• Sonuç bulunamadı

Girit Seferi’nin Maktul Paşaları 1 Yusuf Paşa’nın Katl

2. GİRİT’İN FETHİYLE İLGİLİ BAZI ESERLER VE ARŞİV BELGELERİNE GÖRE GİRİT SEFERİ

2.2. Temel Kaynaklarda ve Arşiv Belgelerinde Girit Seferinin Yer Alışı

2.2.7. Girit Seferi’nin Maktul Paşaları 1 Yusuf Paşa’nın Katl

Hanya fatihi Yusuf Paşa’nın katli, Tevârîh-i Cezîre-i Girid’de yer almaz iken

Fezleke’de “Vefeyât Yusuf Paşa184” başlığı ile olay, detaylandırılmadan sadece vefatı

anlatılmaktadır. Bu olay Târih-i Naʻîmâ ’da ise, “Katl-i Kapudân Yusuf Paşa, Fâtih-i Hanya” başlığıyla yer almaktadır. Burada; padişahın Yusuf Paşa’ya hemen gidip adanın tamamını almasını istemesi üzerine Yusuf Paşa’nın hazırlıkların daha bitmediğini, hazırlıklar bitmeden bunun mümkün olamayacağını bildirmesi üzerine başlayan tartışmanın neticesinde Yusuf Paşa’nın katledildiği anlatılmaktadır185. Vecihi Tarihi de padişah ile olan tartışmaya “Padişahtan her gelen söze karşı koymaya cüret

eder olmuştu” ifadeleriyle yer vermiştir186.

181Sabâhadek nâkus ve tabıllar çalındı. Adamlar taʻyîn olunup bir yarâr dil ahz olundukda mezbûr gemi

Venedik’den gelip müjde haberi getirdi ki mukaddemâ Françe ve İspanya mâbeyn idi. Hâlâ yarışıp musâlaha ettiler. Ve anlardan ziyâdesiyle imdâd olunup muʻaccelen gönderilmek üzeredir. Bu şenlik anın içündir deyip haber verdi. Ve câsûs dahi gönderilmişidi. Ol dahi bu haberi getirdi. Târîh-i Naîmâ, III, s. 1203-1204; Tevârîh-i Cezîre-i Girid, P., vr. 59b.

182Şa‘banın on üçüncü günü Kandiye’[ye] beş pâre sefîne ile yüz yirmi beş at ve sekiz yüz Frenk imdâda

gelip taşra çıkmakla geri tevekkuf iktizâ eyledi. Ol semte muhâfızada olanlara imdâd içün Aşcı Ali Ağa’ya biraz yeniçeri koşulup gönderildi. Fezleke, II, s. 1033, Tevârîh-i Cezîre-i Girid, P., vr. 70a.

183 Bundan akdem Françe’den beş yüz nefer beyzâdeler kendi ihtiyarlarıyla Kandiye imdâdına gelmiş

idi. Mahzâ bunlar ceng ahvâlini bilirler. Ve mutlak Kandiye’yi kurtarırız iddiʻâsıyla gelmişler idi.

Hikâyet-i Azîmet-i Sefer-i Kandiye, vr. 50a; Tevârîh-i Cezîre-i Girid, P., vr. 111b.

184 Kâtib Çelebi, Fezleke, s. 896-897. 185Târîh-i Naîmâ, III, s. 1067-1068.

Seyehatnâme’de ise Yusuf Paşa’nın katledilmesi daha geniş bir şekilde yer almaktadır. Burada; kinci ve kıskanç ikiyüzlüler Yusuf Paşa'yı şikâyet ederek padişahı dolduruşa getirdikleri anlatılarak Yusuf Paşa’nın katledilmesi eleştirilmektedir187.

2.2.7.2. Deli Hüseyin Paşa’nın Katli

Hüseyin Paşa’nın katli konusu Tevârîh-i Cezîre-i Girid, Fezleke, Târih-i Naʻîmâ’da yer almazken Silahtâr Tarihi’nde “Katl-i Vezîr Deli Hüseyin Paşa ve tevcîh-i menâsıb-ı ümerâ” başlığı geniş bir şekilde yer almıştır. Burada, Hüseyin Paşa’nın önce katl kararı verildiği sonra kapudânlık inayetiyle affedildiği, daha sonra da Girit’te görevli olduğu süre zarfında Hazîne-i Ȃmire’den aldığı parayı yerinde kullanmadığı ve adaya yapılan kale inşası sırasında ihmali bulunduğu suçlamaları ile önce Yedikule’de habsedilmesi ve sonrada idam edilişi anlatılmaktadır188. Vecihi

Tarihi’nde de Hüseyin Paşa’ya atfedilen suçlamalar yer almaktadır189. Silahtâr

Tarihi’nde Hüseyin Paşa hakkında idam kararı verilmesinde Köprülü Mehmed

187 Yusuf Paşa ile ilgili şikâyetlerde; "Padişahım Yusuf Paşa lalan, Hanya hazinesinden üç husrevâni

küp altın, üç milyon Karun malı ve bir keçelerle sarılmış altın direk aldı, padişahıma denizde damla ve güneşte zerre vermeyip onları gizledi" derler. Öldürüldükten sonra maldan mülkten bir şey çıkmadı. O

keçe ile sarılmış altın direk dedikleri bir sarı renkli taş direk idi. Hazineye koyup gerçeğe aykırı bilgi verenlerin dünyada ve ahirette yüzleri kara oldu. Sultan İbrahim Han Sarayburnu'nda Yusuf Paşa ile Girit görüşmesini yaptığında; “Hanya'yı feth ettikten sonra inşaallah sağ salim ve ganimetlerle

geldiğinde sana karşılığını veririm diye yemin ettiğinde meğer Şehit ederim demek imiş.” Evliya Çelebi, Seyehatnâme, II, s. 82.

188 Paşa-yı müşârün-ileyh mukaddemâ Girid'den geldükden sonra, vezîr-i a‘zam Yanova kal‘ası

üzerinde iken Edirne'den pâdişâh hazretlerine mülâkāt idüp, işâret-i sadr-ı âlî üzre katl olunmağa karâr virilmişiken taraf-ı hümâyûndan kapudanlık inâyetiyle mazhar-ı iltifât olunmuşidi. Mâh-ı Rebî‘ü'lâhir idi, fermân-ı âlî-şân ile huzûr-ı şehinşâhı cihâna ihzâr olunup vardukda, bi'l-müşâfehe hitâb-âmiz ve itâb-âlûde mübâşeret idüp, On beş sene mikdârı zamândan berü, Girid'de olan askerime serdâr olup, beher sene Hızâne-i âmireden mevâcib ü mühimmât nâmıyla alduğın meblağ-ı firâvânın öşr-i âşirin mahalline sarf itmeyüp, iddihâr eylemek ile ta‘tîl-i hizmete bâ‘is olduğundan kat‘-ı nazar muhâsara olunan kal‘anın teshîri mir’ât-ı zuhûrda cilve-ger olmuş iken, teba‘iyyet-i huzûz-ı nefsânî ile ihmâl ü müsâhele itdüğin huzûr-ı hümâyûnumda bi'lkülliyye zâhir ü nümâyân ve beytü'l-mâl-i Müslimînden bu tarî ile ahz itdüğin emvâlin teftîş ve tahsîl-i mevkūf ve fermân iken ihtiyâr ve emekdârlığına binâ’en takayyüd olunmayup, yine nevâle-i hûn-i ihsânımdan hisse-mend ve mansıb-ı Rûm-ili ile behremend itmişidim. Ahz-ı emvâl içün fukarâya itdüğin eziyyet husûsunda hükkâm-ı vilâyetten vârid olup, arz-ı mahzar-ı cerâyim sâbıka ki, ser-defter olup, binâ-i vücûdın tîşe-i kahr ile zîr ü zeber eylemek mûcebdir” buyurdukda, teskîn-i âteş-kîneleri olıcak cevâba kādir olmamağla, bâ-fermân-ı hümâyûn ol sâ‘at bostancıbaşı, Kādrullâh mülakkab Boşnak Uzun İbrâhîm Ağa mübâşeretiyle Yedikule'ye habse gönderilüp, iki günden sonra yine ağa-yı müşârün-ileyh yediyle ol mahalde emr-i pâdişâhî mûcebince mahnûkan katl ve yine andan bâğçelikdeki Mücevher Kapu mukābelesinde defn olundı. Nazire Karaçay Türkal, Silahdâr Fındıklılı Mehmed Ağa Zeyl-i Fezleke, M.Ü. Yayımlanmamış Doktora Tezi, s. 165- 166.

Paşa’nın hasımlığının etkili olduğu ve sahte şikâyetlerle bu kararın verildiği dile getirilmektedir190.

2.2.7.3. Serdar Tavukçu Mustafa Paşa’nın Katli

1659’da Girit’te serdar olan Tavukçu Mustafa Paşa’nın katli konusu Tevârîh- i Cezîre-i Girid’de “Serdârî-i Vezîr Ankebûd Ahmed Paşa be-Cezîre-i Girid ve katl-i Vezîr” başlığıyla çok kısa olarak yer almaktadır. Silahdâr Tarihi’nde ise “Serdârî-i Vezîr Ankebûd Ahmed Paşa be-cezîre-i Girid ve katl-i Vezîr Tavukcı Mustafâ Paşa ve küsûf-ı küllî” başlığıyla yer verilmiştir. Burada Mustafa Paşa’nın katledilme sebebi olarak Venediklilere karşı aciz kaldığı gibi iddialar yer almaktadır191.

2.2.7.4. Kaptan Âmmarzâde’nin Katli

Donanmayı boğazdan çıkarıp Girit’e yardım götürmede ihmâli olduğu gerekçesiyle idam edilecek olan kaptan Âmmarzâde konusu Târîh-i Naʻîmâ ve Tevârîh-i Cezîre-i Girid’de geniş bir şekilde yer almıştır192. Fezleke’de ise sadece idam

190 Köprülü Mehmed Paşa hasm-ı cânı idi. Vezîr-i a‘zam oldukda, mezbûrun vücûdın dünyâdan zâ’il

itmek fikriyle Girid serdârlığından azl idüp, bin altmış sekiz Şevvâli'nde Edirne'de rikâb-ı hümâyûna gelüp, katline karâr-dâde olunmuşiken pîr ve emekdârlığına binâen merhamet-i pâdişâhî olup, kapudanlık virildi ve bin altmış tokuzda Rûm-ili eyâleti tevcîh ve az zamânda vezîr-i a‘zam ilkāsıyla zuhûr iden sâhte şekvâcılar sebebiyle azl olunup, sene-i mezbûre mâh-ı Rebî‘ü'lâhiri'nde İstanbul'a geldükde, huzûr-ı hümâyûna ihzâr ve bi'l-müşâfehe mezâlim [ü] cerâyiminden istifsâr olundukdan sonra Yedikulle'de habs ve katl olunup, cenâzesi Yedikulle dâhilinde olan bâğçede medfûndur. Silahdar

Târîhi, s. 204-205.

191 Mâh-ı Receb'in on üçünci Cum‘a gününde, vezîr-i güzîde-tedbîr Ankebûd Ahmed Paşa, Girid

Cezîresi’ne serdârlığa yollanup vardukda, selefi serdâr-ı ma‘zûl Vezîr Tavukcı Mustafâ Paşa mukaddemâ basîret üzre olmayup, Hanya etrâfına düşmen ayağın basdırdıp, hasâret itdirtmek töhmetiyle hakkında mûceb-i gazab-ı sultânî olıcak ba‘zı cerâyim-i sâbıkası arz olunmağın, fermân-ı hümâyûnla cezîre-i mezbûrede katl eyleyüp, başını Âstâne-i sa‘âdete irsâl eyledi. Silahdar Târîhi, s. 246; Tevârîh-i Cezîre-i Girid, P., vr. 86a.

192Girid’de serdâr olan Gāzi Hüseyin Paşa’dan feryâd nâmeler gelip “askerin tâb ü tâkati kalmadı ve mevâcib zahîre ve imdâd ile bir gün evvel donanmanın gelmesi ehemm ve elzemdir” deyu iʻlâm ederdi.

Donanma gemileri ise boğazda küffâr gemileri sedd-i râh etmeleriyle mahsûr olup taşra çıkamayıp müdded-i medîde kaldılar. Âsitâne-i Aliyye tarafından mü’ekked emr-i âlî gönderilip kapudana taşara çıkmak ve a‘dâ ile mukābill olmak teklîf olundukça tahvîfi müş‘ir cevâb ile iʻfâl ve Girid’e imdâd erişdirmeğe taksîr ve emr-i gazâda ihmâl eyledi. Sadr-ı aʻzam gördüğü sefâʻin-i küffâr havfiyle bu kadar eyyâm donanma-yı hümâyûnu mahsûr kalıp bir işe yaramadı. Kapudanın katlini telhîs edip kapıcılar kethüdâsı gönderilip Âmmarzâde katl ve Boğaz hisârı muhâfazasında olan Voynuk Ahmed Paşa kapudan nasb olundu. Târîh-i Naîmâ, III, s.1127; Tevârîh-i Cezîre-i Girid, P., vr. 57b-58a.

edildiği ve yerine de Voynuk Ahmed Paşa’nın kaptan olduğu bilgisine yer verilmiştir193.