• Sonuç bulunamadı

2. GİRİT’İN FETHİYLE İLGİLİ BAZI ESERLER VE ARŞİV BELGELERİNE GÖRE GİRİT SEFERİ

2.2. Temel Kaynaklarda ve Arşiv Belgelerinde Girit Seferinin Yer Alışı

2.2.2. Girit Seferi’nin Hazırlıkları ve Sefere Çıkış

1055 senesinde gerçekleşecek sefer hazırlıklarıyla ilgili “Tevârîh-i Cezire-i Girid, Naʻîmâ ve Fezleke’de” sancaklara gönderilen hükümlerde baharda Akdeniz’e yapılacak sefer için hazırlıkların yapılması emredilmiştir119. Bu duyurularda yapılacak seferin Girit’e olduğu gizlenerek Venedik şüphelendirilmemeye çalışılmaktadır. Bu sefer hazırlıklarıyla ilgili Seyehatnâme’de ise Tersâne-i Âmire’deki, Anadolu ve Rumeli eyaletlerindeki hazırlıklar da detaylı olarak yer almaktadır120.

Girit Seferi’ne çıkış töreni “Tevâri-i Cezire-i Girid, Târih-i Naʻîmâ ve

Fezleke’de” daha kısa anlatılmıştır121. “Seyahatnâme’de” ise bu anlatım daha da

118 Seyahatnâme’de Sümbül Ağa olayından sonra Venedik Balyozu’nun çağrılması şu şekilde yer

almaktadır. "Bre dinsiz mel'unlar, niçin sulha aykırı iş işleyip limanımıza bizim gemilerimizi alan

düşmanları, gemilerimiz ile limanlarımıza kodunuz. Büyük atamız Süleyman Han sulhu böylemidir?"

deyince balyozlar, konsoloslar ve konsolozlar padişahın huzurunda yer öpüp dediler; "Padişahım!

Anlaşmamızda ve sözleşmemizde böyledir ki sizlerin donanınası da diğer kefere krallarının gemilerini alıp limanımıza girse misafirdir, diye riayet edip limanımıza koruz. Yoksa biz ahit bozanlık edip haşa sümme haşa kızlar ağanızın gemisiyle almış olamayız. Bu çirkinliği işleyip limanımıza giren Malta küffarıdır, biz de onlardan usanmışız" deyip yerlere kapandılar. Evliya Çelebi, Seyahatnâme, II. kitap,

s. 75.

119 Rumeli ümerâsına ahkâm-ı şerîfe gönderildi ki “evvelbahârda mahrusâ-i Selanik’e varıp âlât-ı

piyâde ile mîr-i mîrânları yanında mevcûd ola.” Anadolu Eyâletinde Kastamonu, Saruhan, Hamid,

Teke, Ankara, Aydın, Karaman, Kırşehri, Niğde, Aksaray, Sivas, Çorum, Amasya, Bozok beylerine ve sâ’ir askerîye hükümler gönderildi ki “cümlesi Sakız mukābelesine Çeşme demekle maʻruf iskeleye

varıp mîr-i mîrânlara me’mur olmağla serdârları olan mirahur-ı sâbık Amasya Beyi Ahmed Paşa yanında mevcûd bulunalar ve Vâli-i Vilâyet-i Karaman Durak Paşa bu cümlesi sefâʻine koyup göndere. Tevârîh-i Cezîre-i Girid, P., vr. 1b-2a; Târîh-i Naîmâ, III, s. 1028; Fezleke, s. 855.

120 Bütün adalardan usta marangozlar gelip tersanenin her gözünde birer kadırga bodostaması kurarak

haftada birer kadırga yapılmaya başlandı. Bir başdarda-i hümayun ve on adet kara mavnalar inşa olunup Tersane-i amire insan deryası oldu. Bütün Anadolu ve Rumeli taraflarındaki eyaletlere kapucubaşılar ve asker sürücü vezirler gidip İslam ordusu toplanmada. Hünkâr hasekisi ve sancak beyleri ile Cezâyir, Tunus ve Trablus'a 12.000 altın barut ücreti gidip; "evvelbahârda kapdan paşaya gelip katılasız" diye fermanlar gitti. 200 pare kadırgayı bütün gereçleriyle hazırlayıp İslam askeri ile doldurdu. Ve 50 pare kadırga Unkapanı iskelesine yanaşıp donanma ağası, kul kethüdası, başçavuş, başkumandan muhzırı, tam 36 oda yeniçeri, toplam on bin mevcutlu isim ve resmli yeniçeri, on oda topçu ve on oda cebeci, bunlar da beş bin asker olup yeniçeriler kadırgalara, topçu ve cebeciler mavnalara girip hazır oldular. Beri taraftan Rumeli eyaletinden mutasarrıf 24 sancakbeyi askerleriyle bütün zeamet sahipleri ve timâr sahipleri 22.080 asker cebelüleri ve beldarları ile toplam 27.000 asker olup Boğazhisar'a gitmeye memur oldular. Evliya Çelebi, Seyehatnâme, II, s. 76.

121 Mâh-ı Saferin yirmi ikinci Çehâr-şenbih günü vakt-i asrda sefere meʻmur olan ocak ağalarına ve

çorbacılara hılʻat-i sefer giydirilip hemen azîmet ferman ettiler. Kaptan Yusuf Paşa dahi mâh-ı Rebiʻü’l- evvelin dördüncü ruz-ı Yekşenbede ve mâh-ı urdu-behiştin yirmi biri idi. Azîm donanma ve şenlikler ile Malta seferi nâmıyla azm-i gazâ edip cânib-i Bahr-i sefîde bâd-bân-ı küşâya müteveccih oldu.

detaylandırılmıştır. Bu eserde Kaptan Yusuf Paşa’nın padişah ile görüşmesi de yer almaktadır. Bu eserdeki bilgilerden seferin Girit’e değil Malta’ya yapılacak bilgisi ile düşmanın yanıltılmaya çalışıldığını da öğrenmekteyiz122.

Tevârîh-i Cezîre-i Girid, Târih-i Naʻîmâ ve Fezleke’de” Anadolu askerlerinin sefere katılımının Sakız’da olduğu bilgisi yer alırken123 Seyehatnâme’de ise “Gelibolu Kalesi menzili” başlığı ile Gelibolu’da Rumeli askerleri, Çardak iskelesinden de Anadolu askerinin katıldığı bilgisi yer almaktadır124.

2.2.3. Hanya’nın Fethi

Girit’in fethine Hanya’dan başlanmıştır. Hanya’dan başlanılmasının temel sebebi konum itibariyle Mora sahilindeki iskelelere yakın olması, bu nedenle desteğin kolay sağlanabilmesidir. Fakat Kâtib Çelebi, Girit’in fethini Hanya ile başlanmasının bir hata olduğunu söylemektedir. Bir memlekete sefer söz konusu olduğunda o memleketin merkezi her neresi ise doğrudan oraya saldırılması gerektiğini bildirmektedir125. Fakat adanın fethine, Hanya’dan değilde Kandiye’den başlanmış

Tevârîh-i Cezîre-i Girid, P., vr. 3a; Târîh-i Naîmâ, III, s.1030; Fezleke, II, s. 857.

122 Başkumandan Yusuf Paşa, Sadrıazam Kara Mustafa Paşa ve Şeyhülislam kalıp padişah, Yusuf Paşa

kumandanın elini eline alıp ikisi bir köşeye çekildiler. İbrahim Han; "Bak Yusuf, sen ne tarafa sefere

gidersin" dedi. Yusuf Paşa; "İnşaallahu Taala Malta gazasına giderim" dedi. İbrahim Han; "İnşaallah Hayy ve Kayyum Allah'ın izniyle seni Girit gazasına memur eyledim. Olmaya ki bu cevabı bir kişiye açıklayasın…”. Bu minval üzere üç yaylım tüfenk ü top ve gülbang şenlikleri olup ilk başta başdarda-i

hümayun avanta edip çalıcı mehterbaşısı segâh faslı ederek Sinan Paşa Köşkü önüne geldiğinde Musahib Yusuf Paşa padişahı ve Sadrıazam Kara Mustafa Paşa'yı selamlayıp geçince bütün gemiler alay alay turna katarı şeklinde Sarayburnu'ndan dışarı çıktılar. Bütün gemiler yelkenlerini açıp bir yaylım top şenlikleri de ettikten sonra bütün gemiler semender kuşu gibi Nemrud ateşi içinde kalıp uygun rüzgâr ile Akdeniz'e doğru yola çıktılar. Bütün İstanbul halkı, bu kutlu günde uğurlu olması için dua etti. Evliya Çelebi, Seyahatnâme, II. kitap, s. 77.

123 Ve Sakız’a dâhil oldukta Anadolu Seraskeri Ahmed Paşa Sivas ve Karaman ve Anadolu beyleriyle

dâmen-bûsa gelip mazhar-ı iltifât oldular. Tevârîh-i Cezîre-i Girid, P., vr. 3a; Târîh-i Naîmâ, III, s.1031,

Fezleke, s. 857.

124 Burada bütün gemiler demir attılar. Kaleden hoş geldin topları ve bütün donanma gemilerinden

selamet topları şenlikleri oldu. Bütün Müslüman gāzileri Gelibolu tersanesine çıkıp herkes kendi işiyle meşgul olup 50 pare Cezâyir, Tunus ve Trablus kalyonlarına Rumeli askerinin memur olanlarını kodular. Karşı Anadolu tarafında Çardak adlı iskeleden sefere memur olan Anadolu, Şam, Haleb ve gayrı on bir eyalet askerleri bütün gemilere yiyecekleri ve içecekleriyle bir gün bir gecede ağzına kadar dolup ikinci günde yine bir yaylım top ve tüfenk şenlikleri oldu. Top ve tüfenk sesinden ve gürültüsünden denizler ve gökler tir tir titredi. Evliya Çelebi, Seyahatnâme, II. kitap, s. 77.

125 Kâtip Çelebi, Kıssadan hisse budur ki başlığıyla şöyle demektedir: “Bir vilayetin önce hükûmet

merkezine yapışmak gerek. Fethi mümkün olursa öteki yerler de kolaylıkla ele-gelür, yoksa ona bağlı olan yerlerle uğraşmak boşunadır. Hüsrev Paşa, Şehrizül’ü yapup Hille’ye asker kodu. Bu denlü kayıba uğradı, Bağdat alınmadıkça onları elde tutmak mümkün olmadı. O zaman asker ve serdar Malta

olsaydı bazı sıkıntılar ortaya çıkabilirdi. Kandiye, savunma bakımından daha güvenli ve buraya asker ve malzeme sevki daha zor olduğundan dolayı muhasarada başarısız olunma ihtimali vardı. Seferin başında böyle bir başarısızlık durumunda da adanın fethi daha başlamadan bitebilirdi.

Hanya’nın muhasarası “Tevârîh-i Cezîre-i Girid, Târih-i Naʻîmâ ve

Fezleke’de” “Âğāz-ı Muhasara-yı Hanya” başlığı altında benzer ifadelerle

anlatılmaktadır126. Evliya Çelebi, Seyahatnâme’de fetih hazırlıklarını daha detaylı anlatmaktadır. Hatta Hanya muhasarası sırasında kaleden iple inip aman dileyen bir kişinin kaledeki durumla ilgili bilgiler vermesini de anlatmaktadır127.

Tevârîh-i Cezîre-i Girid’de Hanya’nın fetihinden sonra kalenin yıkık yerlerinin ve su kemerlerinin onarılması ve bunların bir an önce bitirilmesi çabası anlatılmaktadır128. Bu tamiratlarda askerlerin yanı sıra ada halkı da çalıştırılmıştır. Arşiv kayıtlarından bu tamirat işleri merkezi yönetim tarafından da yakinen takip

kıssasını bilseler ona göre davranırlardı ve Kapudan Yusuf paşa Girit’e vardıktan ilkin Kandiye Hisarını alırdı. Lakin dünya halkının çoğu tarih ilmini masal yerine koyup atasözünü söylerler, ondan ötürü böyle olur.” Kâtib Çelebi, Tuhfetü’l-Kibar Fi Esfari’l-Bihar, Yay. İdris Bostan, Ankara 2007, s.

107.

126Mâh-ı Cemâziye’l-evvel üçüncü günü akşâm vaktinde asker-i mansûr kal‘a-yı Hanya’ya havâle olan

kilisâ-yı Kostantin tepesinde metris kurmağa âğāz eylediler. Evvelâ tell-i merkūmda Rumeli beylerbeyisi Hasan Paşa ve sağ kol ve sol kol alaybeyleri ve Alacahisâr ve Avlonya ve İlbasan beyleri yedi kıt‘a balyemez top ile âmâde olup pişgâh-ı tophanede yeniçeri kethüdâsı Murad Ağa yeniçeri askeri ile metrise girdi. Tevârîh-i Cezîre-i Girid, P., vr. 6b; Kâtib Çelebi, Fezleke, s.861, Târîh-i Naîmâ, III, s. 1035.

127 Daha sonra başkumandan emriyle bütün çadırlar ve otağları Hanya Kalesi'nin doğu tarafı, batısı ve

güney tarafına top menzili uzaklıkta İslam ordusu kat kat kurulup dört tarafa karavullar tayin olundu. Bütün beylerbeyileri ve İslam ordusunun ileri gelenleri, kumandanları çadırları, otağları ve eşyalarıyla tayin olunduğu yerlerde konakladılar. Taraf taraf çavuşlar uyarıp bütün gāziler gusl abdestleri alarak herkes helalleşip Bismillah ile ilk başta yeniçeri ocağı gün aydınlığında metrise girdiler. Evliya Çelebi,

Seyehatnâme, II, s. 78.

Aman dileyen bu kişi; Sultanım! Küffar içeride iki bölük olup Rumlar kalede kırılmaktan kaleyi Osmanlıya verip haraç veren halk olalım derler…. Bütün küffar liman tarafı güvenli olduğundan orada toplanmışlardır. Şimdi doğru olan odur ki liman tarafına bakan taşrada bir tabya yapıp 10 adet balyemez top ile liman tarafını döğesiz ve içeri Rum mahallesinde birkaç ok ile Rumlara istimalet (gönüllerini çelme) kağıtları atasız. İnşaallah böyle etseniz kalenin fethi kolay olur diye kefere nice buna benzer güzel yollar gösterdi. Evliya Çelebi, Seyehatnâme, II Kitap, s. 79.

128 Kalenin kısa sürede orarılmasıyla ilgili Tevârîh-i Cezîre-i Girid’de şu bilgiler yer almaktadır; Fethin

üçüncü günü herkes kale muhâsarasında ne yerden metrise girdi ise fermânı dahi öyle emr edip Murad Ağa feth olunan gediğe Samsuncıbaşı lağımdan atılan duvara Köstendil ve Tırhala askerleri Ali Ağa ile ebvâb-ı hisâra ve Amasya Beyi Ahmed Paşa Hanya’ya gelen su kemerlerine ta‘yîn olunup üstâd mî‘mâr ve neccârlar gedikler ve harâb olan yerleri tecdîde ihtimâm edip altmış günde bu maslahatı gāyete erdi. Tevârîh-i Cezîre-i Girid, P., vr. 21b-22a.

edildiğini öğrenmekteyiz129. Kalenin alınmasından sonra kalenin onarılması, kiliselerin camiye çevrilmesi, ilk cuma namazı ve şehirde yapılanlar Seyehatnâme’de daha geniş bir şekilde yer almaktadır130.

Seyehatnâme’de Girit Seferi’ne neden olan Malta korsanların ele geçirdiği Sümbül Ağa ve maiyetindekilerin bulunması ve bunların akıbetleri konusunda bilgilere yer verilmektedir131. Seyehatnâme’de yer alan bir diğer konu ise Hanya’nın fethinden sonra çevredeki yerleşim yerlerine teslim olmaları maksadıyla güven verici mektupların gönderilmesidir132.

2.2.4. Deli Hüseyin Paşa’nın Hanya Muhafızlığı ve Serdarlık