm tabirini bırakarak çekilir.

Lombardlar

Lombardlar, Batı Cermen halklarından birisidir. 6. yüzyılın başında Panonya böl-gesini işgal etmişlerdir. Lombard lideri Audoin, 540 yılında imparator Iustinianos ile ittifak kurar. Iustinianos’un generali Narsis’in emrine 552 yılında 5500 Lom-bard askeri verilir. 568 yılında Avarların Panonya bölgesine baskıları nedeniyle Alboin liderliğindeki Lombardlar, İtalya’ya hareket ederek buraya kısa sürede yer-leşirler. 605 yılında Bizans, Lombardlarla barış anlaşması yapmak zorunda kalır.

Ancak İtalya’ya yerleşen Lombardlar buradaki kültürden etkilenmeye başlar. Ost-rogotlara da başkentlik yapmış olan Revena’yı 751 yılında ele geçirerek kendile-rine başkent yaparlar. Bu durum Papa ile aralarının açılmasına neden olur. Papa, Lombardlara karşı Frankları desteklemeye başlar. Frank kralı Şarlman, 774 yılın-da Lombardları Frank hâkimiyeti altına alır (The Oxford Dictionary of Byzanti-um, 1991, s. 1249).

Franklar

Franklar, Cermen halklarından birisidir. 3. yüzyılda Ren Nehrinin aşağı bölgesinde yerleşmişlerdir. Bu yüzyılda Frankların Roma ordusu içinde görev aldıkları bilin-mektedir. Franklar, 6. yüzyılın başında Clovis’in önderliğinde birleşmişlerdir. Clo-vis, Frank hâkimiyetini Galya’ya kadar genişletir. CloClo-vis, Hıristiyanlığın Ortodoks mezhebini benimser. Bu durum Arius mezhebini benimseyen Vizigotlara karşı Bi-zans dünyasının zaferi olarak algılanır. Çünkü Frankların Ortodoksluk mezhebine geçmesi Bizans’ın Arius mezhebinde olan Vizigot, Ostrogot, Vandal ve daha sonra da Lombardlar için yeni bir müttefik bulması manasına geliyordu. Bizans ile Frank-lar arasındaki ilişkiler, İtalya’daki mücadeleler ve Bizans’ın kontrolünden çıkmak isteyen Papalık yüzünden gerginleşir. 800 yılında Papa, Şarlman’a Roma-Cermen imparatoru olarak taç giydirir. Bizans bu olayı iktidarına bir ortak oluşturma gi-rişimi olarak değerlendirir. Şarlman, Aşağı Tuna’dan Bizans topraklarına inen ve oradan da Orta Avrupa’ya yönelen Avarları yenmeyi başarır. 9. yüzyıl’da Frank im-paratorluğu çökmeye başlar. 843 tarihli Verdun antlaşmasıyla imparatorluk üç’e

ay-rılır. Müslüman Arapların Sicilya ve İtalya’ya akınları Frank kralı II. Louis ile Bizans imparatoru I. Vasil’i ittifak kurmaya zorlar. 10. yüzyılda Roma - Cermen imparator-luğunun ağırlığını Almanlar oluşturmaya başlar. Bunun üzerine Franklar, Fransa krallığı oluştururlar (The Oxford Dictionary of Byzantium, 1991, s. 803).

Normanlar

Kuzeyli adam manasına gelen Normanlar, Bizans’ta Viking, Varang, Rus ve Frank adlarıyla da isimlendirilmişlerdir. 9. yüzyıldan 11. yüzyıla kadar Normanlar, İzlanda’dan Kiev’e kadar geniş bir araziyi yağmalar ve bir kısmı da buralara yer-leşir. Normanlar 860 yılında İtalya’nın Pisa şehrini yağmalar. 990 ila 1017 yılla-rı arasında Normanlar, Kuzey İtalya’yı işgal etmişlerdir. Bunu yapmadan önce Normanlar, Bizans’ın ve Lombardların paralı askerleri olarak Güney İtalya’ya gelmişlerdir. Normanlar 1040 ila 1071 yılları arasında Bizans’ın İtalya’daki tema-larını işgal eder. 1072 yılında Normanlar, Sicilya’nın işgalini tamamlar. Bizans’ın Malazgirt’le doğuda aldığı yenilginin bir benzerini Normanlar Bizans’a Sicilya’da yaşatırlar. Sicilya’da 1072 yılından 1194 yılına kadar devam edecek devletlerini kurarlar. 10. yüzyılda toplumunun büyük bir bölümü hala köylü olan Normanlar, 11. yüzyılda şövalyelik gibi askeri tekniklerle tanıştılar. Normanlar, devletlerini kurduktan sonra Bizans’la yakın ilişki geliştirmek istediler. Devlet idaresinde eski Bizans memurlarından istifade ettiler. Pek çok Norman asilzadesi Bizans ordusu-na girerek hizmet verdi. 12. yüzyılda Bizans elit grubu içinde Norman kökenliler de yer aldı. Bununla birlikte Normanlar, Batı Balkanlarda Bizans’a karşı kendi ege-menliklerini kurmaya teşebbüs ettiler. 1107 yılında Draç’a saldırdılar. 12. yüzyılda Bizans’a karşı İstanbul’a bir donanma gönderdiler. II. Roger komutasındaki Nor-manlar 1147 - 48 yıllarında Mora ve kıta Yunanistan’ını yağmaladılar. Pek çok Bi-zanslı ipek dokumacısını Sicilya’ya götürdüler. 1185 yılında Normanlar, Selanik’i işgal ettiler. Ancak kısa bir süre sonra şehri kaybettiler. I. Haçlı seferi sırasında oluşturulan Antakya prensliğinin oluşumunda Normanlar önemli rol oynadılar.

1194 yılında Sicilya’daki Norman krallığı, hanedanın soyu devam edemediğinden ortadan kalktı (The Oxford Dictionary of Byzantium, 1991, s. 1193 - 94).

Varanglar

Varang kelimesi 11. yüzyılın sonundan itibaren Bizans’ın ordusunda yer alan Vi-kingliler ve kuzeyden gelenler için kullanılmıştır. Varang kelimesi aynı zamanda yine Bizans ordusunda görev yapan Anglo - Saksonları da ifade etmektedir. Bu ta-bire ilk defa Bizans kaynaklarında 1034 yılında rastlanır. İskandinavyalılar, Rusya yoluyla Bizans’ta çalışmak için 10. yüzyıldan itibaren İstanbul’a gelmeye başlarlar.

Silah olarak taşıdıkları baltalarından dolayı baltacılar olarak anılmaktaydılar. 11. ve 12. yüzyıllar boyunca Varanglar, Komninos hanedanına Mangana ve Vlaherna sa-raylarının muhafız askerleri olarak hizmet ettiler. Aynı zamanda ordunun düzenle-diği seferlere de katıldılar. Varanglar, kuzeyli görünümleri, silahları, katı disiplinleri ve kıyafetleri ile Bizanslıların ve yabancıların dikkatini çekmişlerdir. Varangların Meryem adına inşa edilmiş İstanbul’da, Girit’te ve Taranto’da kiliseleri vardı.

Venedik

25 Mart 421 yılında Adriyatik Denizinin kuzey uç noktasında kurulan Venedik, İtal-ya 9. yüzyıla kadar, Got, Lombard ve Frank işgali görmesine rağmen Bizans’a bağlı olarak kaldı. 888 - 920 yılları arasında Venedik Doçu olan Peter Tribuno döneminde Bizans’tan ayrılan Venedik, cumhuriyet idaresi kurdu. Kısa zamanda Venedik deniz

gücü oluşturur. Adriyatik denizinde Müslüman Araplara karşı mücadele verir. Ve-nedik gemileri, 960 yılında yasaklanıncaya kadar İstanbul’a köle sattılar. 1082 yılında Aleksios Komninos, Venediklilere bazı ticari imtiyazlar verdi. Bundan sonra Bizans ticaretinin büyük bir kısmı Venedikliler tarafından gerçekleştirilmeye başlandı. 1204 yılında İstanbul’un işgali ile sonuçlanan IV. Haçlı seferine öncülük yapan Venedik, eski Bizans toprakları olan İstanbul, Adalar ve Mora’da pek çok yeni Latin devletinin oluşumuna katkı verdi. Bu durum İznik’e çekilmiş olan Bizanslılar arasında Venedik’e karşı husumet duygularının oluşmasına neden oldu. Son Bizans hanedanını çıkaran VIII. Mihail Paleologos, 1261 yılında İstanbul’u ele geçirmek için Venedik’in raki-bi Cenovalılarla işraki-birliği yaptı. 1261 - 1328 yılları arası Venedik - Bizans ilişkileri istikrarsız ve gergin bir şekilde gelişti. 1328’den sonra Bizans, Venedik ve Cenova arasında bir denge politikası izledi. Bizans imparatorlarından V. İoannis ve II. Ma-nuil Paleologos, Venedik taraftarı bir politika izler. 14. ve 15. yüzyıllarda Venedik İstanbul’da ve Karadeniz’de aktif bir ticaret gerçekleştirir. 1376 yılında Bozcaada’nın egemenliği için Venedik ve Ceneviz savaşır. Selanik’i kuşatan Osmanlılara direne-meyeceğini anlayan Bizans, şehri Venediklilere satar. II. Manuil ve VIII. İoannis ik-tidarları döneminde Venedik’i ziyaret ettiler. Günümüzde en zengin Bizans yazma-larının muhafaza edildiği Bibliotheca Marciana, Kardinal Bessarion’un 1468 yılında Venedik’e miras olarak bıraktığı eserlerden oluşmaktadır (The Oxford Dictionary of Byzantium, 1991, s. 2158-2159).

Ceneviz

İtalya’da bir liman kenti olarak kurulan Ceneviz, 539 yılında Bizans’ın eline geç-miştir. Ancak kısa bir süre sonra şehir Frankların ve 642 yılında da Lombard-ların işgaline maruz kalmıştır. 10. yüzyılda tekrar tarih sahnesine çıkan Cene-viz, 930 - 935 yılları arasındaki Müslüman Arap akınlarına karşı koymuş ve 11.

yüzyılda Sardunya’dan gelen Arapları yenilgiye uğratmıştır. Aynı yüzyılda güçlü donanmasıyla Ceneviz, Tunus’a saldırıda bulunur. Cenevizler I. Haçlı seferinde yer alırlar. 1155 tarihinde imparator I. Manuil Komninos, Cenevizlilere bazı ticari imtiyazlar verir. Ceneviz bu dönemde Venedik ve Pisa şehirleriyle rekabet halindedir. 1171’den sonra Ceneviz, Bizans nezdinde rakiplerine karşı üstün-lük sağlar. İstanbul’un 1204 yılında Latinlerce işgali üzerine Venedik’in üstü-ne odaklanan Bizans öfkesinden Ceüstü-neviz istifade eder. 1261 yılında Bizans’la Ceneviz ticari antlaşma imzalar. İstanbul’un 1261 yılında alınmasına Ceneviz yardım eder. Bunun karşılığı olarak Bizans’tan yeni ticari imtiyazlar elde eder.

İstanbul Pera, Sakız ve Kırım’da pek çok Ceneviz kolonisi oluşur. Cenevizliler, 14. ve 15. yüzyıl boyunca hem Osmanlılar hem de Bizans’la anlaşmalar yaparak ticari gelirini arttırmak için uğraşırlar (The Oxford Dictionary of Byzantium, 1991, s. 831).

Alanlar

Batıdaki varlıkları 1. yüzyıldan beri bilinen Alanlar kaynaklarda arlarında ant-laşma dili olarak Doğu İran lehçesini kullanan ve bir etnik unsur olmaktan ziyade bir arada bulunan savaşçı süvariler olarak tanımlanmaktadır. Bununla birlikte 471 yılında ölen konsül Flavius Ardaburius Aspar bir Alan olarak be-timlenmektedir. Coğrafi olarak, Kafkaslar, Balkanlar, Anadolu, Batı Avrupa ve Afrika’da yaşanan olaylarda bahsedilmektedirler. Alanlar 378 yılında Edirne

savaşında yeraldılar. Daha sonra İtalya, Galya ve Kuzey Afrika’ya yerleştirildi-ler. Bozkır ve Dağlı Alanlar olarak ikiye ayrılan Alanların ikinci grubu ağırlık-lı olarak Kuban ile Terek nehirleri arasındaki Alania olarak tanımlanan Kuzey Kafkasya’da yer alan bir bölgede yaşıyordu ve Hazar Devleti’ni oluşturan unsur-lar arasında yer aldıunsur-lar.

11 yüzyılda Alania’lı Maria olarak tanımlanan bir Bizans prensesine de rastla-nır. Alanlar 11. yüzyılda Bizans’a ücretli askerler olarak hizmet ettiler. 14. yüzyılın başında Bizans imparatoru II. Andronikos eşleri ve çocukları ile birlikte 10000 Alanı Türklerle mücadelede kullanmak üzere Anadolu’ya yerleştirdi. Ancak bun-da başarılı olamadı ve Alanlar 1305 yılınbun-da Anadolu ve Balkanları yağmalayan Katalan birliklerine katıldılar. Bununla birlikte imparatorluğun sonuna kadar üc-retli askerler arasında Alanlara rastlanmaktadır.

Bizans’ın Batı komşuları kimlerdir?

4

Özet

Bizans tarihine ait temel kavramları açıklayabi-lecek

Bizans tarihi anlatılırken yaklaşık bin yıldan fazla yaşamış olan devletin sakinleri Bizans, Rum, Grek, Hellas ve Yunan tabirleriyle ifade edilmektedir. Bu ifadeler arasında bazı farklı-lıklar söz konusudur. Bizans kelimesi devletin yaşadığı dönemde tüm imparatorluk tebaası için kullanılmamıştır. Bu tabir Bizans devleti yıkıldıktan sonra tarihçiler tarafından kullanı-lan bir sözcüktür. Bizim Bizanslı dediğimiz in-sanlar kendilerini Romalı (Romi) olarak isim-lendiriyorlardı. Bu kelime doğu kaynaklarında Rum olarak telaffuz edilmiştir. Grek kelimesi ise siyasi olarak Kutsal Roma - Cermen impa-ratoru Şarlman’ın 800 yılında kendisini Roma imparatoru ilan etmesinden sonra yoğun ola-rak kullanılmıştır. Şarlman’ın amacı Latinlerin hizmetkârı manasındaki Grek kelimesi ile bir-likte Rex- Graecorum yani Greklerin kralı un-vanını Bizans imparatoru için kullanarak onu aşağılamak ve kendi imparatorluğunu meşru-laştırmaktı. Hellas ise 1204 yılındaki IV. Haçlı seferi sonucunda İstanbul’u terk etmek zorunda kalan Bizanslıların İznik’te kendilerini Romalı olarak nitelendiren Katolik Latinlerden ayırmak için kullandıkları bir sözcüktür. Yunan kelimesi ise antik dönemde İonia bölgesinde yaşayanlarla ilk temasta bulunan Perslerin, onları kendi dille-rindeki ismilendirilmesidir.

Bizans Devleti’nin genel özelliklerini açıklayabile-cek

Aslında Roma imparatorluğunun devamı olan Bizans devletini ondan ayıran bazı özellikler vardır. Bu özellikler başta Yunanca olmak üzere Antik Yunan kültürünün korunması, Roma dev-let geleneğinin ve hukukunun benimsenmesi, Ortodoks Hıristiyanlığın resmi din olarak kabul edilmesi ve imparatorluk tarihi ile özdeşen baş-kent İstanbul’dur.

Bizans tarihinin dönemledirilmesi üzerine görüş-leri açıklayabileceksiniz

Bizans tarihinin dönemlendirilmesi konusunda tarihçiler arasında değişik görüşler mevcuttur.

Bu görüşler arasında hanedanlara göre tasnif, kronolojik tasnif ile sosyal ve kültürel olayla-ra göre tasnif en yaygın dönemlendirmelerdir.

Hanedanlara göre tasnifte Bizans tarihinde yer alan doksandan fazla imparator, 14 ana haneda-nı oluşturur. Kronolojik tasnife göre ise 284 ila 1453 tarihleri arasında 3 dönem vardır. 284-717 yılları arası erken Bizans dönemi, 717-1204 arası orta Bizans dönemi ve 1204-1453 seneleri arası geç Bizans dönemi olarak adlandırılır. Sosyal ve kültürel olaylara göre tasnifte ise geç Roma im-paratorluğu, karanlık çağ, gelişme, batılılaşma ve İznik imparatorluğu ile Boğazlar imparatorluğu adlı beş dönem yer alır.

Bizans ve komşularını tartışabilecek

Bizans’ın 4. ve 15. yüzyıllar arasında batı, doğu ve kuzey komşuları olarak olmuştur. Güney sınırını ise Akdeniz oluşturmuştur. Bizans’ın batı kom-şuları arasında Ostrogotlar, Vizigotlar, Vandal-lar, LombardVandal-lar, FrankVandal-lar, NormanVandal-lar, VarangVandal-lar, Haçlılar, Katalanlar, Venedikliler ve Cenevizliler sayılabilir. Doğu komşuları ise Sasaniler, Eme-viler, Selçuklular, Anadolu Beylikleri ve Os-manlılardır. Kuzey komşuları olarak ise Gotlar, Hunlar, Slavlar, Göktürkler, Avarlar, Bulgarlar, Hazarlar, Ruslar, Peçenekler, Uzlar, Kumanlar ve Tatarları söyleyebiliriz. Bizans’ın batı ve kuzey komşuları daha çok kurumları olan devletlerden ziyade kabile federasyonu şeklinde örgütlenmiş halklardır. Doğu komşuları ise merkezi devlet geleneğine sahip güçlü devletlerdi.

1 3

4

2