• Sonuç bulunamadı

Azîmet-i Asker-i İslâm [be-]Donanma-yı Yusuf Paşa

Tersâne-i Âmirede leşker-i bahrî Cezâyir kalemi ile müsemmâdır. Yoklanıp mavnalara ve kadırgalara tevziʻ ü taksîm ettiler. Kürekçiler ve sâir mühimmât tekmîl olunup evvelbahârın dahî evâ’ili erişmiş idi. Ammâ hazret-i pâdişâh-ı âlem-penâh deryâdan tedârük ve umûr-ı gazâda kemâl-i ihtimâmlarına binâ’en her gün Tersâne-i Ȃmire’ye bizzât kendileri teşrif etmekle sefâʻine [P3a] donanma ve sâir âlât-ı kalʻa ihzârına kendüler ikdâm ve gemiler ve asker umûruna ihtimâm-ı tâm buyururlardı. Mâh-ı Saferin yirmi ikinci Çehâr-şenbih günü [20.04.1645] vakt-i asrda sefere meʻmur olan ocak ağalarına ve çorbacılara hılʻat-i sefer339 giydirilip hemen azîmet ferman ettiler. Kapudân Yusuf Paşa dahi mâh-ı Rebiʻü’l-evvelin dördüncü Rûz-ı Yekşenbede [30.04.1645] ve mâh-ı urdu-behiştin yirmi biri idi. [T3a] Azîm donanma ve şenlikler ile Malta seferi nâmıyla azm-i gazâ edip cânib-i Bahr-i sefîde bâd-bân-ı küşâya müteveccih oldu. Donanma ile Sakız Cezîresine vardıklarında Selanik Limânı’nda olan gemiler içün Rodos Beyi İbrahim Bey Kara Hoca demekle maʻrûfdur sekiz mükemmel kadırga ile gönderilip Kızılhisâr Limânına cemʻ olmaları tenbîh buyruldu. Ve Sakız’a dâhil oldukta Anadolu Seraskeri Ahmed Paşa Sivas ve Karaman ve Anadolu beyleriyle dâmen-bûsa gelip mazhar-ı iltifât oldular. Mâh-ı Rebiʻü’l-evvelin yirmi beşinci günü [21.05.1645] Anadolu askeri gemilere girip kırk pâre şayka ile Sakız limânında vazʻ-ı lenger oldular. Bu sekiz gün istirâhatdan sonra kalkıp Kızılhisâr

338 ve elli bin âhenin yuvalak P: -T. 339 sefer P: -T.

limânına geldiler. Yolda azîm fırtına zuhûr edip gemiler perâkende ve perîşân olmuş idi. Midilli Beyi Veli Bey gezip cümlesini Termiş nâm mahalle gelesiz deyu cemʻ eyledi. Üç günde kırk dokuz sefîne cümle geldiler ve Rumeli sipehsâlârı Hasan Paşa dahi [P3b] eyâleti askeri ile Rebiʻü’l evvelin yirmi dördünde kalkıp serdâr Kızılhisâr limânında ancak dört gün oturup Mora’dan Termiş nâm hisâr limânına girmişler idi. Sevâhili hevâdar ve âb-ı latif ve sahrâsı letâfetle meşhûr dâr u diyârdır. Bu tarafdan Rumeli askeri Kızılhisârı geçip gurre-i Rebiʻü’l âhirde Termiş sevâhiline gelip doksan sekiz pâre sefîne ile ve bu kadar cebehâne ve mühimmât ile donanmâ-yı hümâyûna mülâkī oldular. Ertesi oturak fermân olunup ale’s-sabâh Kapudân [T3b] Yusuf Paşa baştardaden çıkıp otakda cümle ümerâ-yı kirâm ve sâlârân-ı leşker-i İslâm ve mîr-i mîrân Hasan Paşa ile gelip dâmen-bûs-ı serdâr ile müşerref olup teşrifât-ı şâhâne ile ser-firâz oldular. Serdâr-ı kâmkâr her birini tatyîb ve gazâ ve cihâda tergîb eyledi. Koron sükkânından Karabatak Bey gemisine binip bir Girid firkatesini aktarma edip kaptan paşaya getirdikte hılʻat ile riʻâyet olundu. Firkatenin içinde bulunan on iki kâfiri küreğe kodular. Ertesi kalkıp Benefşe sevâhili mukābelesine geldiklerinde bi-emrillâhi teʻâlâ bir azîm rüzgâr peydâ olup gerçi muvâfık idi. Lâkin şiddetinden donanma limâna girdiler ve baʻzı şayka ve burtonları Manya burnuna çekdi. Deryâda bulunan ümerâ limâna girmek mümkün olmayıp Çuka Adası’na düştüler. [P4a] Serdârdan dûr olduklarına te’essüfde iken meğer Venedik tarafından Girit imdâdına bir sabâ-reftâr içi barut ve dâne ve kurşun ve humbara ve tüfenk ve fitil ile mâl-â-mâl gemi irsâl etmişler. Lütfu kirdikâr ile mezbûr beyler üzerine düşüp bî-zahmet ve bî-ceng ahz u kabz edip hakkâ bu husûs bir fâl oldu. Ve geminin içinden hayli kâfir çıkıp küreğe kodular ve andan Avarin’e varılıp yedi kıtʻa kalyon anda hâzır bulundu. Ehl-i sefere “Malta seferi tedârükin eylen” deyü fermân olundu. Ve asker-i İslâm hıyâm ile sahrâya çıkıp sefâʻin-i donanmayı bağlamağa başladılar. Ve anda iken Trablus ve Tunus paşası Abdurrahman Paşa sekiz pâre çekdiri ve kadırgaları azîm alayı ile gelip donanmaya mülākat ettiler. Ümerâ-yı Mağrib ve sefîne kapudânları ve ocak zâbitleri serâser dîbâ hılʻatler ile ser-bülend oldular.

[T4a] Azîmet-i Asker-i İslâm be-Cânib-i Girid

On gün ol makāmda murâd üzre mühimmât görülüp Rebiʻü’l-âhirin yirmi beşinci günü [26.06.1645] Çehâr-şenbih idi. Avarin340 limânından çıkılıp herkes Engine salınır341 kıyâsında iken ümerâ-i deryâ kapudânları daʻvet olunup Girid seferine me’mur olduklarına hatt-ı şerîf ibrâz ve mazmûnı iʻlâm ve keşf-i râz edip Cezîre-i Girid [P4b] fethi niyetine Hanya burnuna doğru gittiler. İttifākat-ı hasenedendir ki bi-ʻinâyetillâhi teʻâlâ bir eyyâm-ı latîf ve bir rüzgâr-ı muvâfık u şerîf oldu ki sefâʻin-i donanma asla birbirinden mütebâʻid olmayıp maʻiyyet ile şevket-i mehâbet göstererek ol gün gidip gece Çuka342 Adası kurbunda lenger-endâz oldular. Ertesi yine yürüyüp ikindi vaktinde Girid kurbunda Sakalya nâm harâb adaya varıldı343. Gözcü kâfirler duhân ile donanma geldiğini gördüler ve Girid’e iʻlâm eylediler344 dahi ertesi rûz-ı Cumʻa idi. Akşâm vakti Girid’in dağları seçilip gemilerde fânûslar yandı. Rüzgâr kavî olmakla fi’l-hâl asker-i İslâm sevâhil-i Girid’e lenger- endâz oldular. Hemân ol sâʻat Karabatak dedikleri firkate re’îsi tebdîl-i şekl ile Sakalya Adası’na varıp gözcü kâfirlerin ikisi ceng etmekle katl olunup dördü zinde ahz olunup dil getirdi. Ol gün asker-i İslâm serdâr-ı sâhib-i ihtirâmla kenâra dökülüp kurâları fi’l- hâl târumâr eylediler. Ve birkaç kâfirin seri pişgâh-ı serdâra galtân oldu. Cumʻa ertesi seheri Girid’in Kılıç Burnu dolaşılıp345 Girid ile Todori Adasında limân misâli bir mevziʻde lenger-endâz olup [T4b] taşra çıkıldı. Küffâr baş göstermeyip Rumeli Beylerbeyisi Hasan Paşa Rumeli askeri ile ve yeniçeri kethüdâsı [P5a] Murad Ağa ve Samsoncu başı İbrahim Ağa yeniçerinin önüne düşüp gemilerden mühimmât ihrâç olunduktan sonra Hanya hisârı muhâsarası fermân olunmağın akşâm vakti hisâr-ı mezbûr cânibine teveccüh olundu. Ol gece gidilip nısfu’l-leylde sabâh olunca bir nehr- i hoş-güvâr kenârında ârâm ettiler. Ol esnâda düşman erişti deyip bir âvâz zuhûr edip aslı yoktur denildikte hayli tüfeng atıldı. Ertesi beyne’s-salateyn Hanya kalʻası mukābelesinde olan cisr-i sengîn kurbunda tepelerde nüzûl olunmakla bu tarafta

340 Navarin Adası’nın adı, Osmanlı kaynaklarında önceleri Anavarin, Avarin veya Avarine şeklinde yer

almaktadır. İdris Bostan, “Avarin”, DİA, XXXII, İstanbul 2006, s. 441.

341 çıkılıp herkes engine salınır P: çıkılıp engine salınır T.

342 “Çuka” Naima’da “Çuha” şeklinde yazılmıştır. Târîh-i Naîmâ, III., s. 1032. 343 adaya varıldı P: adaya vardılar T.

344 geldiğini gördüler ve Girid’e iʻlâm eylediler T: geldiğini Girid’e iʻlâm eylediler P. 345 burnunu dolaşılıp T: burnu dolaşılıp P.

küffâr-ı fâriğu’l-bâl bağ ve bağçelerinde esvâb-ı girân-bahâ ile müzeyyen ve muhteşem zevk u safâlarda iken asker-i mansûr makhûrların sürûr vaktini basıp ganâyim-i bî-şumâr ile muğtenim olup vâfir mal ve esîr aldılar. Lâkin serdârın hüsn-i tedbîrinden biri bu oldu ki giriftâr-ı gāziyân olan reʻâya ve ehl-i karyenin etfâl ve nisvânı getirild[ikt]en sonra getiren gāzilere inʻâm u ihsân edip giriftârları azâde edip ihrâk-ı nümâlık ve katʻ-ı eşcâr ve katl-i esîrden men’ eyledi. Anlar ki âkıbet kâr mülâhazasında kāsırlar idi. [T5a] serdâr-ı kâmkârın bu re’yini pesend etmezlerdi. Zîrâ kalʻanın metânetin ve askerin kılletin görüp asla fethin hâtıra getirmezlerdi. Hemân katl u gāret ve ihrâk-ı hasârat edip muğtenim gidelim derlerdi. [P5b] Ammâ cenâb-ı serdârdan bu merhameti istimaʻ eden ahâli-i memleket her tarafdan orduya gelip zahîre ile hizmet eylediler. Asker-i346 İslama mâil ve cezîre anların olmağa kāil oldular.